Siyasette elbette “nahoş” görüntülerin yanında “şık” manzaralarla da karşılaşıyoruz. Daha çok “nahoş” görüntüler olduğundan, arada sırada meydana gelen “şık” görüntüleri de es geçmemek gerektiğini düşünüyorum. İşte bu nedenle dün mecliste özür için bir araya gelen milletvekilleri hakkında bir iki kelam etmek istiyorum, dilimin döndüğünce… *** Birisi CHP’li… Bir diğeri AK Partili… Kıyasıya rakip iki partinin milletvekilleri… 2009 bütçe görüşmelerinin gergin atmosferinde bir tartışma yaşanmış. Tartışma, tartışma olmaktan çıkınca bu defa kolay yöne kaymışlar, hakarete… Oysa bir konu tartışılırken, sadece konuya odaklanmak, konu dışına çıkmamak ve asla belden aşağı vurmamak, sonradan pişman olunacak sözler etmemek gerekir. Biz “gerekir” deriz ama her zaman bu böyle olmuyor. CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal ile AK Parti Konya Milletvekili Muharrem Candan da önce tartışmışlar… Doğaldır… Siyaset, aynı zamanda bir tartışma, münazara, fikir alışverişi sanatıdır. İşin içinde “ikna” da vardır… Tartışmak bu nedenle sağlıklı sayılır. Ama Soysal ile Candan, tartışmakla kalmamış, bir de işi hakarete vardıran sözler etmişler. Önce AK Parti Milletvekili Muharrem Candan, sonradan pişman olacağı sözler söylemiş. Her “olgun” ve “dürüst” insan gibi “kötü söz söylediğine” sonradan pişman olmuş. Gönül ister ki hiç kimse kötü söz konuşmasın, karşısındakini incitmesin ve sadece tartışılan konuya odaklanarak, söz düellosunu o doğrultuda geliştirsin. Ne mümkün? Ama özür dilemek de bir büyüklüktür. Hata insan içinse eğer, özür dilemek de insana mahsustur. Hatayı işleyen AK Parti Milletvekili Candan, büyüklüğü de göstermiş. AK Parti Konya Milletvekili Muharrem Candan, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’dan, TBMM Genel Kurulundaki bütçe görüşmelerinde söylediği sözler nedeniyle özür dilediği, Soysal’ın da Candan’ı “affettiğini” dün öğrendim. Candan, AK Parti Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy ile CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay’ın odasına giderek, burada Soysal ile görüşmüş. Görüşmenin ardından, Soysal ile kısa bir açıklama yapan Candan, TBMM Genel Kurulunda Ulaştırma Bakanlığının bütçe görüşmelerinde, yoğun çalışmanın verdiği gerginlikle, ağzından istemediği bir söz çıktığını söylemiş. “Çetin Bey kardeşimi, o zaman ne tanıyordum ne de gördüm, şahsına yönelttiğim bir cümle değildir. Kendisinden özür diliyorum” demiş. CHP İstanbul Milletvekili Soysal da mecliste görevlerini yaptıklarını, eleştirilerini, yanlış uygulamaları dile getirme sorumlulukları bulunduğunu hatırlatmış. Soysal, Genel Kurulda, Ulaştırma Bakanlığındaki bazı olumsuzlukları ifade ettiklerini, bu sırada gerginlik yaşandığını anımsatarak, “Bu gerginliğin sonunda, bana dönük hakaretin karşılığında, bir özür bekledim. Sayın Vekil, özür dilemek için geldi, özrünü kabul ediyorum. Kendisini affediyorum” diye konuşmuş. Soysal, “Artık bu olayı unutuyoruz, önümüzdeki günlerde parlamentomuzda daha uygun dil ve üslup kullanılmasını temenni ediyorum” demiş. İşte bu… Daha uygun dil ve üslup… Siyasetin olmazsa olmazlarından birisinin bu olması gerektiğine inanlardanım. Siyasetin hangi kademesinde görev alınırsa alınsın, Gerek muhataplarla, Gerek rakip siyasilerle, Gerekse vatandaşla diyalogda olması gereken, uygun dil ve üslup sahibi olabilmektir. *** Her iki milletvekilini de tanımıyorum. Aracı olanlardan birisiyle yakın dostluğumuz var. Ancak, her iki milletvekilinin de siyasette şık davranışlar veya olması gereken bir tavır içerisinde olduğundan dolayı yürekten kutluyorum. Ne olursunuz, TBMM’deki görüşmelerin, tartışmaların herkes tarafından izlenebileceğini düşünerek biraz kendinize çeki düzen verin. Neredeyse TBMM görüşmeleri 18 yaş üstü vatandaşların izleyeceği işareti konacak, hani olumsuzörnek o kadar çok ki… Olumlu örnek ve şık davranışları hayatın her alanında görmek ümidiyle… Buna hukuk da dâhil, basın da…