Aslında bu konuya girmeye hiç niyetim yoktu ama sosyal medyayı, sonrasında da yazılı ve görsel basını sallayan “Helal” sertifikalı Sex Shop için söylenenlere bakınca iki kelam edesim geldi.
Sex Shop ürünlerinin helali olur mu, olmaz mı tartışmasının gereksiz olduğuna inanlardanım.
Kuşkusuz kullanılan her ürünün sağlık açısından “uygunluğunu” arayanlar olduğu gibi “dini açıdan” da “uygunluğunu” arayanların olması doğaldır.
Bunda garipsenecek bir durum da söz konusu değildir.
Lanse edildiği gibi helal diye sunulan Sex Shop’ta “haram” bileceğimiz ürünler değil, genellikle cinsel sorunu olanları tedaviye dönük “ilaç” türü ürünler yer alıyor.
Ancak eleştiriler, Müslümanların işi gücü bırakıp, akılını peynir ekmekle yemediği ama seksle bozduğu yönünde.
Madalyonun diğer tarafına bakılmıyor elbet.
Müslüman olmak, seks yapmamayı mı gerektirir?
Böyle bir soru, ancak ve ancak “helal seks” diye tarif edebileceğimiz “nikâhlı eşler” arasında vuku bulandır.
Böyle bir durumda, cinsel sorunu olan bir Müslüman, “tedaviye” gitmemesi mi öneriliyor, diye doğrusu merak ediyorum.
Hani sağlık konusu önemliydi…
Hani insanlar daha sağlıklı yaşamak için “utanma” hissine kapılmadan hekimlere başvurmalı, tedavi olmalıydı.
Hani psikolojik rahatsızlıklar başta olmak üzere, mutlu evlilikler için gerekli “danışma” hizmetini de varsa bir sorun, çözümü için tedavi de olmalıydı.
Ama yok…
Eleştiriler böyle değil.
Üstelik söz konusu internet sitesini kuranın “dini bütün” olup olmadığı da belli değil.
Sonuç itibariyle bir ticari girişim olan ve kendince boş bulduğu bir alanı doldurmayı hedefleyen girişimcinin atağı, bütün Müslümanları suçlama aracı olarak kullanılmamalı.
Öte yandan “helal” sertifikasına sahip olmayan ve uluorta satışı yapılan, her yerde kolayca ulaşılabilen diğer sex shopların kimlere hizmet ettiği de böylece ortaya mı dökülmek isteniyor?
Üstelik oradaki ürünlerle, buradaki ürünleri kıyaslamak mümkün olmadığı halde, her iki tarafta da aynı ürünler varmış, sadece “helal” damgası vurularak satılıyormuş gibi yansıtmak, bence baştan yapılan bir haksızlıktır.
Oysa sağlıklı bir ilişki teşvik edilmeli.
İnsanların sapık ilişkilerinin nedenleri araştırılmalı.
Ama bunu “sağlıklı” şekilde sürdürme çabasında olanları da rencide edecek, kınayacak, ayıplayacak ve küçük düşürecek girişimlerden de kaçınmak gerekiyor.
Cinsel ilişkiyi, belli bir kesime, belli bir inanca veya ırka ya da mezhebe aitmiş gibi göstermek, dünyanın devamına vurulabilecek en büyük sektedir.
Üstelik de çiftlerin sağlıklı ilişki aramasının önüne konacak yeni ve çağdaş bir tabudur.
Bu tezat, sadece cinsel konu olduğunda gündeme gelmiyor elbet.
Hayatın birçok alanında kendilerine hak gördüklerini “inanç sahiplerine” hak görmeyenler ortaya çıkıyor.
Oysa dini Müslümanın neyi yapıp, yapmayacağı zaten belli.
Üstelik bu, “dini hassasiyeti” olanlar için geçerlidir.
Hiç kimseyi “neden içki içiyorsun?” diye ayıplama hakkı olmadığı gibi “niye içmiyorsun?” diye ayıplama hakkı da olmamalı.
Bu en basitinden insanların yaşam tarzına müdahaledir.
Ve kendine hak bildiğini başkasına “yasaklama” merakıdır.
Üstelik de kendi yaptığını “yaraşır” bulurken, karşıya “aa sen de mi?” diye aslında kendisinin çok “ayıp” bir şey yaptığını ortaya koymaktır.
İlginç bir dünyada yaşıyoruz.
Özgürlük söz konusu olduğunda, bazılarının “sapık” veya “saplantılı” ya da “hastalık” olarak gördükleri cinsel eğilimlerin “hak” olduğunu söyleyen insan hakkı savunucuları bile söz konusu inanç olduğunda algılama ve yansıtma şekilleri hiç de hak savunucusu gibi durmuyor.
Samimiyet, aslında bu tür konular gündeme geldiğinde çok daha net ortaya konulabiliyor.
Hâlbuki bir Müslüman, sex shoplarla ilgili “olumsuz” kelam etseydi, kıyameti koparacak çevreler, bunun “helali” söz konusu olduğunda hazırlıksız yakalanmışlar gibi ne diyeceklerini şaşırdı, ne yapacaklarını bilemedi ve asıl niyetlerini ortaya dökmekten başka da bir şey yapamadılar.
Tweetimden seçmeler
Bazen hiç ilgi alanımıza girmeyen bir konu için koca bir memleket bir birini yemez mi, işte o kadar gereksiz konular gündemimizde.