DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Naif Karabatak
Naif Karabatak
Giriş Tarihi : 17-02-2014 18:52

İdeoloji kalmamıştı, parti de kalmadı

İnsanların seçme şekli mi değişti, yoksa menfaatler ideallerin üzerine mi çıktı, aslında ciddi şekilde araştırılması/tartışılması gereken bir konu.

1980 darbesi, Türkiye’de ideolojik partilerin terkedilmesine neden olduysa da, uzunca bir süre bu anlayıştaki partiler hayatiyetini zor şekilde sürdürdü.

Ancak 30 Mart’ta yapılacak seçim öncesi yaşananlar, bütün siyasi anlayışları altüst edecek kadar önemli.

Kirasını cebinden karşıladıkları, aidatını toplama yöntemiyle ödedikleri, çay ve şeker masraflarını “pamuk eller cebe” diye hallettikleri ve haftada bir “ağızları acı eden” çiğ köfte veya ağızları tatlandıran baklavaları da “zengin partilinin” ikramıyla karşılayanlar şimdilerde sefahat içinde yüzüyor…

Her seçim öncesi “bir belediye encümeni” veya “bir il genel meclisi üyeliğine” aday çıkartmayan küçük partiler, şimdi “aday edilmeyenlerin” bağrını açtığı “yedek parti”ye dönüştü…

Listeler açıklandıktan sonra aday edilmeyenler, soluğu “yedekte tuttuğu” partide almaya başladı.

Meclis üyeliklerinde beklediğini bulamayanların adresleri de “beni listeye alan” parti oldu…

Seçmenler için de benzerleri var…

50 yıl bir ilçeyi yöneten ailenin aday edilmeyen bir üyesi, “haksızlığa karşı” halkı toplayabiliyordu…

Herkes “halkın adayı”ydı…

Aday adayı olduğu partinin adayı olsa da, olmasa da “halkın adayı” değişmiyordu.

Birisi “halkın adayı” olarak seçmenlerin karşısına çıkarken, öbürünün ondan kalır yanı yoktu, o da “halkın adayı” olarak seçmenin karşısında duruyordu.

Siyasi partilerin “tepeden” aday belirlemesi yeni değildi.

Partiler kurulduğundan beri “tepeden inmeci” bir yaklaşımla aday belirlenir, “yerseniz” diye de halka sunulurdu. Bazısını yerdik, bazısını yemezdik.

Ama şimdi hangi parti olursa olsun, “yukarıda belirlenen” aşağıda kabul görmüyor. Temelde baktığınızda bu iyi bir şey gibi algılansa da, ikinci adres olarak gördüğü parti de adayını aynı şekilde belirliyor…

Kabul görmediği parti dışında bir başka partiye giderek, “halkın adayı” oluyor.

Oysa daha öncede aynı aday “tepeden inmeci” bir şekilde aday edilmişti.

Seçmenler, “kendisine yakın” veya “nemalanacakları” adayın arkasından gitmeye başladı.

Bunda “hangi partiden aday olduğu”nun da bir önemi de kalmadı.

Düne kadar kapısının önünden geçmedikleri, belki ağır konuştukları, belki de hakaret bile ettikleri siyasi partilerse “kucak açılan partiler”den öte “işine geldiğinde kullanılan parti”  konumuna düştüğünü kabullenmeyerek, bangır bangır propagandasını yapmaya başladılar.

Oysa daha düne kadar o adayın görev yaptığı yerel yönetimle ilgili akla hayale gelmedik iddiaları vardı; belki çalışmıyordu, belki çalıyordu, belki yakınlarını koruyordu…

Bütün bunlar “bizim partiden” olursa aklanıyordu.

Demek ki siyaset “ben varsam” yapılacak bir şeydi, yoksa bir başka parti beni kabullenebilirdi…

***

Darbeler bize çok şey öğretti aslında…

Belki de darbeler bizden çok şey alıp götürdü.

İdeallerimizi aldılar elimizden…

Memleket kurtarmanın bize kalmadığını öğrendik belki.

Bırakalım herkes görevini yapsın, kurtarma konumunda olanlar kurtarsın.

Darbe sonrası “kapitalist” insan sayısının fazlalığı, yerden bitmelerden kaynaklanmadı; ideallerini bir kenara bırakıp, dünya işine dalanlar nedeniyle oldu.

Sonra mücahitlerin müteahhitliğe soyunanlarını, harama bulaşmayanların debelenmesine tanıklık ettik.

Her insan için olmazsa olmaz sayılan dürüstlük, şimdi lüks sayılmaya başlanmış, mumla arar olmuştuk.

Kimin eli, kimin cebinde belli değildi.

Şimdi hiç değil…

Farklı partilerin adayını destekleyenler, seçim masrafını ödeyenler, kampanyanın tüm giderini karşılayanlar, “bu kazanmasın da, ne olursa olsun” diyenler…

Hedefindeki partinin “daha az oy alması” adına doğru bildiğimiz bütün yanlışlara sarılan yapılanmalar…

İnsanın aklı karışıyor, kim, kime hizmet ediyor?

Bir partiyi desteklemek “dini bir görev” değil ama bir partiye karşı çıkmak da “dini bir görev” olmadığına göre bu neyin kavgası, bu neyin ödünleri anlaşılmıyor.

30 Mart seçimleri ve sonrasındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik taban kaydırma operasyonları, farklı şekilde yansıtılarak yapılıyor.

Bu sadece bir partide değil, bütün partilerde benzer oyunlar oynanarak, “tabanları tümden kaydırma” harekâtı yapılıyor.

Böylece insanların “kendi tercihiyle” partisini belirliyormuş intibaı verilmek isteniyor.

Oysa ortada dönen şeyin tam adı menfaattir…

Uydurulan kılıfsa çok…

Bütün bu hengâmede kimin algımızla oynadığını seçmek pek kolay değil.

O nedenle “hiçbir hesabı olmayan” vatandaşların siyasi tercihlerini özgürce belirlemesinin, “algıya karşı bir zafer” olarak değerlendiriyorum.

İnsanlar oylarını, kendi tercihleriyle belirlemeli, oluşturulmak istenen algıyla değil…

Kabul ediyorum, ideolojiler çökeli çok oldu ama partileri çökertmek isteyenlere fırsat verememek gerekiyor.

Zira, siyasi partiler, halkın tercihleri üzerine kurulu yapılardır ve o yapılar, bazı örgütlerin oyuncağı olmaya başlarsa darbe yapmaya hiç gerek kalmaz ve vesayetçilerin işi çok daha kolaylaşır…

 

Tweetimden seçmeler

Yüzündeki o tebessüme kavuşmak için ne çok ağladın, ne çok ağlattın...

www.naifkarabatak.net

 

 

Naif Karabatak

Naif Karabatak

DİĞER YAZILARI Adıyamanlının ağzına bir lülük köfte! Sana patronun kim olduğunu göstereceğim! Yeni Kabine ve Hulusi Akar Cumhurbaşkanı adayları… Naif Karabatak Gizemli kız ağlıyordu! Osman amcanın eşeği ve ilham! Bir Güneş Motel Olayı Öykünmesi Hayata ‘bu pencereden’ bakın Çiftliğinde boğ beni! İK açısından kadın ayrımcılığı Bir zamanlar utanıyorduk… Donacak halim kalmadı Naif Karabatak Vapura binip deniz görmemek 1950’li yıllarda Adıyaman… Amatör ruh ve profesyonellik Ne kadar vatandaşsın, parasız kalınca anlarsın Hayatımı geri istiyorum Sanki biz çok adalet istiyoruz! Hamza’nın kıskandıran dokunulmazlığı Medyanın olaya bakış şekli Tren ne zaman kalkıyor? Elimde büyümüştü kerata! Biz orucu iyi tutuyoruz… Bir diktatörü tanıma dersleri Samimiyet ve köprüdeki dayı! Kıtlık Öncesi Hazırlık Ezikliğe gönüllü olmak Özür seanslarına buyurun… (1) Darbenin itirafı Her şeyi paralele bağlamak… Darbe öyle değil, böyle vurulur Ülkemizde kaç fikir var? İnadına yatırıma yeni adres Bizi boşayın hâkim bey Ama o fakir Tütün ve dokunulmazlık İnsanlara dokunmadan dokunun Yıldırımların Bin Ali’si Başkanlık bizi parça pincik eder! Fikrini yalanla savunmak… Köşe yazarlığı ve pratisyen hekimlik İtinayla ezber bozulur Dokunulmazlık ve erkeksen çık dışarı Alışkanlıklardan kurtulmak Yasalar ve dönemler Gazeteci ne zaman ağlar? Irkçılığın iki esas nedeni Bomba mı önemli, bombacı mı? Onlarda hain varsa bizde de var! Kaçınılmaz olan savaş mı? Vefasızlık ve nankörlük Aşağılanmaktan zevk almak… Bir samimiyet testi olsaydı! Yıllardan arta kalan Türkiye Milleti veya Türkiyelilik Hakaret ederek kendinizi sevdiremezsiniz Terörün insanlıkla ilgisi yok Hiç mi insanlıktan nasiplenmediniz? Kan üzerine yumurta pişirmek Hakaret ederek hak arama Dedikodu, laf olsun diye yapılmaz Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz! Diyanet ve zorunlu din dersi İHH Ortadoğu, Kürtler ve Barış Siyasetin boş vaatleri Aday Adaylarına… Tarih'te yerini alsın diye... Atatürk Heykeline Karşı Olmak Kısa kesin, Barış Havası Olsun İşte benim aday adayım! Yapabildiğinizin en iyisi bu mu? Varsayalım adaylık sizin elinizde Eleştiri kültür(süzlüğ)ü Hiçlik de bir makamdır, en âlâsından Katliam için yürüyenler ve öldürenler Dayatma mı, dayanma mı? Bu kadar doğru insan zor bulunur AK Partiyi ayakta tutan iki neden Bir operasyon ya yanlıştır ya değildir Anıların heybeme sığmaz, biliyorum Yeni üsluba, yeni bir duruş Kaşıyın, korkmayın kangren olmaz! Mazlumdan yanayız ama… Eylemlerin toplumsal karşılığı Nihayet Akil İnsanlar Konuştu Sokaktaki normal insanlar Bekir Coşkun Orta Çağ yazarı mı? Kelli felli yazarlar ve yazdıkları Yahudilerden Mektup Var! Erdoğan’a en büyük desteği verenin hal-i pür melâli Gazze’de çocuklar ağlamıyor Veda Hutbesi kimlere hitap ediyor? Hangi adaya niye oy vereceksiniz? Erdoğan’ın unutamadığı gözler, bu gözler! Tayyip Erdoğan olmasın da… Zoraki aday; Ekmeleddin İhsanoğlu! Bayrak, bir bezdir ama her şeydir Atatürk olsaydı #gezi olmazdı! Siz buna özgürlük mü diyorsunuz? Biz vatandaşlıktan istifa edelim! Biten köhnemiş zihniyettir İyi gaz vermişler ama bu gaz uçurmaz! Millet, başkanını seçecek Ne Kürtçe! Ne Arapça! İllada da Türkçe!!! Bir paralelci gördüm sanki! Seçimin bittiğini birisi söylesin! Düşünün ama lütfen sessizce! O lahika yeniden yazılsaydı! Hem yalancısınız, hem korkak! Ahlaksız olan siyaset değil! Siyasete turp suyu sıkmak Gündem ve gündem olamayanlar En kolayı, iktidar yalakalığı! Manidar nihayet bulundu! Yılın en bi şeysi! Dershane biterse cemaat biter! Yüzümüzdeki maskeler bir çıksa… Cehenneme kadar yolun var! Düşmanlık nerede saklı, bulsak! İşaretler son çırpınış olmasın! Cemaatin siyasete bulaşmamışını severim! Bizim meselemizi sahiplenebilmek Biraz siyasete müdahale edip, geleyim! Benim Atatürk’üm, senin Atatürk’ünü döver! Ertuğrul Özkök Hidayete Ererse! Müslümanlar seks yapamaz! İkimiz bir ‘Fidan’ın güller açan dalıyız! Kadının düşünme yetisi elinden alınmalı! Kutsal andımız kaldırılamaz! Bu da yetmez ama evet! Marjinallerle nereye gidelim? Dursun Çavuşluğun âlemi var! Ermeni’sin, disiplinsizsin! Barış derken kızaran yüz yok! Merhaba Baba, Merhaba! Şerefsizliğin adını Sisi koydum! Cemaat tasfiyesi yazarlara mı kaldı? Birand itirafındaki ibret Bu gidişle daha çok zırlarsınız… Bir taşın üzerinde öylece oturmak… Belden aşağı ama tam yerinde! Hepimiz halkız da, siz kimsiniz? Gazeteciler, yazarlar ve şakşakçılar Bir koşu destan yazıp geleyim! Sen halksan, biz kimiz? Talebim var, sakın kabullenme! Gerici taleplerle ilerici olunmaz! Fuhuş ve içkinin öteki yüzü Basına kapalı bölümden düşünceler… Barış olsun, konuşacak çok şey var! Hem vallahi, hem de billahi barışıyoruz! Akil insanların derdi ne? Yapıştır, TC’yi Yapıştır! Akil İnsanlar Fişleniyor! MHP Terör Örgütü mü oluyor? Nevruz’un adı barış oldu! Kandil’i yakar, İmralı’yı yıkarız! Barış güzel ama anlatmanız çok kötü! Sizi meslek sahibi yapmadım ya oh olsun! Barışa kan, kin ve nefret bulaştırmayın! Niyet, postun altında gizli İçimizdeki Ergenekon! Devlet mi zalim bizler mi? Bir iyilik yapın ve susun! Amaç akan kanı durdurmaksa… Umut güzel ya çaba? Allah devletimize zeval vermesin! Yargı bağımsız olursa haber verin! Adıyaman kadar başına taş düşse! Bana inancını söyle, hakkını savunayım! Kaçacak yer bulsa “kaçak” olacak! Öldürenin kazandığı görülmedi! Keşke bu ümidi büyükler de verse! Dün konuşan başbakan değildi! Ben böyle bir onur istemiyorum! Nefes alıp verenlere selam yollamak Evlat acısı başkadır Siz hiç mülteci oldunuz mu? Terörün kolay geçiş güzergâhı! Başkasının acısına gülenler Her şey dursun, başkan yürüyecek! Elimizden kayıp gidenler… İmamın Rüyası! Ucu dokunmaya başladı! Yargı ne işe yarar ki? Dün “biz” eziliyorduk, bugün “bizler” eziliyoruz! Yazardan siyasetçi olur mu? Gücün kontrolü Falanca üniversitenin rektörü kimmiş? Yeni Gözdemiz; Star Gazetesi! Kentin yazarı olmak… Antidemokratik protokolle demokratikleşemeyiz! İdris Naim Şahin’in vatandaşı olamamak Kongrelerin parmak adamları Hükümetler zamla gelir, zamla gider Taraf, bertaraf edilmeden! Oyun kuranların bilmediği… Ne size mahkûmuz, ne de size mecbur! Ve kar yağar umutlarımıza! 48 yıllık muhasebe! Dersim’in Anıl Çeçen’i… Elifi Görsen Mertek Sanırsın! Pardonların en iğrenci Sen de masa müdürü ol! Tütün bu, boru mu? Dersimi konuştuk bitti mi? İşgal etmezlerse biz ederiz! Vefasız bir meslek; gazetecilik Badem gözlü bayramlar… Ölüme en yakın insanlar burada yaşar! Yüzen adacıklar yok olurken… Bahçeli’nin terör çözümü Hizmet ehlinin hizmeti! Korku, Paranoyayı Doğurur Çelikhanlı olsaydım… Ses kaydından kim nemalanır? Sevindikleri şeye bak Terör ve artan faşizm Özelleştirmenin en kötü yanı… Bu ayıp size yeter! İnsanlığın başladığı noktadayım… Akla ters olmayanı gösterin! Ne verdin be usta! İrtica nerede, gören var mı? BDP Ne İst(em)iyor? Ses ver, ıslık çal! Koşun, Birlikte Küfredeceğiz! Başkandan Mektup Var! Tercihimi adaylar belirleyecek Ergenekon Sanıkları Mülakatta Temayülüm Elimde, Adayım Gönlümde… Gönlünüz kimden yana? Gazeteci “darbe” yapar mı? 14 yıl önce, 14 yıl sonra Avukatlık yetmedi, bizzat üye olacak Bir rol modelin gidişi Angut Telefonun Ucunda… Ucubelik tartışmalar… Nerede yaşamak istersiniz? Kültür TPAO’ya, Turizm Emniyete Emanet Apaçiler Gözaltına Alınınca… İşte Sağduyulu Bir Ses Kürtçe konuşanlar “millet” değil mi? CHP Kürsüsünde Tayyip Erdoğan Çakması Devlerle Kapışan Merinos Wiki, “teğet” mi geçiyor Bahçeli Sonuna Kadar Haklı! CHP’deki hırs mı heves mi? Sapıklık Ruhumuzda Var! Kavun Karpuz Yata Yata Büyür! Kantarın Topuzu Başına Düşmemeli Sarkozy’in İnadı, Çalışanın Direnci Ben bunun neresini düzelteyim? Kusturıca ve İkiyüzlülüğümüz Kaypak olan taban mı? Saadet’te Vefa ve Vefasızlık Değişmeyen “Tek” Parti Konuştukça Battı, Battıkça Konuştu Bir Bayram Klasiği Ne kadar da benziyorlar… Boşluk doldurmanın cinliği mi? MHP’de Bir Oyun Var! Evren’in Cumhurbaşkanlığı Unvanı Alınsın! “Esas” milletin işi, sizinki “yaş” iş Sıcak, Kalabalık, Coşku, Başbakan ve Evet! Herkes İşini Yapmalı Yeni bir dünya keşfedildi Yeni Şamar Oğlanı Bulundu Bahçeli’nin ki cehalet mi, kasıt mı? Ergenekon Çok Yaşa! Eksen, nereden kaydı? Fetullah Gülen’in Sözleri… Kıyafet serbest ya kafalar? Kamera Bahane, Çözümsüzlük Şahane… Ne Haliniz Varsa Görün… CHP Bugün Ne Yapacak? Kıvırıp durmayın… Merak Ettiğim Üç Şey… Ben varsam iyi, yoksam kötü! Siyasetin “şık” davranışları Vatandaşın Ergenekon’u… Kan Üzerinden Siyaset Yapmak… Kuduz Köpekleri Özgürleştirelim! Özrü Kabahatinden Büyükler… Havşeri ve Çelikhan Caddesi Vazgeçil(e)mez Adaylar Hatayı Telefi Edebilmek… Metiner ve Bakış Açısı Kriz Sardı Her Yanımı! Gerger, birliktelik ve güzelim nar… Bir İstifa ve Yansımaları Tamirhane Bile Kurtarmaz Dışarıdan mı baksak ne? AK Parti’nin Aldığı Yara Ben Bir Şey Anlamadım! Bravo Celal Erkan’a… TSK’da ihmal olmaz mı? Aynı Heyecanı Yaşatmak Bir yazı ve sonrası… Basına Söven Yönetici Kim? Zehir zıkkım olmaz mı? Sivil Olamayan Örgütler… İstanbul’da Ramazan… Porsuk Çayı Üzerinde… Bağıranlara Dikkat! Savaşanlar ve Dangalaklar… Dost Dediğin… Varlık İçinde Yokluk Çekmek Uzungöl’ün Bambaşka Güzelliği Çocuklara “Masum” Tehlike Hormonlu Hormonsuz Kafalar… Kim Bu AK Partili? Sesi Kesilen Yerel Basın, Sesi Kesilen Halk Sahi Biz Ne İstiyoruz? “Hani Lan Senin Şapkan?” İki Haber ve Babacan Yasalara Çok Saygılıyız Canım! Adıyaman’da Yeni Dönem Adana’nın İstemezükçüleri… Güle Güle Müdürüm! Bir Milyon Fikir Kitaplığı Hüseyin Üzmez Üzdü(mü?) Farklı bir hafta sonu Utandım, hayvan mıyız, insan mı? Bulursanız vicdanınızı, elinizi koyun!
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA