DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Naif Karabatak
Naif Karabatak
Giriş Tarihi : 20-06-2017 15:15

Hamza’nın kıskandıran dokunulmazlığı

Hepimiz vekillerin dokunulmazlığına laf söylüyoruz ama dokunulmazlık kolay kazanılmıyor. Milletvekilleri, o kadar uğraştan sonra mecliste kendilerine yer buluyor ve sonra dokunulmazlık alıyorlar. Ama Hamza’nın öyle bir derdi yok, hiç kimseye minneti de yok. Aslında hiç kimseyi hesaba kattığı da yok. Onun derdi büyük…
Düşünün bir siyasetçi nasıl milletin vekili oluyor?
El etek öpmeleri,
Gizli hesapları,
El altından görüşmeleri,
Araya aracı koyup, “hatırı sayılır” insanlara dil dökmeleri,
Ya da ne bileyim belki de çok fazla paranın aynı çantada buluştuğu halleri, ahvalleri…
Bunlar işin perde arkasında olan veya olabilecek olan durumlardır ki, bize çok yabancı.
O nedenle bu bölümü ben yazmamış, siz de okumamış sayın…
İnsanlar milletin vekili olmak için milletten icazet almadan önce, partinin genel başkanından alınır, en önce, her şeyden önce…
Önce aday adayı olursun, bunun için de “partinin rayicine” göre “resmi” ve “gayri resmi” olarak belirlenen miktarda ödeme yaparsın. Resmi olana bakıp kanmayın, gayri resmisi onun onlarca katı olabilir, yani belki, bir ihtimal…
Sonra gün gelir sınava tabi tutulursun. Burada usulen giyimin, kuşamın, konuşman, duruşun, tavrın, takıntıların, sevgilerin, nefretlerin önemliymiş gibi yansıtılır ama sonra “seçilenlere” bakınca bunların önemli olmadığını, en önemlisinin “bizim bilmediğimiz ve aday olmadan da göremeyeceğimiz” konu olduğunu anlarsınız…
Yani demem o ki, görünürde hepsi bir bir test edilir ya da hiçbir şeyin test edilmeyeceği “geçer akçe” neyse onla iş bitirilir.
Ve bir anda aday adayı, aday olur…
Seçime gidilir, işte o zaman milletin vekili olmaya aday olan kişinin aklına millet gelir.
Seçime gireceği kentte kapı kapı dolaşır, oranın hatırı sayılır insanlarını, şehrin etkili ve de çok yetkililerini, kamu kurumlarını, işçisini, memurunu, kundaktaki bebeği.. hasılı mezarlıkta yatan hariç, her canlıyı tek tek ziyaret eder. Düğünleri unutmaz, taziyeden taziyeye koşmayı ihmal etmez.
Seçim karargâhı kurar, oluk oluk para akıtır; gelsin kebaplar, gitsin köfteler, hiç eksilmesin çaylar, kolalar, ayranlar…
Paranız yok diye üzülmeyin, Seçilmen garantiyse sponsorların çok olur, daha sonra yüzlerce katı fazlasıyla tahsil etmek üzere…
Gün gelir seçim olur ve diyelim seçildiniz. Bu defa meclise gitmek, ona göre giyinmek, danışman bulmak, şoför ayarlamak, farklı tarzda yürümek, farklı tonda konuşmak, yani bir anda burnunu kaldırmak gerek…
Ve meclise gidip, doğru düzgün yemin etmek gerek…
İşte şimdi milletin vekili oldunuz; milletten ayrılınca, milletten uzaklaşınca, milletten daha daha yükseklere çıkınca,  “vekil” olabiliyor, seçkin sınıfına yükseliyorsunuz.
Ama unutmayın, sizin dokunulmazlığınız kürsüyle sınırlı. Dışarıda yapacağınız suçların kaydı tutuluyor, vekillik bitince kelepçe kolunuzdaki yerine oturuyor.
Hamza’nın böyle bir derdi de yok. Onun dokunulmazlığı sınırsız, ne polis karışabilir, ne yargı, ne de başka kolluk veya güvenlik kuvvetleri…
Bizim Hamza, evden çıkarken önce bisikletinin sağını solunu temizliyor, sonra ayakkabısını giyinip, ceketini sırtına geçiriyor, bazen de şapkasını takıyor ya da takkesini başına geçiriyor hepsi bu…
Sonra çıkıyor caddelere ve başlıyor gündeme ilişkin yorumlarını yapmaya…
Konuşmaları dinlerseniz, bu adamın günün 24 saati yerli-yabancı bütün haber kanallarını taradığını, bütün gazeteleri okuduğunu, bütün köşe yazarlarını köşelerinden çıkarıp, canlı canlı dinlediğini sanırsınız…
Ama bunların hiçbirisi olmaz…
Doğuştan yetenekli olan Hamza, bütün bilgileri ilk elden alır, bütün değerlendirmeleri kendine hastır ve çok çok özeldir.
Parti takıntısı yoktur. Hamza’ya “Sen şu partilisin” diyemezsiniz.
Genellikle sağ eliyle bisikletini tutar, sol elini de konuşurken sallamak için kullanır. Bisikleti yavaş yavaş sürer, konuşmasının önemine göre durur, bekler, sonra yavaş yavaş devam eder. Her yöne döner, herkese boyunu gösterir, herkese sesini ulaştır.
Konuşmasına dikkat kesilecek yerleri bilir, valiliğin önü, belediyenin çevresi, şehrin meydanı, en işlek park, en işlek cadde…
Hamza, Amerika’dan başlar, İsrail’den çıkar, Fransa, İngiltere, Rusya..
O gün hangi ülkede, hangi zulüm yapılmışsa, Mazlumlara yapılanlarda hangisinin adı geçmişse o ülkenin devlet başkanına ağzına geleni söyler.
Konuşmasında Türkiye önemli yer tutar. Cumhuriyetin ilk yıllarından başlar, günümüze kadar gelir ve bundan neredeyse bütün liderler nasiplenir.
Yolsuzluk, vatana ihanet, kadınlara yapılan zulüm.. aklınıza ne gelirse…
Halkın sofrasına göz dikenler de Hamza’nın haşlamasından nasiplenir, darbeciler de, zulmedenler de…
İyi tarafı asla küfretmez ama hakaretin bini bir para…
Olay ne olursa olsun, olaya sebep olanları bilir ve onlara gereken dersi de vermekten asla imtina etmez, söylediklerini deli saçması sanmayın, çok aklı başında laflar eder ve çoğu da zaten doğrudur ama her doğru, her yerde söylenmez ya, o tarz.
Hamza’nın dokunulmazlığı ne milletvekilinde var, ne bakanda, ne başbakanda ne de devlet başkanında.
Böyle dokunulmazlık kıskanılmaz mı, ben kıskanıyorum!
 
Tweetimden seçmeler
Her yerde sadece iki kişi doğruyu söyler. Bunlardan birisi onuncu köye yollanır, diğeri de “deli” olarak bilinir!
 
Naif Karabatak

Naif Karabatak

DİĞER YAZILARI Adıyamanlının ağzına bir lülük köfte! Sana patronun kim olduğunu göstereceğim! Yeni Kabine ve Hulusi Akar Cumhurbaşkanı adayları… Naif Karabatak Gizemli kız ağlıyordu! Osman amcanın eşeği ve ilham! Bir Güneş Motel Olayı Öykünmesi Hayata ‘bu pencereden’ bakın Çiftliğinde boğ beni! İK açısından kadın ayrımcılığı Bir zamanlar utanıyorduk… Donacak halim kalmadı Naif Karabatak Vapura binip deniz görmemek 1950’li yıllarda Adıyaman… Amatör ruh ve profesyonellik Ne kadar vatandaşsın, parasız kalınca anlarsın Hayatımı geri istiyorum Sanki biz çok adalet istiyoruz! Medyanın olaya bakış şekli Tren ne zaman kalkıyor? Elimde büyümüştü kerata! Biz orucu iyi tutuyoruz… Bir diktatörü tanıma dersleri Samimiyet ve köprüdeki dayı! Kıtlık Öncesi Hazırlık Ezikliğe gönüllü olmak Özür seanslarına buyurun… (1) Darbenin itirafı Her şeyi paralele bağlamak… Darbe öyle değil, böyle vurulur Ülkemizde kaç fikir var? İnadına yatırıma yeni adres Bizi boşayın hâkim bey Ama o fakir Tütün ve dokunulmazlık İnsanlara dokunmadan dokunun Yıldırımların Bin Ali’si Başkanlık bizi parça pincik eder! Fikrini yalanla savunmak… Köşe yazarlığı ve pratisyen hekimlik İtinayla ezber bozulur Dokunulmazlık ve erkeksen çık dışarı Alışkanlıklardan kurtulmak Yasalar ve dönemler Gazeteci ne zaman ağlar? Irkçılığın iki esas nedeni Bomba mı önemli, bombacı mı? Onlarda hain varsa bizde de var! Kaçınılmaz olan savaş mı? Vefasızlık ve nankörlük Aşağılanmaktan zevk almak… Bir samimiyet testi olsaydı! Yıllardan arta kalan Türkiye Milleti veya Türkiyelilik Hakaret ederek kendinizi sevdiremezsiniz Terörün insanlıkla ilgisi yok Hiç mi insanlıktan nasiplenmediniz? Kan üzerine yumurta pişirmek Hakaret ederek hak arama Dedikodu, laf olsun diye yapılmaz Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz! Diyanet ve zorunlu din dersi İHH Ortadoğu, Kürtler ve Barış Siyasetin boş vaatleri Aday Adaylarına… Tarih'te yerini alsın diye... Atatürk Heykeline Karşı Olmak Kısa kesin, Barış Havası Olsun İşte benim aday adayım! Yapabildiğinizin en iyisi bu mu? Varsayalım adaylık sizin elinizde Eleştiri kültür(süzlüğ)ü Hiçlik de bir makamdır, en âlâsından Katliam için yürüyenler ve öldürenler Dayatma mı, dayanma mı? Bu kadar doğru insan zor bulunur AK Partiyi ayakta tutan iki neden Bir operasyon ya yanlıştır ya değildir Anıların heybeme sığmaz, biliyorum Yeni üsluba, yeni bir duruş Kaşıyın, korkmayın kangren olmaz! Mazlumdan yanayız ama… Eylemlerin toplumsal karşılığı Nihayet Akil İnsanlar Konuştu Sokaktaki normal insanlar Bekir Coşkun Orta Çağ yazarı mı? Kelli felli yazarlar ve yazdıkları Yahudilerden Mektup Var! Erdoğan’a en büyük desteği verenin hal-i pür melâli Gazze’de çocuklar ağlamıyor Veda Hutbesi kimlere hitap ediyor? Hangi adaya niye oy vereceksiniz? Erdoğan’ın unutamadığı gözler, bu gözler! Tayyip Erdoğan olmasın da… Zoraki aday; Ekmeleddin İhsanoğlu! Bayrak, bir bezdir ama her şeydir Atatürk olsaydı #gezi olmazdı! Siz buna özgürlük mü diyorsunuz? Biz vatandaşlıktan istifa edelim! Biten köhnemiş zihniyettir İyi gaz vermişler ama bu gaz uçurmaz! Millet, başkanını seçecek Ne Kürtçe! Ne Arapça! İllada da Türkçe!!! Bir paralelci gördüm sanki! Seçimin bittiğini birisi söylesin! Düşünün ama lütfen sessizce! O lahika yeniden yazılsaydı! Hem yalancısınız, hem korkak! Ahlaksız olan siyaset değil! Siyasete turp suyu sıkmak İdeoloji kalmamıştı, parti de kalmadı Gündem ve gündem olamayanlar En kolayı, iktidar yalakalığı! Manidar nihayet bulundu! Yılın en bi şeysi! Dershane biterse cemaat biter! Yüzümüzdeki maskeler bir çıksa… Cehenneme kadar yolun var! Düşmanlık nerede saklı, bulsak! İşaretler son çırpınış olmasın! Cemaatin siyasete bulaşmamışını severim! Bizim meselemizi sahiplenebilmek Biraz siyasete müdahale edip, geleyim! Benim Atatürk’üm, senin Atatürk’ünü döver! Ertuğrul Özkök Hidayete Ererse! Müslümanlar seks yapamaz! İkimiz bir ‘Fidan’ın güller açan dalıyız! Kadının düşünme yetisi elinden alınmalı! Kutsal andımız kaldırılamaz! Bu da yetmez ama evet! Marjinallerle nereye gidelim? Dursun Çavuşluğun âlemi var! Ermeni’sin, disiplinsizsin! Barış derken kızaran yüz yok! Merhaba Baba, Merhaba! Şerefsizliğin adını Sisi koydum! Cemaat tasfiyesi yazarlara mı kaldı? Birand itirafındaki ibret Bu gidişle daha çok zırlarsınız… Bir taşın üzerinde öylece oturmak… Belden aşağı ama tam yerinde! Hepimiz halkız da, siz kimsiniz? Gazeteciler, yazarlar ve şakşakçılar Bir koşu destan yazıp geleyim! Sen halksan, biz kimiz? Talebim var, sakın kabullenme! Gerici taleplerle ilerici olunmaz! Fuhuş ve içkinin öteki yüzü Basına kapalı bölümden düşünceler… Barış olsun, konuşacak çok şey var! Hem vallahi, hem de billahi barışıyoruz! Akil insanların derdi ne? Yapıştır, TC’yi Yapıştır! Akil İnsanlar Fişleniyor! MHP Terör Örgütü mü oluyor? Nevruz’un adı barış oldu! Kandil’i yakar, İmralı’yı yıkarız! Barış güzel ama anlatmanız çok kötü! Sizi meslek sahibi yapmadım ya oh olsun! Barışa kan, kin ve nefret bulaştırmayın! Niyet, postun altında gizli İçimizdeki Ergenekon! Devlet mi zalim bizler mi? Bir iyilik yapın ve susun! Amaç akan kanı durdurmaksa… Umut güzel ya çaba? Allah devletimize zeval vermesin! Yargı bağımsız olursa haber verin! Adıyaman kadar başına taş düşse! Bana inancını söyle, hakkını savunayım! Kaçacak yer bulsa “kaçak” olacak! Öldürenin kazandığı görülmedi! Keşke bu ümidi büyükler de verse! Dün konuşan başbakan değildi! Ben böyle bir onur istemiyorum! Nefes alıp verenlere selam yollamak Evlat acısı başkadır Siz hiç mülteci oldunuz mu? Terörün kolay geçiş güzergâhı! Başkasının acısına gülenler Her şey dursun, başkan yürüyecek! Elimizden kayıp gidenler… İmamın Rüyası! Ucu dokunmaya başladı! Yargı ne işe yarar ki? Dün “biz” eziliyorduk, bugün “bizler” eziliyoruz! Yazardan siyasetçi olur mu? Gücün kontrolü Falanca üniversitenin rektörü kimmiş? Yeni Gözdemiz; Star Gazetesi! Kentin yazarı olmak… Antidemokratik protokolle demokratikleşemeyiz! İdris Naim Şahin’in vatandaşı olamamak Kongrelerin parmak adamları Hükümetler zamla gelir, zamla gider Taraf, bertaraf edilmeden! Oyun kuranların bilmediği… Ne size mahkûmuz, ne de size mecbur! Ve kar yağar umutlarımıza! 48 yıllık muhasebe! Dersim’in Anıl Çeçen’i… Elifi Görsen Mertek Sanırsın! Pardonların en iğrenci Sen de masa müdürü ol! Tütün bu, boru mu? Dersimi konuştuk bitti mi? İşgal etmezlerse biz ederiz! Vefasız bir meslek; gazetecilik Badem gözlü bayramlar… Ölüme en yakın insanlar burada yaşar! Yüzen adacıklar yok olurken… Bahçeli’nin terör çözümü Hizmet ehlinin hizmeti! Korku, Paranoyayı Doğurur Çelikhanlı olsaydım… Ses kaydından kim nemalanır? Sevindikleri şeye bak Terör ve artan faşizm Özelleştirmenin en kötü yanı… Bu ayıp size yeter! İnsanlığın başladığı noktadayım… Akla ters olmayanı gösterin! Ne verdin be usta! İrtica nerede, gören var mı? BDP Ne İst(em)iyor? Ses ver, ıslık çal! Koşun, Birlikte Küfredeceğiz! Başkandan Mektup Var! Tercihimi adaylar belirleyecek Ergenekon Sanıkları Mülakatta Temayülüm Elimde, Adayım Gönlümde… Gönlünüz kimden yana? Gazeteci “darbe” yapar mı? 14 yıl önce, 14 yıl sonra Avukatlık yetmedi, bizzat üye olacak Bir rol modelin gidişi Angut Telefonun Ucunda… Ucubelik tartışmalar… Nerede yaşamak istersiniz? Kültür TPAO’ya, Turizm Emniyete Emanet Apaçiler Gözaltına Alınınca… İşte Sağduyulu Bir Ses Kürtçe konuşanlar “millet” değil mi? CHP Kürsüsünde Tayyip Erdoğan Çakması Devlerle Kapışan Merinos Wiki, “teğet” mi geçiyor Bahçeli Sonuna Kadar Haklı! CHP’deki hırs mı heves mi? Sapıklık Ruhumuzda Var! Kavun Karpuz Yata Yata Büyür! Kantarın Topuzu Başına Düşmemeli Sarkozy’in İnadı, Çalışanın Direnci Ben bunun neresini düzelteyim? Kusturıca ve İkiyüzlülüğümüz Kaypak olan taban mı? Saadet’te Vefa ve Vefasızlık Değişmeyen “Tek” Parti Konuştukça Battı, Battıkça Konuştu Bir Bayram Klasiği Ne kadar da benziyorlar… Boşluk doldurmanın cinliği mi? MHP’de Bir Oyun Var! Evren’in Cumhurbaşkanlığı Unvanı Alınsın! “Esas” milletin işi, sizinki “yaş” iş Sıcak, Kalabalık, Coşku, Başbakan ve Evet! Herkes İşini Yapmalı Yeni bir dünya keşfedildi Yeni Şamar Oğlanı Bulundu Bahçeli’nin ki cehalet mi, kasıt mı? Ergenekon Çok Yaşa! Eksen, nereden kaydı? Fetullah Gülen’in Sözleri… Kıyafet serbest ya kafalar? Kamera Bahane, Çözümsüzlük Şahane… Ne Haliniz Varsa Görün… CHP Bugün Ne Yapacak? Kıvırıp durmayın… Merak Ettiğim Üç Şey… Ben varsam iyi, yoksam kötü! Siyasetin “şık” davranışları Vatandaşın Ergenekon’u… Kan Üzerinden Siyaset Yapmak… Kuduz Köpekleri Özgürleştirelim! Özrü Kabahatinden Büyükler… Havşeri ve Çelikhan Caddesi Vazgeçil(e)mez Adaylar Hatayı Telefi Edebilmek… Metiner ve Bakış Açısı Kriz Sardı Her Yanımı! Gerger, birliktelik ve güzelim nar… Bir İstifa ve Yansımaları Tamirhane Bile Kurtarmaz Dışarıdan mı baksak ne? AK Parti’nin Aldığı Yara Ben Bir Şey Anlamadım! Bravo Celal Erkan’a… TSK’da ihmal olmaz mı? Aynı Heyecanı Yaşatmak Bir yazı ve sonrası… Basına Söven Yönetici Kim? Zehir zıkkım olmaz mı? Sivil Olamayan Örgütler… İstanbul’da Ramazan… Porsuk Çayı Üzerinde… Bağıranlara Dikkat! Savaşanlar ve Dangalaklar… Dost Dediğin… Varlık İçinde Yokluk Çekmek Uzungöl’ün Bambaşka Güzelliği Çocuklara “Masum” Tehlike Hormonlu Hormonsuz Kafalar… Kim Bu AK Partili? Sesi Kesilen Yerel Basın, Sesi Kesilen Halk Sahi Biz Ne İstiyoruz? “Hani Lan Senin Şapkan?” İki Haber ve Babacan Yasalara Çok Saygılıyız Canım! Adıyaman’da Yeni Dönem Adana’nın İstemezükçüleri… Güle Güle Müdürüm! Bir Milyon Fikir Kitaplığı Hüseyin Üzmez Üzdü(mü?) Farklı bir hafta sonu Utandım, hayvan mıyız, insan mı? Bulursanız vicdanınızı, elinizi koyun!
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA