DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Naif Karabatak
Naif Karabatak
Giriş Tarihi : 02-01-2012 11:14

Pardonların en iğrenci

2011’in son günlerinde, 2011’in tamamına damga vuracak bir ayıp yaşadık. Ayıbın adresi, Şırnak’ın Uludere ilçesinin kırsalında, “yanlışlıkla” 35 masum insanın öldürüldüğü yer değildi…

Daha çocuk yaştaki köylü vatandaşların üç kuruş için sınırdan “kaçakçılık” yaparak,  hayatlarını tehlikeye atmaları da değildi.

Akşamüzeri, çocuğunun sırtını pekleştirip, “aman oğlum üşütme, hasta olursun” diye sıkı sıkı tembihleyen annenin yüreğindeki şefkat de değildi. Oğullarına bir iş sunamayan, başka bir seçenek bırakmayan babanın çaresizliği de değildi…

Çoğu çocuk olmak üzere 35 insanımızın “sebebi ne olursa olsun” hiç yere hayatını kaybetmesinden sonra gelişen olaylardı, 2011’in en çirkin, en iğrenç pardonu…

Hafta sonları yazı yazmadığımdan, yazılanları, konuşulanları ve anlatılanları dinledikçe batıdaki bazı kafatasçıların doğuya bakışını bir kez daha gördüm ve iğrendim…

Ölen 35 masum insanın neden öldürüldüğünü tartışmak yerine “kaçakçılık suç değil mi?” diyenlerin olması iğrençti…

Oysa uyuşturucu ticareti yapmak ta suçtu. Rüşvet almak da. Futbola şike karıştırmak da suçtu, darbeye teşebbüs etmek de. Makamını iğrenç emellerine alet etmekte suçtu, gencecik kızları iğfal etmek de. Halkı kazıklamak suçtu, kokuşmuş malları piyasaya sürmek suç, ayrımcılık yapmak da suçtu, dini duyguları istismar etmek de…

Hâsılı suç hanesini doldurmaya kalktığınızda, hangi bölgenin sütten çıkmış ak kaşık olabileceğini, biz değil, istatistikleri verebilirdi.

***

Ama doğuda terör vardı. Vardı ama terör, her şekilde doğuda yaşayan insanları vururdu; Şehitler de buranın insanıydı, şehit edenler de. Terörün “maddi” zararı da bölge insanınaydı, “manevi “zararı da…

Van depreminin ilk günlerinde, televizyon ekranlarında bunu açıkça gördük. Polisi taşlayanlar vardı, o zaman depremi hak etmişlerdi. Bu zihniyetle, oradaki insanlarımız kendi hallerine bırakmayı düşünen iğrenç insanlar vardı…

Tıpkı Uludere’deki katliam sonrası olduğu gibi. Sosyal medyada bunun en bariz örneklerini gördük. Gerçekten içinde hiçbir kötülük olmadığına inandığım bir sosyal medya arkadaşımla yaptığım diyaloga dikkat çekmek istiyorum. İçinde kötülük yok ama yansıtılanlarla “benzer” düşünce yapısına bürünmüş.

***

Yılbaşı gecesi, “Bu gece Van'da olmayı, Şırnak’ın Uludere ilçesinde minicik yavrularını kaybeden insanları teselli etmeyi de isterdim.” diye bir twit yazdım…

Bir arkadaş “sinirle” cevap yazdı; “Şehit analarını teselli et önce.

Şok oldum, şehit annesiyle, başına bomba yağdığı için ölen gencecik insanın annesinin ne farkı vardı?

Şehit anneleri ile Uludere’de evlat acısı çekenleri aynı şekilde kabullenmek gerekiyor.” diye cevap verdim…

Uludere’de evlat acısı çekenler, PKK bayraklarıyla defin yaptılar ama” diyerek hem olaya “görünen yüzüyle” baktığını, hem de “Evladımın o bayrak altında defnedilmesini içime sindiremiyorum” diyen babanın feryadını duymadığı belli oluyordu…

Sen sahip çıkmazsan, ben sahip çıkmasa, dumanlı havayı seven kurtlar kendi propagandalarını yapar.” diye cevap verdim.

Hemen klasik “sahiplenme”ye geçti; “Sahip çıkmayıp ne yapıyoruz. Yeşil kartı vermişiz. Kaçak elektrik vermişiz. Aç karınlarını doyurmuşuz. Daha napalım. Dağda işi ne?” Elbette o arkadaşa göre bu yeterliydi. Yeşil kart verdin mi, onun bütün ihtiyacını temin ettin demektir. Elektriği kaçak kullanıyorsa, sebebini sormak da gerekmiyor. Aç karnını doyururken, yani Sosyal Yardımlaşmadan yardım verirken de “oy avcılığı” yapıldığı suçlamalarını da elbet unutuyordu.

Sonra da başına bomba yağdırmışız değil mi? Senin çocuğunu düşünsene, bir an için düşün. Veya onları verdin diye öldürecek misin?” diye cevap verdim.

Bu PKK’nın hain bir tuzağı. Belki TSK’dan da bunun içinde olabilir” diye “yola gelmeye” başladı.

Bazen Hatice önemlidir ama çoğunlukla netice. Neticede hiç suçu olmayan çocukların başına bomba yağdı. Bu açıdan bak.” diye tavsiyede bulundum.

Hain PKK ve içimizdeki hainlerin oyunu” diye gerçeği görmeye başladı.

Aynen ama her zaman olan masum ve daha da önemlisi garibanlara oluyor. Acıyı da analar çekiyor.” diye cevap verdim.

Ne yapalım hocam. O zaman sen söyle?” diye sordu.

Bir anne veya bir baba olarak, kendi evladınızın ‘iradeniz dışında’ götürüldüğü bir yerde öldürülmesi veya öldürmesi acı değil mi?” diye ben bir soru sordum.

Elbette ama onlar devletin yanında olsunlar birazcık da. Devlet napsın, elektrik kaçak, su kaçak.” diye başa döndü.

Keşke buralarda yaşasaydınız da, ‘yokluğun’ ne demek olduğunu, iki arada bir derede kalmanın da nasıl olduğunu anlasaydınız.” dedim.

Nerede yaşıyorsunuz?

Adıyaman

Ve konuyla hiç alakası olmayan bir soru; “Kürt müsün?

Değilim ama zaten Türk’müş, Kürt’müş gibi bir ayrımı değil, adammış, adam değilmiş gibi değerlendirmeyi isteyenlerdenim.” dedim.

Ben öyle bir ayrım yaptığım için değil, merak ettiğim için sordum. O ayrımı yapmam ben.” diye kendisini savundu.

O arkadaşı hiç ayıplamadım. Çünkü onunki masum bir savunma psikozuydu veya bölgeyi iyi bilmediğinden, söylenenlerle yetiniyordu. Ancak daha iğrenci televizyon ekranlarında çokça vardı.

Peki Uludere’de ne oldu?

Ne olduğu aslında çok açık; PKK ve Ergenekon gibi terör örgütleri son zamanlarda önemli ölçüde güç kaybetti. Hem operasyonların zayıflaması, hem de PKK-Ergenekon’un güç toplaması gerekiyordu…

Bu olay, TSK’nın daha önceki yanlışlıklarıyla birlikte, “hatalarının zirvesine” çıkabilirdi.

PKK-Ergenekon da, bölgedeki “destekçi” siyasilerinin eliyle “güç kazanma”ya çalışabilirdi.

Bizdeki “yanlış değerlendirmeler” yüzünde de bölge insanı PKK’lıymış gibi gösterildi…

Ve PKK ile Ergenekon el ele, göz göze, omuz omuza bir olayın daha “mutlu ve mesut” şekilde üstesinden gelmenin hazzını yaşadılar…

Bizler, Uludere’ye bu şekilde bakmaya devam ettikçe, PKK-Ergenekon ikilisinin aşkı hiç bitmeyecek…

Ve biz “pardon” demeye devam edeceğiz, iğrenç bir şekilde olsa da…

 

Tewitimden seçmeler

2012’ye uyandık. Keşke “bütün hatalarımızdan” arınarak, “insanca yaşama” şansını yakaladığımız, “müreffeh” bir dünyaya uyansaydık.

 

Naif Karabatak

Naif Karabatak

DİĞER YAZILARI Adıyamanlının ağzına bir lülük köfte! Sana patronun kim olduğunu göstereceğim! Yeni Kabine ve Hulusi Akar Cumhurbaşkanı adayları… Naif Karabatak Gizemli kız ağlıyordu! Osman amcanın eşeği ve ilham! Bir Güneş Motel Olayı Öykünmesi Hayata ‘bu pencereden’ bakın Çiftliğinde boğ beni! İK açısından kadın ayrımcılığı Bir zamanlar utanıyorduk… Donacak halim kalmadı Naif Karabatak Vapura binip deniz görmemek 1950’li yıllarda Adıyaman… Amatör ruh ve profesyonellik Ne kadar vatandaşsın, parasız kalınca anlarsın Hayatımı geri istiyorum Sanki biz çok adalet istiyoruz! Hamza’nın kıskandıran dokunulmazlığı Medyanın olaya bakış şekli Tren ne zaman kalkıyor? Elimde büyümüştü kerata! Biz orucu iyi tutuyoruz… Bir diktatörü tanıma dersleri Samimiyet ve köprüdeki dayı! Kıtlık Öncesi Hazırlık Ezikliğe gönüllü olmak Özür seanslarına buyurun… (1) Darbenin itirafı Her şeyi paralele bağlamak… Darbe öyle değil, böyle vurulur Ülkemizde kaç fikir var? İnadına yatırıma yeni adres Bizi boşayın hâkim bey Ama o fakir Tütün ve dokunulmazlık İnsanlara dokunmadan dokunun Yıldırımların Bin Ali’si Başkanlık bizi parça pincik eder! Fikrini yalanla savunmak… Köşe yazarlığı ve pratisyen hekimlik İtinayla ezber bozulur Dokunulmazlık ve erkeksen çık dışarı Alışkanlıklardan kurtulmak Yasalar ve dönemler Gazeteci ne zaman ağlar? Irkçılığın iki esas nedeni Bomba mı önemli, bombacı mı? Onlarda hain varsa bizde de var! Kaçınılmaz olan savaş mı? Vefasızlık ve nankörlük Aşağılanmaktan zevk almak… Bir samimiyet testi olsaydı! Yıllardan arta kalan Türkiye Milleti veya Türkiyelilik Hakaret ederek kendinizi sevdiremezsiniz Terörün insanlıkla ilgisi yok Hiç mi insanlıktan nasiplenmediniz? Kan üzerine yumurta pişirmek Hakaret ederek hak arama Dedikodu, laf olsun diye yapılmaz Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz! Diyanet ve zorunlu din dersi İHH Ortadoğu, Kürtler ve Barış Siyasetin boş vaatleri Aday Adaylarına… Tarih'te yerini alsın diye... Atatürk Heykeline Karşı Olmak Kısa kesin, Barış Havası Olsun İşte benim aday adayım! Yapabildiğinizin en iyisi bu mu? Varsayalım adaylık sizin elinizde Eleştiri kültür(süzlüğ)ü Hiçlik de bir makamdır, en âlâsından Katliam için yürüyenler ve öldürenler Dayatma mı, dayanma mı? Bu kadar doğru insan zor bulunur AK Partiyi ayakta tutan iki neden Bir operasyon ya yanlıştır ya değildir Anıların heybeme sığmaz, biliyorum Yeni üsluba, yeni bir duruş Kaşıyın, korkmayın kangren olmaz! Mazlumdan yanayız ama… Eylemlerin toplumsal karşılığı Nihayet Akil İnsanlar Konuştu Sokaktaki normal insanlar Bekir Coşkun Orta Çağ yazarı mı? Kelli felli yazarlar ve yazdıkları Yahudilerden Mektup Var! Erdoğan’a en büyük desteği verenin hal-i pür melâli Gazze’de çocuklar ağlamıyor Veda Hutbesi kimlere hitap ediyor? Hangi adaya niye oy vereceksiniz? Erdoğan’ın unutamadığı gözler, bu gözler! Tayyip Erdoğan olmasın da… Zoraki aday; Ekmeleddin İhsanoğlu! Bayrak, bir bezdir ama her şeydir Atatürk olsaydı #gezi olmazdı! Siz buna özgürlük mü diyorsunuz? Biz vatandaşlıktan istifa edelim! Biten köhnemiş zihniyettir İyi gaz vermişler ama bu gaz uçurmaz! Millet, başkanını seçecek Ne Kürtçe! Ne Arapça! İllada da Türkçe!!! Bir paralelci gördüm sanki! Seçimin bittiğini birisi söylesin! Düşünün ama lütfen sessizce! O lahika yeniden yazılsaydı! Hem yalancısınız, hem korkak! Ahlaksız olan siyaset değil! Siyasete turp suyu sıkmak İdeoloji kalmamıştı, parti de kalmadı Gündem ve gündem olamayanlar En kolayı, iktidar yalakalığı! Manidar nihayet bulundu! Yılın en bi şeysi! Dershane biterse cemaat biter! Yüzümüzdeki maskeler bir çıksa… Cehenneme kadar yolun var! Düşmanlık nerede saklı, bulsak! İşaretler son çırpınış olmasın! Cemaatin siyasete bulaşmamışını severim! Bizim meselemizi sahiplenebilmek Biraz siyasete müdahale edip, geleyim! Benim Atatürk’üm, senin Atatürk’ünü döver! Ertuğrul Özkök Hidayete Ererse! Müslümanlar seks yapamaz! İkimiz bir ‘Fidan’ın güller açan dalıyız! Kadının düşünme yetisi elinden alınmalı! Kutsal andımız kaldırılamaz! Bu da yetmez ama evet! Marjinallerle nereye gidelim? Dursun Çavuşluğun âlemi var! Ermeni’sin, disiplinsizsin! Barış derken kızaran yüz yok! Merhaba Baba, Merhaba! Şerefsizliğin adını Sisi koydum! Cemaat tasfiyesi yazarlara mı kaldı? Birand itirafındaki ibret Bu gidişle daha çok zırlarsınız… Bir taşın üzerinde öylece oturmak… Belden aşağı ama tam yerinde! Hepimiz halkız da, siz kimsiniz? Gazeteciler, yazarlar ve şakşakçılar Bir koşu destan yazıp geleyim! Sen halksan, biz kimiz? Talebim var, sakın kabullenme! Gerici taleplerle ilerici olunmaz! Fuhuş ve içkinin öteki yüzü Basına kapalı bölümden düşünceler… Barış olsun, konuşacak çok şey var! Hem vallahi, hem de billahi barışıyoruz! Akil insanların derdi ne? Yapıştır, TC’yi Yapıştır! Akil İnsanlar Fişleniyor! MHP Terör Örgütü mü oluyor? Nevruz’un adı barış oldu! Kandil’i yakar, İmralı’yı yıkarız! Barış güzel ama anlatmanız çok kötü! Sizi meslek sahibi yapmadım ya oh olsun! Barışa kan, kin ve nefret bulaştırmayın! Niyet, postun altında gizli İçimizdeki Ergenekon! Devlet mi zalim bizler mi? Bir iyilik yapın ve susun! Amaç akan kanı durdurmaksa… Umut güzel ya çaba? Allah devletimize zeval vermesin! Yargı bağımsız olursa haber verin! Adıyaman kadar başına taş düşse! Bana inancını söyle, hakkını savunayım! Kaçacak yer bulsa “kaçak” olacak! Öldürenin kazandığı görülmedi! Keşke bu ümidi büyükler de verse! Dün konuşan başbakan değildi! Ben böyle bir onur istemiyorum! Nefes alıp verenlere selam yollamak Evlat acısı başkadır Siz hiç mülteci oldunuz mu? Terörün kolay geçiş güzergâhı! Başkasının acısına gülenler Her şey dursun, başkan yürüyecek! Elimizden kayıp gidenler… İmamın Rüyası! Ucu dokunmaya başladı! Yargı ne işe yarar ki? Dün “biz” eziliyorduk, bugün “bizler” eziliyoruz! Yazardan siyasetçi olur mu? Gücün kontrolü Falanca üniversitenin rektörü kimmiş? Yeni Gözdemiz; Star Gazetesi! Kentin yazarı olmak… Antidemokratik protokolle demokratikleşemeyiz! İdris Naim Şahin’in vatandaşı olamamak Kongrelerin parmak adamları Hükümetler zamla gelir, zamla gider Taraf, bertaraf edilmeden! Oyun kuranların bilmediği… Ne size mahkûmuz, ne de size mecbur! Ve kar yağar umutlarımıza! 48 yıllık muhasebe! Dersim’in Anıl Çeçen’i… Elifi Görsen Mertek Sanırsın! Sen de masa müdürü ol! Tütün bu, boru mu? Dersimi konuştuk bitti mi? İşgal etmezlerse biz ederiz! Vefasız bir meslek; gazetecilik Badem gözlü bayramlar… Ölüme en yakın insanlar burada yaşar! Yüzen adacıklar yok olurken… Bahçeli’nin terör çözümü Hizmet ehlinin hizmeti! Korku, Paranoyayı Doğurur Çelikhanlı olsaydım… Ses kaydından kim nemalanır? Sevindikleri şeye bak Terör ve artan faşizm Özelleştirmenin en kötü yanı… Bu ayıp size yeter! İnsanlığın başladığı noktadayım… Akla ters olmayanı gösterin! Ne verdin be usta! İrtica nerede, gören var mı? BDP Ne İst(em)iyor? Ses ver, ıslık çal! Koşun, Birlikte Küfredeceğiz! Başkandan Mektup Var! Tercihimi adaylar belirleyecek Ergenekon Sanıkları Mülakatta Temayülüm Elimde, Adayım Gönlümde… Gönlünüz kimden yana? Gazeteci “darbe” yapar mı? 14 yıl önce, 14 yıl sonra Avukatlık yetmedi, bizzat üye olacak Bir rol modelin gidişi Angut Telefonun Ucunda… Ucubelik tartışmalar… Nerede yaşamak istersiniz? Kültür TPAO’ya, Turizm Emniyete Emanet Apaçiler Gözaltına Alınınca… İşte Sağduyulu Bir Ses Kürtçe konuşanlar “millet” değil mi? CHP Kürsüsünde Tayyip Erdoğan Çakması Devlerle Kapışan Merinos Wiki, “teğet” mi geçiyor Bahçeli Sonuna Kadar Haklı! CHP’deki hırs mı heves mi? Sapıklık Ruhumuzda Var! Kavun Karpuz Yata Yata Büyür! Kantarın Topuzu Başına Düşmemeli Sarkozy’in İnadı, Çalışanın Direnci Ben bunun neresini düzelteyim? Kusturıca ve İkiyüzlülüğümüz Kaypak olan taban mı? Saadet’te Vefa ve Vefasızlık Değişmeyen “Tek” Parti Konuştukça Battı, Battıkça Konuştu Bir Bayram Klasiği Ne kadar da benziyorlar… Boşluk doldurmanın cinliği mi? MHP’de Bir Oyun Var! Evren’in Cumhurbaşkanlığı Unvanı Alınsın! “Esas” milletin işi, sizinki “yaş” iş Sıcak, Kalabalık, Coşku, Başbakan ve Evet! Herkes İşini Yapmalı Yeni bir dünya keşfedildi Yeni Şamar Oğlanı Bulundu Bahçeli’nin ki cehalet mi, kasıt mı? Ergenekon Çok Yaşa! Eksen, nereden kaydı? Fetullah Gülen’in Sözleri… Kıyafet serbest ya kafalar? Kamera Bahane, Çözümsüzlük Şahane… Ne Haliniz Varsa Görün… CHP Bugün Ne Yapacak? Kıvırıp durmayın… Merak Ettiğim Üç Şey… Ben varsam iyi, yoksam kötü! Siyasetin “şık” davranışları Vatandaşın Ergenekon’u… Kan Üzerinden Siyaset Yapmak… Kuduz Köpekleri Özgürleştirelim! Özrü Kabahatinden Büyükler… Havşeri ve Çelikhan Caddesi Vazgeçil(e)mez Adaylar Hatayı Telefi Edebilmek… Metiner ve Bakış Açısı Kriz Sardı Her Yanımı! Gerger, birliktelik ve güzelim nar… Bir İstifa ve Yansımaları Tamirhane Bile Kurtarmaz Dışarıdan mı baksak ne? AK Parti’nin Aldığı Yara Ben Bir Şey Anlamadım! Bravo Celal Erkan’a… TSK’da ihmal olmaz mı? Aynı Heyecanı Yaşatmak Bir yazı ve sonrası… Basına Söven Yönetici Kim? Zehir zıkkım olmaz mı? Sivil Olamayan Örgütler… İstanbul’da Ramazan… Porsuk Çayı Üzerinde… Bağıranlara Dikkat! Savaşanlar ve Dangalaklar… Dost Dediğin… Varlık İçinde Yokluk Çekmek Uzungöl’ün Bambaşka Güzelliği Çocuklara “Masum” Tehlike Hormonlu Hormonsuz Kafalar… Kim Bu AK Partili? Sesi Kesilen Yerel Basın, Sesi Kesilen Halk Sahi Biz Ne İstiyoruz? “Hani Lan Senin Şapkan?” İki Haber ve Babacan Yasalara Çok Saygılıyız Canım! Adıyaman’da Yeni Dönem Adana’nın İstemezükçüleri… Güle Güle Müdürüm! Bir Milyon Fikir Kitaplığı Hüseyin Üzmez Üzdü(mü?) Farklı bir hafta sonu Utandım, hayvan mıyız, insan mı? Bulursanız vicdanınızı, elinizi koyun!
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA