Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Perşembe günü bir saat beş dakika süren basın toplantısını her ayrıntısını kaçırmamaya çalışarak izlerken, merak ettiğim üç şey vardı. Bir yandan ayrıntılara takılıyor, diğer yandan mimiklere, ses tonuna ve üstü kapalı verilen mesajların kim veya kimlere gittiğine dikkat ederken, bir yandan da demokratik ülkelerde pek görülmeyen bu tür bir basın açıklamasının üç cenahta yankısının nasıl olacağını hesap etmekle geçiriyordum. Elbette önyargıdan çok öte öngörüm vardı. Ama belki yanılabilirdim de…