Hangi okulu okudun, nerede eğitim aldın, beşeri münasebetlerin var mı doğrusu bilemiyorum ama bildiğim, seni (nasıl olmuşsa) genel müdür etmişler. Belki de “bilgili ve birikimli” sanmışlar. Doğayı koruyacağına, Milli Parklardan da bir şeyler anladığını sanmışlar. Yanılmışlar veya atayanlar değil, biz yanılmışız…
Oysa koltuğu işgal ettiğin sürece bakınca, Elifi görüp, mertek sananlardan olduğun belli oluyor.
Doğayı bilmediğin gibi, “Millî”nin ne demek olduğunu, parkın da ne manaya geldiğini bilmezsin…
Her yeri, “Çay elinden öteye, giderim yali yali” sanmışsın…
Tutturmuşsun bir türkü, mırıldanıp duruyorsun…
Zaten “Milli Park” olmayan yere Milli Parklar Bölge Müdürlüğü oluşturduğunda senin hiçbir şeyden anlamadığın belliydi…
Ama yine de ümitlendik. Yanılmışız…
Parkı, bir bank bulup, kıçını yerleştirerek rahat ettiğin yer sandığın belli…
“Millî”den ne anlıyorsun bilmiyorum ama turizmden bir tek kelimelik bir anlama yeteneğinin olduğunu sanmıyorum…
Barış ve kardeşlikten ne anladığını da bilmiyorum…
Hele hele komşuluk ilişkilerini bilmediğin gibi, kavgalı iki komşuyu barıştıracak basiretin de yoktur…
Yarım hoca adamı dinden edermiş…
Yarım doktor da canından…
Ama yarım genel müdür, koca bir vilayetin sınırlarında bulunan ve herkesin gördüğünü görmeyip, Nemrut’undan edebilirmiş…
Çok beklersin…
Sen aldığın saçmalıklara “karar” dememizi beklemeye hakkın yok!
Sen iki ili bir birine düşman etme hakkına da sahip değilsin!
Sen, “kurtarılmış” bir bölgede oturarak genel müdürlük de yapmıyorsun…
Muhtariyet ilan edecek bir konumun da yok!
Türkiye Cumhuriyeti devletinde, önemli bir bakanlıkta, önemli bir genel müdürlük koltuğuna oturmuş, koca bir adamsın…
Ya ne olduğunu bil, ya da o koltuğu bırak, yerine bilenler gelsin…
***
Bu kadar kızdığıma bakıp, “ne oluyor?” diye sorma hakkınız var…
Anlatayım…
Nemrut Dağı, Adıyaman ili sınırları içerisinde, Dünyanın 8’inci harikası diye nitelenen tarihi ve turistik değerimiz…
Uzun yıllar önce Köy Hizmetleri Malatya Bölge Müdürü, bir gece kafasına taş düşmüş olmalı ki, Nemrut’a “kaçak” bir yol açtı; Yol kaçaktı, yapılan hukuksuzdu ve suçtu…
Ancak o tarihte genel müdürlükte Malatyalı bir bürokrat, “suçu örtmeyi” becerdi…
Sonra “kaçak” yapılanı “yasal” hale getirmek için didinip duran siyasi ve yöneticiler gördük…
İki ili boş yere düşman etmeye uğraşıyorlardı…
Yarın bugün iki ilden birisinin tepesinin atması durumunda olabileceklerin hesabı kitabı yapılmıyor, illa kavga edilsin diye uğraşılıyordu…
Basiretli hiç kimse yokmuş gibi, her gelen ateşe körükle gidiyor, kaşıdıkça kaşıyordu…
Bereket ki, her iki ilin insanları aklıselim davranıyordu…
Ama bir yere kadar…
AK Parti, üçüncü döneminde, yani “ustalık dönemi”nde yeni bir yapılanmaya gitti…
Bakanlıklar değişti, genel müdürlükler yeniden yapılandı ve bazı bölge müdürlükleri eklendi…
Milli Parklar Genel Müdürlüğü de, Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü olarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlandı…
Başına da Ahmet Özyanık’ı “vekâleten” atadı ama asaleten atanandan çok daha fazla kendisini “etkili” ve “yetkili” sanmaya başladı…
Nasılsa genel müdür “emekli” olacak, yerine “cumburlop” atanacaktı…
Belki de “bulmuş, bunamış” oldu…
Ya da “ben neymişim be abi!” ayaklarına yattı…
Önce “hiç milli Parkı olmayan” bir ile Milli Parklar Bölge Müdürlüğü oluşturarak fitili ateşlemeye başladı…
Niyeti kötüydü…
İki ili düşman etmeye kararlıydı…
Ya gerçekten bu kadar kötü niyetliydi ya da “hiçbir şey” bilmiyor, saf saf denileni yapıyordu…
Son marifeti çok daha kötü…
İki ili karşı karşıya getireceğini bile bile Nemrut Dağı’nın Malatya tarafında kalan bölümünde turizm merkezi planlamasına izin verdi.
Zaten Malatya, yıllardır bunu istiyor…
Ama bu hem kanuni değil, hem pratiği yok, hem de koca bir ayıp!
Adıyamanlılardan hiçbir Allah’ın kulu kalkıp, “Malatya’nın kaysısına göz dikelim” gibi bir ayıbın içine girmezken, Malatya’nın Adıyaman’ın turizm gelirine göz dikmesi kabul edilebilir bir şey değildir…
Ve buna çanak tutanlar eksik olmuyor…
Kendisini milletin vekili sanan birkaç kendini bilmez, sırf oy uğruna Malatyalılara şirin görünmek için Nemrut’u gündeme getiriyor.
Sonra taa Rize’den kalkıp, genel müdürlük koltuğuna oturan birisi, Adıyaman’la Malatya’yı bir birine düşürecek kararlara imza atıyor…
Hem de bunu “Nemrut, Adıyaman’la anılan bir yer. Marka olarak da Adıyaman’la anılması daha güzel..” derken yapıyor…
Ya sen hiçbir şey bilmiyorsun?
Ya Elifi görünce mertek sanan zavallılardansın?
Ya da gerçekten bu iki kente de düşman birisi olarak o koltuğu işgal eden “kötü niyetli” birisisin?
Sahi sen neysin ve hangisisin?