DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Naif Karabatak
Naif Karabatak
Giriş Tarihi : 25-07-2018 00:01

Sana patronun kim olduğunu göstereceğim!


Kendimi zorla bir vapura attım, karşıya gidecek veya karşıdan gelecek bir durumda değildim ama göğün yarılıp, bütün rahmetini tepemize gark ettiği bir anda el açıp, “Allah’ım, görüyorsun bu garip kulunu, bize de rahmet ihsan eyle” demenin zamanı değildi. Hele yağmur rahmeti bir dursun, yine rahmet isteriz, bereket isteriz, kısmet isteriz. Veren makam, her halükarda verir.
İstanbul kartımdaki son kuruşu da vapura veren ben, bu gidişin bir dönüşünün olacağını hesaplamamış olmamı, ekonomiden anlamayanın maliyeden sorumlu olmasına benzetebilirsiniz ama ben o hesabı yapacak durumda değildim, gök yarılmıştı, önüme de vapur düşmüştü!
Vapurda bir köşeye sindim, yani yer vardı da biz mi oturmadık? Her taraf tıka basa doluydu, ben de sırılsıklam olmuş halimle bir köşeye sindim. Rahmetin yazın yağmış olması, tir tir titriyor olmamı engellemiş, serinlik iyi bile gelmişti. Şimdi tek sorunum eve nasıl dönecektim, nasıl dönecektim, bilen var mı?
Yok tabii, milletin de işi gücü yok, benim hesapsız “dıt dıt” ederek bastığım İstanbul karttaki “Bakiye yetersiz” lafına mı takılacak? Hem Sultanüş'şuâraya, Divan Edebiyatının en önemli şairine, Mahmud Abdulbaki’ye, yani bildiğimiz Baki’ye yetersiz diyen ahmak kim? Adam o kadar yeterliydi ki, her bir kelamı bugün bile edilebilmiş değil.
Biraz kenara kayar mısın?” diye tok bir ses duydum. Emredici, hükmedici bu ses, ister istemez beni kendime getirdi ve azıcık değil, çokucuk kenara kaydım. Zaten her yer ıslak, “kayılacak.. kay!” diye komut gelmesine bile gerek olmadan insanlar denizin bir o yana, bir bu yana salınışına ayak uyduran vapur da kayıp duruyordu. Biliyor musunuz çok kaypak oldu bu dünya, insanlar da dünyaya ayak uydurup kayıp kayıp duruyor. İnsanlar mı kaypak, dünya mı bilinmez, hangisi hangisine uydu, o hiç bilinmez. Bilinen, vapur kaygan bir zemine sahip, milletin sırılsıklam vapura doluşması da bu kayganlığı arttırmış. Üstüne bir de sürekli gök gürlemesi var, iliklerimize kadar ıslandığımız yetmiyor gibi, iliklerimize kadar titrememizi sağlayan bir gürültü kopup duruyor.
-Patronun kim olduğunu öğretiyor, dedi demin emredici sesiyle beni kenara kaydıran adam.
O ana kadar adamın yüzüne bakmamıştım, emredici ve hükmedici sesi kâfi gelmişti. Ama şimdi patronun başkası olduğunu öğreniyorum, “şu aciz kula bir bakayım” tavrına bürünmüş olmalıyım ki, adamın yüzüne baktım.
70 yaşlarında var/yoktu. Başında kalan bir tutam saçı omuzlarına kadar indirmişti. Sakalının aylardır jilet yüzü görmediğine eminim. Üstünde eski püskü bir kıyafet vardı, hatta yer yer yırtıktı ama bu moda olsun diye yırtılan kotlara benzemiyor, sefillikten yırtılan pantolona benziyordu. Yaz sıcağına rağmen sırtında kalın bir ceket, içinde ise göğsüne kadar açık kirli bir gömlek vardı. Ceket de öyle temiz sayılmazdı. Yüzü kırış kırıştı ama yaşıyla bağlantılı değil, daha çok çektiği acıların izinin yüze vurmuş hali gibiydi. Tabii ben nereden bilirdim ki adamın ne acılar çektiğini, siz nereden bilirdiniz ki benim neler çektiğimi, ben nereden bilebilirdim ki, bu yazıyı okuyan her karinin neler çektiğini…
Adam devam ediyordu…
-Yağmur ve gök gürültüsü diyorum, yüce Mevla’m “patron benim” demek istiyor. Ara sıra biz aciz kullarına bunu hatırlatıyor…
En ufak makama kurulanın kendisini patron ilan ettiği şu dünyada, esas patronun ara sıra biz aciz kullarını yoklaması, kulak ardı edilecek bir durum değildi ama sanırım bunu “patron” olanlar değil, biz aciz kullar biliyordu, ya da biz öyle biliyorduk.
Emredici ses tonuyla beni bir kenara iten adamın bilgeliği beni kendisine çekti. Az önce itici bulduğum adamı çekici bile bulmaya başlamıştım.
Bak, dedi, diyelim cebinde beş para yok, (demeye gerek yoktu, zaten beş para yoktu), bu vapura binemezsin, binsen inemezsin, insen bir parça ekmek yiyemezsin, yesen bir liralık tuvalete gidemezsin. Hani insan Eşref-i mahlûktu, ee ne oldu? Çünkü her yer, birilerinin hükümranlığı altında ve oraya senin muhtaç olduğun oranda patronluk yapabilir. Sen para vereceksin, o patron olacak ve sana ve çalışanlara ve gücü yeten, sözü geçen her yere, herkese hükmedecek.
Adam yanıma çömeldi. Şimdi emreden, hükmeden bir konumda değil, benimle aynı hizadaydı. Şefkatle bana baktı, “sevdim seni be” deyip sırtıma okkalı bir tokat indirdi. Öyle bir sendeledim ki, zaten kaygan olan yer, beni kendine doğru çekti, son anda adam gömleğimin yakasından tutarak beni tekrar aynı yere bıraktı.
Ufak tefek bir adam değildim, hatta göbeğimi de hesaba kattığınızda iriyarı ve göbekli bile sayılabilirim ama adam sanki iki parmağıyla gömleğimin yakasını tuttu ve beni çekti. Yani şöyle eliyle bir kavrasaydı, sanırım vapurdan aşağıya bile uçurabilirdi.
Eskiden patrondum dedi adam…
Belli” diyecektim, sohbeti sulandırmak istemedim.
Ama hiç kimseye patronun kim olduğunu hatırlatma ihtiyacı duymazdım. –Haşa- biz yaradan mıyız ki, iki de bir kendimizi hatırlatalım. Hepimiz aciz kullarız ve hepimiz dünyadaki görevimizi “insanca” ifa ediyoruz/etmeliyiz. Bunun için bir birimizi ezmeye, kırmaya gerek yok, dedi.
-Peki sen biliyor musun insanlar neden hükmetmek ister?
Bilmiyordum, ya da en azından ne diyeceğini öğrenmek için bilmiyormuş gibi yaptım. Belki de gerçekten bilmiyordum. Herkesin neden hükmetme hastalığına yakalandığını ben nereden bilirdim?
Bilirdim aslında…
Öyle dedi adam.
Hükmetme isteğinin esas amacı, insanların içinde var olan ama kendilerinin bile bilmediği Nemrutluk, Firavunlukmuş…
Öyle dedi adam…
Haddini bildirmekle başlarmış her şey; kendisinin diğer insanlardan veya en azından muhatabından daha üstün olduğunu göstermenin bir yoluymuş. Nereye sahipsen oraya hükmedermişsin, ne kadar büyük alana hükmedersen o kadar Firavunlaşırmışsın.
Hükmetme isteğinin esas amacı “patronun kim olduğunu” öğretmektir, dedi adam ve devam etti;
-Ama bilmezler ki, hayat bir köprüden ibarettir, köprüyü geçene kadar farklı dayılar edinmek, yolcu olan herkesin aklına ilk gelendir!
Vapurda bir köşeye sinişim geldi aklıma. Gerçekten de biz köprüyü geçene kadar ne ayılara dayı diyoruz ve o ayılar kendilerini nasıl da dayı sanıyor.
Düşüncemi okumuş gibi adam devam etti;
Peki sence o ayılar mı kötü olan, ona dayı diyenler mi?
Bak bunu hiç düşünmemiştim, cevabını alacak durum da kalmamıştı. Vapur limana yanaşmış, yolcuların itiş kalkışlarıyla ikimiz de yer değişmiştik.
Vapurdan iniyordum ki, adamın sesi geldi, kendisini göremiyordum, görmek için çabaladım mı onu da bilmiyorum ama bu defa sesi derindendi; Patron olanlara da şunu de, düşmana karşı patron, dosta karşı dost olmak yeterli. Böbürlenmeye gerek yok, hepimiz aciz birer kuluz!
Öyleyiz de…
Naif Karabatak

Naif Karabatak

DİĞER YAZILARI Adıyamanlının ağzına bir lülük köfte! Yeni Kabine ve Hulusi Akar Cumhurbaşkanı adayları… Naif Karabatak Gizemli kız ağlıyordu! Osman amcanın eşeği ve ilham! Bir Güneş Motel Olayı Öykünmesi Hayata ‘bu pencereden’ bakın Çiftliğinde boğ beni! İK açısından kadın ayrımcılığı Bir zamanlar utanıyorduk… Donacak halim kalmadı Naif Karabatak Vapura binip deniz görmemek 1950’li yıllarda Adıyaman… Amatör ruh ve profesyonellik Ne kadar vatandaşsın, parasız kalınca anlarsın Hayatımı geri istiyorum Sanki biz çok adalet istiyoruz! Hamza’nın kıskandıran dokunulmazlığı Medyanın olaya bakış şekli Tren ne zaman kalkıyor? Elimde büyümüştü kerata! Biz orucu iyi tutuyoruz… Bir diktatörü tanıma dersleri Samimiyet ve köprüdeki dayı! Kıtlık Öncesi Hazırlık Ezikliğe gönüllü olmak Özür seanslarına buyurun… (1) Darbenin itirafı Her şeyi paralele bağlamak… Darbe öyle değil, böyle vurulur Ülkemizde kaç fikir var? İnadına yatırıma yeni adres Bizi boşayın hâkim bey Ama o fakir Tütün ve dokunulmazlık İnsanlara dokunmadan dokunun Yıldırımların Bin Ali’si Başkanlık bizi parça pincik eder! Fikrini yalanla savunmak… Köşe yazarlığı ve pratisyen hekimlik İtinayla ezber bozulur Dokunulmazlık ve erkeksen çık dışarı Alışkanlıklardan kurtulmak Yasalar ve dönemler Gazeteci ne zaman ağlar? Irkçılığın iki esas nedeni Bomba mı önemli, bombacı mı? Onlarda hain varsa bizde de var! Kaçınılmaz olan savaş mı? Vefasızlık ve nankörlük Aşağılanmaktan zevk almak… Bir samimiyet testi olsaydı! Yıllardan arta kalan Türkiye Milleti veya Türkiyelilik Hakaret ederek kendinizi sevdiremezsiniz Terörün insanlıkla ilgisi yok Hiç mi insanlıktan nasiplenmediniz? Kan üzerine yumurta pişirmek Hakaret ederek hak arama Dedikodu, laf olsun diye yapılmaz Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz! Diyanet ve zorunlu din dersi İHH Ortadoğu, Kürtler ve Barış Siyasetin boş vaatleri Aday Adaylarına… Tarih'te yerini alsın diye... Atatürk Heykeline Karşı Olmak Kısa kesin, Barış Havası Olsun İşte benim aday adayım! Yapabildiğinizin en iyisi bu mu? Varsayalım adaylık sizin elinizde Eleştiri kültür(süzlüğ)ü Hiçlik de bir makamdır, en âlâsından Katliam için yürüyenler ve öldürenler Dayatma mı, dayanma mı? Bu kadar doğru insan zor bulunur AK Partiyi ayakta tutan iki neden Bir operasyon ya yanlıştır ya değildir Anıların heybeme sığmaz, biliyorum Yeni üsluba, yeni bir duruş Kaşıyın, korkmayın kangren olmaz! Mazlumdan yanayız ama… Eylemlerin toplumsal karşılığı Nihayet Akil İnsanlar Konuştu Sokaktaki normal insanlar Bekir Coşkun Orta Çağ yazarı mı? Kelli felli yazarlar ve yazdıkları Yahudilerden Mektup Var! Erdoğan’a en büyük desteği verenin hal-i pür melâli Gazze’de çocuklar ağlamıyor Veda Hutbesi kimlere hitap ediyor? Hangi adaya niye oy vereceksiniz? Erdoğan’ın unutamadığı gözler, bu gözler! Tayyip Erdoğan olmasın da… Zoraki aday; Ekmeleddin İhsanoğlu! Bayrak, bir bezdir ama her şeydir Atatürk olsaydı #gezi olmazdı! Siz buna özgürlük mü diyorsunuz? Biz vatandaşlıktan istifa edelim! Biten köhnemiş zihniyettir İyi gaz vermişler ama bu gaz uçurmaz! Millet, başkanını seçecek Ne Kürtçe! Ne Arapça! İllada da Türkçe!!! Bir paralelci gördüm sanki! Seçimin bittiğini birisi söylesin! Düşünün ama lütfen sessizce! O lahika yeniden yazılsaydı! Hem yalancısınız, hem korkak! Ahlaksız olan siyaset değil! Siyasete turp suyu sıkmak İdeoloji kalmamıştı, parti de kalmadı Gündem ve gündem olamayanlar En kolayı, iktidar yalakalığı! Manidar nihayet bulundu! Yılın en bi şeysi! Dershane biterse cemaat biter! Yüzümüzdeki maskeler bir çıksa… Cehenneme kadar yolun var! Düşmanlık nerede saklı, bulsak! İşaretler son çırpınış olmasın! Cemaatin siyasete bulaşmamışını severim! Bizim meselemizi sahiplenebilmek Biraz siyasete müdahale edip, geleyim! Benim Atatürk’üm, senin Atatürk’ünü döver! Ertuğrul Özkök Hidayete Ererse! Müslümanlar seks yapamaz! İkimiz bir ‘Fidan’ın güller açan dalıyız! Kadının düşünme yetisi elinden alınmalı! Kutsal andımız kaldırılamaz! Bu da yetmez ama evet! Marjinallerle nereye gidelim? Dursun Çavuşluğun âlemi var! Ermeni’sin, disiplinsizsin! Barış derken kızaran yüz yok! Merhaba Baba, Merhaba! Şerefsizliğin adını Sisi koydum! Cemaat tasfiyesi yazarlara mı kaldı? Birand itirafındaki ibret Bu gidişle daha çok zırlarsınız… Bir taşın üzerinde öylece oturmak… Belden aşağı ama tam yerinde! Hepimiz halkız da, siz kimsiniz? Gazeteciler, yazarlar ve şakşakçılar Bir koşu destan yazıp geleyim! Sen halksan, biz kimiz? Talebim var, sakın kabullenme! Gerici taleplerle ilerici olunmaz! Fuhuş ve içkinin öteki yüzü Basına kapalı bölümden düşünceler… Barış olsun, konuşacak çok şey var! Hem vallahi, hem de billahi barışıyoruz! Akil insanların derdi ne? Yapıştır, TC’yi Yapıştır! Akil İnsanlar Fişleniyor! MHP Terör Örgütü mü oluyor? Nevruz’un adı barış oldu! Kandil’i yakar, İmralı’yı yıkarız! Barış güzel ama anlatmanız çok kötü! Sizi meslek sahibi yapmadım ya oh olsun! Barışa kan, kin ve nefret bulaştırmayın! Niyet, postun altında gizli İçimizdeki Ergenekon! Devlet mi zalim bizler mi? Bir iyilik yapın ve susun! Amaç akan kanı durdurmaksa… Umut güzel ya çaba? Allah devletimize zeval vermesin! Yargı bağımsız olursa haber verin! Adıyaman kadar başına taş düşse! Bana inancını söyle, hakkını savunayım! Kaçacak yer bulsa “kaçak” olacak! Öldürenin kazandığı görülmedi! Keşke bu ümidi büyükler de verse! Dün konuşan başbakan değildi! Ben böyle bir onur istemiyorum! Nefes alıp verenlere selam yollamak Evlat acısı başkadır Siz hiç mülteci oldunuz mu? Terörün kolay geçiş güzergâhı! Başkasının acısına gülenler Her şey dursun, başkan yürüyecek! Elimizden kayıp gidenler… İmamın Rüyası! Ucu dokunmaya başladı! Yargı ne işe yarar ki? Dün “biz” eziliyorduk, bugün “bizler” eziliyoruz! Yazardan siyasetçi olur mu? Gücün kontrolü Falanca üniversitenin rektörü kimmiş? Yeni Gözdemiz; Star Gazetesi! Kentin yazarı olmak… Antidemokratik protokolle demokratikleşemeyiz! İdris Naim Şahin’in vatandaşı olamamak Kongrelerin parmak adamları Hükümetler zamla gelir, zamla gider Taraf, bertaraf edilmeden! Oyun kuranların bilmediği… Ne size mahkûmuz, ne de size mecbur! Ve kar yağar umutlarımıza! 48 yıllık muhasebe! Dersim’in Anıl Çeçen’i… Elifi Görsen Mertek Sanırsın! Pardonların en iğrenci Sen de masa müdürü ol! Tütün bu, boru mu? Dersimi konuştuk bitti mi? İşgal etmezlerse biz ederiz! Vefasız bir meslek; gazetecilik Badem gözlü bayramlar… Ölüme en yakın insanlar burada yaşar! Yüzen adacıklar yok olurken… Bahçeli’nin terör çözümü Hizmet ehlinin hizmeti! Korku, Paranoyayı Doğurur Çelikhanlı olsaydım… Ses kaydından kim nemalanır? Sevindikleri şeye bak Terör ve artan faşizm Özelleştirmenin en kötü yanı… Bu ayıp size yeter! İnsanlığın başladığı noktadayım… Akla ters olmayanı gösterin! Ne verdin be usta! İrtica nerede, gören var mı? BDP Ne İst(em)iyor? Ses ver, ıslık çal! Koşun, Birlikte Küfredeceğiz! Başkandan Mektup Var! Tercihimi adaylar belirleyecek Ergenekon Sanıkları Mülakatta Temayülüm Elimde, Adayım Gönlümde… Gönlünüz kimden yana? Gazeteci “darbe” yapar mı? 14 yıl önce, 14 yıl sonra Avukatlık yetmedi, bizzat üye olacak Bir rol modelin gidişi Angut Telefonun Ucunda… Ucubelik tartışmalar… Nerede yaşamak istersiniz? Kültür TPAO’ya, Turizm Emniyete Emanet Apaçiler Gözaltına Alınınca… İşte Sağduyulu Bir Ses Kürtçe konuşanlar “millet” değil mi? CHP Kürsüsünde Tayyip Erdoğan Çakması Devlerle Kapışan Merinos Wiki, “teğet” mi geçiyor Bahçeli Sonuna Kadar Haklı! CHP’deki hırs mı heves mi? Sapıklık Ruhumuzda Var! Kavun Karpuz Yata Yata Büyür! Kantarın Topuzu Başına Düşmemeli Sarkozy’in İnadı, Çalışanın Direnci Ben bunun neresini düzelteyim? Kusturıca ve İkiyüzlülüğümüz Kaypak olan taban mı? Saadet’te Vefa ve Vefasızlık Değişmeyen “Tek” Parti Konuştukça Battı, Battıkça Konuştu Bir Bayram Klasiği Ne kadar da benziyorlar… Boşluk doldurmanın cinliği mi? MHP’de Bir Oyun Var! Evren’in Cumhurbaşkanlığı Unvanı Alınsın! “Esas” milletin işi, sizinki “yaş” iş Sıcak, Kalabalık, Coşku, Başbakan ve Evet! Herkes İşini Yapmalı Yeni bir dünya keşfedildi Yeni Şamar Oğlanı Bulundu Bahçeli’nin ki cehalet mi, kasıt mı? Ergenekon Çok Yaşa! Eksen, nereden kaydı? Fetullah Gülen’in Sözleri… Kıyafet serbest ya kafalar? Kamera Bahane, Çözümsüzlük Şahane… Ne Haliniz Varsa Görün… CHP Bugün Ne Yapacak? Kıvırıp durmayın… Merak Ettiğim Üç Şey… Ben varsam iyi, yoksam kötü! Siyasetin “şık” davranışları Vatandaşın Ergenekon’u… Kan Üzerinden Siyaset Yapmak… Kuduz Köpekleri Özgürleştirelim! Özrü Kabahatinden Büyükler… Havşeri ve Çelikhan Caddesi Vazgeçil(e)mez Adaylar Hatayı Telefi Edebilmek… Metiner ve Bakış Açısı Kriz Sardı Her Yanımı! Gerger, birliktelik ve güzelim nar… Bir İstifa ve Yansımaları Tamirhane Bile Kurtarmaz Dışarıdan mı baksak ne? AK Parti’nin Aldığı Yara Ben Bir Şey Anlamadım! Bravo Celal Erkan’a… TSK’da ihmal olmaz mı? Aynı Heyecanı Yaşatmak Bir yazı ve sonrası… Basına Söven Yönetici Kim? Zehir zıkkım olmaz mı? Sivil Olamayan Örgütler… İstanbul’da Ramazan… Porsuk Çayı Üzerinde… Bağıranlara Dikkat! Savaşanlar ve Dangalaklar… Dost Dediğin… Varlık İçinde Yokluk Çekmek Uzungöl’ün Bambaşka Güzelliği Çocuklara “Masum” Tehlike Hormonlu Hormonsuz Kafalar… Kim Bu AK Partili? Sesi Kesilen Yerel Basın, Sesi Kesilen Halk Sahi Biz Ne İstiyoruz? “Hani Lan Senin Şapkan?” İki Haber ve Babacan Yasalara Çok Saygılıyız Canım! Adıyaman’da Yeni Dönem Adana’nın İstemezükçüleri… Güle Güle Müdürüm! Bir Milyon Fikir Kitaplığı Hüseyin Üzmez Üzdü(mü?) Farklı bir hafta sonu Utandım, hayvan mıyız, insan mı? Bulursanız vicdanınızı, elinizi koyun!
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA