Hani hep bildiğiniz güzel bir kişilik örneklemesi var; Bir gün derste Profesör tahtaya kocaman “1” rakamı yazıyor ve diyor ki: “Bu kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli ve önemli şey…”
Profesör sonra “1”in yanına kocaman bir “0” ekliyor ve bunun başarı olduğunu, başarılı bir kişiliğin biri on yapacağını söylüyor.
Sıfır eklemenin sınırı yok tabii. Bir sıfır daha ekleyip, 100 rakamını buluyor ve bunun da tecrübe olduğunu söylüyor.
Ve yetenek ve sevgi ve disiplin gibi diğer sıfırların, birle başlayan rakamı nasıl milyonlara, hatta milyarlara götürebileceğini anlatmaya çalışıyor.
Ve sonra sıfırlar yerinde kalırken, hoca “1”i siliyor. Geriye kalan, hiçbir şeye yaramayan bol sıfırdan başka bir şey değil…
***
Bunu cemaate uyarladığınızda, sıfırların yerinde cemaatin bütün iş kolları, yurtları, okulları, kitapevleri, mağazaları, gazeteleri, radyoları, televizyonlarını ekledikçe eklersiniz.
Ama “1” hanesine “dershane” yerleştirildiğinden, yani kişilik yerinde dershane olduğundan, onu sildiğinizde diğerlerinin hiçbir anlamı, hiçbir manası ve hiçbir getirisi olmayacaktır.
Tepkilerin esası da burada…
Bu açıdan baktığınızda tepkileri, sarmal haline gelen ilişkileri de doğal karşılıyorsunuz.
Yoksa düz mantıkla baktığınızda dershanelerin nihayetinde “ticari bir kuruluş” olduğunu düşünebilirsiniz.
Ancak cemaati yakından tanıdığınızda, her şeyin başlangıcının dershane olduğunu ve o gidince her şeyin gideceğini görürsünüz.
Yukarıdaki örnekte de anlatmaya çalıştığım gibi dershane cemaat için “1” rakamını ihtiva eder.
Cemaatin diğer bütün iş kolları ve uğraşları da “1”in sağındaki “sıfır”ı gösterir. Ne kadar iş, ne kadar uğraş, o kadar bol sıfırlı bir meblağdır.
Sıfırlardan birisinin silinmesi, sadece tutarı değiştirir ama “1”in silinmesi, hepsini manasız kılar.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan bütün olayların başlangıcının “Dershane tartışması” olduğunu söylüyor.
O zaman başbakana göre, dershanelerin kapatılacağını gören cemaat, kapatılmaması için her şeyi mubah gördü veya “biz batarsak, her şey batsın” demeye başladı.
Ve olaylar başladı…
Bu böyle midir, değil midir zamanla daha net anlaşılacak.
Konumuz bu olmadığından geçiyor ve sadece dershanenin cemaat için ne anlam taşıdığını örneklerle açıklamak istiyorum.
Bu şekilde cemaatin tepkisi daha net anlaşılır diye düşünüyorum.
Cemaat, aslında “dini” bir oluşum değildir.
Hiçbir zaman da dini bir oluşum olmadı.
Dini yönü ise “bir arada tutma” açısından çok güzel bir kaynaşma ve anlaşma yoluydu ve bunda da başarılı olduklarını kabul etmek gerekiyor…
Yoksa gerçek manasıyla cemaat, sadece ticari bir kuruluştur. Bir holding gibi düşünebilirsiniz ama devasa bir holding.
Dershane, cemaatin ilk kapısıdır ve oradan girdiğiniz andan itibaren, bütün ticari kuruluşları harekete geçirir, canlılık verir, yapıyı sağlamlaştırırsınız.
Bir öğrenci dershaneye gidince, eğitimle alakalı bütün kuruluşları canlanır. Soru bankası hazırlayanlar, kırtasiyeler, okullar…
Ve buna bağlı olarak diğer bütün kuruluşlar.
Sistemin özü şöyle; cemaat, (maddi olarak)