Sapıklık, bütün toplumlarda görülen ve asla kabul görmeyen yanlış bir yönelim olsa da sapıklık, bizde çeşitli şekillerde özendirilir, sonra da sapıklığın çıkmasından hayıflanırız.
Sapıklık nasıl bir duygudur,
Hangi durumlarda ortaya çıkar,
Daha çok hangi kişileri etkisi altına alır,
Bunda kişinin psikolojik sorunlarının dışında çevre ve tahriklerin ne kadar payı var doğrusu bütün bunlar araştırma konusu…
Üzerinde durmak istediğimse “sapıklığın da bir raconu” olup, olmadığıdır.
Türk insanı bulunduğu her durumda “racon” kesmesiyle ünlenmiştir.
Racona ters olanları Türk erkeği, erkekliğine leke sürdürmemek için yapmazlar.
Dünyada “erkeğiz” diye övünen nadir bir millet olduğumuz belli ama yaşananların bırakın erkekliği insanlığa sığmadığı da belli.
Bu kadar erkeğiz ama nasıl oluyorsa oluyor, 68 yaşındaki kadına tecavüz edebilecek kadar hayvanlarla karşılaşabiliyoruz.
Yine İtalya’dan otostopla ülkemize kadar gelmeyi başaran İtalyan sanatçı, barış eylemcisi Pippa Bacca’yı ülkemizden ileriye geçiremiyor, konuk edemiyor, barış mesajlarına bizlerde güzel duygularımızı serpiştiremiyoruz.
Bütün bunları yapamıyoruz ama içimizden çıkan bir hayvan barış eylemcisine tecavüz ederek öldürüyor.
***
Dün Antalya'nın Kemer ilçesinde geçimini süt satarak sağlayan 68 yaşındaki Fatma Kuş, tecavüz edildikten sonra kafası taşla ezilerek öldürülmüş halde bulunduğunu duyunca bir kez daha erkekliğimden utandım…
İnsanlığımdan utandım.
Bu kadar gözü dönmüş,
Bu kadar sapık insanlarla bir arada yaşadığıma hayıflandım.
Kadınların bize göre elbette cinsel bir kimlikleri var, bizim de kadınlara göre cinsel kimliğimiz var.
Her iki tarafında cinsel arzuları var/olmalı da.
Ancak, cinsel ihtiyaç önce helal yoldan karşılanır.
Helal-haram ayrımı yapmayanlar içinse “karşılıklı istek” önemlidir.
Tecavüz etmek, sapıklığın en alçakcasıdır.
Tecavüz edenlerin kurbanlarını öldürmesi ise “yaptıklarının yanlış olduğunu bilecek düzeyde olduklarını” göstermektedir.
Yani hem yanlış yaptığını bileceksin,
İnsanlık dışı bir eyleme bilerek girişeceksin,
Hem de yaptığın hatayı daha büyük bir hatayla gizlemeye çalışacaksın.
Bu mu insanlık?
Bu mu erkeklik?
Hani sizin raconunuz?
İki de bir erkek olduğunuzu göksünüzü gere gere söylüyorsunuz, bu mu sizin erkekliğiniz, bu mu insanlığınız, bu mu adamlığınız?
Sizin yüzünüzden biz erkekliğimizden utanır olduk, insanlığımızdan utanır olduk, “erkeğim” demeye çekinir bir hale geldik.
Bu kadar mı insanlar alçalabilir?
Bu kadar mı gözü döner?
Bu kadar mı sapıklaşabilir?
Sizi bilmem ama hayvanca arzularla dolu insanların olduğu bir yerde yaşamaktan utanıyorum. (Hayvanlardan özür dilemek geçiyor içimden. Hiçbir hayvanın bu kadar alçak olduğunu sanmıyorum.)
Hayvani arzuları kamçılayan,
Sapıklığı normalleştiren,
Cinsi bozukları “star” diye gösteren medyadan iğreniyorum.
İnsanlar bu kadar düşmemeli…
Onur ve şeref sahibi olmalı…
Duruşuyla, konuşmasıyla, sözüyle adam olmalı…
Kişilerin erkek olması, kadın olması önemli değil.
Önemli olan insan olmasıdır.
Ama birileri illa da hayvanlaşmak istiyor/hayvanlaştırmak istiyor.
Sonra da dönüp, “bu insanlar niye sapıttı?” diye sorguluyoruz.
Sahi niye sapıttı?