Terör örgütü PKK eylemlerini hız kesmeden artırıyor ve öldürme için kendi yanlarında çok bahaneleri var. Birkaçına bakalım…
Türkiye terörle yeni tanışan bir ülke değil. Daha önce farklı adlarla, benzer zihniyette terör örgütlerinden çok çektik. Hepsinin ortak yanı ise “kiralık” olmalarıydı. Hiçbirinin bir düşüncesi, bir ideolojisi, bir amacı yoktu; ihaleyi verenin amacı ise pek çoktu.
PKK’ya veya HDP’ye yakın duranlar ile “faşist” zihniyeti nedeniyle toprağa düşen gençleri değil, iktidarı vurma derdinde düşenlerin argümanları farklı farklı.
Herkes sazı eline alınca “öldürmeyi” değil, “iktidarı” suçlayacak terane buluyor.
Katilin suçu bir anda yok oluyor ve ortalıkta “AK Partidüşmanlığı” veya “Erdoğan düşmanlığı” üste çıkıyor.
PKK, AK Parti zamanında ortaya çıkan, palazlanan, gelişen bir örgüt değil.
Ülkemizde ilk kez şehit cenazeleri gelmiyor ve ilk kez yürekler dağlanmıyor.
Dün de bu ülkede analar ağlıyordu, bugünde ağlıyor ve bu insanlıktan nasiplenmeyen vicdansızlık sürdükçe ağlamaya da devam edecek.
Çünkü bizim asıl sorunumuz ne PKK’dır, ne İŞİD’dir ne de başka bir terör örgütü; Bizim asıl sorunumuz yitirdiğimiz insanlıktır.
Toprağa düşen asker veya bu ülkenin insanı olan teröristlerde “siyasi hesap” yapma derdi ağır bastıkça, biz yüreklerimize daha çok taş bağlarız.
Sahile vuran bebenin kimliğine göre gözyaşımız değişiyorsa biz daha çok ağlarız.
Bu ülkede sahneye konulan oyun değişmediği gibi, getirilen tepkiler de hiç değişmedi.
Şehit olan her askerde alıştığımız “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganı kırk yıldır değişmedi.
Kırk yıldır dağları bombalama da değişmedi.
Kırk yıldır terör örgütüne katılanlarla birlikte kaçırılanlar da değişmedi.
Ancak üç yıldır süren ve PKK’nın zaman zaman bozduğu silahsızlanma, ülkede acıları askıya almıştı.
İnsanlar çocuğunu gönül rahatlığıyla askere yolluyor, kirli savaşın bir parçası olmadığı için seviniyor ve tezkeresini alan çocuğuna yuva kuruyordu.
Şimdi öyle değil.
7 Haziran seçimlerinden sonra ülkenin huzuru yeniden kaçırıldı ve yeniden çatışmalı döneme girildi.
PKK ve HDP’ye yakın olanların “öldürme” bahaneleri var.
Onlara göre hükümet barışı bozdu…
Oslo veya Dolmabahçe veya bir başka yerde verilen sözler yerine getirilmedi.
Peki nedir bu, anadilde eğitim belki de bunlar içinde en öne çıkanı.
Ama zaten PKK okul yakıyor, hastaneyi bombalıyor, baraj yıkıyor, iş makinalarını harap ediyor…
O zaman PKK’nın anadilde eğitim gibi bir derdi olamaz, belki HDP’nin olabilir. O da PKK’dan habersiz adım atar mı, tam bir muamma…
Hem öyle olsa bile anadilde eğitim hakkı kazanmak, öldürmenin gerekçesi olabilir mi?
Öğrenmek isteyen, okuyan, okuduğunu anlayıp, yaşamına geçirmek isteyenin gündeminde öldürme olabilir mi?
Elbette olamaz…
Öldürmek, caniliktir.
Öldürmekle hak aramak, cani ve cahillerin işidir.
Her hak arayan öldürmeye başlarsa ülkede insan kalmaz.
Zaten insanlık kalmamış, üstüne bir de insan kalmaz.
Bütün bunların yanında, cumhuriyet dönemi boyunca sadece Kürt sorunu değil, temelde insan haklarıyla ilgili her alanda sorunları çözme adına adım atan AK Partidir. Yaptıkları iyiydi, kötüydü, eksikti, tamamdı demiyorum; çözme iradesi olan ve bunun için mücadele eden tek parti, AK Partiydi.
Bütün sorunlar bir anda çözülmeyeceği gibi, çözülenleri yok saymak da mümkün değil ve her çözülen, çözüleceklerin müjdecisidir.
Tabii “çözüm” gibi bir derdiniz varsa…
***
Öte yandan, PKK’nın eylemlerinin en kötü yanı, Kürtlere verdiği zarardır.
Tıpkı İŞİD’in Müslümanlara verdiği zarar gibi, PKK’da her eyleminde Kürtlere ve bölgede yaşayan Türklere zarar veriyor.
Zarar verdiklerinin hakkını araması zaten mümkün değil.
Bölgeyi yaşanmaz yer haline getiren, yol kesen, insanların özgürlüğünü elinden alan, haraç toplayan, tehdit eden, şantaj yapan bir örgütten mustarip olan, Kürtleridir.
Yani terör örgütünün hiçbir eylemi, hiçbir cinayetinin gerekçesi Kürtler değil ve zaten onlara yaşattığı acıdan dolayı da olamaz.
O zaman tek seçenek kalıyor; tıpkı İŞİD gibi PKK’nın da kiralık olduğudur…
PKK, tıpkı İŞİD gibi Esed’i koruyor…
İsrail’in çıkarlarına hizmet ediyor, İran’ın yanında yer alıyor, Almanya’nın amacına hizmet ediyor ama asla Kürtlerle ilgili bir kaygısı, korkusu ve davası yok…
Söylenen her şey uydurulan kılıftan öte değildir.
Üstelik öldürmenin kılıfı olamaz.
Yaşatmayı bilmeyen, insanlığa bir şey veremeyen; kan, gözyaşı ve acı bırakan bir anlayışın “tercih edilir” olmasını bir türlü anlayamıyorum.
İnsanlar bir partiye olan kiniyle de olsa nasıl terörü ve terör örgütünü destekler?
Daha birkaç ay önce İŞİD’in yaptığı alçaklıklara tepki gösteren PKK sempatizanları, hangi alçaklığa tepki gösterdiklerini bir kez daha düşünseler iyi olur.
Tepki gösterilen “insanlıktan nasiplenmemiş” bir örgüt ve onun yaptıklarıydı…
PKK, insanlıktan nasiplenerek mi öldürüyor?
Siz bu cinayetlerde, hain pusularda insanlığı nereye oturtuyorsunuz, biz de bir görsek…
Tweetimden seçmeler
Bu ülkede, “Alçaklıkta Sınır Tanımayanlar Derneği” açılsa, “tabii üye” sayısı bile bütün STK’ları kaça katlar!