DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Naif Karabatak
Naif Karabatak
Giriş Tarihi : 18-04-2016 08:43

Dokunulmazlık ve erkeksen çık dışarı

Bazıları sanıyor ki, siyasetçilerin gündeme getirdiği her konu “sorun” ve dolayısıyla da “her sorun çözülmeye aday”. Hâlbuki ülkemizde sorunlar, siyasetçiler eliyle veya diliyle gündeme getirilmez. Çoğunlukla siyasetçiler, sorun olmayanı, sorunlu hale getirmede mahirdirler. Tıpkı dokunulmazlık gibi yani erkeksen çık dışarı, hadi, hadi çık da boyunun ölçüsünü alalım, yürü de ense tıraşını görelim.
AK Partinin yaptığı da iş değil doğrusu.
Çünkü ülkemizde bazı şeyler, bazı konular veya bazı kavramlar, siyasetini yapmak üzere vardır. (Hadi bir sorun diyelim)O sorun, limon gibi bir köşede durmalı, lazım olduğunda sıkılmalı ve herkesin ağzı sulanmalı…
Böylece siyasi parti liderleri ve vekillerin efeleneceği bir konu olmalı, köşede durmalı, yangında ilk kurtarılacaklardan sayılmalı..
Her lider veya siyasetçi kendi seviyesine ve ahlak anlayışına göre “gelin dokunulmazlıkları kaldıralım” demeli, yumruğunu masaya vurmalı, esmeli, gürlemeli, pırıl pırıl parlamalı, cilalanmalı, kalaylanmalı.
Ve onu izleyen herkes “vay be, adam ne kadar da kendinden emin. Sütten çıkmış ak kaşık. Ne suçu var, ne de suç işlemeye niyeti. Tertemiz, pirüpak. İşte halkın temsilcisi bu şahane insan, bu eşsiz varlık, bu müstesna şahsiyet, bu var ya bu…
Gaza gelen halk, siyasetçiye daha fazla gaz verir.
Gazı alan siyasetçi de esmeye, gürlemeye devam eder.
Az önce yaptığı yolsuzluğu unutarak, gündeme gelen yolsuzluk için “hadi, gelin dokunulmazlık zırhından kurtulalım ve herkes suçunun cezasını çeksin” diye bağırmaya başlar.
İş takibi için aldığı para, henüz destesiyle cebindeyken bunu söyleyecek kadar yüreklidir bizdeki siyasetçiler…
Her zaman bu efelenme işe yarıyordu ama bu defa sanırım ters tepiyor.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefetin elindeki biti aldı. Artık ezip duracakları malzemeleri de yok. Hatta hepsi “bu badireyi nasıl atlatırız” diye kafa yoruyor. Sadece muhalefeti demiyorum, iktidar partisinin içinde de “dokunulmazlık kalksın” diye samimi olarak düşünen ve bu yönde rey kullanacak olan sayısı çok değil.
Dokunulmazlığa karşı olan, tabii ki haklı…
Çünkü başından beri dokunulmazlık üzerinden siyaset, doğru bir siyaset değildi, halen de değil.
Milletvekillerinin dokunulmazlığı olmalı ama hiçbir dokunulmazlık, terörün yanında, ülkenin ve milletin karşısında durmayı sağlayacak kadar sorumsuz olmamalı.
Belki başka şeyler de dokunulmazlık dışında olmalı ama tümden dokunulmazlık kalksın demek, “biz siyaset yapmak istemiyoruz, gelin izi tutuklayın” demekten öte bir şey değildir.
Başbakan Davutoğlu, muhalefeti tuşa getirmeseydi, daha çok dokunulmazlık, siyasi malzeme olacaktı. Elbette bundan sonra da olur ama biz unutana kadar.
Dokunulmazlık üzerinden efelenenler, asla dokunulmazlık kalksın diyenler olmadı. Halen de olmadı, bundan sonra da olmayacak.
Hakkında onlarca soruşturması olan, kesinleşmiş cezası bulunan veya yargılanırsa çok ceza alacağı bilinenlerin “dokunulmazlık kalksın” diye esip gürlemesi, çocukların “erkeksen çık dışarı” efelenmesinden farksız, hatta ondan daha az samimidir.
Başbakan Davutoğlu’nun müthiş bir atakla “dokunulmazlık kalksın” isteyenlere, “fezlekesi olan vekillerin, mevcut fezlekeleri için bir defaya mahsus dokunulmazlığı kalksın” demesi, hepsini tuş etti. Elbette hiç kimse bunu beklemiyordu ama dokunulmazlık kalksın diyenler de buna hayır diyemezdi.
Ama bizde derlerdi…
Nitekim öyle oldu.Bugüne kadar dokunulmazlığın ucuz siyasetini, ucuz efelenmeyle yapanlar, bu beladan nasıl kurtulacaklarının hesabını yapıyor.
Oysa bir siyasetçi, dokunulmazlık üzerinden siyaset yapmamalı.
Ülkemizde hiçbir zaman yargıya “tam güven” olmadı, hatta bu güven, yarım yamalak da olmadı.
Millet adına siyaset yapanların neredeyse her konuşması, her eylemi yargıya intikal etmeye başlarsa ülkede siyaset biter.
Mesela küçük bir kentin vekiline husumeti olan başka bir siyasi, bürokrat veya gıcık kapan bir vatandaş,  vekilden şikâyetçi olur, “iftira” atarsa ne olacak?
Mecliste dokunulmazlık zırhının arkasına saklanarak, hakkındaki suçlamaların cezaya dönmesine engel olanların efelenmesi, bu açıdan çok anlamsız…
Zira bazısı ihaleye fesat karıştırmış, bazısı kaçakçılık yapmış, bazısı hakaret etmiş, bazısı da cinsel tacizde bulunmuş. Tabii önemli bir bölümü de “terör örgütünü övmek” suçlamasıyla karşı karşıya.
Bunlara verilecek ceza da aşağı yukarı belli.
Dokunulmazlık kalkarsa, daha önce mecliste yaşanan “çirkin” görüntüler olacak ve birçok milletvekili yaka paça emniyete götürülecek. Kimisi aklanacak, kimisi suçlu bulunacak ve bir anda meclis boşalacak.
Mevcut fezlekeler için bile kalksa, görüntü aynı, netice aynı olacak ve muhtemeldir ki yeniden seçime gitmek gerekecek.
Dokunulmazlık üzerinden siyaset yapanlar, siyaseti ucuzlatanlardır.
O zırhın kalması ve asla kalkmaması gerektiğine inananların, dokunulmazlık üzerinden siyaset yapması ucuz siyasettir. Tıpkı örneğini verdiğim “erkeksen çık dışarı” efelenmesinden farksızdır.
Bu defaki farklı ama umarım akıllarını başlarına alır ve dokunulmazlığı kaldırmazlar.
Bazıları dokunulmazlığı, “suç işleme özgürlüğü” olarak anlıyor ve sürekli kendisine, halkına ve ülkesine ihanet ediyor. Sonra da dokunulmazlık kalksın diye efeleniyor.
Oysa dokunulmazlık, suç işleme özgürlüğü diye anlaşılmamalı, vekillerin “sorumsuzluklara” karşı bir güvence olmalı ve bu mutlaka kalmalı.
Dokunulmazlık fezlekeye göre de kalksa, tümden de kalksa ellerini dizlerine vurup, saçını başını yolacakları şimdiden görür gibiyim; Allah’ım bu ne basiretsizlik böyle…
 
Twettimden Seçmeler
Çıkarının peşinde koşanın memleket sevgisi, ideolojik kaygısı, değer yargısı ve millet sevgisi olmaz. Var görünen ise sadece kılıftır.
www.naifkarabatak.net
 
Naif Karabatak

Naif Karabatak

DİĞER YAZILARI Adıyamanlının ağzına bir lülük köfte! Sana patronun kim olduğunu göstereceğim! Yeni Kabine ve Hulusi Akar Cumhurbaşkanı adayları… Naif Karabatak Gizemli kız ağlıyordu! Osman amcanın eşeği ve ilham! Bir Güneş Motel Olayı Öykünmesi Hayata ‘bu pencereden’ bakın Çiftliğinde boğ beni! İK açısından kadın ayrımcılığı Bir zamanlar utanıyorduk… Donacak halim kalmadı Naif Karabatak Vapura binip deniz görmemek 1950’li yıllarda Adıyaman… Amatör ruh ve profesyonellik Ne kadar vatandaşsın, parasız kalınca anlarsın Hayatımı geri istiyorum Sanki biz çok adalet istiyoruz! Hamza’nın kıskandıran dokunulmazlığı Medyanın olaya bakış şekli Tren ne zaman kalkıyor? Elimde büyümüştü kerata! Biz orucu iyi tutuyoruz… Bir diktatörü tanıma dersleri Samimiyet ve köprüdeki dayı! Kıtlık Öncesi Hazırlık Ezikliğe gönüllü olmak Özür seanslarına buyurun… (1) Darbenin itirafı Her şeyi paralele bağlamak… Darbe öyle değil, böyle vurulur Ülkemizde kaç fikir var? İnadına yatırıma yeni adres Bizi boşayın hâkim bey Ama o fakir Tütün ve dokunulmazlık İnsanlara dokunmadan dokunun Yıldırımların Bin Ali’si Başkanlık bizi parça pincik eder! Fikrini yalanla savunmak… Köşe yazarlığı ve pratisyen hekimlik İtinayla ezber bozulur Alışkanlıklardan kurtulmak Yasalar ve dönemler Gazeteci ne zaman ağlar? Irkçılığın iki esas nedeni Bomba mı önemli, bombacı mı? Onlarda hain varsa bizde de var! Kaçınılmaz olan savaş mı? Vefasızlık ve nankörlük Aşağılanmaktan zevk almak… Bir samimiyet testi olsaydı! Yıllardan arta kalan Türkiye Milleti veya Türkiyelilik Hakaret ederek kendinizi sevdiremezsiniz Terörün insanlıkla ilgisi yok Hiç mi insanlıktan nasiplenmediniz? Kan üzerine yumurta pişirmek Hakaret ederek hak arama Dedikodu, laf olsun diye yapılmaz Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz! Diyanet ve zorunlu din dersi İHH Ortadoğu, Kürtler ve Barış Siyasetin boş vaatleri Aday Adaylarına… Tarih'te yerini alsın diye... Atatürk Heykeline Karşı Olmak Kısa kesin, Barış Havası Olsun İşte benim aday adayım! Yapabildiğinizin en iyisi bu mu? Varsayalım adaylık sizin elinizde Eleştiri kültür(süzlüğ)ü Hiçlik de bir makamdır, en âlâsından Katliam için yürüyenler ve öldürenler Dayatma mı, dayanma mı? Bu kadar doğru insan zor bulunur AK Partiyi ayakta tutan iki neden Bir operasyon ya yanlıştır ya değildir Anıların heybeme sığmaz, biliyorum Yeni üsluba, yeni bir duruş Kaşıyın, korkmayın kangren olmaz! Mazlumdan yanayız ama… Eylemlerin toplumsal karşılığı Nihayet Akil İnsanlar Konuştu Sokaktaki normal insanlar Bekir Coşkun Orta Çağ yazarı mı? Kelli felli yazarlar ve yazdıkları Yahudilerden Mektup Var! Erdoğan’a en büyük desteği verenin hal-i pür melâli Gazze’de çocuklar ağlamıyor Veda Hutbesi kimlere hitap ediyor? Hangi adaya niye oy vereceksiniz? Erdoğan’ın unutamadığı gözler, bu gözler! Tayyip Erdoğan olmasın da… Zoraki aday; Ekmeleddin İhsanoğlu! Bayrak, bir bezdir ama her şeydir Atatürk olsaydı #gezi olmazdı! Siz buna özgürlük mü diyorsunuz? Biz vatandaşlıktan istifa edelim! Biten köhnemiş zihniyettir İyi gaz vermişler ama bu gaz uçurmaz! Millet, başkanını seçecek Ne Kürtçe! Ne Arapça! İllada da Türkçe!!! Bir paralelci gördüm sanki! Seçimin bittiğini birisi söylesin! Düşünün ama lütfen sessizce! O lahika yeniden yazılsaydı! Hem yalancısınız, hem korkak! Ahlaksız olan siyaset değil! Siyasete turp suyu sıkmak İdeoloji kalmamıştı, parti de kalmadı Gündem ve gündem olamayanlar En kolayı, iktidar yalakalığı! Manidar nihayet bulundu! Yılın en bi şeysi! Dershane biterse cemaat biter! Yüzümüzdeki maskeler bir çıksa… Cehenneme kadar yolun var! Düşmanlık nerede saklı, bulsak! İşaretler son çırpınış olmasın! Cemaatin siyasete bulaşmamışını severim! Bizim meselemizi sahiplenebilmek Biraz siyasete müdahale edip, geleyim! Benim Atatürk’üm, senin Atatürk’ünü döver! Ertuğrul Özkök Hidayete Ererse! Müslümanlar seks yapamaz! İkimiz bir ‘Fidan’ın güller açan dalıyız! Kadının düşünme yetisi elinden alınmalı! Kutsal andımız kaldırılamaz! Bu da yetmez ama evet! Marjinallerle nereye gidelim? Dursun Çavuşluğun âlemi var! Ermeni’sin, disiplinsizsin! Barış derken kızaran yüz yok! Merhaba Baba, Merhaba! Şerefsizliğin adını Sisi koydum! Cemaat tasfiyesi yazarlara mı kaldı? Birand itirafındaki ibret Bu gidişle daha çok zırlarsınız… Bir taşın üzerinde öylece oturmak… Belden aşağı ama tam yerinde! Hepimiz halkız da, siz kimsiniz? Gazeteciler, yazarlar ve şakşakçılar Bir koşu destan yazıp geleyim! Sen halksan, biz kimiz? Talebim var, sakın kabullenme! Gerici taleplerle ilerici olunmaz! Fuhuş ve içkinin öteki yüzü Basına kapalı bölümden düşünceler… Barış olsun, konuşacak çok şey var! Hem vallahi, hem de billahi barışıyoruz! Akil insanların derdi ne? Yapıştır, TC’yi Yapıştır! Akil İnsanlar Fişleniyor! MHP Terör Örgütü mü oluyor? Nevruz’un adı barış oldu! Kandil’i yakar, İmralı’yı yıkarız! Barış güzel ama anlatmanız çok kötü! Sizi meslek sahibi yapmadım ya oh olsun! Barışa kan, kin ve nefret bulaştırmayın! Niyet, postun altında gizli İçimizdeki Ergenekon! Devlet mi zalim bizler mi? Bir iyilik yapın ve susun! Amaç akan kanı durdurmaksa… Umut güzel ya çaba? Allah devletimize zeval vermesin! Yargı bağımsız olursa haber verin! Adıyaman kadar başına taş düşse! Bana inancını söyle, hakkını savunayım! Kaçacak yer bulsa “kaçak” olacak! Öldürenin kazandığı görülmedi! Keşke bu ümidi büyükler de verse! Dün konuşan başbakan değildi! Ben böyle bir onur istemiyorum! Nefes alıp verenlere selam yollamak Evlat acısı başkadır Siz hiç mülteci oldunuz mu? Terörün kolay geçiş güzergâhı! Başkasının acısına gülenler Her şey dursun, başkan yürüyecek! Elimizden kayıp gidenler… İmamın Rüyası! Ucu dokunmaya başladı! Yargı ne işe yarar ki? Dün “biz” eziliyorduk, bugün “bizler” eziliyoruz! Yazardan siyasetçi olur mu? Gücün kontrolü Falanca üniversitenin rektörü kimmiş? Yeni Gözdemiz; Star Gazetesi! Kentin yazarı olmak… Antidemokratik protokolle demokratikleşemeyiz! İdris Naim Şahin’in vatandaşı olamamak Kongrelerin parmak adamları Hükümetler zamla gelir, zamla gider Taraf, bertaraf edilmeden! Oyun kuranların bilmediği… Ne size mahkûmuz, ne de size mecbur! Ve kar yağar umutlarımıza! 48 yıllık muhasebe! Dersim’in Anıl Çeçen’i… Elifi Görsen Mertek Sanırsın! Pardonların en iğrenci Sen de masa müdürü ol! Tütün bu, boru mu? Dersimi konuştuk bitti mi? İşgal etmezlerse biz ederiz! Vefasız bir meslek; gazetecilik Badem gözlü bayramlar… Ölüme en yakın insanlar burada yaşar! Yüzen adacıklar yok olurken… Bahçeli’nin terör çözümü Hizmet ehlinin hizmeti! Korku, Paranoyayı Doğurur Çelikhanlı olsaydım… Ses kaydından kim nemalanır? Sevindikleri şeye bak Terör ve artan faşizm Özelleştirmenin en kötü yanı… Bu ayıp size yeter! İnsanlığın başladığı noktadayım… Akla ters olmayanı gösterin! Ne verdin be usta! İrtica nerede, gören var mı? BDP Ne İst(em)iyor? Ses ver, ıslık çal! Koşun, Birlikte Küfredeceğiz! Başkandan Mektup Var! Tercihimi adaylar belirleyecek Ergenekon Sanıkları Mülakatta Temayülüm Elimde, Adayım Gönlümde… Gönlünüz kimden yana? Gazeteci “darbe” yapar mı? 14 yıl önce, 14 yıl sonra Avukatlık yetmedi, bizzat üye olacak Bir rol modelin gidişi Angut Telefonun Ucunda… Ucubelik tartışmalar… Nerede yaşamak istersiniz? Kültür TPAO’ya, Turizm Emniyete Emanet Apaçiler Gözaltına Alınınca… İşte Sağduyulu Bir Ses Kürtçe konuşanlar “millet” değil mi? CHP Kürsüsünde Tayyip Erdoğan Çakması Devlerle Kapışan Merinos Wiki, “teğet” mi geçiyor Bahçeli Sonuna Kadar Haklı! CHP’deki hırs mı heves mi? Sapıklık Ruhumuzda Var! Kavun Karpuz Yata Yata Büyür! Kantarın Topuzu Başına Düşmemeli Sarkozy’in İnadı, Çalışanın Direnci Ben bunun neresini düzelteyim? Kusturıca ve İkiyüzlülüğümüz Kaypak olan taban mı? Saadet’te Vefa ve Vefasızlık Değişmeyen “Tek” Parti Konuştukça Battı, Battıkça Konuştu Bir Bayram Klasiği Ne kadar da benziyorlar… Boşluk doldurmanın cinliği mi? MHP’de Bir Oyun Var! Evren’in Cumhurbaşkanlığı Unvanı Alınsın! “Esas” milletin işi, sizinki “yaş” iş Sıcak, Kalabalık, Coşku, Başbakan ve Evet! Herkes İşini Yapmalı Yeni bir dünya keşfedildi Yeni Şamar Oğlanı Bulundu Bahçeli’nin ki cehalet mi, kasıt mı? Ergenekon Çok Yaşa! Eksen, nereden kaydı? Fetullah Gülen’in Sözleri… Kıyafet serbest ya kafalar? Kamera Bahane, Çözümsüzlük Şahane… Ne Haliniz Varsa Görün… CHP Bugün Ne Yapacak? Kıvırıp durmayın… Merak Ettiğim Üç Şey… Ben varsam iyi, yoksam kötü! Siyasetin “şık” davranışları Vatandaşın Ergenekon’u… Kan Üzerinden Siyaset Yapmak… Kuduz Köpekleri Özgürleştirelim! Özrü Kabahatinden Büyükler… Havşeri ve Çelikhan Caddesi Vazgeçil(e)mez Adaylar Hatayı Telefi Edebilmek… Metiner ve Bakış Açısı Kriz Sardı Her Yanımı! Gerger, birliktelik ve güzelim nar… Bir İstifa ve Yansımaları Tamirhane Bile Kurtarmaz Dışarıdan mı baksak ne? AK Parti’nin Aldığı Yara Ben Bir Şey Anlamadım! Bravo Celal Erkan’a… TSK’da ihmal olmaz mı? Aynı Heyecanı Yaşatmak Bir yazı ve sonrası… Basına Söven Yönetici Kim? Zehir zıkkım olmaz mı? Sivil Olamayan Örgütler… İstanbul’da Ramazan… Porsuk Çayı Üzerinde… Bağıranlara Dikkat! Savaşanlar ve Dangalaklar… Dost Dediğin… Varlık İçinde Yokluk Çekmek Uzungöl’ün Bambaşka Güzelliği Çocuklara “Masum” Tehlike Hormonlu Hormonsuz Kafalar… Kim Bu AK Partili? Sesi Kesilen Yerel Basın, Sesi Kesilen Halk Sahi Biz Ne İstiyoruz? “Hani Lan Senin Şapkan?” İki Haber ve Babacan Yasalara Çok Saygılıyız Canım! Adıyaman’da Yeni Dönem Adana’nın İstemezükçüleri… Güle Güle Müdürüm! Bir Milyon Fikir Kitaplığı Hüseyin Üzmez Üzdü(mü?) Farklı bir hafta sonu Utandım, hayvan mıyız, insan mı? Bulursanız vicdanınızı, elinizi koyun!
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA