Siyasi partilerin en önemli görevlerinden birisi, ortaya konan olumlu veya olumsuz duruma yorum yapmak, kendi fikrini söylemek, zararlıysa engellemek, faydalıysa destek vermek…
12 Eylül’de ülke referanduma gidecek.
Vatandaş, aslında ne için oy kullanacağını, neye evet veya neye hayır diyeceğini biliyor…
Bilmeyen de var elbet…
Kimisi araştırıp soruyor, kimisi de okuyarak bilgileniyor…
Bir de bilgilendirmesi gerekirken, kafa karıştıranlar var…
Elbette muhalefettir, iktidarın getirdiğine kuşkulu yaklaşacak…
Ama iktidar “buyur birlikte yapalım” demiş ve “bakmaya bile gerek yok” diyerek kapıyı kapatmış bir partiden söz ediyorsak, onlara sadece susmanın düşeceği açıktır…
Elinde imkân var iken düzeltmeye yanaşmayanların, daha sonra şikayet etmesi komik kaçıyor…
MHP’nin ki daha kötü…
***
Önceki gün mini minnacık bir broşür gözüme ilişti…
Referanduma neden “hayır” diyeceklerini, MHP broşür ile halka anlatmaya çalışıyor…
Bundan daha doğal bir şey olamaz…
Doğal olmayansa elmalarla armutları toplamaya çalışmaları, sapla samanı bir birine karıştırmaları, doğuyla batıyı aynı yönde göstermeleri, kuzeyle güneyi yer değiştirmek için didinip durmalarıdır…
***
Okul çağındayken, arkadaşlarla “şiir” yazardık. Pardon şiir yazdığımızı sanırdık…
Sevdiğimiz veya öyle sandığımız kızın adının baş harflerini bir her satırın başına ayarlar, mısramızı döktürürdük (!) Baş harfini tuttururduk ama gerisi tam bir faciaydı…
Mesela kızın adı “AYŞE” ise şiirin ilk kıtasının, ilk mısrasının başlama harfi de “A” olurdu ama ikinci mısraya “Y” getirmek için alakasız sözler bile yazardık…
***
MHP’de broşürü hazırlayanlar da okul sıralarında aynı yöntemi takip etmişler ama biz hiç değilse “şiir yazamadığımızı” anlayıp, yazıya döndük…
Onlarsa “berbat” şiirlerinin çok güzel olduğunda o kadar ısrarcılar ki, her tarladan bir kesek alarak nasıl bir tarlada buluşturacaklarını bilememişler…
Referandumda kullanacakları “Hayır”ın her harfini bir sayfacığa getirecek şekilde 5 sayfalık bir broşür hazırlamışlar…
Kısaca “Hukuksuzluğa, Ayrışmaya, Yolsuzluğa, Izdıraba, Riyakarlığa” diye de özetlemişler… Hayır yerine “ret” olsaydı, daha az yorulacaklardı demek ki…
Başlıklar güzel, anayasayla ilgisi yok ama olsun, yine de “kayısıya çözüm oluyor mu, o zaman hayır” saçmalığından bir kat iyi…
Ama başlıklar iyi, içi fos…
Bu anayasa değişikliği, zaten hukuksuzluğu gidermek için halkın huzurunda…
Demokratik açılımla başlayan, anayasa değişikliğiyle şekillenen ve pozitif ayrım yapılacakların da belirlenmesiyle aslında önemli ölçüde netleşen ayrımcılık önlenmiş olacak. Bunu bilmesine rağmen MHP’nin “Ayrışma” diye altında hiç alakası olmayan ve anayasa değişikliğiyle de uzaktan yakından ilgisi olmayan konulara girmiş.
“Yolsuzluğa” kelimesini görünce aklıma MHP’nin koalisyon olduğu dönem geldi…
Marmara depremine gitmeme gerek yoktu, çevremde işlenen yolsuzlukların haddi hesabı yoktu…
“Izdırap” kelimesinde nedense aklıma elinden hakları alınan, başörtüsü takamayan, zorla açtırılan, okul önüne atılan, eline kelepçe takılanlar geliyor…
Sonra bu ülkenin insanı olduğu halde kendi ana dilini konuşamayanların ızdırabını duyuyorum…
“Herkese göre farklı hukuk” uygulaması sonucu mağdur edilen gözü YAŞ’lı aileleri düşündüm…
O zaman bu anayasa değişikliği, yaşanan ve yaşanacak ızdıraba da son verecekti…
Riyakarlık mı, broşüre bakın, kayısıya çözüm bekleyenlere, “ayakkabımın bağını çözmedi” diye hayır diyenlere sorun…
Eğer muhalefet yapmak istiyorsanız, eğer bu ülkenin insanlarına birazcık iyiliğiniz varsa, darbe anayasasını savunmayı bir yana bırakırsınız…
Sonra da, insanımıza daha özgür bir yaşama kavuşturan anayasa değişikliğini ya kabullersiniz ya da neden kabullenmediğinizi doğru dürüst açıklarsınız…
Yoksa açıklayamayacak derecede zor durumda mısınız?
Fazla zorlanmayın, bugün size “hayır deyin” diyenlerin, 1982’de de “evet deyin” diyenlerin aynısı olduğundan hiç şüphe duymayın…