Hürriyet Gazetesi, halkın yüzde 52’si, yazıyla da elli ikisinin oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’a “Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz!” diye bir mektup yazmış.
Mektubu, mors alfabesiyle yazmamış, faksa verip yollamamış…
Doğan Medya Grubu, “sayın cumhurbaşkanı’na” hitaben yazdığı mektubu zarfa koyup PTT’ye de vermemiş, postacının kapıyı kaç kez çalacağını bildiğinden olmalı…
Mektup yazmış ama “seslenme” eylemi olduğu için belki de bunu “sesli” yapar diye düşündüm; sonuçta emrinde bir sürü “yandaş” medyası var.
Sonra Doğan Medya Grubunun “kayıtsız ve şartsız” destek verdiği siyasi partilerin, cemaatlerin yayın organları da emrinde.
Bir ses veriyor, her taraftan ses çıkıyor, bazen bu ses İsrail’den daha gür bir şekilde yankılanıyor…
Ama hükümet düşürme, hükümet kurma gücü kalmadı.
Belki de ondan olmalı bir gün önceki tehdidini, bir gün sonra “Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz” diyerek, hem cumhurbaşkanlığını tescilledi, hem de hiç inanmadığı demokrasiden, hukuktan, insan haklarından dem vurdu, çay demlenene kadar.
Çok üzülmüştü tabii Aydın Doğan…
“Bizden ne istiyorsunuz?” diye soruyordu; haklıydı da, ne istediği belli olmalıydı.
Oysa her şey belliydi; ayan beyan…
Doğan Medya Grubunun da sonsuz destek verdiği, (hatta bir örneğinin Gezi’de denendiği