Gündemde Gazze var, gündemde Filistin var, Kudüs var, katledilen çocuklar var.
Ve karşıda İsrail var, katil İsrail var... Ve bunlara kayıtsız şartsız destek veren Amerika var. Ve batı var.
İnsanlık tarihinin en acımasız en kanlı bir katliamı yaşanıyor , insanlığın en vahşi savaşı yapılıyor, çünkü namlunun ucunda çocuklar var, bebekler öldürülüyor ve hiç kimse hiçbir şey yapamıyor.
İslam aleminin bağrına saplanmış zehirli küçücük bir hançer gibi İsrail; İslam'ın kalbine doğru yol almakta ve bütün İslam alemi sadece bunu seyretmektedir.
Düşünün ki bütün İslam ülkeleri birer bölük gönderse, İsrail bir günde yok olacaktır.
Sadece İslam ülkeleriinin devlet idarecileri bir araya gelip karşı bir söylem geliştirse bile,belki bütün savaşlar duracak ,bu cüretkarlıklar son bulacaktır.
Öyleki İslamiyet var olduğundan beri her zaman kendi çağının süper devletlerini üretmiş , Dünyada hep söz sahibi olageldiği halde,zaman zamanda böyle fetret dönemleride yaşamıştır.
Lakin o fetret dönemlerinde bile bu seferki dönem kadar silik ve köle ruhlu İslam devletleri olmamıştır.
Çünkü düşman çok kavi...
Çünkü düşman ,bütün zamanların birikmiş zındıka cerayanların toplamından daha güçlü...
Çünkü Deccal çağını yaşıyoruz.
Nemrutların,firavunların,şeddatların ve Ebucehillerin bütün birikmiş günahların tarihi tecrübesi ile birlikte ,bu çağın ismi konulmamış günah ve zulümlerin hepsinin bir anda sahnelendiği deccalizmi yaşıyoruz.
Ve bu deccalizm İslam medeniyeti karşısında bin yıllara varan yenilgilerden aldığı dersler ve tecrübelerle saldırıyor.
Buna karşı İslam dünyası ise hamisiz ve sahipsiz kaldı.
İşte bunun içindir ki tam yüz sene önce bütün mana alemi toplanmış;
"Münevver emsali dünyada olmayan bütün selefi salin ve a'sarın meb'uslarından her asrın meb'usları içinde bulunur bir meclis-i muhteşem İslam'ın mukkaderatı için bir araya gelmişti"
Ve işte o meclis bu çağa şu ismi koymuştu:
"Helaket ve felaket devri..."
Tabi bu durumun böyle olmasının bir sebebi/sebepleri olmalı ve dahi bunca mağlubiyetlerin bir hikmeti olmalı.
Peki nedir bunlar?
(Bediüzzaman'ın "Rüyada hitabe"sini okursanız şunları görürsünüz.)
Birincisi;Şükürsüz saadet...
İkincisi;Mefkureden uzak kalmak...(Eskiden beri i'la-yı kelimetullah ve beka-yı istiklaliyet-i İslâm için farz-ı kifaye-i cihadı deruhde ile, kendini yek-vücud olan âlem-i İslâma fedaya vazifedar ve hilafete bayraktar görmüş olan bu devlet-i İslâmiye..Tarihçe-i Hayat - 130)
Üçüncüsü;Kur'an'a ,Kur'an medeniyetine ve Şeriata saygısızlık.
Dürdüncüsü;Kadere fetva verdirten cürümleri işlemek.
Diğer taraftan intibaha gelen bir insanlık...
Ve hikmeti ilahiye...
İnsaniyet-i Suğra olan,teknolojik gelişmelerin insan eliyle olması Murad-ı İlahiye iken, bu gelişmeler sonucunda "Ene"nin Firavuniyet boyutuna evrilip Allah'a savaş açması sonucunda ortaya çıkan medeniyete İslamiyet'in hiç bir temsilcisi müdahil olmamalıydı.
Allahu alem ,belki de bunun için Cenab-ı Hak,geçen yüzyıl boyunca bütün İslam diyarlarını nadasa bıraktı.
Zira ortaya çıkan medeniyet Roma dehası ile Yunan dehasının ortak yapımı idi.
Bu medeniyetin temsilcileri ise Amerika ve Avrupa idi.
Amerika 200 milyon kızılderili kanı üzerinde bina edilirken, Avrupa iki Cihan harbi ile yine milyonlarca insanın kanını akıtırken ,diğer yeryüzünü sümürge haline getirip fakir fukaranın kanı ile besleniyordu.
İşte bu medeniyetin saadet getirdiği kesim yüzde 20 bile değildi.
Öyle ise bu medeniyete İslamiyet dahil olamazdı.
O zaman ne olacak?
Deccaliyet,yalancı cenneti ile,bütün fitnesi ile,intibaha gelmiş beşer karşısında hilesi uzun süremiyecek.
Evet bu medeniyet bir elinde tuttuğu teknolojik gelişmelerle, insanlığı hipnotize ederek kendisine hayran bırakırken ,diğer eliyle bir vantuz gibi bütün dünyanın kanını emiyordu.
Şimdiye kadar girdiği bütün ülkelerde güya "demokrasi ve evrensel değerleri yerleştireceğiz" deyip oraları kan gölüne çevirirken ,arkasına bütün dünyanın desteğinide alabiliyordu.
İşte şimdi ilk defa Gazzeli bebekler ,bu vampirlerin büyüsünü bozdu .
Nasılki,bir karınca bir Firavunu, bir sinek bir Nemrudu, bir mikrop bir cebbarı mağlub ettikleri gibi... Bu yenilmez sanılan,bu uzaya bile hükmedeceğini söyleyen ve kendilerini yeryüzünün tanrısı ilan eden bu medeniyet ve temsilcilerini ise Gazzeli bebekler yok edecektir.
Artık dünya kamuoyunda bunlar, zaman geçtikçe aldıkları destek azalacak ve sıfırı tüketeceklerdir.
Evet bu Gazze katliamları batı ve siyonizm için sonun başlangıcıdır.
Ve bu "son"un çok hızlı gelişmesi için İslam dünyasının da intibaha gelmesi lazım.
Özellikle Osmanlı bakiyesi olan Türkiye'nin "İlay-ı kelimetullah" mefkuresine sahip çıkıp ittihadı İslam'a çalışması çok önemli bir faktör olacaktır...
Zira "At düştüğü yerde kalkar" misali çöküş bu topraklarda başladığı gibi,tekrar bir şahlanış da Anadolu'da başlayacaktır.
Evet Anadolu onikinci asırdan bu yana mana aleminin dikkatini çekmiş,İslam aleminin ekol isimlerinin menzili haline gelmiştir.
İbni Arabi hazretlerinden,Mevlana Hazretletine Ahmet Yesevi hazretlerinden Bediüzzaman hazretlerine kadar hepsi burayı işaret etmiştir.
Dolayısı ile mana aleminin liderliği burada şekkillenirken ,İslam'ın siyasal liderliği (Hilafet) de zaten bu topraklarda miras olarak kalmış,Hilafetin sorumluluğu Türkiye Büyük Millet Meclisine devredilmişti.
Öyle ise bu Gazzeli bebekler,nasılki bütün Dünyaya Batı'nın Domuzluğunu gösterirken bize de tarihi misyonumuz hatırlatıyor mu?