Biz okurlar olarak yazarları yazdığı yazıdan tanırız. Hasbelkader karşılaştığımız yazar ise (muhtemelen) bizleri hayal kırıklığına uğratır. Bu ne kadar doğaldır bilmiyorum ama (bazı) yazarları gözümüzde çok büyüttüğümüzden, onlara insanüstü bir misyon yüklediğimizden olsa gerek. Köşesini her gün takip ettiğiniz, kitaplarını su gibi okuduğunuz bir yazarla hasbelkader karşılaştığınızda hiç de “büyük” birisi olmadığını anlar, hayal kırıklığı yaşar ve o günden sonra o kişinin yazısını okumamaya özen gösterirsiniz. Veya aksi olur büyüttüğünüz kadar vardır, o günden sonra yazılarını daha titizlikle takip edebilirsiniz. Ben bunun birçok örneğini (maalesef) yaşadım… Aksini yaşadığım da oldu. Bazı yazarları tanıdıktan sonra daha çok takip etmeye başladım mesela. Yani her iki durumla karşılaşmak olası ise de edindiğim tecrübe, okuduğun yazarı “tanımazsan” daha kârlı olduğundur… Sözü başlıktan anlaşıldığı gibi Vakit Gazetesi Yazarı Hüseyin Üzmez’e getireceğim. O yaştaki ve o konumdaki bir yazar için çok kötü bir suçlamayla önceki gün tutuklandı. Doğaldır ki, 78 yaşındaki bir insan için “küçük kıza cinsel taciz” iddiasına inanmak ilk elde zor. Hele hele bu inançlı bir insansa çok daha zor. Olay (aktarıldığı kadarıyla) şöyle gelişir; “Bursa'nın İnegöl ilçesinde yaşayan L.Ç.'nin annesi Leyla Ç. hakkında fuhuş ihbarı alan güvenlik güçleri, takip sonucunda anne ve kızın Hüseyin Üzmez'in evine girdiğini tespit etmesiyle başlar. Son ziyaretlerinde gözaltına alınan Leyla Ç.', emniyetteki sorgusunda, Üzmez'in kızı L.Ç.'ye cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürer. Gözaltına alınan Üzmez, 'çocuğa cinsel istismarda bulunma' suçundan çıkarıldığı mahkemece tutuklanır. Üzmez, adliye önünde gazetecilere yaşananların bir komplo olduğunu, gerçeğin yargıda ortaya çıkacağını söyler.” Gazetelerden bize yansıyan bu. Tabii ki “abartmada” üstüne toz kondurulmayacak bazı basın işi abarttıkça abarttı, magazin ve ahlaki yönünü çarpıttıkça çarpıttı. Her gün magazin basınının malzemesi olan iş, sanat ve medya içerisindeki insanların sapık ilişkileri gündeme bile gelmedi. Çoğuna hoşgörüyle bakıldı, çoğu “özel hayat” diye korundu. Hatta sapık ilişkiler “cinsel tercih” diye normalleştirildi. İş inançlı bir insana geldiğindeyse çok acımasız davranıldı. Ben iki aşırılıktan, yani körü körüne “suçsuz” demekten de, “suçlu” demekten de imtina ederim. Sonucu elbette yargı belirleyecek ve o zaman gerçekler mümkün olduğunca anlaşılacaktır. Gerisi de Hüseyin Üzmez’le iddia sahipleri arasında bir sır olarak kalacaktır. Peki, kimdir Hüseyin Üzmez? 1934'de Malatya'da doğan Hüseyin Üzmez, İlk ve orta öğrenimini Malatya'da tamamladı. Lise son sınıf öğrencisi iken, Gazeteci Ahmet Emin Yalman’a suikast girişimiyle adını duyurdu. 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Üzmez, 10 yıl 3 gün süren mahkumiyet süresinin 1,5 yılı, aynı olaya karıştıkları iddiasıyla Malatya'ya getirilen Necip Fazıl Kısakürek ve Osman Yüksel Serdengeçti ile birlikte geçti. Hapishanede iken İzmit Lisesi'ni, mahkûmiyet sonrası ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık ile Sağlık ve Sosyal Yardım bakanlıklarında müşavir olarak görev yaptı. Halen serbest avukat olarak çalışmakta ve Anadolu'da Vakit gazetesinde günlük yazılar yazmaktadır. Üzmez’in yayınlanmış iki de kitabı var. Birisi “Özgür Eşekler ve Ötekiler” diğeriyse “Hüseyni Makamından Nükteler” adlı mizah kitabıdır. Zaten onun nükteleri, hazır cevaplılığı ve mizahi yönü kuvvetliydi. Bir de milliyetçiliği, muhafazakârlığı ve tabii ki uzun yıllar öncesindeki suikast girişimi… Dikkat edilirse Üzmez tam tamına 78 yaşında… Yine kendisinden tam tamına 50 yaş küçük bir de hanımı var. Beş yıl önce tartışmalı bir evlilik yapmış, bu evliliği de dedikodu olmuştu. Halen de devam ediyor. (Bana göre de şık bir evlilik değil ama yasal…) İddiaya göre L.Ç’nin annesi Leyla Ç.’yle de ilişkisi varmış. Allah aşkına 78 yaşındaki adam aynı zamanda Süpermen mi? Hem 28 yaşındaki eşi, hem Leyla Ç. Hem kızı L.Ç.’yle ilişkisi olsun. Aklım almaz, mantık kabul etmez ama “suçsuz” demek için de çok erken. Komplo ihtimali bana daha kuvvetli geliyor. Ya da içimden “keşke komplo çıksa da bir yazar daha gözümüzden düşmese” gibi bir duygu yoğunluğu yaşıyorum. Yine “keşke sadece bir yazarın gözden düşmesi için yapılsa. Korkarım ki inançlı insanlara leke sürmek için hazırlanan çok ama çok çirkin bir tezgâhtır” diye düşünüyorum. Hüseyin Üzmez olayı doğruysa tüm okuyucularını ve inançlı kesimi üzecek ama değilse, çirkin ve çok aşağılık bir komployla karşı karşıyaysa da çektikleri yanına kâr kalacak. Her iki durumda kötü ama inanın 78 yaşındaki birisinin 14 yaşındaki kızdan faydalanma isteği daha kötü. Gel de işin içinden çık, çıkabilirsen…