Sekiz yıldır ilimizde valilik görevini sürdüren Halil Işık, üçüncü kez merkeze alındı. Böylece (bir daha dönmezse) yeni bir dönem başladı. Vali Halil Işık iyi yapmıştı, kötü yapmıştı ayrımına ben girmeyeceğim. Nasıl olsa karşıtlar çok sesli eleştiriyordu, yağcılar da boş yere alkış tutuyordu. Hatta gözyaşlarını sel edenler oldu, atanmasında “nesnel bir gerekçe” bulamayanlar halen aramaya devam ediyor. Arasınlar belki bulurlar… Oysa 2000 yılında, yani bundan tam tamına sekiz koca yıl önce bir vali atandı, öyle bir yıl, iki yıl değil tam sekiz yıl ilimizde çalıştı, iyi de yaptı, kötü de. Güzel işlere de imza attı birçok işi de aksattı ama çalıştı… Arkasından ağlanacak, gözyaşı dökülecek, saçını başını yolacak bir durum söz konusu bile değil. Yalnız her giden için olduğu gibi Vali Işık’a da “yolun açık olsun” demek erdemdir, bir vefa duygusudur. Her kamu görevlisi görev süresinin sonunda ayrılır. Önemli olan hoş bir sada bırakıp bırakmadığıdır, gerisi hikâye, gerisi yağcıların yağ yakmasından öte bir şey değil. O nedenle bu kısmı hiç önemsemediğimden geçiyorum. Bu açıdan Adıyaman’da bir dönem kapandı. (Gerçi bir dönemin kapandığını biz iki kez daha görmüş, Halil İbrahim Daşöz gibi bir valiyi kaybetmiştik. Bir daha mahkeme süreci işlerse Adıyaman’ın valilikle değil, krallıkla yönetildiğine inanmaya başlayacağım. Bunu da söylemiş olayım. ) *** Gelelim yeni bir döneme… Bu dönemin normal sürecinde kalması en büyük dileğim. Adıyaman’la birlikte valisi değişen 8 ildeki vali ne zaman değişirse bizimki de o zaman değişsin yeterli. Dünden itibaren artık Adıyaman’ın yeni Valisi Ramazan Sodan. Sodan’ın Kaymakamlık sonrası Genel Sekreter olarak görev yapması Adıyaman açısından bir artıdır. Öyle ki, yıllardır Karayollarının Adıyaman’a yan bile bakmaması nedeniyle, bırakın duble yolu, tek yollarımıza bile doğru dürüst bakılmadı. 35 yıldır Adıyaman Çelikhan Malatya yolu öylesine duruyor. Cilalı laflara gerek yok, Adıyaman’ı olduğundan farklı göstermek Adıyaman’a en büyük ihanettir. Yıllardır hiçbir adım atılmadığı halde koştuğumuz söylene söylene bizi inandırmaya çalıştılar ama inanmadık. İnsan yaşadığına inanır, ütopyalara değil. Adıyaman’ın en büyük sorunu işsizliktir, her ilde olduğu gibi. Belki Adıyaman’da daha fazla. Öte yandan Adıyaman’ın ikinci büyük sorunu “ucuz iş gücü” ve “kaçak işçi” çalıştırılmasıdır. Maalesef sigortasız, komik ücretle, hiçbir güvencesi olmadan çalışan binlerce gencimiz var. Turizm yönünden Adıyaman “varlık içinde yokluk” çeken ender illerden birisidir. Her şeyimiz var, hiçbir şeyimiz yok diye özetlenebilir. Oysa turizm, Adıyaman’ın kurtuluş reçetesidir. Nemrut Dağı, Cendere Köprüsü, Eski Kâhta Kalesi, Arsemia gibi tarihi eserlere ulaşımı kolaylaştırmak gerekiyor. Yine yerli ve yabancı turistlerin sıkıntı çekmeden bu güzellikleri görmesinin önü açılmalı. Bir tuvalet bile bulamayan turist, Nemrut’a ne diye gitsin ki… Şehir merkezinde bulunan Perre Antik Kenti’nin öncelikle gün yüzüne çıkarılması, orada bulunan mozaiklerin “gizlenmemesi” gerekir. Gizlemek ihanetten öte bir şeydir. *** Elbette Vali Ramazan Sodan, şehrin sorunları hakkında kurumlardan bilgi alacak, brifingler isteyecek, yerinde görecek, çözümler üretecek, yapılan ve yapılmayanları, şişirilen ve şişirilmeyenleri kendi gözleriyle görecek. Dolayısıyla buraya Adıyaman’ın sorunlarını yazmayı gereksiz buluyorum. Okullaşma, derslik, hastane, sağlık evi.. bütün bunlar tamam ama bizim esas üç temel sıkıntımız var; işsizlik-ucuz işgücü, yol ve turizm… Gerisi ödenek, risk alma, inisiyatif kullanma becerisine sahip idarecilerle çözümlenecek basit sorunlardır. Öyle çetrefilli sorunlarımız yok, çözümlenememiş yığın haline gelmiş sorunlar yumağımız var. Bunu da Vali Ramazan Sodan’ın kolaylıkla çözebilecek yapıda olmasından dolayı çok sorun olarak görmüyorum. Bakalım bunu zaman gösterecek ama her kaybedilen gün, Adıyaman’ın zararınadır. Yeni Vali ve yepyeni bir dönem Adıyaman’a hayırlı olsun derken, Vali Ramazan Sodan’a da “Hoş geldin, ne iyi ettin de geldin” diyorum…