Geçen hafta bir iş için Gaziantep’e gitmiştim. Şehir merkezini turlarken billboardlarda yer alan bir reklam-ilan afişi ilgimi çekti.
İşin güzel tarafı okumak için yaklaşmam gerekmiyordu, çok uzaktan bile okunuyordu…
Hani bazı ilanlarda ücret tarifelerini “hiç okunmayan puntolarla” yazarlar ya, öyle değil…
Kocaman kocaman harflerle ve ilk bakışta ne olduğu anlaşılsın istenmiş…
Gizleyecekleri bir şey yok yani…
Gaziantep’in Şehitkâmil İlçe Belediyesi’nin ihale duyurusuydu bu afiş…
İlginçti…
Çünkü Kamu İhale Kanunu’na göre, ilanların nerede ve nasıl yayınlanması gerektiği ayrıntılarıyla bellidir.
Açık teklif, kapalı zarf usulü ve pazarlık şeklinde yapılan ihalelerin “miktarına” göre duyuru şekli de vardı…
Bazısı ilansız, bazısı gazete ilanlı ve bazısı da sadece Kamu İhale Kurumu(KİK)’nun sitesinde yer alırdı…
Bunun dışındaki her duyuru yasal mevzuatın dışında ama yasadışı değildi…
Şeffaflıkla ve hesap verebilirlikle alakalıydı…
Doğrusu millet olarak buna pek alışkın olduğumuz söylenemez…
Gençliğimden bilirim, “aman kimse duymasın” diye yasaları zorlayarak yapılan ihaleleri…
Gazetede yayınlama mecburiyeti olunca sadece “gerektiği kadar” gazete basmalarını…
Göreve gelmeden önce “şeffaf” olacağını özellikle belirtenlerin “demir perde” haline bürünmelerini…
En küçük STK’da bile seçime girmeye niyetlendiyseniz delege listesine ulaşmanız bile mümkün değildir…
Geliri gizlidir, gideri gizli…
Yapacağı iş gizlidir, projeleri(!) gizli…
Açık hiç bir şeyleri yoktur…
Yakınlarıyla birlikte “parsel parsel” parsellerler, yetki aldığı kenti…
Hırsız, hırsızı takip eder…
Metot farklı olsa da, hedef aynıdır…
Örnek aldığı hırsız, televizyon kurmuşsa o da kurar, gazete yayınlamışsa o da yayınlar, radyo istasyonu kiralamışsa o da kiralar…
Yapılan bir iş yoktur ama “yapılıyor” diye lanse edilen eften püften işlerin ardı arkası kesilmez…
Siz göremezsiniz…
Ne yatırımlar(!) yapılıyordur, ne büyük hizmetler(!) yapmışlardır…
Hatta uyduruk kıytırık işler için “ödül” bile alırlar, yüzleri de kızarmaz…
Kongre yaparlar, gizlidir…
Seçim yaparlar gizli…
Aman kimse duymasın, aman kimse bilmesin, aman uyuyanlar uyanmasın diye her türlü kanunsuzluk yapılır…
İlanlar özel gazetelere basılır…
Kentinde gazete ve matbaa yokmuş gibi başka ilde, başka ilçede, başka matbaalarda “gerektiği kadar” gazete basılır ve tarihler de çarpıtılır…
Gizlemesi gereken açıkları vardır çünkü…
Koltuğu kaybetmemeleri gerekir…
Bunun için artık her şeyin mubah olduğuna inanırlar ve ipin ucu kaçtıkça kaçar…
***
Demokrasi kültürü çok farklı bir şey…
Doğuştan öğrenilmiyor, “Demokrat olacağım” diyerek de olunmuyor…
Demokrasi kültürü, özümsenerek ve inanarak hayata geçiriliyor…
Başkasına demokrasi isterken, kendisine “gereksiz” bulmuyor…
Önce kendisi uyguluyor, hayatın her alanında…
Bu STK’da olabilir, siyasi parti de, bir kamu kuruluşu da…
Yasalara saygı, ceza korkusundan olmamalı, ahlaki değerlerden kaynaklanmalı…
Eğer ceza korkusuyla davranılırsa “kılıf bulma” yoluna gidilecek ve bu da “ne kadar gizleyebilirim, yasal olarak hangi adımları atabilirim” şeklinde arayışları beraberinde getirecektir…
Yapılan yasaldır; gazetede yayınlanmıştır, KİK’de yer almıştır, belki sitesinde de “bir süre” durmuştur ama “ne kadar az kişi görürse o kadar iyi olur” mantığı, bir şeyleri gizleme ve bir şeyleri birilerine peşkeş çekmenin diğer adıdır…
Görev alanlar, yönetimi altında bulunan insanların hakkını ve hukukunu korumak zorundadır.
Bunun aksine, onların hakkını ve hukukunu gasp ediyor, gasp etmek için kanunu zorluyorlarsa onların en adi hırsızlardan hiçbir farkı yoktur…
İstediği kadar dürüstlükten bahsetsinler, istediği kadar bulunduğu partinin veya misyonun rüzgârından faydalanmaya çalışsınlar fark etmez, hırsız, her zaman hırsızdır…
Kavun ve karpuzun yata yata büyüdüğüne inanlar, bir kentin veya kurumun yönetiminin yata yata veya çala çala olmayacağını iyi bilmeleri gerekiyor…
Ya çalışın ya da bırakın çalışanlar gelsin…
Çalanlar, her devirde vardır ve bu millet ne çektiyse çalışanlardan değil, çalanlardan çekti…
CafeSiyaset.com