DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Naif Karabatak
Naif Karabatak
Giriş Tarihi : 20-06-2016 13:06

Bizi boşayın hâkim bey

Önceleri böyle değildi hâkim bey. Ben de herkes gibi annemi ve babamı alarak Melahat’ın evine gittik. Hani giderken bir kilo unlu lokum ve komşunun bahçesinden topladığımız.. tamam tamam yürüttüğümüz bir deste gülle gittik.
Herkesin babası gibi benim babam da “Allah’ın emri, peygamberin kavliyle” diyerek Melahat’ı bana istedi.
Ee aslan gibi oğlu vardı. Ne içkim var, ne kumarım, ne karı peşinde koşarım, ne de kız. Hani kafam estiğinde darbe planları yapan birisi de değilim. Ne derin yapılanmalarda işim olur, ne çetelerde, ne de mafya da…
-Oğlum saadete gel.
-Saadet değil hâkim bey, Melahat.
-Neyse işte…
-O gece “hele bir düşünelim” dediler, bizi gerisin geri postaladılar. Hani kız evi naz evi derler ama sanki bu onun gibi bir şey değildi.
Yine de annem, “kız evi naz evi derler mecburen düşünelim diyecekler” dedi de içimi rahatlattı.
Yabancı değillerdi zaten, hemen bizim sokağın üst başında otururlardı. Yani çocukluğumdan beri tanırdım Melahat’i…
Ne yalan söyleyeyim hâkim bey, hiçbir kötü huyunu görmedim. Ne kimseye yan baktı, ne dedikodu etti, ne adı çıktı, ne hakkında kötü laf ettiler…
Ancak…
-Ancak ne var oğlum?
-Danteli çok sevdiğini söylerlerdi.
-Ne var bunda her kadın danteli sever oğlum.
-Ben de öyle düşündüm hâkim bey, ne var bunda dedim, her genç kız danteli de sever, çeyizini de dizer.
-Eee..
-Ee’si önce kız arkadaşları arasında adının “Dantel Melahat”a çıkmış olması beni işkillendirdi ama sonra sizin dediğiniz gibi düşünüp, kafaya takmadım ve başladım Melahatlardan gelecek cevabı beklemeye…
-Cevap geldi mi?
-Gelmez olur mu hâkim bey, gelmezse bugün burada ne işimiz ola ki?
-Bak sen de haklısın, devam et.
-Hâkim bey, kayınbabam olacak Ahmet amca uzunca bir listeyi tutuşturdu elimize. Şükür babamın maddi durumu iyi olduğundan listenin kabarıklığına kafayı takmadık ama listede bir madde vardı ki hepimizi şaşırtmadı değil.
-Bak ben de merak ettim şimdi neydi o madde?
-Hâkim bey, listede tastamam bin koca kutu dantel ipi yazıyor, ayrı ayrı da dantel ipinin numarası veriliyordu. Ha unutmadan markası da vardı tabii.
-Bin kutu dantel ipini ne yapacakmış?
-Bilsem, daha doğrusu o zaman bilmiyordum sonra öğrenmeye başladım.
-Nasıl?
-Anlatayım hâkim bey. Bizim öyle uzun bir nişanlılık devremiz olmadı. Yani ne pastanelerde gezdik, ne kafelere takıldık, ne sahil boyu el ele dolaştık, ne kumrular gibi göz göze gelerek süzüldük. Bunların hiç birisi olmadı; tatlıdır, nişandır, düğündür dediğin bir haftalık bir şey oldu. Bu süreçte sevgili gibi olamadık yani. Hani mahallelimizdi ama mahallenin kızına başka gözle bakmak racona ters diyerek hep kafasını başka tarafa çeviren delikanlılardanım hâkim bey.
-Kendini methetmeyi bırak da saadete gel.
-Saadet değil hâkim bey Melahat.
-Neyse işte devam et.
-Babam bizim sokağın hemen yukarısında bir ev buldu. İçini de dayadı döşedi. Tabii düğünden bir gün önce kız evi gelip dizdi. Ben evin içini henüz görmemiştim ama nasılsa gerdek gecesi var hâkim bey.
-Bence orayı atla, aile var.
-Atlayamam hâkim bey, zaten ne varsa orada var.
-Oğlum geç orayı, sen sabah kahvaltıyı anlat.
-Valla geçemem hâkim bey yoksa hikâye bölünür.
-Neyse anlat bakalım, seni susturmak ne mümkün. Burada hâkim sen misin ben miyim anlamadım ama hikâye heyecanlı ben de kapıldım işte. Anlat dinliyorum.
-Sağ ol hâkim bey. Düğünden sonra arkadaşlarım sırtıma okkalı yumrukları vurarak beni gerdek odasına iteklediler. İçeriye girdiğimde gözlerim kamaştı. Hani Melahat güzeldi ama gözlerimi kamaştıracak kadar da değildi. 
Gelinlikle yatağın hemen yanına oturmuş Melahat’ı gördüm. Bembeyaz gelinlikle ne de güzel duruyordu ama ilginç, sadece gelinlik değil, her yer bembeyazdı. Odada siyah olan bir tek bendim, bir tek damatlık elbisemdi.
Yaklaştım, duvağını açtım, cebimden çıkardığım gerdanlığı boynuna taktım ve anlına bir öpücük kondurdum. Tıpkı eski Türk filmlerindeki gibi hâkim bey.
Sonra gözüm kamaşmaya devam etti, işte o zaman fark ettim dantelleri…
-Ne danteli?
-Ne değil hâkim bey, her taraf dantellerle süslenmişti.
-Ne var oğlum bizim hanımda ne bulsa üzerine bir dantel atar.
-Öyle değil hâkim bey. Şimdi dolapta, vitrinde, ayakkabılıkta dantel vardı. Sehpada, sandalyede, masada, yatağın üstünde, başucunda…
-Bunlar normal, herhalde sen dantel karşıtı birisisin ondan sana öyle geliyor.
-Değil hâkim bey. Yatağın üstü tamamen dantel, halıların her kenarı dantelli, ayağıma uzattığı terliğin üstünde dantel vardı.
-Yok daha neler?
-Evet daha neler. Ceketimi çıkardım, askıya asacağım askıda dantel var. Gömleği çıkardım askısı dantelli, asacağım yer dantelli. Ayıp olmasın dedim, pijamamı giyinip öyle yatağa gireyim dedim, o da ne?
-Ne, ne?
-Pijamamın ceplerinin hemen üst tarafından sarkacak şekilde dantel konmamış mı?
-Yok daha neler?
-Hem de daha daha neler. Çekmecede de dantel vardı, hem zemininde hem çekeceğim kolunda. Neyse geçer bunlar, zamanla bıkar. Herhalde yeni gelin oldu, kendi evi ya süslüyor zahir diye düşündüm.
O gece geçti, sabah uyandığımda Melahat’in mutfaktan sesi geldi. Kahvaltıyı hazır etmiş. Bak hamarat kadındır onu da söyleyeyim.
Neyse bu gecenin üstüne güzel bir kahvaltı iyi gider diyerek mutfağa yöneldim. Mutfağa gidene kadar her yerde, her şeyde dantel vardı. Öyle böyle değil, hayatım boyunca bizim evdeki danteller kadar danteli bir arada gördüğümü hatırlamıyorum. Mutfağa girdim orası da öyle ama o da ne, çay bardaklarının üstünde de dantel olmasın mı?
-Yok canım sen de abartıyorsun.
-Abartmak mı, keşke görsen hâkim bey.
-Oğlum bırakmamışsın ki, nesini göreyim?
-Devam edeyim hâkim bey.
-Buyur anlat.
-Melahat’la mı kahvaltı ettim, dantellerle mi bilmiyorum. Bizim buralarda ilk gün dışarıya çıkılmaz ama dantellerden kurtulmak için “benim acele işim var” deyip sıvışmak istedim.
Sağ olsun ilk günden posta koyma hevesinde olanlardan değildi, “güle güle” demekle yetindi, beni de kapıya kadar uğurladı. Önce dantelli dolaptan, dantelli kapağı açarak, dantelli askıdan, dantelli ceketimi aldım.
-Ceketin de mi dantelli?
-O zaman gördüm hâkim bey, meğer sabah kalktığında ceketimin her cebine dışarıya sarkacak şekilde dantel yerleştirmiş. Ceketi sırtıma giyinince kendimi Kuşum Aydın gibi hissettim ama ilk günden kalbini kırmak hoş olmazdı. Dışarıda atarım diye düşünerek, sesimi çıkarmadım ve kapıyı açmak için kapı koluna uzandım, dantelliydi.
Kapıyı açtım, ayakkabımı unutmuştum, dönüyordum ki, Melahat dantelli ayakkabımı kapının önüne itinalı bir şekilde indirdiğini gördüm ve ben o andan sonra olanları hatırlamıyorum.
-Hatırlamazsın tabii, işine gelmiyor. Kızcağızın bütün dantellerini alıp paramparça etmiş, sonra da yakmışsın.
-İnanın hâkim bey hatırlamıyorum. Neyse akşam eve döndüm, Melahat iki gözü iki çeşme ağlıyor ama bir yandan da hummalı bir şekilde dantel örüyordu. Listeye yazılan bin kutu dantel ipliğinin ilk dilimi böylece işe yaramış oldu.
Dantel olmayınca evliliğimiz güzel gitti. Günde bir eşyanın üzerinde dantel görmeye alıştım artık. İşi ne işlesin deyip sesimi etmiyordum ama bu süre çok uzun olmadı hâkim bey, iki ayda tüm ev eski haline geldi.
Yine bir şey demeyecektim, ben yırtıp yakarım, o iki ayda yeniden örerdi böylece iki ay rahat ederdim diye düşündüm.
-Aferin oğlum, aile mutluluğu için özveride bulunmuşsun.
-Bulundum ama gelen misafirlerin orasına burasına da dantel sıkıştırmaya başlayınca ipler koptu hâkim bey. Bizi boşayın ne olur. Ben Melahat’la evlenmek istiyorum, dantelle değil.
-Tamam oğlum, sana hak verdim, dantelin bana verdiği yetkiyle, pardon yasanın bana verdiği yetkiyle sizi dantelliyorum, pardon boşuyorum.
 

 
Naif Karabatak

Naif Karabatak

DİĞER YAZILARI Adıyamanlının ağzına bir lülük köfte! Sana patronun kim olduğunu göstereceğim! Yeni Kabine ve Hulusi Akar Cumhurbaşkanı adayları… Naif Karabatak Gizemli kız ağlıyordu! Osman amcanın eşeği ve ilham! Bir Güneş Motel Olayı Öykünmesi Hayata ‘bu pencereden’ bakın Çiftliğinde boğ beni! İK açısından kadın ayrımcılığı Bir zamanlar utanıyorduk… Donacak halim kalmadı Naif Karabatak Vapura binip deniz görmemek 1950’li yıllarda Adıyaman… Amatör ruh ve profesyonellik Ne kadar vatandaşsın, parasız kalınca anlarsın Hayatımı geri istiyorum Sanki biz çok adalet istiyoruz! Hamza’nın kıskandıran dokunulmazlığı Medyanın olaya bakış şekli Tren ne zaman kalkıyor? Elimde büyümüştü kerata! Biz orucu iyi tutuyoruz… Bir diktatörü tanıma dersleri Samimiyet ve köprüdeki dayı! Kıtlık Öncesi Hazırlık Ezikliğe gönüllü olmak Özür seanslarına buyurun… (1) Darbenin itirafı Her şeyi paralele bağlamak… Darbe öyle değil, böyle vurulur Ülkemizde kaç fikir var? İnadına yatırıma yeni adres Ama o fakir Tütün ve dokunulmazlık İnsanlara dokunmadan dokunun Yıldırımların Bin Ali’si Başkanlık bizi parça pincik eder! Fikrini yalanla savunmak… Köşe yazarlığı ve pratisyen hekimlik İtinayla ezber bozulur Dokunulmazlık ve erkeksen çık dışarı Alışkanlıklardan kurtulmak Yasalar ve dönemler Gazeteci ne zaman ağlar? Irkçılığın iki esas nedeni Bomba mı önemli, bombacı mı? Onlarda hain varsa bizde de var! Kaçınılmaz olan savaş mı? Vefasızlık ve nankörlük Aşağılanmaktan zevk almak… Bir samimiyet testi olsaydı! Yıllardan arta kalan Türkiye Milleti veya Türkiyelilik Hakaret ederek kendinizi sevdiremezsiniz Terörün insanlıkla ilgisi yok Hiç mi insanlıktan nasiplenmediniz? Kan üzerine yumurta pişirmek Hakaret ederek hak arama Dedikodu, laf olsun diye yapılmaz Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz! Diyanet ve zorunlu din dersi İHH Ortadoğu, Kürtler ve Barış Siyasetin boş vaatleri Aday Adaylarına… Tarih'te yerini alsın diye... Atatürk Heykeline Karşı Olmak Kısa kesin, Barış Havası Olsun İşte benim aday adayım! Yapabildiğinizin en iyisi bu mu? Varsayalım adaylık sizin elinizde Eleştiri kültür(süzlüğ)ü Hiçlik de bir makamdır, en âlâsından Katliam için yürüyenler ve öldürenler Dayatma mı, dayanma mı? Bu kadar doğru insan zor bulunur AK Partiyi ayakta tutan iki neden Bir operasyon ya yanlıştır ya değildir Anıların heybeme sığmaz, biliyorum Yeni üsluba, yeni bir duruş Kaşıyın, korkmayın kangren olmaz! Mazlumdan yanayız ama… Eylemlerin toplumsal karşılığı Nihayet Akil İnsanlar Konuştu Sokaktaki normal insanlar Bekir Coşkun Orta Çağ yazarı mı? Kelli felli yazarlar ve yazdıkları Yahudilerden Mektup Var! Erdoğan’a en büyük desteği verenin hal-i pür melâli Gazze’de çocuklar ağlamıyor Veda Hutbesi kimlere hitap ediyor? Hangi adaya niye oy vereceksiniz? Erdoğan’ın unutamadığı gözler, bu gözler! Tayyip Erdoğan olmasın da… Zoraki aday; Ekmeleddin İhsanoğlu! Bayrak, bir bezdir ama her şeydir Atatürk olsaydı #gezi olmazdı! Siz buna özgürlük mü diyorsunuz? Biz vatandaşlıktan istifa edelim! Biten köhnemiş zihniyettir İyi gaz vermişler ama bu gaz uçurmaz! Millet, başkanını seçecek Ne Kürtçe! Ne Arapça! İllada da Türkçe!!! Bir paralelci gördüm sanki! Seçimin bittiğini birisi söylesin! Düşünün ama lütfen sessizce! O lahika yeniden yazılsaydı! Hem yalancısınız, hem korkak! Ahlaksız olan siyaset değil! Siyasete turp suyu sıkmak İdeoloji kalmamıştı, parti de kalmadı Gündem ve gündem olamayanlar En kolayı, iktidar yalakalığı! Manidar nihayet bulundu! Yılın en bi şeysi! Dershane biterse cemaat biter! Yüzümüzdeki maskeler bir çıksa… Cehenneme kadar yolun var! Düşmanlık nerede saklı, bulsak! İşaretler son çırpınış olmasın! Cemaatin siyasete bulaşmamışını severim! Bizim meselemizi sahiplenebilmek Biraz siyasete müdahale edip, geleyim! Benim Atatürk’üm, senin Atatürk’ünü döver! Ertuğrul Özkök Hidayete Ererse! Müslümanlar seks yapamaz! İkimiz bir ‘Fidan’ın güller açan dalıyız! Kadının düşünme yetisi elinden alınmalı! Kutsal andımız kaldırılamaz! Bu da yetmez ama evet! Marjinallerle nereye gidelim? Dursun Çavuşluğun âlemi var! Ermeni’sin, disiplinsizsin! Barış derken kızaran yüz yok! Merhaba Baba, Merhaba! Şerefsizliğin adını Sisi koydum! Cemaat tasfiyesi yazarlara mı kaldı? Birand itirafındaki ibret Bu gidişle daha çok zırlarsınız… Bir taşın üzerinde öylece oturmak… Belden aşağı ama tam yerinde! Hepimiz halkız da, siz kimsiniz? Gazeteciler, yazarlar ve şakşakçılar Bir koşu destan yazıp geleyim! Sen halksan, biz kimiz? Talebim var, sakın kabullenme! Gerici taleplerle ilerici olunmaz! Fuhuş ve içkinin öteki yüzü Basına kapalı bölümden düşünceler… Barış olsun, konuşacak çok şey var! Hem vallahi, hem de billahi barışıyoruz! Akil insanların derdi ne? Yapıştır, TC’yi Yapıştır! Akil İnsanlar Fişleniyor! MHP Terör Örgütü mü oluyor? Nevruz’un adı barış oldu! Kandil’i yakar, İmralı’yı yıkarız! Barış güzel ama anlatmanız çok kötü! Sizi meslek sahibi yapmadım ya oh olsun! Barışa kan, kin ve nefret bulaştırmayın! Niyet, postun altında gizli İçimizdeki Ergenekon! Devlet mi zalim bizler mi? Bir iyilik yapın ve susun! Amaç akan kanı durdurmaksa… Umut güzel ya çaba? Allah devletimize zeval vermesin! Yargı bağımsız olursa haber verin! Adıyaman kadar başına taş düşse! Bana inancını söyle, hakkını savunayım! Kaçacak yer bulsa “kaçak” olacak! Öldürenin kazandığı görülmedi! Keşke bu ümidi büyükler de verse! Dün konuşan başbakan değildi! Ben böyle bir onur istemiyorum! Nefes alıp verenlere selam yollamak Evlat acısı başkadır Siz hiç mülteci oldunuz mu? Terörün kolay geçiş güzergâhı! Başkasının acısına gülenler Her şey dursun, başkan yürüyecek! Elimizden kayıp gidenler… İmamın Rüyası! Ucu dokunmaya başladı! Yargı ne işe yarar ki? Dün “biz” eziliyorduk, bugün “bizler” eziliyoruz! Yazardan siyasetçi olur mu? Gücün kontrolü Falanca üniversitenin rektörü kimmiş? Yeni Gözdemiz; Star Gazetesi! Kentin yazarı olmak… Antidemokratik protokolle demokratikleşemeyiz! İdris Naim Şahin’in vatandaşı olamamak Kongrelerin parmak adamları Hükümetler zamla gelir, zamla gider Taraf, bertaraf edilmeden! Oyun kuranların bilmediği… Ne size mahkûmuz, ne de size mecbur! Ve kar yağar umutlarımıza! 48 yıllık muhasebe! Dersim’in Anıl Çeçen’i… Elifi Görsen Mertek Sanırsın! Pardonların en iğrenci Sen de masa müdürü ol! Tütün bu, boru mu? Dersimi konuştuk bitti mi? İşgal etmezlerse biz ederiz! Vefasız bir meslek; gazetecilik Badem gözlü bayramlar… Ölüme en yakın insanlar burada yaşar! Yüzen adacıklar yok olurken… Bahçeli’nin terör çözümü Hizmet ehlinin hizmeti! Korku, Paranoyayı Doğurur Çelikhanlı olsaydım… Ses kaydından kim nemalanır? Sevindikleri şeye bak Terör ve artan faşizm Özelleştirmenin en kötü yanı… Bu ayıp size yeter! İnsanlığın başladığı noktadayım… Akla ters olmayanı gösterin! Ne verdin be usta! İrtica nerede, gören var mı? BDP Ne İst(em)iyor? Ses ver, ıslık çal! Koşun, Birlikte Küfredeceğiz! Başkandan Mektup Var! Tercihimi adaylar belirleyecek Ergenekon Sanıkları Mülakatta Temayülüm Elimde, Adayım Gönlümde… Gönlünüz kimden yana? Gazeteci “darbe” yapar mı? 14 yıl önce, 14 yıl sonra Avukatlık yetmedi, bizzat üye olacak Bir rol modelin gidişi Angut Telefonun Ucunda… Ucubelik tartışmalar… Nerede yaşamak istersiniz? Kültür TPAO’ya, Turizm Emniyete Emanet Apaçiler Gözaltına Alınınca… İşte Sağduyulu Bir Ses Kürtçe konuşanlar “millet” değil mi? CHP Kürsüsünde Tayyip Erdoğan Çakması Devlerle Kapışan Merinos Wiki, “teğet” mi geçiyor Bahçeli Sonuna Kadar Haklı! CHP’deki hırs mı heves mi? Sapıklık Ruhumuzda Var! Kavun Karpuz Yata Yata Büyür! Kantarın Topuzu Başına Düşmemeli Sarkozy’in İnadı, Çalışanın Direnci Ben bunun neresini düzelteyim? Kusturıca ve İkiyüzlülüğümüz Kaypak olan taban mı? Saadet’te Vefa ve Vefasızlık Değişmeyen “Tek” Parti Konuştukça Battı, Battıkça Konuştu Bir Bayram Klasiği Ne kadar da benziyorlar… Boşluk doldurmanın cinliği mi? MHP’de Bir Oyun Var! Evren’in Cumhurbaşkanlığı Unvanı Alınsın! “Esas” milletin işi, sizinki “yaş” iş Sıcak, Kalabalık, Coşku, Başbakan ve Evet! Herkes İşini Yapmalı Yeni bir dünya keşfedildi Yeni Şamar Oğlanı Bulundu Bahçeli’nin ki cehalet mi, kasıt mı? Ergenekon Çok Yaşa! Eksen, nereden kaydı? Fetullah Gülen’in Sözleri… Kıyafet serbest ya kafalar? Kamera Bahane, Çözümsüzlük Şahane… Ne Haliniz Varsa Görün… CHP Bugün Ne Yapacak? Kıvırıp durmayın… Merak Ettiğim Üç Şey… Ben varsam iyi, yoksam kötü! Siyasetin “şık” davranışları Vatandaşın Ergenekon’u… Kan Üzerinden Siyaset Yapmak… Kuduz Köpekleri Özgürleştirelim! Özrü Kabahatinden Büyükler… Havşeri ve Çelikhan Caddesi Vazgeçil(e)mez Adaylar Hatayı Telefi Edebilmek… Metiner ve Bakış Açısı Kriz Sardı Her Yanımı! Gerger, birliktelik ve güzelim nar… Bir İstifa ve Yansımaları Tamirhane Bile Kurtarmaz Dışarıdan mı baksak ne? AK Parti’nin Aldığı Yara Ben Bir Şey Anlamadım! Bravo Celal Erkan’a… TSK’da ihmal olmaz mı? Aynı Heyecanı Yaşatmak Bir yazı ve sonrası… Basına Söven Yönetici Kim? Zehir zıkkım olmaz mı? Sivil Olamayan Örgütler… İstanbul’da Ramazan… Porsuk Çayı Üzerinde… Bağıranlara Dikkat! Savaşanlar ve Dangalaklar… Dost Dediğin… Varlık İçinde Yokluk Çekmek Uzungöl’ün Bambaşka Güzelliği Çocuklara “Masum” Tehlike Hormonlu Hormonsuz Kafalar… Kim Bu AK Partili? Sesi Kesilen Yerel Basın, Sesi Kesilen Halk Sahi Biz Ne İstiyoruz? “Hani Lan Senin Şapkan?” İki Haber ve Babacan Yasalara Çok Saygılıyız Canım! Adıyaman’da Yeni Dönem Adana’nın İstemezükçüleri… Güle Güle Müdürüm! Bir Milyon Fikir Kitaplığı Hüseyin Üzmez Üzdü(mü?) Farklı bir hafta sonu Utandım, hayvan mıyız, insan mı? Bulursanız vicdanınızı, elinizi koyun!
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA