Dursun Çavuşluğun âlemi var!

Naif Karabatak

15-09-2013 20:10

Yerel seçimler yaklaştıkça siyasi partilerdeki hareketlilik de devam ediyor. Gönlünden adaylık geçen, aday adaylığını yükselme veya rant kapma olarak algılayan, kentinin kalkınmasını ve ilerlemesini düşünenler.. ama hepsinde bir heyecan var. Ama bu heyecanlar değişik değişiktir…

Mesela siyasi partiler, yerel seçimlerden galip çıkmanın derdindedir. “Şu ili alalım, bu ili alalım, şu kaleyi zapt edelim” türü çıkışların temel gerekçesi, o kentteki oyunu arttırmak, zafer kazanmaktır. Burada adayın profili, “oy kotaracak” bir güce sahip olmasından öte bir şey değildir. Eğer siyasi partinin rüzgârı varsa “ceketimi koysam kazanır” zihniyetinden çok öte, “ne kadar artı oy getirir” hesabını yapmaktan geçer. Siyasi partiler için adayın, belediye başkanlığının hakkını vermesi, kentin vizyonunu değiştirmesi, insanların yaşam standardını yükseltecek adımlar atması sadece bir beklentidir, hedef değil.

Sadece siyasi partiler değil elbet, o ilde siyaset yapan vekiller ve yerel teşkilatın da aday profilinden beklentileri farklıdır. Kimi “itaat eden” aday ister, kimi “”nemalandıracak” adaydan yanadır, kimi “oyumuzu arttırsın”, kimi “hizmet etsin” der ama sonuncusu hedef değil, beklentidir.

Vatandaş ise kentin kalkınmasını ister. Yolsuzluk iddialarının sonlandırılması, vekâlet verilen belediye başkanının hizmet etmesini, bazıları oğlunu, kızını işe almasını, bazıları yolunun yapılıp, suyunun getirilmesini, bazıları da yok günlerinde uzanan bir el olmasını arzular. Vatandaşın da hizmet beklentisi, hedef değil, bir arzudan öteye gitmez. Zira hiç hizmet etmemişlerin bir daha seçilmesi, bir daha umut olarak görülmesi bundandır. Halen üç dönem, beş dönem önceki başarısız siyasilerin adının anılması da bundandır.

Hatta yoldan geçen ilk kişiyi durdurup, koltuğa oturtsalar, mevcuttan çok daha iyi yapacağını bilirler ama kafalarındaki başkan şablonunu da bir türlü değiştiremezler.

Bir de aday adayları var; Kimi bir basamak olarak aday adaylığını görür, kimi hizmet için aday olur, kimi mevcut başkandan veya yakınlarından daha çok malı götürmek için. İhalelere hükmetmek, parayı kontrol etmek, çevresini kalkındırmak, rant sağlamak ve daha neler neler…

Kimi oluşumlar, aday adayı ortaya sürer, “seçilirsen emrimizde olacaksın” diye bazı yerlerden destek alır. Bu destek, hayatı boyunca boynuna vurulan prangadan farksızdır ya, bilerek yola koyulmuştur.

***

Bu arada bazı Dursun Çavuşlar da çıkar elbet…

Dursun Çavuş, 13 Aralık’ta vizyona girecek bir sinema filminin adı. Ama Dursun Çavuş, 1977 yılında statükoya başkaldıran bir isimdir aynı zamanda. Aldığı üç oyu tasnif ederken, “Bu oy benim, bu oy hanımın, peki bu oy hangi puştun” benzeri söylemi, dilden dile dolaşır, esprileri konuşulur.

Benim kaleme aldığım, Evrensel Medya’dan Ali Avcı’nın yapımcılığını üstlendiği Dursun Çavuş filmi, sadece bu ve benzeri esprilerle süslü değil, seçmene ışık tutan bir yönü de var.

Dursun Çavuş, “böyle gitmez” diyen yapıda birisiydi. Eğer ortada düzeltilmeyi gerektiren bir arıza varsa “ben gideririm” diye düşünüp, sorumluluk alandı. Ağa değildi, bey değildi, paşa değildi, cebi şişkin, banka hesabı kabarık da değildi. Elinde olanı harcamaktan çekinmeyen ama israf da etmeyen birisiydi. Hem hayali genişti, hem farklı fikirlere tahammülü vardı. Memleketi bir yere taşıyacak fikirleri dinlemekten imtina etmezdi.

***

Belediye Başkanlıklarına aday adayı olanlar, nelerle karşılaşacağını da iyi bilir. Bilirler ki, “beş yıllık maaşından fazla” harcama yapması gerektiğini. Bunun için borç alacak, olanı satacak, bir yerlerden destek alacaktır. Her aldığı destek, “iş olarak” ödeyeceği diyet haline gelecektir. Vatandaş bunu bilir, eleştirir ama beklentisi de değişmez. İş yapabilecek ama maddi gücü olmayanlar ise “Dursun Çavuş’lukla” veya başka benzer şekilde bir suçlamayla dışlanır. Üstelik bir hakaret gibi…

Kafalarındaki şablona terstir; Aşireti yoktur, köy sahibi değildir, arkasında gençleri yoktur, bir emirle sokağa dökülecek insanlara sahip değildir. Cemaatler arkasında değildir, farklı farklı oluşumların dayatmaya çalıştığı bir isim de değildir ama ufku vardır, kenti geleceğe taşıyacak birikime sahiptir, vizyon kazandıracak bir isimdir, kimin umurunda.

Çünkü cebinde beş kuruşu yok, kalkıştığı işe bak!

Ankara’ya gidilecek, partiye bağış yapılacak, işe ucundan kıyısından el atanlara para ödenecektir. Tanıtım yapılacak, broşürler hazırlanacak, dev afişler şehri süsleyecektir. Gazete ve sitelerde haberlerin rahat çıkması, söyleşilerin sıkça yapılması, gazeteler ve televizyonların hep ondan bahsetmesi için kılını kıpırdatacak.

Yetmedi tabii daha bol parası olacak

Çünkü araçlara benzin konacaktır, topluluğa kebaplar yedirilecek, çiğ köfteler ikram edilecektir. Çay eksik olmayacak, seçim karargâhı olarak kullanılan mekân güzel olacak, ikramda kusur edilmeyecektir.

Hiç kimse “eli cebine gitmiyor” demeyecek, bonkörlüğü son haddine kadar kullanacaktır. Ne değirmenin suyu sorulacak, ne sonra o değirmen nasıl doldurulacağı üzerine kelam edilecek.

Kendisi bile oy vermeyeceği için kazanamaz!

Ama eğer kazanırsa nasılsa yapılan harcamalar kolaylıkla tahsil edilecektir, kazanamazsa hiç kimse “senin bu kadar masrafın oldu, buyur” diye beş kuruş vermeyecektir.

O zaman da Dursun Çavuşlar, 1977’deki seçimden bu yana gelmeyecektir.

Oysa gelmeli…

Dursun Çavuş’un bir sandıkta üç oy alması onun suçu değildi çünkü.  

Aslında küçük yerlerde kendini sevdirecek belediye başkanı olmak çok kolay. Sadece üç proje gönüller kazandırır ama o ufuk asla kafamızda şekillendirdiğimiz “başkan” profilinde çıkmıyor.

Kafamızdaki belediye başkanı ve yönetici kalıbını değiştirmedikçe, bize hizmet edeni asla bulamayacağız. O kalıp kimseye hizmet etmez. O kalıp, kente veya insanına bir şey katamaz. Bir beş yıl daha kaybedersiniz, sonra bir beş yıl daha. Bu devran böyle sürüp, gider.

Bunun için önce biz kendimizi değiştireceğiz. Sonra her şeyin değişmeye başladığına şahitlik edeceğiz. Zira biz değişmeden kentler değişmiyor.

Bu nedenle Dursun Çavuş’u suçlamanın bir alemi yok. Suç varsa, değişime açık olmayan, mevcudu değiştirmeye gücü yetmeyen, başkanlığı “belli kalıptaki insanlara hak bilen” bir topluluğun suçuydu. O topluluk, hak ettiği bir idareyle yönetilip, duruyordu. Ama hep duruyordu, bir yere gittiği de yoktu.

Bütün kentlerde Dursun Çavuşluğun alemi var ama buna karar verecek, yeni Dursun Çavuşlar değil, yeni bir anlayıştır.

 

Tweetimden seçmeler

Artık bazı kentler aday adayı olanları değil, yapabilecek isimleri istemeyi, teşvik etmeyi ve aday olmalarını sağlamayı öğrenmeli.

www.naifkarabatak.net

 

 

DİĞER YAZILARI Adıyamanlının ağzına bir lülük köfte! 01-01-1970 03:00 Sana patronun kim olduğunu göstereceğim! 01-01-1970 03:00 Yeni Kabine ve Hulusi Akar 01-01-1970 03:00 Cumhurbaşkanı adayları… 01-01-1970 03:00 Naif Karabatak 01-01-1970 03:00 Gizemli kız ağlıyordu! 01-01-1970 03:00 Osman amcanın eşeği ve ilham! 01-01-1970 03:00 Bir Güneş Motel Olayı Öykünmesi 01-01-1970 03:00 Hayata ‘bu pencereden’ bakın 01-01-1970 03:00 Çiftliğinde boğ beni! 01-01-1970 03:00 İK açısından kadın ayrımcılığı 01-01-1970 03:00 Bir zamanlar utanıyorduk… 01-01-1970 03:00 Donacak halim kalmadı 01-01-1970 03:00 Naif Karabatak 01-01-1970 03:00 Vapura binip deniz görmemek 01-01-1970 03:00 1950’li yıllarda Adıyaman… 01-01-1970 03:00 Amatör ruh ve profesyonellik 01-01-1970 03:00 Ne kadar vatandaşsın, parasız kalınca anlarsın 01-01-1970 03:00 Hayatımı geri istiyorum 01-01-1970 03:00 Sanki biz çok adalet istiyoruz! 01-01-1970 03:00 Hamza’nın kıskandıran dokunulmazlığı 01-01-1970 03:00 Medyanın olaya bakış şekli 01-01-1970 03:00 Tren ne zaman kalkıyor? 01-01-1970 03:00 Elimde büyümüştü kerata! 01-01-1970 03:00 Biz orucu iyi tutuyoruz… 01-01-1970 03:00 Bir diktatörü tanıma dersleri 01-01-1970 03:00 Samimiyet ve köprüdeki dayı! 01-01-1970 03:00 Kıtlık Öncesi Hazırlık 01-01-1970 03:00 Ezikliğe gönüllü olmak 01-01-1970 03:00 Özür seanslarına buyurun… (1) 01-01-1970 03:00 Darbenin itirafı 01-01-1970 03:00 Her şeyi paralele bağlamak… 01-01-1970 03:00 Darbe öyle değil, böyle vurulur 01-01-1970 03:00 Ülkemizde kaç fikir var? 01-01-1970 03:00 İnadına yatırıma yeni adres 01-01-1970 03:00 Bizi boşayın hâkim bey 01-01-1970 03:00 Ama o fakir 01-01-1970 03:00 Tütün ve dokunulmazlık 01-01-1970 03:00 İnsanlara dokunmadan dokunun 01-01-1970 03:00 Yıldırımların Bin Ali’si 01-01-1970 03:00 Başkanlık bizi parça pincik eder! 01-01-1970 03:00 Fikrini yalanla savunmak… 01-01-1970 03:00 Köşe yazarlığı ve pratisyen hekimlik 01-01-1970 03:00 İtinayla ezber bozulur 01-01-1970 03:00 Dokunulmazlık ve erkeksen çık dışarı 01-01-1970 03:00 Alışkanlıklardan kurtulmak 01-01-1970 03:00 Yasalar ve dönemler 01-01-1970 03:00 Gazeteci ne zaman ağlar? 01-01-1970 03:00 Irkçılığın iki esas nedeni 01-01-1970 03:00 Bomba mı önemli, bombacı mı? 01-01-1970 03:00 Onlarda hain varsa bizde de var! 01-01-1970 03:00 Kaçınılmaz olan savaş mı? 01-01-1970 03:00 Vefasızlık ve nankörlük 01-01-1970 03:00 Aşağılanmaktan zevk almak… 01-01-1970 03:00 Bir samimiyet testi olsaydı! 01-01-1970 03:00 Yıllardan arta kalan 01-01-1970 03:00 Türkiye Milleti veya Türkiyelilik 01-01-1970 03:00 Hakaret ederek kendinizi sevdiremezsiniz 01-01-1970 03:00 Terörün insanlıkla ilgisi yok 01-01-1970 03:00 Hiç mi insanlıktan nasiplenmediniz? 01-01-1970 03:00 Kan üzerine yumurta pişirmek 01-01-1970 03:00 Hakaret ederek hak arama 01-01-1970 03:00 Dedikodu, laf olsun diye yapılmaz 01-01-1970 03:00 Sayın Cumhurbaşkanı’na Sesleniyoruz! 01-01-1970 03:00 Diyanet ve zorunlu din dersi 01-01-1970 03:00 İHH Ortadoğu, Kürtler ve Barış 01-01-1970 03:00 Siyasetin boş vaatleri 01-01-1970 03:00 Aday Adaylarına… 01-01-1970 03:00 Tarih'te yerini alsın diye... 01-01-1970 03:00 Atatürk Heykeline Karşı Olmak 01-01-1970 03:00 Kısa kesin, Barış Havası Olsun 01-01-1970 03:00 İşte benim aday adayım! 01-01-1970 03:00 Yapabildiğinizin en iyisi bu mu? 01-01-1970 03:00 Varsayalım adaylık sizin elinizde 01-01-1970 03:00 Eleştiri kültür(süzlüğ)ü 01-01-1970 03:00 Hiçlik de bir makamdır, en âlâsından 01-01-1970 03:00 Katliam için yürüyenler ve öldürenler 01-01-1970 03:00 Dayatma mı, dayanma mı? 01-01-1970 03:00 Bu kadar doğru insan zor bulunur 01-01-1970 03:00 AK Partiyi ayakta tutan iki neden 01-01-1970 03:00 Bir operasyon ya yanlıştır ya değildir 01-01-1970 03:00 Anıların heybeme sığmaz, biliyorum 01-01-1970 03:00 Yeni üsluba, yeni bir duruş 01-01-1970 03:00 Kaşıyın, korkmayın kangren olmaz! 01-01-1970 03:00 Mazlumdan yanayız ama… 01-01-1970 03:00 Eylemlerin toplumsal karşılığı 01-01-1970 03:00 Nihayet Akil İnsanlar Konuştu 01-01-1970 03:00 Sokaktaki normal insanlar 01-01-1970 03:00 Bekir Coşkun Orta Çağ yazarı mı? 01-01-1970 03:00 Kelli felli yazarlar ve yazdıkları 01-01-1970 03:00 Yahudilerden Mektup Var! 01-01-1970 03:00 Erdoğan’a en büyük desteği verenin hal-i pür melâli 01-01-1970 03:00 Gazze’de çocuklar ağlamıyor 01-01-1970 03:00 Veda Hutbesi kimlere hitap ediyor? 01-01-1970 03:00 Hangi adaya niye oy vereceksiniz? 01-01-1970 03:00 Erdoğan’ın unutamadığı gözler, bu gözler! 01-01-1970 03:00 Tayyip Erdoğan olmasın da… 01-01-1970 03:00 Zoraki aday; Ekmeleddin İhsanoğlu! 01-01-1970 03:00 Bayrak, bir bezdir ama her şeydir 01-01-1970 03:00 Atatürk olsaydı #gezi olmazdı! 01-01-1970 03:00 Siz buna özgürlük mü diyorsunuz? 01-01-1970 03:00 Biz vatandaşlıktan istifa edelim! 01-01-1970 03:00 Biten köhnemiş zihniyettir 01-01-1970 03:00 İyi gaz vermişler ama bu gaz uçurmaz! 01-01-1970 03:00 Millet, başkanını seçecek 01-01-1970 03:00 Ne Kürtçe! Ne Arapça! İllada da Türkçe!!! 01-01-1970 03:00 Bir paralelci gördüm sanki! 01-01-1970 03:00 Seçimin bittiğini birisi söylesin! 01-01-1970 03:00 Düşünün ama lütfen sessizce! 01-01-1970 03:00 O lahika yeniden yazılsaydı! 01-01-1970 03:00 Hem yalancısınız, hem korkak! 01-01-1970 03:00 Ahlaksız olan siyaset değil! 01-01-1970 03:00 Siyasete turp suyu sıkmak 01-01-1970 03:00 İdeoloji kalmamıştı, parti de kalmadı 01-01-1970 03:00 Gündem ve gündem olamayanlar 01-01-1970 03:00 En kolayı, iktidar yalakalığı! 01-01-1970 03:00 Manidar nihayet bulundu! 01-01-1970 03:00 Yılın en bi şeysi! 01-01-1970 03:00 Dershane biterse cemaat biter! 01-01-1970 03:00 Yüzümüzdeki maskeler bir çıksa… 01-01-1970 03:00 Cehenneme kadar yolun var! 01-01-1970 03:00 Düşmanlık nerede saklı, bulsak! 01-01-1970 03:00 İşaretler son çırpınış olmasın! 01-01-1970 03:00 Cemaatin siyasete bulaşmamışını severim! 01-01-1970 03:00 Bizim meselemizi sahiplenebilmek 01-01-1970 03:00 Biraz siyasete müdahale edip, geleyim! 01-01-1970 03:00 Benim Atatürk’üm, senin Atatürk’ünü döver! 01-01-1970 03:00 Ertuğrul Özkök Hidayete Ererse! 01-01-1970 03:00 Müslümanlar seks yapamaz! 01-01-1970 03:00 İkimiz bir ‘Fidan’ın güller açan dalıyız! 01-01-1970 03:00 Kadının düşünme yetisi elinden alınmalı! 01-01-1970 03:00 Kutsal andımız kaldırılamaz! 01-01-1970 03:00 Bu da yetmez ama evet! 01-01-1970 03:00 Marjinallerle nereye gidelim? 01-01-1970 03:00 Ermeni’sin, disiplinsizsin! 01-01-1970 03:00 Barış derken kızaran yüz yok! 01-01-1970 03:00 Merhaba Baba, Merhaba! 01-01-1970 03:00 Şerefsizliğin adını Sisi koydum! 01-01-1970 03:00 Cemaat tasfiyesi yazarlara mı kaldı? 01-01-1970 03:00 Birand itirafındaki ibret 01-01-1970 03:00 Bu gidişle daha çok zırlarsınız… 01-01-1970 03:00 Bir taşın üzerinde öylece oturmak… 01-01-1970 03:00 Belden aşağı ama tam yerinde! 01-01-1970 03:00 Hepimiz halkız da, siz kimsiniz? 01-01-1970 03:00 Gazeteciler, yazarlar ve şakşakçılar 01-01-1970 03:00 Bir koşu destan yazıp geleyim! 01-01-1970 03:00 Sen halksan, biz kimiz? 01-01-1970 03:00 Talebim var, sakın kabullenme! 01-01-1970 03:00 Gerici taleplerle ilerici olunmaz! 01-01-1970 03:00 Fuhuş ve içkinin öteki yüzü 01-01-1970 03:00 Basına kapalı bölümden düşünceler… 01-01-1970 03:00 Barış olsun, konuşacak çok şey var! 01-01-1970 03:00 Hem vallahi, hem de billahi barışıyoruz! 01-01-1970 03:00 Akil insanların derdi ne? 01-01-1970 03:00 Yapıştır, TC’yi Yapıştır! 01-01-1970 03:00 Akil İnsanlar Fişleniyor! 01-01-1970 03:00 MHP Terör Örgütü mü oluyor? 01-01-1970 03:00 Nevruz’un adı barış oldu! 01-01-1970 03:00 Kandil’i yakar, İmralı’yı yıkarız! 01-01-1970 03:00 Barış güzel ama anlatmanız çok kötü! 01-01-1970 03:00 Sizi meslek sahibi yapmadım ya oh olsun! 01-01-1970 03:00 Barışa kan, kin ve nefret bulaştırmayın! 01-01-1970 03:00 Niyet, postun altında gizli 01-01-1970 03:00 İçimizdeki Ergenekon! 01-01-1970 03:00 Devlet mi zalim bizler mi? 01-01-1970 03:00 Bir iyilik yapın ve susun! 01-01-1970 03:00 Amaç akan kanı durdurmaksa… 01-01-1970 03:00 Umut güzel ya çaba? 01-01-1970 03:00 Allah devletimize zeval vermesin! 01-01-1970 03:00 Yargı bağımsız olursa haber verin! 01-01-1970 03:00 Adıyaman kadar başına taş düşse! 01-01-1970 03:00 Bana inancını söyle, hakkını savunayım! 01-01-1970 03:00 Kaçacak yer bulsa “kaçak” olacak! 01-01-1970 03:00 Öldürenin kazandığı görülmedi! 01-01-1970 03:00 Keşke bu ümidi büyükler de verse! 01-01-1970 03:00 Dün konuşan başbakan değildi! 01-01-1970 03:00 Ben böyle bir onur istemiyorum! 01-01-1970 03:00 Nefes alıp verenlere selam yollamak 01-01-1970 03:00 Evlat acısı başkadır 01-01-1970 03:00 Siz hiç mülteci oldunuz mu? 01-01-1970 03:00 Terörün kolay geçiş güzergâhı! 01-01-1970 03:00 Başkasının acısına gülenler 01-01-1970 03:00 Her şey dursun, başkan yürüyecek! 01-01-1970 03:00 Elimizden kayıp gidenler… 01-01-1970 03:00 İmamın Rüyası! 01-01-1970 03:00 Ucu dokunmaya başladı! 01-01-1970 03:00 Yargı ne işe yarar ki? 01-01-1970 03:00 Dün “biz” eziliyorduk, bugün “bizler” eziliyoruz! 01-01-1970 03:00 Yazardan siyasetçi olur mu? 01-01-1970 03:00 Gücün kontrolü 01-01-1970 03:00 Falanca üniversitenin rektörü kimmiş? 01-01-1970 03:00 Yeni Gözdemiz; Star Gazetesi! 01-01-1970 03:00 Kentin yazarı olmak… 01-01-1970 03:00 Antidemokratik protokolle demokratikleşemeyiz! 01-01-1970 03:00 İdris Naim Şahin’in vatandaşı olamamak 01-01-1970 03:00 Kongrelerin parmak adamları 01-01-1970 03:00 Hükümetler zamla gelir, zamla gider 01-01-1970 03:00 Taraf, bertaraf edilmeden! 01-01-1970 03:00 Oyun kuranların bilmediği… 01-01-1970 03:00 Ne size mahkûmuz, ne de size mecbur! 01-01-1970 03:00 Ve kar yağar umutlarımıza! 01-01-1970 03:00 48 yıllık muhasebe! 01-01-1970 03:00 Dersim’in Anıl Çeçen’i… 01-01-1970 03:00 Elifi Görsen Mertek Sanırsın! 01-01-1970 03:00 Pardonların en iğrenci 01-01-1970 03:00 Sen de masa müdürü ol! 01-01-1970 03:00 Tütün bu, boru mu? 01-01-1970 03:00 Dersimi konuştuk bitti mi? 01-01-1970 03:00 İşgal etmezlerse biz ederiz! 01-01-1970 03:00 Vefasız bir meslek; gazetecilik 01-01-1970 03:00 Badem gözlü bayramlar… 01-01-1970 03:00 Ölüme en yakın insanlar burada yaşar! 01-01-1970 03:00 Yüzen adacıklar yok olurken… 01-01-1970 03:00 Bahçeli’nin terör çözümü 01-01-1970 03:00 Hizmet ehlinin hizmeti! 01-01-1970 03:00 Korku, Paranoyayı Doğurur 01-01-1970 03:00 Çelikhanlı olsaydım… 01-01-1970 03:00 Ses kaydından kim nemalanır? 01-01-1970 03:00 Sevindikleri şeye bak 01-01-1970 03:00 Terör ve artan faşizm 01-01-1970 03:00 Özelleştirmenin en kötü yanı… 01-01-1970 03:00 Bu ayıp size yeter! 01-01-1970 03:00 İnsanlığın başladığı noktadayım… 01-01-1970 03:00 Akla ters olmayanı gösterin! 01-01-1970 03:00 Ne verdin be usta! 01-01-1970 03:00 İrtica nerede, gören var mı? 01-01-1970 03:00 BDP Ne İst(em)iyor? 01-01-1970 03:00 Ses ver, ıslık çal! 01-01-1970 03:00 Koşun, Birlikte Küfredeceğiz! 01-01-1970 03:00 Başkandan Mektup Var! 01-01-1970 03:00 Tercihimi adaylar belirleyecek 01-01-1970 03:00 Ergenekon Sanıkları Mülakatta 01-01-1970 03:00 Temayülüm Elimde, Adayım Gönlümde… 01-01-1970 03:00 Gönlünüz kimden yana? 01-01-1970 03:00 Gazeteci “darbe” yapar mı? 01-01-1970 03:00 14 yıl önce, 14 yıl sonra 01-01-1970 03:00 Avukatlık yetmedi, bizzat üye olacak 01-01-1970 03:00 Bir rol modelin gidişi 01-01-1970 03:00 Angut Telefonun Ucunda… 01-01-1970 03:00 Ucubelik tartışmalar… 01-01-1970 03:00 Nerede yaşamak istersiniz? 01-01-1970 03:00 Kültür TPAO’ya, Turizm Emniyete Emanet 01-01-1970 03:00 Apaçiler Gözaltına Alınınca… 01-01-1970 03:00 İşte Sağduyulu Bir Ses 01-01-1970 03:00 Kürtçe konuşanlar “millet” değil mi? 01-01-1970 03:00 CHP Kürsüsünde Tayyip Erdoğan Çakması 01-01-1970 03:00 Devlerle Kapışan Merinos 01-01-1970 03:00 Wiki, “teğet” mi geçiyor 01-01-1970 03:00 Bahçeli Sonuna Kadar Haklı! 01-01-1970 03:00 CHP’deki hırs mı heves mi? 01-01-1970 03:00 Sapıklık Ruhumuzda Var! 01-01-1970 03:00 Kavun Karpuz Yata Yata Büyür! 01-01-1970 03:00 Kantarın Topuzu Başına Düşmemeli 01-01-1970 03:00 Sarkozy’in İnadı, Çalışanın Direnci 01-01-1970 03:00 Ben bunun neresini düzelteyim? 01-01-1970 03:00 Kusturıca ve İkiyüzlülüğümüz 01-01-1970 03:00 Kaypak olan taban mı? 01-01-1970 03:00 Saadet’te Vefa ve Vefasızlık 01-01-1970 03:00 Değişmeyen “Tek” Parti 01-01-1970 03:00 Konuştukça Battı, Battıkça Konuştu 01-01-1970 03:00 Bir Bayram Klasiği 01-01-1970 03:00 Ne kadar da benziyorlar… 01-01-1970 03:00 Boşluk doldurmanın cinliği mi? 01-01-1970 03:00 MHP’de Bir Oyun Var! 01-01-1970 03:00 Evren’in Cumhurbaşkanlığı Unvanı Alınsın! 01-01-1970 03:00 “Esas” milletin işi, sizinki “yaş” iş 01-01-1970 03:00 Sıcak, Kalabalık, Coşku, Başbakan ve Evet! 01-01-1970 03:00 Herkes İşini Yapmalı 01-01-1970 03:00 Yeni bir dünya keşfedildi 01-01-1970 03:00 Yeni Şamar Oğlanı Bulundu 01-01-1970 03:00 Bahçeli’nin ki cehalet mi, kasıt mı? 01-01-1970 03:00 Ergenekon Çok Yaşa! 01-01-1970 03:00 Eksen, nereden kaydı? 01-01-1970 03:00 Fetullah Gülen’in Sözleri… 01-01-1970 03:00 Kıyafet serbest ya kafalar? 01-01-1970 03:00 Kamera Bahane, Çözümsüzlük Şahane… 01-01-1970 03:00 Ne Haliniz Varsa Görün… 01-01-1970 03:00 CHP Bugün Ne Yapacak? 01-01-1970 03:00 Kıvırıp durmayın… 01-01-1970 03:00 Merak Ettiğim Üç Şey… 01-01-1970 03:00 Ben varsam iyi, yoksam kötü! 01-01-1970 03:00 Siyasetin “şık” davranışları 01-01-1970 03:00 Vatandaşın Ergenekon’u… 01-01-1970 03:00 Kan Üzerinden Siyaset Yapmak… 01-01-1970 03:00 Kuduz Köpekleri Özgürleştirelim! 01-01-1970 03:00 Özrü Kabahatinden Büyükler… 01-01-1970 03:00 Havşeri ve Çelikhan Caddesi 01-01-1970 03:00 Vazgeçil(e)mez Adaylar 01-01-1970 03:00 Hatayı Telefi Edebilmek… 01-01-1970 03:00 Metiner ve Bakış Açısı 01-01-1970 03:00 Kriz Sardı Her Yanımı! 01-01-1970 03:00 Gerger, birliktelik ve güzelim nar… 01-01-1970 03:00 Bir İstifa ve Yansımaları 01-01-1970 03:00 Tamirhane Bile Kurtarmaz 01-01-1970 03:00 Dışarıdan mı baksak ne? 01-01-1970 03:00 AK Parti’nin Aldığı Yara 01-01-1970 03:00 Ben Bir Şey Anlamadım! 01-01-1970 03:00 Bravo Celal Erkan’a… 01-01-1970 03:00 TSK’da ihmal olmaz mı? 01-01-1970 03:00 Aynı Heyecanı Yaşatmak 01-01-1970 03:00 Bir yazı ve sonrası… 01-01-1970 03:00 Basına Söven Yönetici Kim? 01-01-1970 03:00 Zehir zıkkım olmaz mı? 01-01-1970 03:00 Sivil Olamayan Örgütler… 01-01-1970 03:00 İstanbul’da Ramazan… 01-01-1970 03:00 Porsuk Çayı Üzerinde… 01-01-1970 03:00 Bağıranlara Dikkat! 01-01-1970 03:00 Savaşanlar ve Dangalaklar… 01-01-1970 03:00 Dost Dediğin… 01-01-1970 03:00 Varlık İçinde Yokluk Çekmek 01-01-1970 03:00 Uzungöl’ün Bambaşka Güzelliği 01-01-1970 03:00 Çocuklara “Masum” Tehlike 01-01-1970 03:00 Hormonlu Hormonsuz Kafalar… 01-01-1970 03:00 Kim Bu AK Partili? 01-01-1970 03:00 Sesi Kesilen Yerel Basın, Sesi Kesilen Halk 01-01-1970 03:00 Sahi Biz Ne İstiyoruz? 01-01-1970 03:00 “Hani Lan Senin Şapkan?” 01-01-1970 03:00 İki Haber ve Babacan 01-01-1970 03:00 Yasalara Çok Saygılıyız Canım! 01-01-1970 03:00 Adıyaman’da Yeni Dönem 01-01-1970 03:00 Adana’nın İstemezükçüleri… 01-01-1970 03:00 Güle Güle Müdürüm! 01-01-1970 03:00 Bir Milyon Fikir Kitaplığı 01-01-1970 03:00 Hüseyin Üzmez Üzdü(mü?) 01-01-1970 03:00 Farklı bir hafta sonu 01-01-1970 03:00 Utandım, hayvan mıyız, insan mı? 01-01-1970 03:00 Bulursanız vicdanınızı, elinizi koyun! 01-01-1970 03:00