DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Sinan Temel
Sinan Temel
Giriş Tarihi : 31-03-2020 16:53

Tahta Bavul

İlk kitaplığımız tahta bir bavuldu.
Dün gibi hatırlıyorum. Karyolanın altıydı yeri. Kitaplık değil bavul gibi dururdu yerinde. Lazım olduğunda çeker, kapağını açar, işi bitince geri yerine itelerdik. Kilitli olmazdı ama anahtarı vardı.
Rahmetli babam kitaplarına önem verirdi. Belki de bu nedenle bavulu kitaplık olarak kullanmıştı. Kitapları bavula yerleştirirken kitaplığa dizer gibi özenle yerleştirirdi. Kapağı açıldığında kitapların sırtı görünürdü. Bu şekilde bir bakışta bavuldaki bütün kitapları görmek mümkündü.
Dünya klasiklerinden tutun da tarih kitaplarına ve yerli romanlara kadar çeşitli türden kitaplar vardı. Çoğunun ismini uzun yıllar unutmadım. Drina Köprüsü, Vadideki Zambak, Savaş ve Barış, Anna Karenina, Osmanoğulları, Turgut Reis, Barbaros Hayrettin, Cem Sultan, Kafkas Kartalı Şeyh Şamil gibi kitapları ilk kez orada tanıdım. Çoğu kalın, bir kısmı da karton ciltliydi. Ama en çok mecmualara bakardım. Kitaplık dedim ya, bu yüzden mecmualar da orada dururdu. Bol fotoğraflı olduğu için daha çok dikkatimi çekerdi. Mecmuaların çoğu benden büyüktü, yayınlandıkları tarih doğum tarihimden önceydi yani. Dikkatimi çekmesinin nedenlerinden biri de bu olmalıydı.
70’li yılların başıydı Tahta Bavul kitaplıkla ve içindeki kitaplarla tanışmam. Beyaz yakalık ve siyah önlüklü ilkokul yıllarıma denk düşer. Okumayı öğrendikten sonra daha bir başka anlam kazanmıştı Tahta Bavul kitaplık ve kitaplar. Aslında aynı zamanda kütüphane de denilebilirdi tahta bavula, kütüphane demek kitapların olduğu yer değil miydi? En azından benim kitaplığım ve kütüphanemdi…
Rahmetli babam askere giderken, eşyalarını koymak için almış tahta bavulu. Askerlik bittikten sonra da kitaplık oluvermişti. Benim kitaplığım aynı zamanda askerlik de yapmış yani.
Sonra, Tahta Bavulla yani kitaplığa fazla uğramamaya başladığımı hatırlıyorum. Okul kitaplarım ve derslerimden dolayı mı, yoksa her yaz tatili rahmetli babamın aldığı ansiklopediler yüzünden mi bilmiyorum ama pek aramaz, uğramaz olmuştum. Rahmetli babam yaz tatili başlar başlamaz önümüzdeki yıl okuyacağım sınıfın ansiklopedisini alırdı bize. Yaz boyunca onu okur, hem eğlenir hem öğrenirdik. Bunun sayesinde yeni başladığım sınıfın derslerinde fazla zorlanmazdım.
Böylelikle Tahta Bavulu ihmal etmeye hatta unutmaya başlamıştım. Vefasızlık değildi benimki, sonuçta yine kitaplarla haşır neşirdim. Bu arada o yılların popüler çizgi romanlarını çok uzun süre okuduğumu ve okumayı sevmemde bunların etkisini özellikle anmak isterim.
Halk kütüphanesi ile tanışmıştım. Tahta bavulu unutmuş yerini halk kütüphanesi almıştı adeta. İlk kez kim tanıştırdı, nasıl tanıştım hatırlamıyorum. Sanki dünyaya gözlerimi orada açmıştım. Sürekli gider, dışarıya ödünç kitap verme bölümünden kitap alır, evde okur ve gider tekrar alırdım. Çok okurdum, yer gibi, içer gibi okurdum kitapları. Biter bitmez vakit geçirmeden gider yenisini alırdım. Öyle çok okurdum ki, bir ara okumadığım kitap kalmamıştı adeta o bölümde…
Oranın görevlisi rahmetli Ali Amca ile artık tanış olmuştuk. Her gittiğimde hal hatır sorar sonra kitaplara bakardım, bazen o da kitap tavsiye ederdi. Güzel insandı Ali Amca, Allah rahmet eylesin. Benim kütüphaneyi sevmem de büyük etkisi olmuştu.
Beni çok etkileyen Kemalettin Tuğcu’nun kitapları ile tanışmam kütüphanede oldu mesela. Okumaya doyamadığım kitaplardandı. Sade, akıcı ve kolay okunmasından dolayı bir keyifle okurdum. Öyle ki, bu kitaplar hayata bakış açımı bile şekillendirmişti diyebilirim.
Tabi Ömer Seyfettin’i de söylemem lazım. Her hikâyesini adeta yaşar, bitmesini istemezdim. Daha birçok yazar ve yüzlerce belki de binlerce kitap…
Kitap ve kütüphane, benim için vazgeçilmez alışkanlık, doyumsuz haz, içimi ısıtan güneş, ufkumu aydınlatan ışık olmuştu. Uzun yıllar, çok uzun yıllar da öyle kaldı. İyi ki öyle kalmış…
İyi ki kitaplarla tanışmışım, iyi ki kütüphaneye alışmışım…
Aradan onlarca yıl geçmesine rağmen her hatırlayışta ogünleri yeniden yaşar, kitap okumanın ve kütüphaneye gitmenin hazzını, zevkini anar, ararım…
Beni ben eden geçmişimde ne varsa, orada kitap ve kütüphane müstesna bir yerdedir. Kitap okuma alışkanlığı elbette çok önemli, kütüphanelerin varlığı ise apayrı bir öneme sahip. Kitap insan ise, kütüphane şehirdir. Kitap fert ise, kütüphane toplumdur.
Eğer bir ekmek yiyecekseniz yarım yiyin ve diğer yarısının yerine kitap okuyun. Eğer bir bardak çay içecekseniz yarım bardak için ve geri kalan zamanda kitap okuyun, az uyuyun çok okuyun… Her ne yapıyorsanız, içinde veya herhangi bir yerinde kitap yoksa yaptığınız şey yarımdır, eksiktir. Buna inanın ve buna alıştırın kendinizi. Çünkü kendinizi kitapla bulabilir ve kitapla tanıyabilirsiniz.
Her şey rahmetli babamın kitaplarıyla, tahta bavul kitaplığıyla tanışmamla başlamıştı aslında. Daha ilkokula gitmeden kitaplarla buluşmam, babamın buna ortam sağlaması, beni teşvik etmesi, bizlere kitap okuma alışkanlığını kazandırmada ailenin öneminin, anne babanın etkisinin çok güzel örneği aslında. Çocuk hayata gözlerini kitapla açmalı desem abartmış olmam herhalde.
İyi ki hayatımda var olmuşlar…
Rahmetli babam başta olmak üzere kitap ve kütüphane yolculuğumda bana yol gösteren, teşvik eden, destek veren herkesi minnetle anıyorum…
 
Sinan Temel

Sinan Temel

DİĞER YAZILARI #Adıyaman66yaşında Bu şehir hak ediyor… Dünyanın Ahvalini Soracak Olursanız… Ya odunum? Bölerek çözmek çare mi? Bir olay üç farklı algı Hayalimiz yeşil alan, gerçeğimiz beton bina Eskiler mi güzeldi, eskiden mi güzeldik? Bu bir halk sağlığı savaşıdır Cümle âlem? Bana anlattığın hikâyeyi sakın Padişaha anlatma! Gözün Aydın Adıyaman! Diyelim ki, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü… Tanıtım Günlerine dair… Kârda mıyız yoksa zararda mı? Gidişat hiç de iyi değil... Eskisaray Cami Çınarı bir simge aslında… Dünya Adıyamanlılar Günü Fili tarif edenler… İki dinle bir söyle Tereyağının hesabı Önce Mahalleyi kaybettik! Men Dakka Dukka! Keşke Hiç Olmasaydınız! Hz. Safvân b. Mu’attal (ra) Şehre karşı işlenen suçlar… Ulumoğlu Türküsü Elim bir olayın düşündürdükleri… Tecrübe ve hayâl… Kumdan kaleler… Havanda Su Dövmenin Adıyamancası… Her koyun kendi bacağından asılır Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler… Ne yapılırsa yapılsın olmuyor, tutmuyor işte... İlimizdeki Mermer Ocakları ve Bölgenin Ekosistemi 15 Temmuz üzerine… Bu da geçecek, tıpkı öncekiler gibi Çok çalışmamız gerek çook… Edebi dairesi Bize Benzeyip Bizden Olmayanlar Şehre duyarlı nesiller yetiştirmeliyiz Hımbıl gibi bir şey… Eşek anırdı abdest bozuldu Ölçü bozulmaya görsün… Memleket meselesi Yazık oluyor bu şehir’e Hiç oğlu hiçler… Çoğaldık sanıyoruz azaldıkça… Esas sorun, kurtarıcılardan kurtulamaması mı? Köpeğini İdam Eden Çoban Sahabe Hz. Safvan Kur’an ile Buluşturulmalı Adıyaman’da Nevruz Depremin Düşündürdükleri… Kan Emiciler Arayacaksan, şehrini gönlünde ara Yeter ki Efendilerin Canı Sıkılmasın(!) Hangi Balık? Ölçümüzü Yeniden Sorgulamaya Var mısınız? Bizi Doğrultacak İnsanlar Var mı? Hainlerin Değirmenine Su Taşıyanlardan Olmayalım Önce İnsan Olmayı Öğre(t/n)meliyiz Şehir Kültürü Üzerine Asıl Marifet Milli İradeye Sahip Çıkmak Halk Dans Edip Oynamaya Başladıysa! Didişmeden Didinmek Gerek Bu Utanç Bitmeli veya Yaşlı Evleri Sitesi Beraber Çalışabilmek Başarıdır İki Fotoğraf Karesinin Verdiği Mesaj Yaşananlardan Biz de mi Sorumluyuz? Çocuklarımız İnsan Olmayı İnsanlardan Öğrensin Çoğunluğun Yalnızlığı Yakası Dar Gömlek Gibiler Ne Kadar Adaletliyiz? Ah Şimdiki Aklım Olsa… Papa ve Moiz Kendi Memleketine Yabancı Olmak… Aborjinlik Yapalım Süreç Yönetimi ve Aptallık Kimin İşine Yarar? Muhalif Duruş Soba Borusu Şekere Boy Abdesti Aldıranlar Bir Fotoğrafın Hüznü Buyur Buradan Yak Ne Yapmak Lazım? IŞİD’li Adıyaman Kimin İşine Yarar? Körler Ülkesinde Şaşılar Kral Olur Kırılan İlk Cam İhmale Gelmez Memleket Meselesi Adıyaman’ı Tanı(t)mak II Zokayı Yut(tur)mak Saray Soytarısı Uyanık Terzi ya da Çıplak Kral Kulak Misafiri Muhabbeti Yön Verecekler Yönünü Şaşırırsa Eşeğin Gölgesi Adıyaman’ın Üzümle İmtihanı Tottik Meselesi İhtiyaca Binaen Bir Yazı Beş Maymun Hikayesi “Ben İyiyim, Kötü Olan Sensin” Önce Kendi Çizgini Uzat İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın! Ya Benim Odunum? “Ayağını Denk Al” Cahilliğin Çeşitleri Hemşehrilik Dayanışmadır Pis Kokular Geliyor Daha Kötüsü Kokuya Alışmaktır Şişeye Konup Denize Atılacak Yazı Postlara Bürünmüşler… Derviş Hırkası Giymiş Avcılar İnsan Kendine Yakışanı Yapar Çiftçinin Verdiği Ders Haram Olsun! Antika Tipler Dürüstlük Çiçeği Kimin Kimi Yiyeceğine Suyun Akışı Karar Verir Bacağından Asılan Koyunun Verdiği Ders Her Ağzı Olan Konuşmalı mı? Kral, Müneccim ve Eşek Ne Ekersen Onu Biçersin İğneyi Ahırda Aramak Gerekir Önemli Olan Güçlüyken Adil Olmak Maksat Sohbet Çay Bahane İtibar ve Karakter Say ki Sayılasın... Hızır’ı Beklerken Bakışımızın Açısını Belirleyen Unsurlar Adıyaman Görücüye Çıkıyor “Çakal” Sadece Bir Köprü Adı Değilmiş Adıyaman’da Sultan Kim? Adıyaman’ı Tanı/t/mak Zor Olanı Yapmak Öğrencileri Bekleyen Tehlike Sen Yılma Öğretmenim Boğa Bırakın İyiler İyi Kalsın Deve İle Fare Baki Kalan Eşeklik(!)… Risk Nedir? Körlerin Hikayesi Hesap Vermenin Dayanılmaz Hafifliği Memleketim ve Tepkisizlik Üzerine Projeler Kenti Adıyaman Yaşlanmak Bir Dağa Çıkmak Gibidir… Birlikte Ayrılık Seyret, Sus ve Dinle Beynimizdeki Zehir “Hardal Yedirme” Taktiği Dursun Çavuş Filmine Dair Düzeltilmesi Gereken İnsanlar Memleketimin Adını Silin Bu Kulüpten Padişaha Verilen Ders Makam Hırsı Doğum Günü Hediyesi Balıklar Ve Kuşlar Çizgiyi Aşmak Susturucu Takılmış Toplum Denetime Takılmayanlar “Mıh Çık” Sürprizlerle Dolu Şehir; Tokat Size Zahmet Olacak… Başka Şehirler Görmenin Zararları Ubuntu Cahil Cesareti… Bir Teşekkür, Bir Selam “Adıyaman Günleri” Başlıyor… Değerleri Yitirmeye Değer mi? Anmaktan Anlamaya… Harika Bir Memleketim Var Boyda Değil İcraatta Cüce Olanlar Esas Sorunumuz Zihniyet Bakın Bakalım Kimleri Göreceksiniz? Değer Vermek Üzerine Maymun İştahı Bir Öğretmenin Sitemi Haydi, Yeni Köprüler Kuralım Bir Vesile Daha… AKSEB Buluşmaları Farkı Fark Etmek Gönül Vermek Durduğumuz Yer “İyi Olmak” ama Kime Göre? Yine Bir Aralık, Yine Gönlüm Bulanık ''bizim mahalle'' Allah Islah Etsin “Marifet İltifata Tabidir” “Ağzı Olan Konuşuyor” “Büyüyünce Senin Gibi Olacağım” Hayırlı Yolculuklar Öküzlüğüne Bağışlayın! Basit Bir Tercih Arpa ve Saman Bana da mı Lolo? Her Şeyi En İyi Ben Bilirim! Her Deli Üstünü Başını Yırtmaz ki… Freni Nerede? Haddini Bilmek Toplumsal Güven… Toplumda Güven… Topluma Güven… İnsana Dair Notlar Övgü ve Yergi Ayağımı Sıkıyor! Adıyaman ve YGS Sonuçları Eşeklikten Kurtulma
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA