DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Sinan Temel
Sinan Temel
Giriş Tarihi : 02-02-2015 09:38

Tottik Meselesi

Uzmanlar, öğrenmede soru ve cevabın önemli bir yer tuttuğunu söylerler. Sonra da insanın bilmediği şeyleri şu üç şekilde öğrenebileceğini ifade ederler:

Birincisi, sohbet, ders, vaaz, nasihat, konferans vb. dinlemek suretiyle.

İkincisi, “okumak” suretiyle.

Üçüncüsü ise, “sormak” suretiyle.

Dinimizde de bu metotlar tavsiye edilmiştir. Bunlardan üçüncüsü olan “sormak” üzerine birkaç cümle söylemek istiyorum.

Okuyarak ve dinleyerek öğrenmenin yanında sorarak öğrenmenin de ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu yüzden bilmediğimiz şeyleri öğrenmek için bilenlere sorarız.

Bu metot, yani öğrenmek için gerekli olan “sormak” metodu diğerlerine göre bir farklılık arz eder ki, o da şudur:

Çoğu insan gerçekten bilmediği ve gerçekten öğrenmek istediği için sorar.

Ama bazı tipler vardır ki, bildiği halde sorarlar.

Soru sormada şu iki durum aptalca kabul edilir. Birincisi cevabını bildiği soruyu sormak. Diğeri de muhatabı tuşa getirmek ve sinirlendirmek için eveleyip geveleyerek lafın ırzına geçmektir.

Burada öğrenme isteği söz konusu değildir. Aksine, muhatabı veya soru sorulan kişiyi küçük düşürme, alaya alma, tuzağa çekme, sınama gibi iğrençlikler vardır ki, genel itibariyle fark edildiğinde ya o ortam terk edilir ya da soran kişi/ler muhatap kabul edilmeyerek susulur.

Özellikle de seviyesiz, ukalaca ve had bilmeyen bir üslup varsa hiç ama hiç cevap verilmemelidir. Verilirse o kişi prim yapar, bu da ona cesaret kazandırır. Kazanılan bu cesaret ukalalığı arttırdığı gibi tehditlere varabilecek bir üsluba dönüşebilir.

İlk başta masum gibi görünen “sormak” eylemi aslında kendisine, fasulye örneğinde olduğu gibi prestij kazandırmak çabasından başka bir şey değildir.

Hinlik peşindeki soru soran kişi/ler niyetlerinin anlaşıldığını fark edince telaşa kapılabilirler.

Son bir gayretle samimi görünmeye çalışabilirler ama foyaları meydana çıkmıştır artık. Ne yapsalar sarsılan güveni geri getiremezler.

Bu kez gurur meselesi yaparlar. Şahsiyetlerini ortaya koyarak ısrarla sorularına cevap isterler. Hele bir de soruyu kalabalık bir ortamda veya kamuoyuna açık bir şekilde sormuş ve cevap alamamışlarsa, tabir yerinde ise adeta kudururlar ve saldırganlaşırlar.

Kendilerini önemli bir kişi, insan veya memleket perver olarak lanse etmeye ve sorularını kamuoyu adına, vatandaş veya halk adına sorduklarını iddia etmeye çalışırlar. Oysa vatandaşların, kamuoyunun onlardan haberleri bile yoktur.

Aslında çoğu zaman ortada soru sorulabilecek bir konu da yoktur. İş olsun, laf olsun torba dolsun kabilinden konuşurlar.

Böylelerinin pervasız, hayasız ve hezeyanvari bir tarzla etrafa sataşmalarının en büyük sebeplerinden biri, bunları adam belleyip sorularına cevap verenlerdir aslında. Genellikle karşı tarafın iyi niyetinden kaynaklanan muhatap alınma ne yazık ki onlara cesaret kazandırmaktadır.

Şunu net olarak söyleyebiliriz, böylesi tipleri muhatap kabul etmemek, aslında onlara yapılacak en büyük iyiliklerden biridir.

Kim bilir, belki bu sayede hatalarını anlama ve kendilerine çeki düzen verme fırsatı bulabilirler.

Tabi o da, Adıyaman tabiri ile kendisinde “tottik” varsa.

Son olarak yazımızı Einstein’e atfedilen bir sözle bitirelim:

Bir insanın zekası, vereceği cevaplardan değil; soracağı sorulardan anlaşılır.

 

 

 

 

Sinan Temel

Sinan Temel

DİĞER YAZILARI #Adıyaman66yaşında Bu şehir hak ediyor… Dünyanın Ahvalini Soracak Olursanız… Ya odunum? Bölerek çözmek çare mi? Bir olay üç farklı algı Hayalimiz yeşil alan, gerçeğimiz beton bina Eskiler mi güzeldi, eskiden mi güzeldik? Bu bir halk sağlığı savaşıdır Tahta Bavul Cümle âlem? Bana anlattığın hikâyeyi sakın Padişaha anlatma! Gözün Aydın Adıyaman! Diyelim ki, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü… Tanıtım Günlerine dair… Kârda mıyız yoksa zararda mı? Gidişat hiç de iyi değil... Eskisaray Cami Çınarı bir simge aslında… Dünya Adıyamanlılar Günü Fili tarif edenler… İki dinle bir söyle Tereyağının hesabı Önce Mahalleyi kaybettik! Men Dakka Dukka! Keşke Hiç Olmasaydınız! Hz. Safvân b. Mu’attal (ra) Şehre karşı işlenen suçlar… Ulumoğlu Türküsü Elim bir olayın düşündürdükleri… Tecrübe ve hayâl… Kumdan kaleler… Havanda Su Dövmenin Adıyamancası… Her koyun kendi bacağından asılır Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler… Ne yapılırsa yapılsın olmuyor, tutmuyor işte... İlimizdeki Mermer Ocakları ve Bölgenin Ekosistemi 15 Temmuz üzerine… Bu da geçecek, tıpkı öncekiler gibi Çok çalışmamız gerek çook… Edebi dairesi Bize Benzeyip Bizden Olmayanlar Şehre duyarlı nesiller yetiştirmeliyiz Hımbıl gibi bir şey… Eşek anırdı abdest bozuldu Ölçü bozulmaya görsün… Memleket meselesi Yazık oluyor bu şehir’e Hiç oğlu hiçler… Çoğaldık sanıyoruz azaldıkça… Esas sorun, kurtarıcılardan kurtulamaması mı? Köpeğini İdam Eden Çoban Sahabe Hz. Safvan Kur’an ile Buluşturulmalı Adıyaman’da Nevruz Depremin Düşündürdükleri… Kan Emiciler Arayacaksan, şehrini gönlünde ara Yeter ki Efendilerin Canı Sıkılmasın(!) Hangi Balık? Ölçümüzü Yeniden Sorgulamaya Var mısınız? Bizi Doğrultacak İnsanlar Var mı? Hainlerin Değirmenine Su Taşıyanlardan Olmayalım Önce İnsan Olmayı Öğre(t/n)meliyiz Şehir Kültürü Üzerine Asıl Marifet Milli İradeye Sahip Çıkmak Halk Dans Edip Oynamaya Başladıysa! Didişmeden Didinmek Gerek Bu Utanç Bitmeli veya Yaşlı Evleri Sitesi Beraber Çalışabilmek Başarıdır İki Fotoğraf Karesinin Verdiği Mesaj Yaşananlardan Biz de mi Sorumluyuz? Çocuklarımız İnsan Olmayı İnsanlardan Öğrensin Çoğunluğun Yalnızlığı Yakası Dar Gömlek Gibiler Ne Kadar Adaletliyiz? Ah Şimdiki Aklım Olsa… Papa ve Moiz Kendi Memleketine Yabancı Olmak… Aborjinlik Yapalım Süreç Yönetimi ve Aptallık Kimin İşine Yarar? Muhalif Duruş Soba Borusu Şekere Boy Abdesti Aldıranlar Bir Fotoğrafın Hüznü Buyur Buradan Yak Ne Yapmak Lazım? IŞİD’li Adıyaman Kimin İşine Yarar? Körler Ülkesinde Şaşılar Kral Olur Kırılan İlk Cam İhmale Gelmez Memleket Meselesi Adıyaman’ı Tanı(t)mak II Zokayı Yut(tur)mak Saray Soytarısı Uyanık Terzi ya da Çıplak Kral Kulak Misafiri Muhabbeti Yön Verecekler Yönünü Şaşırırsa Eşeğin Gölgesi Adıyaman’ın Üzümle İmtihanı İhtiyaca Binaen Bir Yazı Beş Maymun Hikayesi “Ben İyiyim, Kötü Olan Sensin” Önce Kendi Çizgini Uzat İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın! Ya Benim Odunum? “Ayağını Denk Al” Cahilliğin Çeşitleri Hemşehrilik Dayanışmadır Pis Kokular Geliyor Daha Kötüsü Kokuya Alışmaktır Şişeye Konup Denize Atılacak Yazı Postlara Bürünmüşler… Derviş Hırkası Giymiş Avcılar İnsan Kendine Yakışanı Yapar Çiftçinin Verdiği Ders Haram Olsun! Antika Tipler Dürüstlük Çiçeği Kimin Kimi Yiyeceğine Suyun Akışı Karar Verir Bacağından Asılan Koyunun Verdiği Ders Her Ağzı Olan Konuşmalı mı? Kral, Müneccim ve Eşek Ne Ekersen Onu Biçersin İğneyi Ahırda Aramak Gerekir Önemli Olan Güçlüyken Adil Olmak Maksat Sohbet Çay Bahane İtibar ve Karakter Say ki Sayılasın... Hızır’ı Beklerken Bakışımızın Açısını Belirleyen Unsurlar Adıyaman Görücüye Çıkıyor “Çakal” Sadece Bir Köprü Adı Değilmiş Adıyaman’da Sultan Kim? Adıyaman’ı Tanı/t/mak Zor Olanı Yapmak Öğrencileri Bekleyen Tehlike Sen Yılma Öğretmenim Boğa Bırakın İyiler İyi Kalsın Deve İle Fare Baki Kalan Eşeklik(!)… Risk Nedir? Körlerin Hikayesi Hesap Vermenin Dayanılmaz Hafifliği Memleketim ve Tepkisizlik Üzerine Projeler Kenti Adıyaman Yaşlanmak Bir Dağa Çıkmak Gibidir… Birlikte Ayrılık Seyret, Sus ve Dinle Beynimizdeki Zehir “Hardal Yedirme” Taktiği Dursun Çavuş Filmine Dair Düzeltilmesi Gereken İnsanlar Memleketimin Adını Silin Bu Kulüpten Padişaha Verilen Ders Makam Hırsı Doğum Günü Hediyesi Balıklar Ve Kuşlar Çizgiyi Aşmak Susturucu Takılmış Toplum Denetime Takılmayanlar “Mıh Çık” Sürprizlerle Dolu Şehir; Tokat Size Zahmet Olacak… Başka Şehirler Görmenin Zararları Ubuntu Cahil Cesareti… Bir Teşekkür, Bir Selam “Adıyaman Günleri” Başlıyor… Değerleri Yitirmeye Değer mi? Anmaktan Anlamaya… Harika Bir Memleketim Var Boyda Değil İcraatta Cüce Olanlar Esas Sorunumuz Zihniyet Bakın Bakalım Kimleri Göreceksiniz? Değer Vermek Üzerine Maymun İştahı Bir Öğretmenin Sitemi Haydi, Yeni Köprüler Kuralım Bir Vesile Daha… AKSEB Buluşmaları Farkı Fark Etmek Gönül Vermek Durduğumuz Yer “İyi Olmak” ama Kime Göre? Yine Bir Aralık, Yine Gönlüm Bulanık ''bizim mahalle'' Allah Islah Etsin “Marifet İltifata Tabidir” “Ağzı Olan Konuşuyor” “Büyüyünce Senin Gibi Olacağım” Hayırlı Yolculuklar Öküzlüğüne Bağışlayın! Basit Bir Tercih Arpa ve Saman Bana da mı Lolo? Her Şeyi En İyi Ben Bilirim! Her Deli Üstünü Başını Yırtmaz ki… Freni Nerede? Haddini Bilmek Toplumsal Güven… Toplumda Güven… Topluma Güven… İnsana Dair Notlar Övgü ve Yergi Ayağımı Sıkıyor! Adıyaman ve YGS Sonuçları Eşeklikten Kurtulma
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA