Eskiden beri ülkemiz üzerinde hesapları ve emelleri olan, bu yüzden de her türlü alçak ve hain saldırıları yapan, yaptıran ve destekleyen güçlerine hepsine birden “Batı” diyoruz.
Üzerinde bulunduğumuz konum ve sahip olduğumuz değerlerle doğrudan alakalı olan bu hesaplar üzerine kurulu senaryolar zaman içerisinde şiddetini azaltmış ya da artırmıştır.
Eskiden ince hesaplar ya da diplomatik kıvırmalarla yapılan bu senaryolar son yıllarda artık alenileşmiştir. Önceden yüzüne gülüp arkandan dolap çeviren Batı, bugün her türlü yol ve dille niyetini aşikar etmiştir.
Azıcık ilgisi olan herkesin artık ezberlediği sağ-sol, Türk-Kürt, Alevi-Sünni vb. her türlü bölücü, ayrıştırıcı ve nifak sokucu senaryoları denemesine rağmen amacına ulaşamayan Batı, baskısını daha da şiddetlendirmek için vekalet savaşları yolunu tercih etmiştir.
Tarih göstermiştir ve gösterecektir ki, her dönem satılık, kiralık, hain ve alçaklar vardır ve olacaktır. Bu maşa ve piyonlar marifetiyle ülkemize saldırarak huzur ve güvenimize kastedip, toplumda kaos ve kargaşa çıkarmak istemektedirler.
Görüşü, rengi ve inancı ne olursa olsun ülkemizdeki insanların kahir ekseriyeti bu alçak planları boşa çıkarıcı duruş içerisindedirler. Zira düşman artık alenileşmiş ve oyunlarını açıkça oynamaya başlamıştır.
İnsanlarımızın sağduyusu ile genel olarak sağladığı birlik ve beraberliğe rağmen, eğer aptal ya da salak değillerse, provokatör ve yardakçı olan tipler de eksilmiyor maalesef. Bulundukları konum ve ellerindeki imkanlarla sesi çok çıkan bu kesim, bilerek ya da bilmeyerek hainlere destek gafletine düşmektedirler.
İki şeyin altını özellikle çizmek istiyorum.
Birincisi, bu senaryo ve oyunlardan her bahsedilip tuzaklara dikkat çekildiğinde, mutlaka birileri çıkıp komplo teorisi yapmakla, hedef şaşırtmakla ve bazı şeyleri gizlemekle itham etmişleridir. Hatta güvenlik güçlerini ve devleti acziyet ve zaafa düşürücü ifadeleri pervasızca kullanmışlardır. Bunlar da, “çok bilmiş” ya da “aptal” değillerse eğer mutlaka “yardakçı” ve “provokatördür.” Ne yazık ki bu tipler de eksik olmuyor ve olmayacaklardır.
İkincisi, hükümet, yönetim ya da yöneticiler hatalı ve yetersiz olabilirler. Bu durum, “Batı”nın alçak ve hainliğinin olmadığı anlamına gelmez. Maşa ve piyonlar vasıtasıyla ortaya konan vekalet savaşları ile terör gerçeğini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla konumu, sıfatı ya da etiketi ne olursa olsun, bu konularda yönetimi eleştirenlerin çok dikkatli ve hassas olmaları, terörü ve hainleri mazur ve masum göstermek gibi kendilerinin de asla kabul edemeyecekleri bir yanlışa düşmemeleri gerekmektedir.
Daha iyiyi ve daha doğruyu bulma adına yapıcı ve tamamlayıcı eleştiri ve öneriler elbette hatta mutlaka olmalı. Bunu yaparken kullanılan vasıta, dil ve üsluba çok dikkat edilmeli. Bazen niyet iyi de olsa, kaş yaparken göz çıkarma kabilinden oynanmak istenen oyuna gelme ve onların değirmenine su taşıma hatasına düşülebiliyor.
Saldırılar hedef gözetmiyor. Katledilen insanların fikrine, ırkına ve inancına bakılmıyor. Buna rağmen birileri çıkıp olayları mezhep, siyasi ya da inanç vb. gerekçelerine dayandırmak istiyorsa eğer bunlara karşı çok dikkatli olmalıyız.
Bu hain saldırıları fırsat bilerek söylem, eylem ya da yazıları ile mezhep, ideoloji ya da etnik ayrımı körüklemek, toplumu infiale, kaos ve kargaşaya sürüklemek, saldırıları Müslümanlara yıkmaya çalışmak, olaylar üzerinden bir şekilde teröre ve teröristlere prim yaptırmak isteyenlere de dikkat etmek gerekir. Zira bunlar da, ellerindeki imkanlarla terörün ve teröristin amacına hizmet etmektedir. Teröristin silah ya da bomba ile yaptığı alçaklığı bu tipler kalemi ya da diliyle yapabilmektedir.
Özellikle de, bombalar patlar patlamaz, silahlar çekilir çekilmez, olay yerine henüz ambulanslar bile ulaşmadan sosyal medya üzerinden algı operasyonları yaparak teröristleri korumaya alma ve saldırıları haklı gösterme gayretine girenlere anında müdahale imkanı geliştirilmelidir.
Eminim devletimiz bunun farkında ve gereğini yapıyordur.
Önemli olan bizlerin sağduyuyu elden bırakmadan olayları değerlendirip ona göre konum almasıdır. Birlik ve beraberliğimize halel getirecek her türlü söz ve davranıştan kaçınmalıyız. Bu hain ve alçaklara toplum olarak verilebilecek en önemli ve etkili cevaplardandır.