DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Sinan Temel
Sinan Temel
Giriş Tarihi : 05-09-2014 11:26

Cahilliğin Çeşitleri

 

Bazı hastalıklar var ki, her fırsatta gündeme getirmek ve çareler aramak gerekir. Kişilerin ve toplumun sağlık ve selameti bunlara bağlıdır. Bunlardan bir tanesi hatta en birincisi olarak “cehalet” diyebiliriz. Hemen aklınıza okula veya mektebe gitmeyen, okuryazar olmayanlar gelmesin. O eskidendi, şimdi durum çok farklı.

Cehaletin ne demek olduğunu, kişiye ve topluma ne gibi zararlar verdiğini bilmeyenimiz yoktur sanırım. Bazı düşünürler cahilliği üçe ayırmışlar: Hiçbir şey bilmemek, gerekeni bilmemek ve bir sürü gereksiz şey bilmek.

Hiçbir şeyi bilmeyenler, bilmediklerinin farkında iseler sorun yok. Bu halledilebilecek bir konu. Gerekeni bilmeyenler çok sıkıntılıdır. İşi veya mesleği ya da toplumdaki konumu neyse, onun gereklerini bilmiyorlarsa, bilmediklerinin de farkında değil, bilmiş geçiniyorlarsa, varın o toplumun halini siz düşünün. Çünkü bunlar kendilerini “biliyor” zannettikleri için her zaman kendilerini haklı görürler

Bir de bir sürü gereksiz şey bilenler var ki, bunlar bir öncekilerle benzerlik gösterirler. Gereksiz bilgileri ile yerli-yersiz, patavatsız ve hadsiz davranırlar ki, içinde bulundukları toplum bunlardan da çok çeker.

Dedim ya, kişiyi ve toplumu sarsan ve asla ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır cehalet. Bu hastalığa çare olacak hekimleri iyi tespit etmekte yarar var.

Çünkü Ömer Hayyam’ın “Hekim hasta olunca kime gitmeli” diye bir mısraını hatırlıyorum.

Vesselam.

***

Önemli not:

Geçen gün Abuzer Demir benim ismimi anarak bir şeyler yazmış. Niçin yazmış, amacı ne, birilerinin duygularına mı tercüman olmuş veya kendi içindeki bir yerlerden gelerek mi yazmış, konu sıkıntısı çektiğinden mi yoksa dikkat çekmek için mi, bilmiyorum. Bildiğim tek şey birkaç cümle ile de olsa karşılık vermektir.

Aslında çevremdeki arkadaşlar “gerek yok, boş ver” gibi sözlerle cevap vermenin gereksizliğini belirtseler de, “zaruretler, memnu olanı mubah kılar” sözünden hareketle birkaç cümle yazma ihtiyacı gerektiğini düşündüm. Çünkü “kusuru söylenmeyen adam, ayıbını hüner sanır.

Kent Konseyi konusunda “bilgi kaynakları” kendisine ne söylemiş veya kendisinin “araştırarak, sorarak ve okuyarak!” öğrendiklerinden ne çıkarmış bilmiyorum ama “içi yandığına” göre bir takım sıkıntı veya sancıları olduğu gerçek. Anlaşıldığına göre bu, doğrudan benimle alakalı değil, çünkü “içinin yangını”nın eskiden beri sürdüğü anlaşılıyor.

Gelelim diğer konuya.

Fazla detaya girmeyeceğim. Sinan Temel’in ve Abuzer Demir’in kim ve ne olduğu, bu kişilerin uhdelerindeki iş veya görevleri nasıl yaptıkları konusunda onları tanıyanlar iyi bilir.

Başkanı olduğum 2 kurum var. Birincisi AKSEB Derneği. 2010 yılında kurulan bu derneğin yönetiminde o günden beri kendisi de var. Diğeri ise geçtiğimiz Haziran ayında genel kurulu yapılan Kent Konseyi’dir. Her ikisi de seçimle ve özgür irade ile gerçekleşmiştir. Bunda ne sıkıntı var anlayamadım. Anlayan varsa lütfen bana da anlatsın. Bu arada kendisinin bu dernekteki görevi ne, bu görevi nasıl yerine getiriyor, bu görevi kime ve nasıl yaptırıyor, varsın kendisi söylesin. Kendisinin de yönetiminde olduğu bir derneği tuhaf bir yazıya konu edinmesi garabetin daniskası olduğu gibi biraz da teşkilatçılığın mahremiyetini aşan bir durum olduğunu düşünüyorum.

Benim yoğunluğumdan dolayı bunlara yetişemediğimi vehmetmiş… Sadece vehmetmiş.

Kendisine tavsiyemdir, görüntüye göre karar vermesin, yanılır. Tıpkı birçoğumuzun yanıldığı gibi; görüntüye bakıyorsun, isminin önündekine, sağına soluna bakıyorsun bir şey belliyorsun. Sonra bakıyorsun daha farklı bir şey.

Su kıtlığı çektiğimiz bugünlerde suyu tasarruflu kullanalım çağrımı da eleştirmiş ya, varın bunun izahını da siz yapın. Ne dememi veya kimi vurmamı bekliyordu anlayamadım.

Başta da dedim ya, zaruret hâsıl olduğu için bu satırlar yazdım. Böyle anlamsız ve kendi aramızda konuşulması gereken şeyleri sizlerle paylaşmak istemezdim.

Tahmin ediyordum da, zihni melekelerin bu kadar dağınık olduğunu bilmiyordum.

Bazı insanların şark kurnazlığı yaparak işlerini yürütmelerine, kendilerini doğru ve haklı göstermelerine pek müsaade etmemek lazım diye düşünüyorum. Bu onların da iyiliği için gereklidir.

Son olarak, özellikle ismimin geçtiği bir yazı olduğu için, kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına bu satırlara ihtiyaç duyuldu. Bu konuyu sürdürmeyi düşünmüyorum. Karşılık verilse dahi cevap vermeyi pek düşünmüyorum. Umarım yanlış anlaşılmam.

 

Kalın sağlıcakla.

Sinan Temel

Sinan Temel

DİĞER YAZILARI #Adıyaman66yaşında Bu şehir hak ediyor… Dünyanın Ahvalini Soracak Olursanız… Ya odunum? Bölerek çözmek çare mi? Bir olay üç farklı algı Hayalimiz yeşil alan, gerçeğimiz beton bina Eskiler mi güzeldi, eskiden mi güzeldik? Bu bir halk sağlığı savaşıdır Tahta Bavul Cümle âlem? Bana anlattığın hikâyeyi sakın Padişaha anlatma! Gözün Aydın Adıyaman! Diyelim ki, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü… Tanıtım Günlerine dair… Kârda mıyız yoksa zararda mı? Gidişat hiç de iyi değil... Eskisaray Cami Çınarı bir simge aslında… Dünya Adıyamanlılar Günü Fili tarif edenler… İki dinle bir söyle Tereyağının hesabı Önce Mahalleyi kaybettik! Men Dakka Dukka! Keşke Hiç Olmasaydınız! Hz. Safvân b. Mu’attal (ra) Şehre karşı işlenen suçlar… Ulumoğlu Türküsü Elim bir olayın düşündürdükleri… Tecrübe ve hayâl… Kumdan kaleler… Havanda Su Dövmenin Adıyamancası… Her koyun kendi bacağından asılır Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler… Ne yapılırsa yapılsın olmuyor, tutmuyor işte... İlimizdeki Mermer Ocakları ve Bölgenin Ekosistemi 15 Temmuz üzerine… Bu da geçecek, tıpkı öncekiler gibi Çok çalışmamız gerek çook… Edebi dairesi Bize Benzeyip Bizden Olmayanlar Şehre duyarlı nesiller yetiştirmeliyiz Hımbıl gibi bir şey… Eşek anırdı abdest bozuldu Ölçü bozulmaya görsün… Memleket meselesi Yazık oluyor bu şehir’e Hiç oğlu hiçler… Çoğaldık sanıyoruz azaldıkça… Esas sorun, kurtarıcılardan kurtulamaması mı? Köpeğini İdam Eden Çoban Sahabe Hz. Safvan Kur’an ile Buluşturulmalı Adıyaman’da Nevruz Depremin Düşündürdükleri… Kan Emiciler Arayacaksan, şehrini gönlünde ara Yeter ki Efendilerin Canı Sıkılmasın(!) Hangi Balık? Ölçümüzü Yeniden Sorgulamaya Var mısınız? Bizi Doğrultacak İnsanlar Var mı? Hainlerin Değirmenine Su Taşıyanlardan Olmayalım Önce İnsan Olmayı Öğre(t/n)meliyiz Şehir Kültürü Üzerine Asıl Marifet Milli İradeye Sahip Çıkmak Halk Dans Edip Oynamaya Başladıysa! Didişmeden Didinmek Gerek Bu Utanç Bitmeli veya Yaşlı Evleri Sitesi Beraber Çalışabilmek Başarıdır İki Fotoğraf Karesinin Verdiği Mesaj Yaşananlardan Biz de mi Sorumluyuz? Çocuklarımız İnsan Olmayı İnsanlardan Öğrensin Çoğunluğun Yalnızlığı Yakası Dar Gömlek Gibiler Ne Kadar Adaletliyiz? Ah Şimdiki Aklım Olsa… Papa ve Moiz Kendi Memleketine Yabancı Olmak… Aborjinlik Yapalım Süreç Yönetimi ve Aptallık Kimin İşine Yarar? Muhalif Duruş Soba Borusu Şekere Boy Abdesti Aldıranlar Bir Fotoğrafın Hüznü Buyur Buradan Yak Ne Yapmak Lazım? IŞİD’li Adıyaman Kimin İşine Yarar? Körler Ülkesinde Şaşılar Kral Olur Kırılan İlk Cam İhmale Gelmez Memleket Meselesi Adıyaman’ı Tanı(t)mak II Zokayı Yut(tur)mak Saray Soytarısı Uyanık Terzi ya da Çıplak Kral Kulak Misafiri Muhabbeti Yön Verecekler Yönünü Şaşırırsa Eşeğin Gölgesi Adıyaman’ın Üzümle İmtihanı Tottik Meselesi İhtiyaca Binaen Bir Yazı Beş Maymun Hikayesi “Ben İyiyim, Kötü Olan Sensin” Önce Kendi Çizgini Uzat İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın! Ya Benim Odunum? “Ayağını Denk Al” Hemşehrilik Dayanışmadır Pis Kokular Geliyor Daha Kötüsü Kokuya Alışmaktır Şişeye Konup Denize Atılacak Yazı Postlara Bürünmüşler… Derviş Hırkası Giymiş Avcılar İnsan Kendine Yakışanı Yapar Çiftçinin Verdiği Ders Haram Olsun! Antika Tipler Dürüstlük Çiçeği Kimin Kimi Yiyeceğine Suyun Akışı Karar Verir Bacağından Asılan Koyunun Verdiği Ders Her Ağzı Olan Konuşmalı mı? Kral, Müneccim ve Eşek Ne Ekersen Onu Biçersin İğneyi Ahırda Aramak Gerekir Önemli Olan Güçlüyken Adil Olmak Maksat Sohbet Çay Bahane İtibar ve Karakter Say ki Sayılasın... Hızır’ı Beklerken Bakışımızın Açısını Belirleyen Unsurlar Adıyaman Görücüye Çıkıyor “Çakal” Sadece Bir Köprü Adı Değilmiş Adıyaman’da Sultan Kim? Adıyaman’ı Tanı/t/mak Zor Olanı Yapmak Öğrencileri Bekleyen Tehlike Sen Yılma Öğretmenim Boğa Bırakın İyiler İyi Kalsın Deve İle Fare Baki Kalan Eşeklik(!)… Risk Nedir? Körlerin Hikayesi Hesap Vermenin Dayanılmaz Hafifliği Memleketim ve Tepkisizlik Üzerine Projeler Kenti Adıyaman Yaşlanmak Bir Dağa Çıkmak Gibidir… Birlikte Ayrılık Seyret, Sus ve Dinle Beynimizdeki Zehir “Hardal Yedirme” Taktiği Dursun Çavuş Filmine Dair Düzeltilmesi Gereken İnsanlar Memleketimin Adını Silin Bu Kulüpten Padişaha Verilen Ders Makam Hırsı Doğum Günü Hediyesi Balıklar Ve Kuşlar Çizgiyi Aşmak Susturucu Takılmış Toplum Denetime Takılmayanlar “Mıh Çık” Sürprizlerle Dolu Şehir; Tokat Size Zahmet Olacak… Başka Şehirler Görmenin Zararları Ubuntu Cahil Cesareti… Bir Teşekkür, Bir Selam “Adıyaman Günleri” Başlıyor… Değerleri Yitirmeye Değer mi? Anmaktan Anlamaya… Harika Bir Memleketim Var Boyda Değil İcraatta Cüce Olanlar Esas Sorunumuz Zihniyet Bakın Bakalım Kimleri Göreceksiniz? Değer Vermek Üzerine Maymun İştahı Bir Öğretmenin Sitemi Haydi, Yeni Köprüler Kuralım Bir Vesile Daha… AKSEB Buluşmaları Farkı Fark Etmek Gönül Vermek Durduğumuz Yer “İyi Olmak” ama Kime Göre? Yine Bir Aralık, Yine Gönlüm Bulanık ''bizim mahalle'' Allah Islah Etsin “Marifet İltifata Tabidir” “Ağzı Olan Konuşuyor” “Büyüyünce Senin Gibi Olacağım” Hayırlı Yolculuklar Öküzlüğüne Bağışlayın! Basit Bir Tercih Arpa ve Saman Bana da mı Lolo? Her Şeyi En İyi Ben Bilirim! Her Deli Üstünü Başını Yırtmaz ki… Freni Nerede? Haddini Bilmek Toplumsal Güven… Toplumda Güven… Topluma Güven… İnsana Dair Notlar Övgü ve Yergi Ayağımı Sıkıyor! Adıyaman ve YGS Sonuçları Eşeklikten Kurtulma
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA