DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Sinan Temel
Sinan Temel
Giriş Tarihi : 29-09-2013 16:22

Maksat Sohbet Çay Bahane

Bir okul müdürü her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlere bu mektubu gönderirmiş:

“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.

Sizlerden isteğim şudur: Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır...”

Esas meselenin “insan” olduğunu belirten bu kısa mektubu muhtemelen bir yerlerde okumuş olmalısınız.

Bu hafta sonu çay ocağı sohbetimizdeki konuların ana teması da “insan” idi.

Çay Ocağı Sohbetlerimizin yeni sezonunu yaklaşık bir ay önce açmıştık. Verilen aradan sonra toparlanmak biraz zaman alsa da aramızda yeni yüzler, yeni dostlar görmek, yeni fikirler ve daha geniş paylaşımlar anlamına geldiği için memnuniyet verici bir gelişmeydi.

Şehir trafiği ile başlamıştı sohbetimiz. Sonra da şehir yapısının gelişen ihtiyaca cevap vermemesi ve buna zihniyetlerimizin de henüz hazır olmadığı mealindeki ifadeler eşlik etti.

Her ne kadar “şehir, yönetici, idareci, siyasetçi ve sivil toplum” kelimeleri daha sık geçse de konuların merkezinde “insan” vardı.

Aslında hayatın merkezinde “insan” var ama biz genellikle pas geçeriz ve sorumluluğu başka kavramlara yüklemeye çalışırız.

Oysa insanı düzeltmeden kurumları düzeltemezsin. İnsanı düzeltmeden siyaseti, bürokrasiyi, işleyişi düzeltemezsin ve insanı düzeltmeden insanlığı düzeltemezsin.

Tepkisini ve karşı koyuşunu hakkaniyete göre değil de adamına ve menfaatine göre belirleyen insanların olduğu bir toplumda ciddi sorun var demektir.

Ağacı kim keserse kessin hepsine tepki vermek gerekirken, “bizden olmayan” kestiği için tepki gösteriliyorsa, hırsızlık, yolsuzluk, zorbalık, zulüm ve haksızlık yapanlar bizden olmadığı için karşı çıkılıyor, bizden olanlar yaptığında da başlar öte yana çevriliyorsa orada sadece ve sadece “insan” sorunu var demektir.

Senin karşı çıktığın bir haksızlığa, ben sessiz kalıyorsam, benim uğradığım zulme sen duyarsız kalıyorsan ve bunlar da kasten ve bilerek bir görüşün, bir kesimin taassubiyeti ile yapılıyorsa, işte esas haksızlık ve zulüm bu olmalı.

Tepki konulan şey aslında o haksızlık veya zulüm değil, “benden/bizden” olmayan kişi/kurumdur. Bu da yanlışa değil, dinlemeye ve anlamaya çalışmadan bizden olmayana karşı duruyoruz demektir.

Sohbetimize dışarıdan kulak misafiri olan o semtten birinin çıkarken söylediği şu söz bana manidar geldi: “Siz bu kadar şey konuştunuz ben de bir cümle ekleyeyim, herkes yanılmamak için doğru insanı bulmak istiyor. Ama nedense kimse doğru insan olmak için pek uğraşmıyor.”

Benim olayı hemen “insana” bağlamama bakmayın. Aslında çok güzel tespit ve yorumlar vardı. Ortamda farklı düşünceden arkadaşlar olmasına karşın birçok konuda hem fikir olmuştuk. Bu olumlu hava ile bir kez daha anladım ki:

Sorgularken, tespit ederken, yorumlarken ve hüküm verirken ölçü gerçekten “insan” olursa, ölçü gerçekten “hakkaniyet” olursa ve ortada da samimiyet varsa herkesin ittifak etmesi gayet mümkünmüş.

Buradan hareketle, içinde bulunduğumuz ve bir türlü çözemediğimiz (belki de çözmek istemediğimiz) ihtilaf ve anlaşmazlıkları bu ölçüler çerçevesinde yeniden gözden geçirmek isabetli bir karar olur herhalde.

Üzerinde durduğumuz konulardan biri de sivil toplum kuruluşları idi. Genelde bir türlü sivilleşemeyen, kendisini sınırlayan çemberleri kıramayan, arka/yan/ön bahçe olmaktan kurtulamayan… Sivil toplum kuruluşlarının içinde bulunduğu sorunlardan/açmazlardan bazılarıydı.

Bu konuda batıdaki sivil toplum anlayışına ulaşmak için daha epey zaman geçmesi gerektiği kanısına vardık.

Günün sürprizi ise Gaziantep’ten idi. Çay Ocağı Sohbetimizi duyup merak eden, sanal ortamdan sürekli takip eden ve ortamımızı bizimle teneffüs etmek isteyen Şemsettin Ulusoy kardeşimiz sırf bu yüzden Gaziantep’ten gelmişti. Güzel ve anlamlı bir sürpriz oldu bizim için.

Yazıma Hz. Ali’nin şu veciz sözü ile son vermek istiyorum:

“Ayıbın en büyüğü, ona benzer bir ayıp sende de varken başkasını ayıplamandır.”

 

 

Sinan Temel

Sinan Temel

DİĞER YAZILARI #Adıyaman66yaşında Bu şehir hak ediyor… Dünyanın Ahvalini Soracak Olursanız… Ya odunum? Bölerek çözmek çare mi? Bir olay üç farklı algı Hayalimiz yeşil alan, gerçeğimiz beton bina Eskiler mi güzeldi, eskiden mi güzeldik? Bu bir halk sağlığı savaşıdır Tahta Bavul Cümle âlem? Bana anlattığın hikâyeyi sakın Padişaha anlatma! Gözün Aydın Adıyaman! Diyelim ki, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü… Tanıtım Günlerine dair… Kârda mıyız yoksa zararda mı? Gidişat hiç de iyi değil... Eskisaray Cami Çınarı bir simge aslında… Dünya Adıyamanlılar Günü Fili tarif edenler… İki dinle bir söyle Tereyağının hesabı Önce Mahalleyi kaybettik! Men Dakka Dukka! Keşke Hiç Olmasaydınız! Hz. Safvân b. Mu’attal (ra) Şehre karşı işlenen suçlar… Ulumoğlu Türküsü Elim bir olayın düşündürdükleri… Tecrübe ve hayâl… Kumdan kaleler… Havanda Su Dövmenin Adıyamancası… Her koyun kendi bacağından asılır Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler… Ne yapılırsa yapılsın olmuyor, tutmuyor işte... İlimizdeki Mermer Ocakları ve Bölgenin Ekosistemi 15 Temmuz üzerine… Bu da geçecek, tıpkı öncekiler gibi Çok çalışmamız gerek çook… Edebi dairesi Bize Benzeyip Bizden Olmayanlar Şehre duyarlı nesiller yetiştirmeliyiz Hımbıl gibi bir şey… Eşek anırdı abdest bozuldu Ölçü bozulmaya görsün… Memleket meselesi Yazık oluyor bu şehir’e Hiç oğlu hiçler… Çoğaldık sanıyoruz azaldıkça… Esas sorun, kurtarıcılardan kurtulamaması mı? Köpeğini İdam Eden Çoban Sahabe Hz. Safvan Kur’an ile Buluşturulmalı Adıyaman’da Nevruz Depremin Düşündürdükleri… Kan Emiciler Arayacaksan, şehrini gönlünde ara Yeter ki Efendilerin Canı Sıkılmasın(!) Hangi Balık? Ölçümüzü Yeniden Sorgulamaya Var mısınız? Bizi Doğrultacak İnsanlar Var mı? Hainlerin Değirmenine Su Taşıyanlardan Olmayalım Önce İnsan Olmayı Öğre(t/n)meliyiz Şehir Kültürü Üzerine Asıl Marifet Milli İradeye Sahip Çıkmak Halk Dans Edip Oynamaya Başladıysa! Didişmeden Didinmek Gerek Bu Utanç Bitmeli veya Yaşlı Evleri Sitesi Beraber Çalışabilmek Başarıdır İki Fotoğraf Karesinin Verdiği Mesaj Yaşananlardan Biz de mi Sorumluyuz? Çocuklarımız İnsan Olmayı İnsanlardan Öğrensin Çoğunluğun Yalnızlığı Yakası Dar Gömlek Gibiler Ne Kadar Adaletliyiz? Ah Şimdiki Aklım Olsa… Papa ve Moiz Kendi Memleketine Yabancı Olmak… Aborjinlik Yapalım Süreç Yönetimi ve Aptallık Kimin İşine Yarar? Muhalif Duruş Soba Borusu Şekere Boy Abdesti Aldıranlar Bir Fotoğrafın Hüznü Buyur Buradan Yak Ne Yapmak Lazım? IŞİD’li Adıyaman Kimin İşine Yarar? Körler Ülkesinde Şaşılar Kral Olur Kırılan İlk Cam İhmale Gelmez Memleket Meselesi Adıyaman’ı Tanı(t)mak II Zokayı Yut(tur)mak Saray Soytarısı Uyanık Terzi ya da Çıplak Kral Kulak Misafiri Muhabbeti Yön Verecekler Yönünü Şaşırırsa Eşeğin Gölgesi Adıyaman’ın Üzümle İmtihanı Tottik Meselesi İhtiyaca Binaen Bir Yazı Beş Maymun Hikayesi “Ben İyiyim, Kötü Olan Sensin” Önce Kendi Çizgini Uzat İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın! Ya Benim Odunum? “Ayağını Denk Al” Cahilliğin Çeşitleri Hemşehrilik Dayanışmadır Pis Kokular Geliyor Daha Kötüsü Kokuya Alışmaktır Şişeye Konup Denize Atılacak Yazı Postlara Bürünmüşler… Derviş Hırkası Giymiş Avcılar İnsan Kendine Yakışanı Yapar Çiftçinin Verdiği Ders Haram Olsun! Antika Tipler Dürüstlük Çiçeği Kimin Kimi Yiyeceğine Suyun Akışı Karar Verir Bacağından Asılan Koyunun Verdiği Ders Her Ağzı Olan Konuşmalı mı? Kral, Müneccim ve Eşek Ne Ekersen Onu Biçersin İğneyi Ahırda Aramak Gerekir Önemli Olan Güçlüyken Adil Olmak İtibar ve Karakter Say ki Sayılasın... Hızır’ı Beklerken Bakışımızın Açısını Belirleyen Unsurlar Adıyaman Görücüye Çıkıyor “Çakal” Sadece Bir Köprü Adı Değilmiş Adıyaman’da Sultan Kim? Adıyaman’ı Tanı/t/mak Zor Olanı Yapmak Öğrencileri Bekleyen Tehlike Sen Yılma Öğretmenim Boğa Bırakın İyiler İyi Kalsın Deve İle Fare Baki Kalan Eşeklik(!)… Risk Nedir? Körlerin Hikayesi Hesap Vermenin Dayanılmaz Hafifliği Memleketim ve Tepkisizlik Üzerine Projeler Kenti Adıyaman Yaşlanmak Bir Dağa Çıkmak Gibidir… Birlikte Ayrılık Seyret, Sus ve Dinle Beynimizdeki Zehir “Hardal Yedirme” Taktiği Dursun Çavuş Filmine Dair Düzeltilmesi Gereken İnsanlar Memleketimin Adını Silin Bu Kulüpten Padişaha Verilen Ders Makam Hırsı Doğum Günü Hediyesi Balıklar Ve Kuşlar Çizgiyi Aşmak Susturucu Takılmış Toplum Denetime Takılmayanlar “Mıh Çık” Sürprizlerle Dolu Şehir; Tokat Size Zahmet Olacak… Başka Şehirler Görmenin Zararları Ubuntu Cahil Cesareti… Bir Teşekkür, Bir Selam “Adıyaman Günleri” Başlıyor… Değerleri Yitirmeye Değer mi? Anmaktan Anlamaya… Harika Bir Memleketim Var Boyda Değil İcraatta Cüce Olanlar Esas Sorunumuz Zihniyet Bakın Bakalım Kimleri Göreceksiniz? Değer Vermek Üzerine Maymun İştahı Bir Öğretmenin Sitemi Haydi, Yeni Köprüler Kuralım Bir Vesile Daha… AKSEB Buluşmaları Farkı Fark Etmek Gönül Vermek Durduğumuz Yer “İyi Olmak” ama Kime Göre? Yine Bir Aralık, Yine Gönlüm Bulanık ''bizim mahalle'' Allah Islah Etsin “Marifet İltifata Tabidir” “Ağzı Olan Konuşuyor” “Büyüyünce Senin Gibi Olacağım” Hayırlı Yolculuklar Öküzlüğüne Bağışlayın! Basit Bir Tercih Arpa ve Saman Bana da mı Lolo? Her Şeyi En İyi Ben Bilirim! Her Deli Üstünü Başını Yırtmaz ki… Freni Nerede? Haddini Bilmek Toplumsal Güven… Toplumda Güven… Topluma Güven… İnsana Dair Notlar Övgü ve Yergi Ayağımı Sıkıyor! Adıyaman ve YGS Sonuçları Eşeklikten Kurtulma
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA