DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Sinan Temel
Sinan Temel
Giriş Tarihi : 08-09-2014 08:31

“Ayağını Denk Al”

Bir gün Hz. Ali’nin (ra) taraftarlarının yoğun olduğu Kûfe’den bir Arap, devesiyle Şam’a gelir. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yaklaşıp “O dişi deveyi bana ver.” gibi tuhaf bir istekte bulunur. Tartışma büyür ve Kûfe’den gelen adam, “Bu deve benimdir, üstelik dişi değil erkektir” dese de bir türlü anlaşamazlar ve sorun Muaviye’ye yansır.

Halk meydanda toplanmıştır. Muaviye, Kûfe’den gelen yabancı ile onun devesine sahip çıkan Şamlı’yı dinledikten sonra kararını açıklar:

“Bu dişi deve Şamlınındır!”

Sonra meydanı dolduran kalabalığa dönüp sorar:

“Ey ahali, bu dişi deve kimindir?”

Kalabalık hep birlikte bağırır:

“Şamlınındır!”

Gördükleri karşısında şaşkınlıktan ağzı açık kalan Kufeli, haksızca elinden alınan devesinin ardından bakarken, Muaviye onu yanına çağırır:

“Ey Kûfeli dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Kûfe’ye dönünce gördüklerini Ali’ye anlat ve de ki: “Ey Ali, Mûaviye’nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!”

***

İnsanların gözünü hırs bürüdüğü zaman hak ve adaletten saparak nasıl kör olduğunu anlatması bakımından ibretlik olan bu kıssa, asırlar ötesinden bugüne önemli mesajlar vermektedir.

Aynı zamanda gücün ehil olmayanların elinde olduğu zaman nasıl haktan ve adaletten ayrıldıklarını göstermesi bakımından da manidardır.

Aslında her devrin, her dönemin değişmez özelliğidir bu.

Dün, Hz. Ali döneminde erkek deveyi dişi ve Kûfelinin olan deveyi de  Şamlının devesi yapan 10 bin askerin verdiği güçtür.

Bugün belki birçok insanın elinde 10 bin asker yoktur.

Ama hak ve adaleti, ehliyet ve liyakati aslından saptırıp kendi lehlerine çeviren başka güçler çıkmıştır ortaya.

Bu bazen para, bazen de mevki-makam olarak kendini gösterir.

Sesi çok çıkanın, sopası güçlü olanın haklı sayıldığı, adalet ibresinin onlardan yana olduğu bir ortamda huzur ve güvenden bahsetmenin de bir anlamı olmaz.

Huzur ve güvenin tesis edilmediği, insanların birbirine şüphe ile veya menfaat eksenli baktığı bir toplumda da istikrar ve gelişmenin imkanı yoktur.

İçinde bulunduğunuz topluma şöyle bir bakın, eğer gelişme ve istikrar beklendiği gibi değilse, mutlaka bunlardan biri vardır.

“Her devir, her iktidar veya her dönem kendi zenginini, kendi zalimini veya kendi saltanatını doğurur” sözünden hareketle günümüzde de böyle olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ancak bunu net görebilmenin bazı şartları vardır.

Evvela bu güçten herhangi bir beklentinin olmaması gerekiyor. Olursa eğer, beklentinin vermiş olduğu körlükle bir şey göremezsin.

Diğer bir şart mihenk olarak neyi kullandığındır. Eğer hak ve adaleti değil de, eş-dost ilişkisi, hemşericilik veya ideoloji gibi başka mihenkleri esas alırsan görüşün yine net olamaz.

Bunu çoğaltmak mümkün elbette.

Bu saydığım iki şartı bile yerine getirebilirsek inanın çok şeyi halletmiş oluruz.

Gücün gölgesinde seslendirilen “Ben haklıyım” veya “ben doğruyum” avazı elbette o gücün verdiği korku veya sinmişlikle yığınların kabul edişini sağlayabilir.

Bu onun haklı, adil ve doğru olmadığı gerçeğini değiştirmez.

Sadece sahip olduğu gücün etkisiyle insanların kabul etmiş göründüğünü, bunu hazmedemeyenlerin de umursamaz ve duyarsız kalmalarını sağlamıştır.

Yarın, yani gücün el değiştirdiği bir başka gün gelene, rol değişmese de aktörün değişeceği güne kadar böyle olacaktır.

Olmaması için ne mi yapmak lazım?

Yani hakkın ve adaletin gereği olarak değil de gücün ve çıkarın etkisiyle “ayağını denk al” tehdidine maruz kalmamak ve tehdidi yapanları etkisiz kılmak için ne mi yapmak lazım?

 

Bence siz bunun cevabını biliyorsunuz…

Sinan Temel

Sinan Temel

DİĞER YAZILARI #Adıyaman66yaşında Bu şehir hak ediyor… Dünyanın Ahvalini Soracak Olursanız… Ya odunum? Bölerek çözmek çare mi? Bir olay üç farklı algı Hayalimiz yeşil alan, gerçeğimiz beton bina Eskiler mi güzeldi, eskiden mi güzeldik? Bu bir halk sağlığı savaşıdır Tahta Bavul Cümle âlem? Bana anlattığın hikâyeyi sakın Padişaha anlatma! Gözün Aydın Adıyaman! Diyelim ki, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü… Tanıtım Günlerine dair… Kârda mıyız yoksa zararda mı? Gidişat hiç de iyi değil... Eskisaray Cami Çınarı bir simge aslında… Dünya Adıyamanlılar Günü Fili tarif edenler… İki dinle bir söyle Tereyağının hesabı Önce Mahalleyi kaybettik! Men Dakka Dukka! Keşke Hiç Olmasaydınız! Hz. Safvân b. Mu’attal (ra) Şehre karşı işlenen suçlar… Ulumoğlu Türküsü Elim bir olayın düşündürdükleri… Tecrübe ve hayâl… Kumdan kaleler… Havanda Su Dövmenin Adıyamancası… Her koyun kendi bacağından asılır Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler… Ne yapılırsa yapılsın olmuyor, tutmuyor işte... İlimizdeki Mermer Ocakları ve Bölgenin Ekosistemi 15 Temmuz üzerine… Bu da geçecek, tıpkı öncekiler gibi Çok çalışmamız gerek çook… Edebi dairesi Bize Benzeyip Bizden Olmayanlar Şehre duyarlı nesiller yetiştirmeliyiz Hımbıl gibi bir şey… Eşek anırdı abdest bozuldu Ölçü bozulmaya görsün… Memleket meselesi Yazık oluyor bu şehir’e Hiç oğlu hiçler… Çoğaldık sanıyoruz azaldıkça… Esas sorun, kurtarıcılardan kurtulamaması mı? Köpeğini İdam Eden Çoban Sahabe Hz. Safvan Kur’an ile Buluşturulmalı Adıyaman’da Nevruz Depremin Düşündürdükleri… Kan Emiciler Arayacaksan, şehrini gönlünde ara Yeter ki Efendilerin Canı Sıkılmasın(!) Hangi Balık? Ölçümüzü Yeniden Sorgulamaya Var mısınız? Bizi Doğrultacak İnsanlar Var mı? Hainlerin Değirmenine Su Taşıyanlardan Olmayalım Önce İnsan Olmayı Öğre(t/n)meliyiz Şehir Kültürü Üzerine Asıl Marifet Milli İradeye Sahip Çıkmak Halk Dans Edip Oynamaya Başladıysa! Didişmeden Didinmek Gerek Bu Utanç Bitmeli veya Yaşlı Evleri Sitesi Beraber Çalışabilmek Başarıdır İki Fotoğraf Karesinin Verdiği Mesaj Yaşananlardan Biz de mi Sorumluyuz? Çocuklarımız İnsan Olmayı İnsanlardan Öğrensin Çoğunluğun Yalnızlığı Yakası Dar Gömlek Gibiler Ne Kadar Adaletliyiz? Ah Şimdiki Aklım Olsa… Papa ve Moiz Kendi Memleketine Yabancı Olmak… Aborjinlik Yapalım Süreç Yönetimi ve Aptallık Kimin İşine Yarar? Muhalif Duruş Soba Borusu Şekere Boy Abdesti Aldıranlar Bir Fotoğrafın Hüznü Buyur Buradan Yak Ne Yapmak Lazım? IŞİD’li Adıyaman Kimin İşine Yarar? Körler Ülkesinde Şaşılar Kral Olur Kırılan İlk Cam İhmale Gelmez Memleket Meselesi Adıyaman’ı Tanı(t)mak II Zokayı Yut(tur)mak Saray Soytarısı Uyanık Terzi ya da Çıplak Kral Kulak Misafiri Muhabbeti Yön Verecekler Yönünü Şaşırırsa Eşeğin Gölgesi Adıyaman’ın Üzümle İmtihanı Tottik Meselesi İhtiyaca Binaen Bir Yazı Beş Maymun Hikayesi “Ben İyiyim, Kötü Olan Sensin” Önce Kendi Çizgini Uzat İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın! Ya Benim Odunum? Cahilliğin Çeşitleri Hemşehrilik Dayanışmadır Pis Kokular Geliyor Daha Kötüsü Kokuya Alışmaktır Şişeye Konup Denize Atılacak Yazı Postlara Bürünmüşler… Derviş Hırkası Giymiş Avcılar İnsan Kendine Yakışanı Yapar Çiftçinin Verdiği Ders Haram Olsun! Antika Tipler Dürüstlük Çiçeği Kimin Kimi Yiyeceğine Suyun Akışı Karar Verir Bacağından Asılan Koyunun Verdiği Ders Her Ağzı Olan Konuşmalı mı? Kral, Müneccim ve Eşek Ne Ekersen Onu Biçersin İğneyi Ahırda Aramak Gerekir Önemli Olan Güçlüyken Adil Olmak Maksat Sohbet Çay Bahane İtibar ve Karakter Say ki Sayılasın... Hızır’ı Beklerken Bakışımızın Açısını Belirleyen Unsurlar Adıyaman Görücüye Çıkıyor “Çakal” Sadece Bir Köprü Adı Değilmiş Adıyaman’da Sultan Kim? Adıyaman’ı Tanı/t/mak Zor Olanı Yapmak Öğrencileri Bekleyen Tehlike Sen Yılma Öğretmenim Boğa Bırakın İyiler İyi Kalsın Deve İle Fare Baki Kalan Eşeklik(!)… Risk Nedir? Körlerin Hikayesi Hesap Vermenin Dayanılmaz Hafifliği Memleketim ve Tepkisizlik Üzerine Projeler Kenti Adıyaman Yaşlanmak Bir Dağa Çıkmak Gibidir… Birlikte Ayrılık Seyret, Sus ve Dinle Beynimizdeki Zehir “Hardal Yedirme” Taktiği Dursun Çavuş Filmine Dair Düzeltilmesi Gereken İnsanlar Memleketimin Adını Silin Bu Kulüpten Padişaha Verilen Ders Makam Hırsı Doğum Günü Hediyesi Balıklar Ve Kuşlar Çizgiyi Aşmak Susturucu Takılmış Toplum Denetime Takılmayanlar “Mıh Çık” Sürprizlerle Dolu Şehir; Tokat Size Zahmet Olacak… Başka Şehirler Görmenin Zararları Ubuntu Cahil Cesareti… Bir Teşekkür, Bir Selam “Adıyaman Günleri” Başlıyor… Değerleri Yitirmeye Değer mi? Anmaktan Anlamaya… Harika Bir Memleketim Var Boyda Değil İcraatta Cüce Olanlar Esas Sorunumuz Zihniyet Bakın Bakalım Kimleri Göreceksiniz? Değer Vermek Üzerine Maymun İştahı Bir Öğretmenin Sitemi Haydi, Yeni Köprüler Kuralım Bir Vesile Daha… AKSEB Buluşmaları Farkı Fark Etmek Gönül Vermek Durduğumuz Yer “İyi Olmak” ama Kime Göre? Yine Bir Aralık, Yine Gönlüm Bulanık ''bizim mahalle'' Allah Islah Etsin “Marifet İltifata Tabidir” “Ağzı Olan Konuşuyor” “Büyüyünce Senin Gibi Olacağım” Hayırlı Yolculuklar Öküzlüğüne Bağışlayın! Basit Bir Tercih Arpa ve Saman Bana da mı Lolo? Her Şeyi En İyi Ben Bilirim! Her Deli Üstünü Başını Yırtmaz ki… Freni Nerede? Haddini Bilmek Toplumsal Güven… Toplumda Güven… Topluma Güven… İnsana Dair Notlar Övgü ve Yergi Ayağımı Sıkıyor! Adıyaman ve YGS Sonuçları Eşeklikten Kurtulma
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA