Bir memlekette büyük projeler veya büyük çalışmalar her zaman olmaz. Her zaman olmadığı gibi herkes de yap/a/maz.
Olsaydı zaten adı “büyük” olmazdı.
Bu büyük şeylerin “büyük”lüğü bulunduğu yere ve yapılan işe göre değişkenlik gösterebilir.
Yani bana göre büyük olan şey başkasına göre olmayabilir.
Veya bana göre önemli olan bir şey başkasına göre olmayabilir.
“İhtiyaç, arz-talep, mevcut durum, eldeki malzeme” gibi faktörler bunları doğrudan etkileyen sebeplerdir.
Bir de hayaller vardır.
Bir memleketin geleceğe dair beklentilerini süsleyen hayaller yani.
Bu hayallerin büyüklüğü de az önce belirttiğim şeylerle doğrudan alakalıdır.
Hayalleri büyük olan memleketin proje ve çalışmaları da büyük olur.
Hayalleri büyük olan bir memleketin yetiştirdiği insanların hayalleri de büyük olur.
Ve hayalleri büyük olan bir memleket, hayallerinin gerçekleşmesi için büyük çalışmaları destekler, ona sırt verir, ona el verir.
Bugüne kadar ciddi bir hamleye, büyük bir proje veya çalışmaya ev sahipliği yapmamış Adıyaman’ın hayalleri “öğrenilmiş çaresizlik” nedeniyle de olsa “büyük” olmayabilir.
Bir demiryolunun veya bir köprünün, makûs talihini değiştireceğine inanır ve ona bütün hayallerini bağlayabilir...
Memleketine gelen turist sayısındaki 3-5 binlik bir artış birilerine büyük bir şeymiş gibi gelebilir…
Olabilir…
Ama bana göre ciddi bir tanıtım kampanyası bunların getireceğinden çok daha fazlasını getirebilir.
Zaten bu yüzden yıllardır kim ağzını açsa memleketin tanıtımının iyi yapılmadığından şikâyetçi olur.
Adıyaman’da çekilecek bir film ona tahmininden de öte hamleler yaptırabilir.
İşadamından, esnafına, sanayicisinden, yatırımcısına birçok alanda sevinç yaşatacak sonuçlar ortaya çıkarabilir.
Hemşerimiz Ali Avcı’nın yapımcılığını üstlendiği Dursun Çavuş filmi de böyle bir şey işte.
Bu film, tahmin edilmeyen bir anda memleketin geleceğini aydınlatacak bir kıvılcım da olabilir, Adıyaman’ı ülkenin gündemine sokacak büyük bir çalışma da.
Bu bizim elimizde.
Bir sinema filminin veya bir dizi filmin, çekildiği o memleketin geleceğini nasıl etkilediğini birçoğumuz iyi biliyoruz.
Yapımcı kardeşimiz Ali Avcı bunun örneklerini isimlendirerek toplantılarda anlattı.
Bugüne kadar bu konuda Ali Avcı cesaretine sahip kaç kişi çıktı bilmiyorum.
Bu cesareti belki de bu gözü karalığı Adıyaman olarak iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
Şener Şen ve Türkan Şoray gibi ünü ülkemiz sınırlarını çoktan aşmış isimlerin konuşulduğu, Safa Önal gibi yıllarını bu işe vermiş bir duayenin işin içinde olduğu bu girişimi Adıyaman ve Adıyamanlılar önemsemek, ona sahip çıkmak zorundayız.
Çünkü hedefler gerçekleştiğinde bu girişim de Adıyaman’a sahip çıkacak ve önünü açacak.