Yakındığımız çoğu olayların sorumlusu olarak kendimiz olduğunu söyleseler, tepkimiz ne olurdu acaba?
Olumsuzluk adına; suç, suçlu, günah ve günahkâr anlamında toplumda yaşanmış ve yaşanan hatta yaşanacak olan olaylardan sorumlulardan biri olarak bizi de gösterseler…
Karşı çıkar, kabul etmezdik herhalde değil mi?
Öyle ya, başkalarının yaptığından biz niye sorumlu olalım ki?
Hem ne yapıyorsak kendimiz, evladımız, memleketimiz ve ülkemiz için yapmıyor muyuz?
Aslında doğru.
İnsan ne yapıyorsa kendisi, ailesi ve memleketi için yapmıyor mu?
Bunları yaparken hiç art niyetli ya da suç ve günah maksatlı yapar mı?
Yapmaz tabi.
Ama bunları bilgisiz ve bilinçsizce, biraz da egoistçe yapıyorsa yazının girişindeki ithamlara maruz kalabilir.
Mesela bir Müslüman düşünün.
Dünya hayatını Allah’ın rızası doğrultusunda tanzim etmesi gereken bu Müslüman kardeşimiz, Allah’ın rızasından önce kul memnuniyetini ve şahsi menfaatini öncelikliyorsa, buna ne denir?
Veya, Sadettin Ökten Hoca’nın da dediği gibi, kendi değerlerimize göre değil de, başka bir değer sisteminin ortaya koyduğu biçimlere göre kurguladığımız yaşam şeklimizin, sorumluluğumuzdaki oranı ne kadardır?
Bizzat benimseyip uyguladığımız bu yaşam şeklimizin ürünü olan çocuklarımız ve gençlerimizin maruz veya muhatap olduğu olumsuzlarlar karşısında bizim dahlimiz ne kadardır?
“Sadece başarı, hep başarı, her şeye ve herkese rağmen başarı” anlayışı ile hamuru yoğrulan çocuklarımızın bu topluma değerler noktasında verebileceği ne olabilir ki?
Adem Güneş hoca öyle diyor: “Çocuğun kişilik gelişimini okul başarısından daha çok önemsemedikçe, önce kişilik sonra okul başarısı kaybolur.”
Bunlara itirazı olan var mı?
Hayır.
Peki böyle mi yapıyoruz?
Evet.
Böylesi bir anlayış ve sistemin ürünü olan maddeci, egoist, hedonist, nankör, toplumuna ve değerlerine karşı duygusuz ve duyarsız… bireylerden kim sorumlu o zaman?
Cevap vermeden önce vicdanımıza bir danışalım bence.
Tabi çıkarlar konuşunca susan vicdanlara sahip değilsek eğer.
Son olarak, yaptıklarımızın yanında yapmadıklarımızdan da, söylediklerimiz kadar söylemediklerimizden de sorumluyuz, bilelim.