“Sürprizlerle dolu bir şehirdir Tokat. İç Anadolu’nun güneşini, sadeliğini ve derinliğini, Karadeniz’in yağmuru, hareketliliği ve heyecanı ile birleştirmiş bereketli ve vakur bir şehir… Baktığınız her tarafta tarihin herhangi bir dönemi ile karşılaşabilirsiniz… Her tarafı ayrı bir güzeldir Tokat’ın…”
Kimi şehirler vardır; uğruna methiyeler dizilir. Gidip gördüğünde çoğunu göremeyebilirsin uğruna söylenenlerin. Ya yitip gitmiştir anlatılanlar ya da sevgiden kaynaklanan mübalağanın kelimelerle ifadesidir.
Kimi şehirler de vardır; kendisine dizilen methiyeler bizzat içinde yaşanır. Hatta söylenenlerin az bile olduğu hissedilebilir sokaklarında gezinirken. Bunlardan bir tanesi de Tokat’tır bana göre.
Dört yıl boyunca sadece geceleyin görebildiğim; çalıştığım şehre ulaşmak için geçiş yolu olduğundan ve buradan geçişimiz hep geceye denk geldiğinden, sadece karanlığın gri tonunda siluetlerini görebildiğim Tokat’ı nihayet gün yüzü ile görebilecektim. Bununla da kalmayacak iki gün boyunca hissedip yaşama imkânı bulacaktım. Buldum da şükür.
İlkin yeşillikler karşıladı bizi şehre girerken. Akşamüstünün o mest eden ve yağmur, güneş, toprak üçlemesinin ortaklaşa sunduğu, yeşilin tonlarındaki esrarlı havası ile yapılan karşılama eşliğinde kalacağımız yere gidene kadar, etrafa bakınmakla yetinmeyip adeta yudum yudum içtik şehri.
Gençlik Merkezi Müdürü Sayın İbrahim Tarun Bey ve beraberindekilerin güler yüzleri ve sıcak gönülleri ile dile getirdikleri “hoş geldiniz” ağırlaması, Tokat’ta bulunacağımız sürenin çok hoş geçeceğinin habercisiydi. Aynı zamanda bizi karşılayan ilk Tokat’lı olduğundan zihnimizde oluşuveren Tokat’lı imajının ilk tohumlarıydı. İbrahim Bey’e orada kaldığımız süre boyunca gösterdiği ilgi ve misafirperverlik konusunda hassaten teşekkür etmek isterim.
Ballıca Mağarası ile başladı Tokat’ı gezme ve tanıma programımız. Tanımda muhteşem kelimesinin zayıf kaldığı yerlerden bir yer burası. Bu bölgeye yolu düşen herkesin mutlaka görmesi gereken bir güzellik.
Baktığımız her tarafta bir tarih, bir güzellik yaşadığımız Tokat’a gelmiş olmanın, burayı tercih etmenin gönül rahatlığını, orada bulunduğum her anda yaşadım. “Yaşanacak bir yer” tarifine uyan illerimizden biri olarak gönlümdeki yerini alırken, program gereği kaldığımız sürenin Tokat’ı tanımaya ve gezmeye asla yetmediğini söyleyebilirim. “Bitse de gitsek” değil, “uzasa da kalsak” dediğimiz bir yer oldu Tokat.
Saat Kulesi, Mevlevihane, Ulu Camii, Müze, Yazmacılar Çarşısı, Latifoğlu Konağı derken kısa zamanda çok yer gezmenin verdiği tatlı yorgunluğu, Taşhan’ın tarih kokan ortamında sunulan çayı yudumlarken gidermek bir başka duygu yaşatıyor insana.
Tokat’ı anlatırken ismen değinmem gereken biri de Niksar Belediye Başkanı Sayın Duran Yadigar. Kendisi ile Tokat’ta tarihi bir binayı gezerken tanıştık. Gayet sıcak bir tanışma ve “Niksar’a geldiğinizde mutlaka beklerim” samimi daveti ile gönlümüzde yer etti. Davete icabet ettik elbette. Geldiğimizi duyduğunda yoğun programı arasında Niksar’da bize zaman ayırması kadirşinaslıktı. Niksar’da yaşadığımız güzelliklerden bir güzeldi sayın başkanımız, kendisine ve bize eşlik eden ekibine teşekkürler.
Gezinin son sürprizi son gecemizde tevafuken tanıştığımız ve Tokat’ta yayın yapan Güneş TV, Güneş Radyo ve Güneş Gazetesinin sahibi Sayın Mehmet Aktürk oldu. Son gece tanışmamıza ve sohbet süremizin çok kısa olmasına rağmen kendisi ve değerli eşi Adalet Hanımla ekip arkadaşım Özlem hanımla birlikte doyumsuz sohbetimiz ayrı bir keyifti. Son dakika sürprizi dedikleri bu olmalı.
Tokat gezimiz iki gün sürdü. Bu süre her yerini gezmeye, her güzelliğini tatmaya yetmedi belki ama Tokat’ı ve Tokat insanını sevmeye ve “tekrar gelmek lazım” demeye fazlasıyla yetti.
Bize bu ortamı sağlayan, bu duyguları yaşamamıza ve güzel ülkemizin enfes yerlerinden birini yakından tanımamıza vesile olan Seyyah Projesine, İbrahim Tarun Bey’e, Tokat’a ve Tokatlılara teşekkürler.
25 Yıl Sonra
Tokat’ta yaşadığımız güzellikler bu kadar değil elbette. Diğer ziyaretçilerden farklı olarak benim yaşadığım bir sürpriz, bir heyecan vardı ki, tarifi çok zor.
Üniversiteden arkadaşlarım olan Tokat’lı İsmail Şenel, Mustafa İşbilir ve Cevdet Biçer ile karşılaşmamız, onlarla beraber oturup çay içmemiz anlatılması çok zor bir duygu seli. Hele öğrencilik yıllarındaki arkadaşlarımızı telefonla arayarak sohbetimize ortak etmemiz, öğrencilik anılarını canlandırmamız, onlarla bu heyecanımızı paylaşmamız bambaşka bir duygu. O Leziz Tokat Kebabı eşliğinde yaşadığımız bu atmosfer çok şeye bedeldi bence.
***
Değerli hemşerilerim, “ben yaşadım siz de yaşayın” kabilinden, görmeniz, tatmanız, hissetmeniz ve yaşamanız gereken bir yer olduğunu düşündüğüm için Tokat duygularımı sizlerle paylaştım. Çok değil, gitmek isteyen için az ilerde diyeceğimiz bir mesafede olan Tokat tüm güzellikleri ile sizi bekliyor.