DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Aynur Sel
Aynur Sel
Giriş Tarihi : 06-10-2011 21:27

Yazmak insanı mutsuz eder mi?

                                                                                             Sayın Abuzer Demir’e

 

       İnsanı yazmaktan soğutan o kadar çok neden var ki hangisini yazacağımı bilemiyorum. Fikirlerin yavanlığı ve tekdüzeliği yazma şevkimi kırıyor. Yalakalıkların diz boyu olması, ekmeğe yağ sürmelerin revaçta olduğu bir dönemin allandırılıp ballandırılması beni acayip  geriyor. 

     Oturup hiçbir şey olmamış gibi güzel günlerden bahsedersem kendimi kandırmaktan başka bir şey yapmadığımı  düşünürüm, bunun vicdani yönünü de hesaba koymam gerekiyor.

 Kanımca kapalı ve karanlık her yer, ben bunu  karmaşık ve upuzun bir cümleye benzetiyorum. Esnek, her duruma çekilebilen bir cümle…

     Yani   kimine göre kapalı, kimine göre anlamsız bir cümle…

 Kapalı kapılar arkasında konuşulanları bilmiyoruz, ama olup bitenlere yani yaşananlara  şahidiz ve sadece olanları  izliyoruz, kimsenin başka şansı kalmamış gibi.  Bunları eleştiri konusu yaptığında mürekkep yalamış, kendilerince bir farkındalık yarattıklarını düşünen kişiler bile her şeyi farklı gösterip _ biraz da  peşin hükümlü davranıp _  olup bitenleri görmezlikten gelebiliyorlar. Tenkit başka bir anlama dönüşmüş  dillerinde.

       Ne diyeceksin onlara?

       Madem tüm özgürlüklerin önü açılmış(!)  o halde şikayet etme hakkımız da yok doğal olarak.

     Bütün bunlarla beraber dayanışma ruhumuz da zayıfladı hatta öldü bana göre. Hangi tarafı diriltmeye kalkarsan o kalıyor elinde, çürümüşlük ve kokuşmuşluk her yanı sarmış. Gelin görün ki yine de  insanlar memnun hayatından. Bir söz ustası fikirlerin çarpışmasından parlak gerçeğin  doğduğunu  ifade eder.  Bizde böyle bir kaygı yok, bırakın fikirlerin çarpışmasını neredeyse herkes her konuda hemfikir oluyor. Onun içindir ki parlak gerçeğe ulaşma kaygısını taşımıyoruz bile.

     Gittikçe fikir yoksulu mu oluyoruz acaba?

     Düşünün ki bir yere gidiyorsunuz, kasaba ya da ilçe fark etmiyor,  estetikten yoksun iç içe geçmiş evler arasından  yola benzemeyen bir yolda ilerlemeye çalışıyorsun. O dar sokaklardan her an bir çocuk  arabanızın önüne fırlayacak kaygısını da taşımıyor değilsin. Bir işin düşüyor bir yere,  gidip bakıyorsun hareketliliğe dair bir ip ucu yok, yani deyim yerindeyse in cin top oynuyor;  orada yaşamın olmadığını düşünüyorsun  adeta.  Soru soruyorsun bir görevliye, başını kaldırıp yüzüne bakmıyor bile. Olumsuzlukları  sıralıyorsun peş peşe, yine suratına bakan yok. Orada bulunanların yüzüne bakıyorsun, herkes rahat, yüzlerinde kaygıya dair bir işaret yok. Susmayı tercih edip aynı yollardan, hüzünlenmiş halinle dönüyorsun.

    Terazinin bir yanına hüznü diğer yanına karamsarlığı koyuyorsun, ’’ Yanılmış olmayı çok isterdim.’’  diyorsun kendi kendine; ama yok, etrafına bakıyorsun her şey aynı.

  İnsan aslında  yaradılışı gereği kolay aşina olmuyor yeni durumlara, ama burada ters işleyen bir  mantık  var. Her duruma önceden hazırlıklı ve  o durumu  anında yaşanabilir kılan bir anlayış hakim.

      Bacon bir sözünde ‘’ Sıradan şeyleri gözünüzde büyüterek mucizevi şeylere dönüştürmeyin, bunun yerine mucizevi şeyleri sıradan şeylere dönüştürün.’’ der. Bizde ise tersi bir durum söz konusu, sıradan şeyler o kadar abartılarak,  mucizevi bir kimliğe büründürülerek anlatılıyor  ki şaşırıp kalıyorsunuz, başka bir yerde yaşadığınızı düşünüyorsunuz. İşte  bu  zihniyet  yaşamın direngenliğini kırıyor ve beni gerçekten mutsuz ediyor. 

      Kelimelerin gücüne her zaman inanlardanım, ama gelin görün ki  onlar da bana bazen   o limoni suratlarını gösterebiliyorlar.

          Yazmak da insanı bazen  mutsuz edebiliyormuş.

Aynur Sel

Aynur Sel

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne Mart’ın Kadınları Bir Kadın, Bir Kadın Daha… Göç yollarında kadınlar…. Tencere Dibin Kara… Acıları Ortaklaştıramamak Adalet Hiç Uğramadı Buraya Babalar Ve Oğullar Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün Akbabalar Gülümserken… Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … Güle güle içki, sıradaki gelsin ! Boşanmaların nedeni kadın mı? Ceylan’ın Makarnası Ses’leri Yitirmek Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri Sen de mi brütüs? Yaşam mı? Üstü kalsın! Zaman neyi unutturur? ‘’ Acıtan gerçek’’ Kurgu Ve Gerçek Baykuş Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi Seslerle Vicdanlara Dokunmak Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) Uslu Olmak Ya Da Olmamak Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali Hangi sokağın, nerenin çocukları? ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* Rüyası Unutturulan Adam Tarih Ve Fil Akbabalar Ve Kelebekler Çıplak Kral ESKİ YILın YENİsi Aperatif Yazı Efsane Hüso Soraya’yı Taşlamak 20 Kasım’ın Düşündürdükleri N. Ç. Vicdanın milliyeti olur mu? Nazım Hikmet Ve Hasret Sanatçının Sosyal Sorumluluğu Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı Matrak bir film! Ayardan Düşen Polemikler Liste(Siz)Ler İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş Basında Deprem Normal doğum mu, o da ne? Enstantaneler Garip Bir Kayıp İlanı Gülelim mi, ağlayalım mı? Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar Gidenlerin Ardından Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? Mecnunun Leylası Kadınlar Yürüyor ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ Duyarsızların Duyarlılığı İnce Dokunuşlar Ultra Özgürlük Kirli Yüzlere Maske Kaymaklı Şiddet Satılıyor Çelişkiler Yumağı Maden İşçileri Demokrasi kaç lira? Kadın Ve Nehir Arayış Düello
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA