Mart’ta kaldı adın,bağışla beni ey yüce kadın!
Kaçakçı hikayelerine benzedi alın yazın
Irmağın kurumuş baharda
Bir yanın mülteci gülüm,
Haydutlar çepeçevre sarmış her yanını
Adın toprak, ellerin bahar,
Baharı koklamak yasak sana
Yüreğine ateş düşürdü tanrılar
Ve pusudaydı her gece çakal
Yandın yakıldın sokak ortalarında
Bir kilimde ilmektin, mendilde gül
Hepsi bundan ibaretti duyguların
Ne sesini duydu Kerem ne de çöl aşığı Mecnun
Hepsi uydurmaydı sevdaların, satır aralarında kaldı
Kafiyeli olsun diye şiirlere eklendi adın
Kafiyeli oluşu bundandır bütün acıların
Tartın kadına dair sözcüklerin ağırlığını
Altından ‘’ namus’’ çıkar
-Bacak arasına sıkıştırılmış-
Davullu- zurnalı sünnet şölenlerinde yüceltildi namuskarlar (!)
Birer taçtılar kadının başında - sorgusuz sualsiz-
Sırtını dayadığı dağdı onlar
Onlar da sırtlarından vurdular
Yiğitti (!) adınız, soyadınız savaştan da öte
Bir kuşun başını kopartmaktı tüm mucizeniz
deniz küstü, okyanus sustu, gökyüzü karalar bağladı bir gece
kutsanan geceye adandı tüm kadınlar
kravatlı katiller masuma oynadı
hepsi iki kelime arasındaki boşluktu.
Aynur Sel