DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Aynur Sel
Aynur Sel
Giriş Tarihi : 21-02-2012 10:07

‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’*

  İnsan isterse  yaşamını değiştirebilir, deyip  küçük ve kimseyi korkutmayan adımlarla odanı arşınlıyorsun.

    Gürültü ve karmaşanın ortasında oturup her şeyin bizim dışımızda akmasını istemek  çok fazla  bencillik olur, diyorsun.  Sandalyende geriye yaslanıp eline bir kitap alıyorsun, evire çevire  bakıyorsun, dudak büküyorsun önce yine de okumaya karar veriyorsun.   İki günde kitabı bitiriyorsun.  Düşüncelerin  seni bu sefer de yanıltmıyor . Her ne kadar , öncesinde                             ’’ Bu bir ön yargıdır.’’  desen  de, yanılmıyorsun. Sadece yanılmış olmayı diliyorsun.

   Yanlı yazılan bir kitabın yazarına içten içe kızıyorsun. Daha ilk cümlede seni hayal kırıklığına uğratıyor.

     Yaşam bu, diyorsun kendi kendine; bu arenada  güçlülerin,  güçsüzleri yenmenin  yollarını aradığını ve bunları mantıklı, anlaşılır sebeplere dayandıklarını bir kez daha anlıyorsun.

   Tarih de böyle değil mi?

    Birilerinin canı sıkılıyor yerlerinde, yaratıcı veya üretken olamama  kompleksini yenemiyorlar, bunu yenemedikleri için de kendilerini başka alanlarda sergileme yoluna gidiyorlar.   Kolay dolduruşa gelebilecek biri(leri)ni meydana salıyorlar  ve onlar, öyle şeyler anlatıyorlar  ki yılarca aynı kapıların kederini  paylaşanlar bile birbirlerine  art niyet besleyebiliyor. Yaşadıkları, paylaştıkları onlara  bir şeyler anlatmıyor. Duydukları, ön yargıları, okuyamadıkları, bilmedikleri  ve sadece duydukları onlara  kırk yıllık komşusunu  düşman gösterebiliyor.

   Sonra bütün bunlar ‘’ Halkın arasına nifak sokmak’la tanım buluyor sokakta. İşte o zaman daha da geriliyorsun. Hadi diyelim yetişkinler kötüydü, ya çocuklar, ya yürüyemeyecek durumdaki yaşlılar, ya henüz anne karnında gerçek dünyanın çirkefliğinden bihaber olanlar…  Onlarla derdin, paylaşamadıkların neydi? diye soruyorsun.

    Tüm bunları düşünüp isyan bayrağını çekiyorsun.

    Ne  vardı sanki bir şeyler de tersine dönse, diye düşünüyorsun.

    Yerlerinden, yurtlarından zorla kopartılan, yani göçe zorlatılan  insanların dramına  kelimeler aracılığıyla şahit oluyorsun. Dünyanın herhangi bir yeri de olsa onların acılarını paylaşıyorsun.

    Üzülüyorsun.

    Gözlerinde biriken yaşlar satırlara eşlik  ediyor.

    Çocukların savaştan uzak ve her şeyi bir oyun olarak görme anlayışları  arada gülümsemeni sağlıyor.

  Her dem çocuk kalsam, diyorsun.

   Ve birileri kalkıp zalimlik edenlere övgüler sıralıyor, o insanlara  sadece acıyorsun ve asıl onları zavallı görüyorsun. Kelle koparmanın yiğitlikle eş değer gören anlayışları topyekün reddediyorsun.

     Ne zamana kadar gözlerini kapalı tutacaksın, diyorsun.

     Dördüncü mevsimin dışına  uzanıyorsun, ezilmişlerin  yurduna sen de  bir çul seriyorsun. Her şey benim olsun, herkes benden olsun, bir tek ben olayım, yok. Bir ekmeğin kardeşçe bölüşüldüğü dünyaya uzanıp  mutlu oluyorsun.

     Sen de bu dünyanın insanısın,  herkesin  bari bir ağaç kadar yaşama hakkı olsun, diyorsun. Birileri bunu  bile çok görebiliyor.

    Sonra…  Sonra 14 Şubat  Sevgililer Günü’nün sevgisizliğinden ve samimiyetsizliğinden dem vuruyorsun. Tüketim çılgınlığına ve yozlaşan sevgiye karşı ses tonunu yükseltiyorsun. Tüketim çılgınlığı ile 1-2 metrelik  karda yazlık çadırlarda hayatını sürdüren Vanlıları düşünüyorsun.   İkisini yan yana koyup irkiliyorsun.

    Derken  feminist kadınların  bu gün  ile ilgili  ‘’ Erkeklerin sevgisi ger gün 3 kadını öldürüyor.’’   ve  ‘’ Öldüren sevgi istemiyoruz.’’ sloganlarına takılıp  işte,  14 Şubat’a alternatif sözler deyip o günün  tüm sayfalarını kapatıyorsun.

 

*  Attila ilhan’ın mısrası

Aynur Sel

Aynur Sel

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne Mart’ın Kadınları Bir Kadın, Bir Kadın Daha… Göç yollarında kadınlar…. Tencere Dibin Kara… Acıları Ortaklaştıramamak Adalet Hiç Uğramadı Buraya Babalar Ve Oğullar Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün Akbabalar Gülümserken… Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … Güle güle içki, sıradaki gelsin ! Boşanmaların nedeni kadın mı? Ceylan’ın Makarnası Ses’leri Yitirmek Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri Sen de mi brütüs? Yaşam mı? Üstü kalsın! Zaman neyi unutturur? ‘’ Acıtan gerçek’’ Kurgu Ve Gerçek Baykuş Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi Seslerle Vicdanlara Dokunmak Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) Uslu Olmak Ya Da Olmamak Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali Hangi sokağın, nerenin çocukları? Rüyası Unutturulan Adam Tarih Ve Fil Akbabalar Ve Kelebekler Çıplak Kral ESKİ YILın YENİsi Aperatif Yazı Efsane Hüso Soraya’yı Taşlamak 20 Kasım’ın Düşündürdükleri N. Ç. Vicdanın milliyeti olur mu? Nazım Hikmet Ve Hasret Sanatçının Sosyal Sorumluluğu Yazmak insanı mutsuz eder mi? Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı Matrak bir film! Ayardan Düşen Polemikler Liste(Siz)Ler İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş Basında Deprem Normal doğum mu, o da ne? Enstantaneler Garip Bir Kayıp İlanı Gülelim mi, ağlayalım mı? Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar Gidenlerin Ardından Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? Mecnunun Leylası Kadınlar Yürüyor ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ Duyarsızların Duyarlılığı İnce Dokunuşlar Ultra Özgürlük Kirli Yüzlere Maske Kaymaklı Şiddet Satılıyor Çelişkiler Yumağı Maden İşçileri Demokrasi kaç lira? Kadın Ve Nehir Arayış Düello
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA