Dünya değişiyor, demokrasi anlayışımız değişiyor, oyunun kuralları değişiyor diyenlerin iyi niyetine sığınarak oyunun kurallarının değişmediğini, bu kirli oyunların aktörlerinin aynı olduğunu, aktörlerin zamana uyarak kılıf değiştirdiklerini üzülerek söylemek istiyorum.
Uzun zamandır yazmıyorum, artık bazı şeyler mideme ağır gelmeye başladı. Günümüzde her duruma ‘benim hakkım, hukukum’’, ‘’senin hakkın hukukun’’ diye başlayan ve hepimize ‘illallah’ dedirten düşünceleri yazmak beni sarmıyor ve gerçek anlamda bu tür tartışmalar bana bıkkınlık veriyor artık.
Kaç gündür basın ve yayın organları çocuklara yapılan cinsel istismarı işliyor, bu konu üzerinde duruyor. Bu olaylarla birlikte başka illerde de benzer vahşetin mağdurları ile ilgili haberler ekranlara akmaya başladı. Demek ki bu tip olayların üstü eşelenirse daha vahim ve utanç verici sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Siirt’te yapılan vahşeti uzun uzun düşündüm. Düşünme tembeli olan ve hayata ‘’Başkaları da aynı şeyleri yapıyor’’ mantığının hükmettiği bir dönemin ucuz politikalarını yazmak ve onları savunmak niyetinde değilim.
Küçük bedenlere iki yıla yakın yapılan işkencenin hesabı asla verilemez. Bazı statülerin zırhına bürünerek, her şeyi kılıfına uydurarak yapmak bu işte sorumlu olanların vicdanını yaralamasa da bu tip olayların biz vatandaşları derinden sarstığını belirtmek gerekir.
Ayrıca bazı insanların tepkisini de anlayamıyorum doğrusu. Yok ilin adını, yok ilçenin adını kötüye çıkarmamak gerekirmiş(!). İllerin, ilçelerin, kasabaların, köylerin adı çıkacağına çocukların özellikle de kızların canı çıksın daha iyi değil mi? Onların dünyasını boş verin, ellerine bir şeker tutturur, büyüyünce unutmalarını sağlarsınız. Onların psikolojisi de ne oluyormuş canım, hem psikoloji dediğiniz o ilim şehirlerimizin kıyısından bile geçmemiştir, geçemez de hepsi bu kadar değil mi?
O da iyi, meğer her şey yolundaymış, işler tıkırındaymış yani, abartmamak gerekirmiş bazı şeyleri(!). Bu toplu tecavüz olay(lar)ını münferit bir olaymış gibi gösterip oralı olmayabilirdiniz mesela.
Bence de.
Bu işte kimsenin suçu yok, bir tek suçlu medya(!). Yahu işiniz, gücünüz yok mu, ortalığı niye velveleye veriyorsunuz ? Bazı durumları gün yüzüne çıkarmak için niye uğraşıyorsunuz ki, bırakın her şey karanlıkta kalsın. Hem aradan bir yıl geçmiş, olanı biteni bir torbaya koyup ağzını sıkıca kapatabilirdiniz mesela.
Gidip de tuzu kuru olanlara yalakalık yapıp onların ucuz polemiklerini çok değerli şeylermiş gibi gösterebilirdiniz mesela.
Hak hukukun konuşulduğu yerlerde çocukların haklarını dile getirmenin pek yakışık olmayacağını, bazı şeyleri hasır altı etmenin daha kolay ve ucuz olacağını yazıp oradakilerin gönlüne su serpebilirdiniz mesela.
Şeref ve namus kavramları çok fazla dile dolanır oldu. Bu kavramlarla o masum çocukların dünyası düzelebilecek mi? İki, üç yaşındaki savunmasız çocukların dünyalarına bu kavramları hangi yüzle nasıl yerleştirmeyi düşünüyorsun? Zamanını susmakla, izlemekle geçiren ey zavallı insan! Çocukların masumiyetini kullanarak kendine yer edinmenin utancını ne zaman fark edeceksin?
Yüzündeki maskeyi daha ne zaman çıkarmayı düşünüyorsun?