Tencere Dibin Kara…

Aynur Sel

29-09-2014 13:02

     Büyük bir hevesle  başlıyorsunuz yeni güne,  güne kattıklarınızla sevinip mutlu olayım derken yüzünüzü kara çıkartıyor tüm besledikleriniz.   Ayakta alkışlanırken  dünyanın efendileri  sınırın diğer tarafında   yaşanıyor  büyük acılar. Acıları paylaşmak yetmiyor efendiler! 

    İçinde oburların, insan olmakla yetinmeyenlerin, büyük kalabalıkların olduğu  dünya!  Tasarlayarak ve  bilerek adam  öldürmenin  kokusu   sinmiş kalbine.  Kalp yok!  Duygulara ait tüm  yollar kapatılmış.  Kış tufanı mı dersin? Evet, evet  aynen kış tufanı…   Affı yoktur bilesin,    daha  sonbaharın tadına bile varamadı ömrümüz.

    Sıraya konulmuş ölüm halleri, dostluklar artık para etmiyor. İşçiler ölüyor, kadınlar, çocuklar… Nasıl anlatılır ki zulüm günleri?  Deniz coşmuş, dalgalara pas vermiyor giderayak.  Bütün kainat sürünüyor sürüngenler misali.

      Zaman deneyimsiz değil, laflarla yürümüyor peynir gemisi.  Çocuklar da yağmurda, soğukta kollarını iki yana  açıp öğreniyorlar  savaşları. Tüm sıkıntılar çadırlarda boy vermiş, avuçlarında biriktirdikleri  göz yaşlarının hesabını soramıyorlar.   II. Dünya Savaşı’nın  mirasına konanlar  hortladı,  zalimliği  bitmedi hala, toprağa  serptiği  zehir fideleri   yeniden  yeşeriyor bu coğrafyada.  Buz gibi  soğuk işlemiş duygulara, fırtınalar bile geri kalmış durumda.

      Şehirler  cıvıl cıvıl değil artık, yanıyor  hayatın  bağrı; her  gece  başka  kışları yaşıyor sokaklar, parklar. Yeryüzünün asilliği ölçülüyor toplarla, bombalarla. Temiz bir ölüm yok, boylu boyunca uzanmıyor  ölüler;  her bir uzvu bir yerde, kayboluyorlar gecelerde.                                

     İşçiler, işçiler…    Herkesten çok çalışıp  biriktirdiklerini kefene yatıran işçiler!                                                  Ah!  Onlarca, binlerce  işçinin omzunda yükselen   binalar  kaldırıyor  başını  güneşe karşı. Her defasında bir kat daha  yükselebilmek sevdasıyla.    Umurunda mı  yarım kalan hayatlar. Nereden gelmiş olacaklar ki işçiler ?  Sağdan, soldan ; doğudan, batıdan… Umut, kaliteli yaşam , çocuklar, kadınlar  onların  nesi olur ki? Yeter ki gölge düşmesin yatırımlarına, marka değeri  kazanmış adlarına. Ahmet, Mehmet  ölmüşse ne yazar?  Ha kot taşlarken ölmüşsün, ha beton yığınları arasında can  vermişsin. Ha Soma’da karaların  kara’sında yitirmişsin her şeyini, ha  tarım işçisi olmuşsun…      ‘’ ‘’ ‘’Önce  can  güvenliği .’’ düşüncesi  binanın temelini atar atmaz yerini  ‘’ canınız  çıkıncaya kadar çalışmaya ‘’ bırakır. Çocuklar siyah  renginin  tonlarında  konar  babalarının mirasına. Sonra ‘’ yazık oldu, baharındaydı hayatının ‘’  cümlesi eklenir belki de mezar  taşına. Bir evi olmayacak  örneğin, dizdiği her tuğlanın yapısını bilecek, hatta biraz mühendislik, mimari de öğrenecek diplomalılardan.  Ama yine de kimse işçinin sağlığını, güvenliğini düşünmeyecek . Soma unutulmasın dedik  ya, hepsi yalandı ; çoktan unutuldu Soma.    Madende, tersanede, tarımda, göç yollarında  her  gün verilen  kayıpları üst üste koyun , kayıplar ordusu kayıplar şehrine  döner. Tedavülden kalkmış bir paranın bile değeri  varken onuruyla çalışan bir işçinin önemi  yok.

 

 Binlerce kilometre uzaktan  gelmiyor top sesleri. Yanı başımızda uykular bölünüyor  ve  ne kadar da  uzakta hissediyoruz kendimizi.  Cansız bir tabiat, kuraklık  ve her gece inleyen tabiat ananın ağrıyan başı…   Kin ve  öfke  büyüyor, varlığını kalıcı kılmak için önüne  kattığı her  şeyi yok ediyor.   

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00