Maden İşçileri

Aynur Sel

20-12-2009 00:00

      Yer: Bursa,   Mustafakemalpaşa   ilçesi…  Göçük altında 19 işçinin ölüm haberini duyurdu tüm ajanslar.  Haber bültenlerine  ‘’son dakika’’ haberi olarak girdi. Çalışma şartlarını hiç bilmediğimiz, çalışanlarını da hiç tanımadığımız bir alandan  yılda birkaç defa haberdar oluyoruz.  İşte o, yılda birkaç kez hayatımıza giren  insanlardan haberdar olma nedenimiz, acı da olsa, onların ‘’ölüm’’leridir. Yaşayıp yaşamadıklarını  pek bilmediğimiz  ya da nasıl   yaşadıkları konusunda  fikrimizin olmadığı  bir dünyanın insanları olduklarından  ancak ölümleriyle  hatırlayabiliyoruz maden işçilerini.           Hak hukuk  gibi kavramlar bazen  bazı durumları anlatmada kifayetsiz kalabiliyor. Hele de o durumlar tekrarlanıyorsa…   Hele de zor çalışma koşullarında  ölüm bazılarının yakasına yapışıp  onları zorla kendine çekiyorsa….                Her ölüm incitir insanı, her ölümde  geç kalınmışlıklar sorgulanır. Her ölümde gözü yaşlı aileler ekranlarda yürek yakar. Yetim kalmış çocukların  hüzünlü ve insanlıktan medet uman  bakışları trajik bir müzik eşliğinde girer hayatımıza. Unutulmuş adresler, sokaklar aranır. Sonra kapısı kırılmış, badanasız evlere bir bir dolar kalabalıklar, taziye meclislerinde ‘’keşke’’ler  dökülür dudaklardan.                Peki neyin karşılığında?            Hayatlarını hiçe sayıp ucuz emek  karşılığında  çalışma koşullarının zorluğunu kabullenip çalışmak zorunda bırakılan  işçilerin günahı ne?          Tersane ve maden işçilerini  bir hatırlayın. Adı da sanı da unutulan ancak yaşamla ölüm arasında mekik dokuyan ve çoğu zaman yaşama yenik düşen, sağ kalmışsa bile ömrünün sonuna kadar kalıcı hastalıklarla mücadele eden  işçileri…         Hayatınız bir patron, taşeron ya da bir müdür için paradan değerli değilse  göçük altında son nefesinizi verebiliyorsunuz. Her patlamadan sonra yapılan araştırmalarda  tüm yetersizlikler sıralanır. Bu maden ocağında ise daha önce yapılan denetlemelerde  eksiklikler görülmüş ve bildirilmiş. Eksikliklerin giderilmesi noktasında kimse kılını kıpırdatmadığından  kazaya davetiye çıkartılmış,  yani ölüm biletleri önceden satın  alındığından faturayı hayatlarıyla ödeyen işçiler oldu maalesef.. Tek eksiği  ölümün günü ve saatinin yazılmamasıdır. Komediye bakın:  Maden sahibi ortalarda yok, üstelik ölümle sonuçlanan ilk vakası da değilmiş, anlayacağınız birileri tarafından kollanıp korunmuş. Ona yaptıklarını hatırlatan kimse çıkmamış olmalı ki işçilerinin  ölümü  bile ona pek de bir şey ifade etmemiş.         Maden ocakları  kaza riski yüksek bir çalışma alanıdır. Gazetelerden okuduğumuz ve televizyonlardan izlediğimiz kadarıyla  grizu patlamasının yaşandığı maden ocağında  daha önce araştırma yapılmış, eksiklikler belirtilmiş,  çalışma için gerekli şartların taşımadığı  ifade edilmiş güya.   Tersanelerde de farklı bir durum söz konusu  değil sanırım. Ancak işçi ölümleriyle  olumsuz şartlar sorgulanıyor. Peki ya sonrası?  Sonrası  emeklilik ya da yakınlarına para yardımı… Sonrası  patronun, müdürün insafına kalmış anlayacağınız. Eksiklikleri gidermek gibi bir  kaygı taşımadıkları  19 işçinin ölümünden belli zaten.  Bu  işçilerin ölümü  bile patrona ya da yetkililere   sorumluluklarını  hatırlatamadıysa daha çok canların yanacağı  görülüyor.                Bir köşede unutulmuş, öylece kalakalmış kömür işçilerinin umutları zehir kokuyor..  Başkaları için feda edilmiş hayatları, öyle suskun ve masum duruyor ki köşelerde  çaresizlik ve  çoluk çocuğu mağdur etmeme düşüncesi büküyor boyunlarını.               Onlar da hayatlarının ucuz olduğunu  yaşayarak öğreniyorlar. Yüzlerce metre yerin  derinliğinden gelen seslerin duvarlara sindiğini, her metrede  nefeslerinin kayalara çarptığını ve yeryüzüne ulaşmadan umutlarının tükeniverdiğini biliyorlar elbette.
DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00