Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında

Aynur Sel

18-11-2013 10:30

   O eski Ferhat yok dağları delen,  Mecnun’un  gözleriyle Leyla’sını gören … Bütün bu sitemlere    rüyalarımızda bile ahlak dersi vermeye çalışanları ekleyince çıkmaz sokağın  başında  afallıyoruz:   Neydim, neymişim,  ne olacağım?

 

    Kar yağar, çığ düşer yüreğinize bir gün,  o zaman yaşanılanların, söylenenlerin bir masal olmadığını anlarsınız. Sıcacık odanızda hop oturtup  hop kaldıracak seçim  vaatleri sizi. Ne  savaşları düşüneceksiniz ne de Şivan  ile İbo’nun düetini… Gerçekleri  görmek ise seçim  sonrasına  kalacaktır.

    İnişli çıkışlı bir sonbahar ayının ortalarında bir edep dersidir tutturulmuş  gidiyor. Merakımızdan olsa  ikinci haftayı devirdi tartışmalarımız.  Çok önemli bulunduğu için mi,  gerçek  gündemin saptırılması  mı bilinmez ama bilinen bir şey  var ki  bunun  toplumsal yaşama   müdahalenin ilk örneği olmadığı. Ne  çok seviyoruz insanların hayatına dalmayı, onlara ayar vermeyi?  İnsanlar  sadece birilerinden çekinmeyi değil kendinden korkar hale gelmeye başladı artık.

    Durup dururken nereden çıktı bu  konu? Acilen  çözüm isteyen konuların  başında mı geliyor, sorularını soramadan edemiyorsunuz.. 

    Edep- ahlak  sözleri tüm yoğunluğuyla  üniversitede yıllarında  hayatıma  girmişti. Edebiyat bölümünde okuduğumdan  derse  giren – çıkan  öğretmenlerimizin  çoğu  hep edepten dem  vururdu.   Kız- erkek ilişkilerine dikkat çekip sözüm ona edepli, ahlaklı olmamız  konusunda   bizi uyarırlardı.  Kantine gittiğimiz  vakit oturmamıza, kalkmamıza  dikkat edip bir çift  göz ya da gözlerin bizi takip ettiği düşüncesine kapılırdık.

     Öyle ya, edebiyat edep’ten gelmeydi ve  biz  de  çok edepli  (  !)  olmalıydık.

     Zaman geçiyor, hep çömez kalmıyorsunuz. Öğretmenlerini, arkadaşlarını  tanıdıktan  sonra  kavramları yerli yerine  oturtmaya çalışıyorsunuz. İnsanları inancından, etnik kimliğinden dolayı üniversite kapılarında süründürenler, sınıfta  farklı düşünen  öğrencileri açıkça tehdit edenler bize ahlak  dersi veriyordu, bunu  anlayacak ve onları daha iyi tanıyacak yaşa gelmiştik.  Sonradan   bölüm  derslerine çalışmadan geçenleri  görüp derin bir  ah çekiyorsunuz içinizden. Bazı  öğrenciler de günümüzde olduğu gibi  okumak  için  yıllarını  harcayıp  gerçek mağduriyeti  bir madalya olarak  boynunda taşıdılar ve ötekileştirildiler. Ve  bize  edep dersi verenlerden   bazıları  eşlerinden  boşanıp çocukları yaşındaki kızlarla evlendiler. 

         Onlar  koca adamlardı, kızlı- erkekli evlerde kalmamışlardı,  görevleri onları ayıplamaktı,  deşifre etmekti, vatan  haini diye sıraladıkları yazarları, şairleri işlememe adına yüklendikleri misyona kılıf uydurup gerçekte olmayan bir sorunu varmış  gibi yansıtmakta ustaydılar.  Hakkari Üniversitesi’nde yaşananları  medyadan   duyduğumda   hiç şaşırmadım. Demek ki her yerde  ahlak dersi verenler karşınıza çıkabiliyormuş.  Eminim onlar da en başta anne- baba şefkatiyle ( !)  yaklaşmışlardır onlara.

    Edep ve namus kavramlarının  kadına yakıştırılan anlamsız bir etiket olduğunu görüyorsunuz. Kadının toplumsal konumunu zayıflatmak, örgütlülüğün önüne  geçmek ve kadını  çalışma ve iş hayatından  uzaklaştırmak için  her dönemde bu  gibi  basit oyunlara baş vurulur.

     Kızını öldüren babaya ahlak dersi verilmiyor.

      Nitelikli ( !)  dolandırıcılara ahlak dersi verilmiyor.

     Eşlerini öldüren  iyi niyetli, namus bekçisi kocalara ( ! )  ahlak dersi verilmiyor.

     11- 12- 14 yaşındaki kızlara tecavüz edenlere ahlak dersi verilmiyor.

      İnsanları inancından ve kimliğinden dolayı ötekileştirenlere ahlak dersi verilmiyor.

 

Reşit,  ülkenin yönetiminde söz sahibi olan  gençlerin  aynı evi paylaşması ise gayriahlaki….

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00