Kurgu Ve Gerçek

Aynur Sel

09-12-2012 16:54

Yazmak  iki arada bir derede kalmanın diğer adı  oldu.   Bu ,  iki arada bir derede kalma’ya yönetmen ve senarist olmak da dahil edildi. Bir insan için en kötüsü aslında  yazma eylemini gerçekleştirirken  kendine uyguladığı oto sansürdür, bu duygularına gem vurmadır.  Bu sansür  bazen muziplik yapıp bilmece  sormak isteyenlerin bile  önüne bir set çekebiliyor.                                                 Bilmece , bildirmece dil üstünde kaydırmaca…   Ay, pardon, ileri gittim galiba, konuşamadım ama  yine de sürçülisan ettiysem affola.  Benim de size bir  bilmecem var:: Her şeyin başına  beş sesten oluşan bir kelime  getirdiğinizde hiçbir derdiniz kalmaz, güllük gülistanlık bir yerde  at koşturursunuz.  ‘’ Bildim’’  diyorsan , bravo sana ; tüm bu yaşananlar sana  ders olsun.  ‘’ Bilemedim.’’ diyorsan da biraz daha kafa yor, kafa yormak istemiyorsan da bu da içine dert olsun.   

      Sanatsal metinler bir gerçeği verirken  onu olduğu gibi değil, dönüştürerek verir. Yazar izlenimlerini bize aktarır, yani başka bir ifadeyle  tabiatı, olayları görmek istediği gibi verir. Neticede bu ürünler bilgi vermek amacıyla yazılmıyor.

   Bütün bunları neden  söylüyorsunuz, biz zaten bunları biliyoruz, bunlara  ihtiyacımız yok da diyebilirsiniz.  Bir dizi üzerinde  kıyamet kopulduğundan,  ülkenin gündemini değiştirdiğinden  bunları yazma gereği duydum.

      Bazıları  henüz ‘’kurmaca’’ ile ‘’gerçek’’in ne olduğunu bilmiyorlar ya da bunları ayırt edemiyorlar. Bir masal, destan,şiir, hikaye, roman neyse sinema da odur. Sinema da tiyatro da kurgulanır, gerçeklerden yola koyulur,beslenir ama olanları olduğu gibi verme  amaçları yoktur. Bir durum abartılabilir, olağanüstü gösterilebilir, yaşam felsefemize uymayabilir. Mitolojik  filmler  ve   bilimkurgu  filmlerini   gerçekleri verme yönüyle değerlendirmiş olsaydık herhalde çoğumuzun hayatında bu filmler asla yer almazdı. Bir film insana haz verdiği için kişi  onu tercih eder. Bunların türünü ise okuyan, izleyen  kendisi belirler. Mesela mitolojiye ilgi duymadığım için  mitolojik filmleri izlemem, ama  o filmlerin varlığı beni  zerre kadar rahatsız etmiyor, etmemeli de.   Bir diziyi çok izliyor hatta hiç izlemiyor da olabilirsiniz; ama, onun varlığı  üzerinden insanları bir yere kanalize etmek doğru değil.  Sıradan insanların  ya da eleştirmenlerin  eleştirisi  bir eser için  zenginliktir. Bu eleştiriler olumsuz olsa bile onu üreten ya da yöneten için bir kaygı olmuyor.  Fakat bu eleştiri toplumu yönetenler ya da yönlendiren kişilerce yapıldığında o film,  senarist, kadro için ciddi bir sıkıntı oluşturmaktadır, hatta bazıları ( izleyenler)   bu söylemlerden  güç alarak suç duyurusunda bulunabiliyor.     

          Karikatüristsen çizgilerine  dikkat edeceksin, dediğiniz vakit aslında ona dolaylı olarak  çizmemesi gerektiğini söylüyorsun.  Oysa bir karikatürist için her çizgi anlamlıdır, her çizgi bir dünyadır. Her çizgi onun özgürlük alanıdır ve onun iradesinin sembolüdür.                                                   Bir şair, yazar  için dünya kelimelerden ibarettir,  iyi kelime- kötü kelime  işin içine girdiği vakit dünya anlamsızlaşır, üretkenliği yok olur. İşi yazmak – çizmek olan insanlara rota gösterilmez. Rota  gösterildiği  zaman   medya (  günümüzde olduğu gibi)  gölge olmaktan ileri gidemez. Bunun da özgür düşünen  bireyler için anlamı ‘’Gölge etme başka ihsan istemem ‘’  dir.   Üretkenliğin dayanağı,sipariş değil özgür düşünmedir.  Bu düşünme alanları alabildiğince geniş olmalı..  Kötü zannedilen ya da gerçekten kötü bir eser için en büyük tokadı   ‘’zaman’’ vuracaktır. Yazdıklarıyla geleceğe kalamayanlar  unutulup, silinip gidecektir.                                                                                                                                                                       Tüm olasılıkları düşünüp öyle hareket  etme, yazma  düşüncesi, düşünmenin önündeki en büyük engeldir.

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00