Hangi sokağın, nerenin çocukları?

Aynur Sel

02-03-2012 17:27

Koyu, kalın gözlükler takmayalım yaşamı izlerken. Bir olay patlak verdiğinde  dünyanın bilmem neresinde  yaşanmış izlenimi vermeyelim hiç olmazsa.  

    Çocuklarla ilgili bir haber duyduğunuzda  hepimizin tüyleri diken diken oluyor.

    Bir olumsuzluk  yaşandığında,  konu basında  1-2 gün sıklıkla işlenir, hepimiz oturduğumuz yerden kükreyip ‘’  Ya böyle bir şey olur mu, hangi devirde yaşıyoruz ?’’ deriz. Yetkililer konuya dikkat çekip gereğinin derhal yapılacağını  belirtirler.

    Ya sonra?

    Sonra her şey unutulur gider, ta ki yeni bir vaka ortaya çıkıncaya kadar. Bunu eleştiri konusu yaptığımızda; sizler de her şeyi eleştiriyorsunuz’a  çıkıyor adınız. Bir yöndeki iyileştirmeler  diğer olumsuzlukları kapatmayı sağlıyorsa  susup oturalım ve sadece izleyelim.       Bu da gelip bu da geçer deyip toplumsal yaralara hiç dokunmayalım.

        Kadın cinayetleri konusunda toplumsal bir duyarlılık oluşturulmasına , kadın örgütleri her hak ihlaline  tepki göstermelerine rağmen kadın cinayetleri bitti mi? Neredeyse  her ay çetele tutmaya başladık ve ne yazık ki   bir ay,  diğerini aratmıyor.

    Bazı konular vardır ki sadece yasal düzenlemeler  yapmak sorunu çözmeye yetmiyor. Önce top  yekun bir zihniyetin değişmesi gerekiyor.

     Ekranlara yansıyan buzdağının görünen tarafı, görünmeyeni nasıl sorgulayacağımız  ise olaylara hangi gözlerle baktığımıza  bağlı.

      Sokakları kendilerine yaşam alanı olarak seçmek zorunda kalan çocukların dramını anlatmaya kelimeler yetmez aslında.  Hayatlarında her türlü acıyı tatmış, dışlanmış, umutları çalınmış, ötekileştirilmiş çocuklar konusunda hepimiz suçluyuz.   Onları anlamak, ev dışına sevk eden nedenleri araştırmak  yerine suçlamak  daha kolay oluyor. Onların pencerelerinden  sadece bir gün bakabilsek yani biraz olsun empati kültürünü oluşturabilsek o zaman hep birlikte mutlu  yaşamanın  tadını çıkarabiliriz.

       Bir  başka  dram da  aileleri  tarafından çalıştırılan çocukların durumudur.  Sokaklarda her türlü kötülükle baş başa bırakılan, dilendirilen çocuk  ister istemez  savunma mekanizmalarına baş vuruyor.  Sokak kurallarına uymak zorunda hissediyor kendini.  Bu   kuralların dışına  çıktığında   ‘ hesaplaşma’  olgusu devreye giriyor. Yaşamda kalma, güçlü olma mücadelesi  renk değiştiriyor böylelikle.

      Bütün bunlara bir de ceza evlerindeki  çocuklara  işkence, zorla iş yaptırma, taciz, tecavüz  yani kısacası  tüm  kötü muameleler reva  görülünce  ‘’ İşte  insaniyet (  !  ) diyorsun,  herkes kendisine yakışanı yaparmış.

      Cinsel istismara uğrayan, ceza evine ya da sokakta hayatını devam ettirmek zorunda  kalan  çocukların dramını anlatmak, onlara sadece ve sadece  acımak bu sorunu çözmez.

    Genellikle sokaklarda yaşamını sürdürdükleri için  ‘’ sokak  çocukları’’ olarak nitelenen  çocuklara  bu  tabiri  kullanmak  bile onları ötekileştirdiğimizin bir göstergesidir. Bunun yerine  sokakta ‘yaşamını sürdürmek zorunda kalan çocuklar’ tanımlaması yapmak daha doğru olur. 

    Hayatta  en üzücü olaylardan biri bir ailenin  çocuğunu küçük yaşta çalıştırmasıdır. Ve bu oran her geçen gün artıyor. Sokakta kendine bir yaşam alanı yaratmaya çalışan çocuk  hayatla savaşa giriyor.  Bir şekilde kötü işlere bulaşmak zorunda kalıyor. Niye yapıyor, nasıl yapıyordan çok  onları sokaktan alabilmenin yollarını aramalıyız. Onları çalışmaya, suça, kötü arkadaşlıklara iten nedenleri ortadan kaldırmalıyız. Aksi takdirde sorun çözülmeyecektir.

      Biz ki çocuklarımız konusunda  o kadar hassasız ki, bunun bir  parçasını başka çocuklar için göstersek  hiç olmazsa  neden olduğumuz  sosyal sorunlara  duyarsızlığımızı bir nebze gidermiş oluruz.

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00