ESKİ YILın YENİsi

Aynur Sel

01-01-2012 17:12

   Eski yıl!

    Kaç hüzünlü  öykü bıraktın geriye, kaç masum insanın yüzünü verdin kara kışa? Yine de masallar anlatılsın istedin, yeni masallar…  Her şeyin unutulduğu, yeni devlerin, ejderhaların yaratıldığı, içinde  kan revan olan masallar…    Hangi insanlık tarihine, hangi vicdanlara  sığdırdın bütün bunları?

   Vicdan dediğin nedir ki? Para mı, pul mu?  Korunmasına( !)  rağmen ağabeyleri tarafından    kör bıçakla öldürülen  Adıyamanlı bir  kadının ruhu mu?

    Vicdan dediğin  tüm umutlarını bir piyango biletine bağlayan,  açlık sınırında nöbet bekleyen ve  tüm yaşadıklarına rağmen hayatından memnun olan  zavallıların mağrur  gibi görünen ama  gerçekte  mahcup olan bakışları mı?  

     Vicdan dediğin bir yuvarlak masa etrafında  şerbet niyetine içilen  kahkahaların göğe erdiği, popülist söylemlerin havada uçuştuğu  bir dost meclisi mi?

     Kelimelere yüklenen anlamlar yetmiyor bazı şeyleri açıklamaya açıklamaya. Ezberletildi kelimeler , ezber yinelendikçe anlamsız kalıyor kurulan cümleler.  Masa başında kurulan cümleler  başka hayatları açıklamada yetersiz  kalıyor.  O kelimelerin kimi ‘’iddia’’ oluyor  kimi bilmem ne bela?  Hangisiyle  açıklamaya kalksan rezalet yapışıyor yüzüne.  Ezber zincirini kırmaya çalıştığın an tepene üşüşüyor  leş yiyici  akbabalar. 

     Hani  bazı  eşyalarımız vardır ya, atmaya  kıyamadığımız;  eskidikçe saklarız onları, yanı başımızda yastığımızın altında, kimi zaman bir dolapta.  Kazara başına bir iş geldiğinde bile üzüntümüzü saklayamayız.    Bazen kırılan bir bardağın, tabağın, kaybolan bir bıçağın, kaşığın ardında bile neredeyse ah vah ederiz.     Düşünün  kaybolan  bir eşya yani nesnedir bir can, bir hayat değil. Bir annenin kara gözlü yavrusu , hayatta her şeyden sakındığı gözünün nuru değil.

     Uzaktan dinlediğimiz hayatların üzüntülerini de uzaktan izleriz. Maddeye  boğulan hayatlardan her akşam  haberdar oluruz.   Kimin nasıl bir ayakkabı giydiğinden tutun da  içtikleri çayların markasına kadar kitabımızda yeri vardır, bu  ne olduğu   belli olmayan hikayelerin.

     İnsanlar öldürüldü, katledildi ama bir ünlünün  markalı ayakkabısı ya da bir cep  telefonu reklamı  kadar haber değeri taşımadı.

     Katır sırtlarında ve traktörlerde üst üste atılan  cesetler bir  vicdan aradı, onların sesine ses veren sessizlik oldu sadece.  Bir roman ya da hikayede bile kaybettiğimiz kahramanın hüznü yansırken  yüzümüze,  gerçeklerin görülmesinde akıl tutulması yaşandı.

     Mecburiyetten cümleler sıralandı sonradan, mahcubiyetten değil.   Tozlu raflarda bekletilen  çocukların  oyuncaklarıyla  eş değerdi yaşamını yitirenlerin. Hayatları bu kadar ucuz, bedavadan biraz  pahalı bile değildi.

     Bir rüzgarın bizi göğe çıkarmasını, yeni yılda şansımızın yaver gitmesini,  paramızın pulumuzun çok olmasını dileriz  Noel Baba’dan.  Sağlığı kenarda köşede bırakın, çok da önemli değil.   

    Bazı dileklerimizin hemen gerçekleşmesini isteriz, umudumuz boşa çıkmaz, dileğimiz  gerçekleşir. Mesela  milletvekili  emeklilik maaşımızın 7-8 bin olmasını da diledik, gerçekleşmesine ramak kaldı.

 Bir de şu haberlere bakın:

 Yine Van yine çadır yangını yine ölüm…

Artık sıradanlaştı bu tür haberler;  çadır yangınları ve ölümler  bazı insanların yazgısı oldu.

     Eski yılın yenisi kendisine nasıl bir sayfa açacak henüz bilmiyoruz .  Eskide diretirse  veya eskinin  üzerine bina edilirse  küçük bir sarsıntıda büyük  bir gümbürtüyle yıkılacağını kestirmek zor değil sanırım.

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00