Düello

Aynur Sel

14-11-2009 00:00

          Karanlık azalacağı yerde  var gücüyle katmerleşerek  yoğunlaşıyor . Korku bu sefer de  iğne deliğinden geçirilerek yamalandı.  Artık,  düşünemeyeceğimiz kadar korkunç söylemler sindi tüm duvarlara, işin yoksa ayıkla pirincin taşını ve bildik masallarla uyut cümle alemi.            İnsanları, eskiden yaptıklarıyla değil asıl zamanında ve durumlar karşısındaki tutumuyla yargılamak gerekir. Yırtık defterlere bakıp onları anlama çabası her zaman doğru sonuç vermeyebilir. Aksi takdirde kime  sorsanız  o, demokrasi şövalyesi  kesiliyor  başımıza.  Herkesin tarihte birer kahraman olduğunu geç fark ettiğim için kendi kendime hayıflanmaya başladım. Gördünüz mü, üzüldüm şimdi.                 Tutuşun kavgaya ,tutuşun ki  insanlık da tarih de  sizden utansın. Sizi andıkça tarih, talihsizliğine yansın.
         Biri bağırıyor, ses tellerini kopartırcasına :’’ Tartışın, dökün eteğinizde biriktirdiklerinizi.’’  diyor. Biri aba altında sopayı gösterip kaş göz işareti yaparak, tarih sayfalarında yer alacak kaba  söylemleriyle,  tartışmaları durumunda dünyanın kaç bucak olduğunu  kendilerine hatırlatacağını ifade ediyor. Biri  bu hengamenin içinde bilmem kaçıncı rüyasında mırıldanıyor: ‘’ Telgrafın tellerine kuşlar mı konar?                                           İnsan sevdiğine canım, böyle mi yanar?’’              Aklıma şair Orhan Veli geliyor. Sıradanlıklarımızı  ironik bir dille ifade etmedeki yeteneği beni bu zorlu dönemde gülümsetiyor. Bu günlerimizi görmüş olsalardı, kim bilir neler düşünüp neler yazarlardı.              Bir sabah kalkıp da neşeli bir şekilde güne başlama gibi bir hevesiniz varsa birileri bunu çok görüp hevesinizi kursağınızda bırakabilir. Hele gülme gafletinde hiç bulunmayın, birileri ondan da nem kapıp Alimallah kapınıza dayanabilir. Ya da  tüm iyi niyetinizle birine ;                ’’  Günaydın ‘’ derseniz, o sözcük  hiç beklemediğiniz bir şekilde başınızda   paralanabilir.  Duruma el koymak için yeterince zamanınız olmayabilir, ona da üzülmeyin; çünkü birileri  hemen  avukatlığınıza soyunabilir. Bizim yerimize düşünen, konuşan, haklarımızı savunmaya kalkan, hatta  bazı durumlarda  kendimizi savunmaya fırsat bıraktırmayacak  o kadar çok kişi var ki  istesek de bir başımıza  kalamayız.              Ne  kadar şanslıyız değil mi?  Olayı yaşasak da, yaşatsak da  gerektiği zaman duruma  müdahale  etme enerjimiz hiç tükenmiyor.          Karikatüristler ise  bizden daha   şanslı bence,   konu  bulmada hiçbir şekilde zorlanmazlar. Allah bizim gibi bir toplumu başlarından eksik etmesin ki onlar da ekmeklerinden olmasın.          Tutarsızlık diz boyu, ne diyelim,  tam bir komedi.  Öyle bir nebze  güldürüp sonra düşündürtmüyor. Bir komedi ki  her daim güldürttükçe güldürtüyor.    Siyasi  oyuncular da  çirkin yüzlerini siyasetle bütünleştirip  bu komedi giysisini  insanlara ters giydirmeyi başarıyorlar nihayetinde.   Bir karış açılan ağızlarda milleti ferahlatan tek bir kelime çıkmıyor.  Yani bu çağda  sarfedilen kelimeler  bu kadar ateş püskürtecek, oluşan ılımlı havayı  yaylım ateşine tutacak ve her tarafı yangına yenik düşürecek ne var?  Bize de şapka çıkartmaktan başka bir şey kalmıyor. Gerçi birilerinin siyaseti yangından fazlasıyla  besleniyor zaten, aksini söylemek mümkün değil.              Böyle bir  durumda  kim sevinecek, kim kazanacak?                 Bu düellonun sevineni de kazananı da olmaz ; ama herkesin yüreği bir şekilde kanayacak.
DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00