Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı…

Aynur Sel

17-12-2013 23:32

Şehir ve  çocuk…  Her ikisi de yeniydi, anlaşıyorlardı, aynı nehre akıtıyorlardı sularını. Çocuk büyüdü, şehre sığmaz oldu. Şehir  alttan almak istemedi çocuğu, yana yakıla yeni çocukları doğurmanın peşine düştü.  

      Ve başladı savaş…

Yağmur  damlalarını yutuyorsun çocuk,  senden çalınan her gün için  ayrıca borçlanıyorsun. Daha doğmadan defterin  kabarık, dosyan uçuk kaçık tozlar arasında  unutuluveriyor.

    Bir eşyayı eskitmek; bir çorabı, giysiyi, bir kağıdı, defteri mesela…  Değiştirirsin, atarsın, yenisini alırsın da  göze gelmez. Er ya da  geç yerinin  dolacağını bilirsin çünkü.  Havayı, suyu, umutları kısacası  hayatı eskitmekle çürümeye  başlar her şey.   Ne doğduğun  toprakları düşünürsün ne de  kadim medeniyetleri.   Küçük bir gezegendir dünyan, el uzaktan bakar;  düzyazı  haramdır sana, şiirse  farklı  baharların  başlangıcı. Nedendir bilinmez kelimelerin korkusu; sarı kağıtlardan mıdır, çalınan ve  eskitilen hayatların  hortlayacağı   düşüncesi midir acep ?  

       Bir sürgün ve  nitelikli  dolandırma yeridir  şehirler,  bazı analar   kutsal zamanların eşiğinde  doğurmuş evlatlarını, karanlık mekanlarda  hükmetsinler diye.  Karanlıkta  hükmetmek daha kolay; bastığınız yerlerin  zeminini yoklamak zorlaşır, ayrıntılar gözden kaçar ve kapılar kapanmaktan hoşlanır.. Babalarıysa zamanında devlet olmuş kimilerinin , her geçen   gün  gücüne güç  katan….  Küçük  hesaplaşmaların yeri yoktu dünyalarında, giriştin mi bir kere  kavgaya  büyük vurgun’la  çıkacaksın oradan. Sonrası malum, AVM’lerin hatırı kalmasın, yol uzamasa da olur. Acı da olsa bir kahvenin  kırk yıl  hatır bilmediği çıkıveriyor  piyangodan. Geceye kalmış  ürkek bir misafirin bakışları gibidir eski dostların sohbeti artık, tehdit ve  karşılıklı suçlamalar  büküyor belini zamanın.

       Ey çıkar çatışması sen  nelere kadirsin öyle! Sen  olmamış olsaydın, her şeyin  güllük gülistanlık olduğu yine  yutturulurdu bu aziz millete. Şiir okumayı  bırak ey usta oyuncu! Her oyunun  baş aktörü olmadığın ortaya çıktı. Buna halk arasında tabiri caizse    foyanın  ortaya çıkması derler.  Er meydanında başlamadı ki oyunun er meydanında  bitsin. Üstlendiğin tüm  rolleri atıver denize, merak etme balıklar bilir kıymetini,  hiç olmazsa hayatında  herkese bir defa da olsa iyilik yap.  Merhamet dağıtıcısı   sen değilsin, vur patlasınçal oynasın ‘da  görsünler yiğitleri. Hiç bakan, bürokrat  çocukları ve işadamları yolsuzluk yaparlar mı? İddia  aynı zamanda   iftira,  hem de  kuru  iftira.. Olsa olsa  onlar  el altından  yürütürler her şeyi,  ‘’hırsız’’ muamelesi görmek yakışmaz  onlara,  çünkü onlar baklava çalan çocuklar değil. El ayak çekilince  gece yeni başlar  onlarda. Mektuplarla içlerini dökmeyecekler sevdiklerine,                   ‘’ görülmüştür’’ ibaresi  hüzün  vermeyecektir onlara.  Yürüyüşleri maden işçilerinkine benzemeyecek , daha  fiyakalı olacak.  Çocukları, depremzede çocukları gibi yalın ayak gezmeyecek kışın ortasında, karda. Hayalleri buz tutmayacak, annelerin  nefesleriyle ısınmayacak  çocukları.  Bakışları yarı ağlamaklı olmayacak, bir bayramda  seyranda gözleri dalmayacak uzaklara. Elde kalanla toplanılmayacak hayatları ve sıfırlar  galip gelmeyecek. Yapılanlar kar kalacak yanlarına  ve kimsecikler hesap soramayacak.  

       Yoksulluk, yoksul kelimelerle  örüyor maden işçilerinin hayatını.  Giden  3- 5 işçi unutuluyor hemen, biz alışkınız ölümlere, ölümleri çabuk unutmalara.  Her gün bir yaprak düşüyor koca çınardan, biz koca çınarın yaprakları hiç tükenmeyecekmiş  gibi bakıyoruz.

 

     Doğayı sadece  bir oyun alanı olarak görüyoruz , 50 yıl sonranın planını çizemiyoruz, tarım alanları gittikçe daralıyor, kalan da kimyasal ilaçların ve artıkların tehdidi altında. Tabiatı  hor kullanıyoruz  ve  o   hiç tüketemeyecekmişiz   gibi hareket ediyoruz. Doğanın nefreti  büyük olur, tıpkı sabrı kadar. Bir yerde  patlak verdi mi, gör o zaman bulutların hışmını, koca dağların alev  püskürten bakışlarını.  

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00