Boşanmaların nedeni kadın mı?

Aynur Sel

08-05-2013 09:12

         Günümüzde boşanmalar hızla artıyor. Medyada bu konu gündeme gelince aynı günün akşamında konuyla ilgili tartışma programlarını izlemek mümkündür.

    Kadın umutsuz bir vaka, erkekse umuda giden yol… Asırlarca süren  egemen   bir mantığın özeti.

          Hayat her şeyden  önce payına düşeni onurluca omuzlayabilmektir. Bu payına düşme olayı gökten zembille inilmiyor yalnız.  İnsanın hayata bakış açısı, çalışma şartları, psikolojisi bu yükün ağırlığını etkiliyor.

     Kiminin yükü az, kimininse çok… Yükünüzün çok olduğunu düşünüyorsanız üzülmenize hiç gerek yok,  ne de  olsa   bazı  aile ve  evlilik terapistleri  bir telefon kadar yakın size. Kırk yıl düşünseydim  bazı evlilik terapistlerinin  reklamını yapacağımı ( !)  bilmezdim. Reklamın iyisi kötüsü olmazmış!   Evlilik programlarından ve dizilerden  başınızı kaldırma fırsatı  bulursanız kardeş kanalda  sizi bekleyen bir terapisti bulabilirsiniz.

  Artık canınız sıkıldığında  ekranlarda   modern zamanların müneccimi  görünümündeki aile ve evlilik terapistlerinin orijinal fikirleriyle ( ! )  hayatı anlamaya  çalışabilirsiniz. Hatta evliliğinizi sorgulayıp nerede,  nasıl bir hata yaptığınızı da görebilirsiniz.  Günümüzde artan  boşanmalara bakıp kadın ve erkeğin inancını sorgulama hakkını da kendinizde bulabilirsiniz.

           Hayatı sadece bir kadından ya da  erkekten ibaret görme  hastalığı yayılıyor. Boşanma  nedenlerinde de durum değişmiyor. Tüm olumsuzlukları birine yükleme çabamız toplumda ciddi anlamda karşılık buluyor. Halbuki insanların anlaşamamalarında, hayatlarını ortak sürdürememelerinde bir  suçlu aramak doğru değildir.   Bu  terapistlerin  dünyasında  insan hakkı, hukuku gibi  kavramlar,  yerini sabra, tevekküle  ve iyi bir eş olmaya   bırakmış ne yazık ki .

              İyi bir eş nasıl oluyor, bilmiyorum; bilen biri varsa açıklasın, lütfen!.

          Ekonomik şartlar, çalışma  koşulları, kadına bakış açısı, değişen dünya  düzeni, kadının  çalışma hayatında yer almaya  başlaması ve  bireysel tercihleri bir yana bırakıp kadınların evlilikte erkeklerini  ellerinde tutmaları  ve evliliklerinde  sabırlı olmaları  gerektiğiyle ilgili mantığınızı mesnetsiz düşüncelere dayandırırsanız  sizden de iyi bir  aile terapisti ( ! )  çıkar.  Bu ilkel düşünceler karşısında  sosyoloji ve  psikoloji bilimi sınıfta kalır herhalde.    

    Hangi olay(lar)ın sosyolojik  alt yapısına bakılıyor ki? Yeter  ki tutturduğun yolda bazı  sloganların  gölgesine  sığınasın, gerisi boş hikaye.

           1 Mayıs bir kez daha işçi ve emekçi sınıfının durumunu gözler önüne serdi. Tüm olumsuzluklara rağmen  emekle, işgücüyle ilgili masalların anlatılması gerçekten komedi.

  İşçi çocukların  dramı kimin umurunda?

  Sigortasız çalıştırılan, emeği çalınan, mesaiyi arttırıp ücreti azaltılan   kadın ve erkeklerin  çalışma  şartları  ve uğradığı haksızlıklar,  hangi terapistin umurunda? Sermaye sınıfı her dönemde kendi piyasasını oluştururken   özellikle  kadını bir şekilde eve kapatmaya, çocuk doğurmaya; iş yaşamında ise daha  düşük ücretle esnek, güvencesiz  çalışmayı   uygun bulur. Bu uzun kollu patronlar  çalışma şartlarını , sahalarını   kendileri   belirler.  Kadını aktif, başarılı,  eşit şartlarda eşit verimliliğe  sahip bir birey  olarak değil, ucuza çalıştırılacak yardımcı  eleman olarak  görür.

    Çalışmak, aile bütçesine katkıda bulunmak, kendini toplumuna ifade edebilen bir birey olarak görme anlayışı,  yaşama  sınır koymayı seven insanları yorar, yıpratır. Çünkü o küçücük dünyada kadınların görevleri sıralanmıştır. Bu sıralardan birinin kayması kural koyucuyu huzursuz eder.  Bu huzursuzluk başta aile içi şiddete  neden olmaktadır. Bundan  sonrası  -toplumumuzda belli  bir  yere oturtulmayan - psikoloji ve sosyoloji bilimini ilgilendirmektedir, izniniz olursa!

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00