‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’

Aynur Sel

07-11-2010 12:29

       Düşünmenin adresi yok, diyorum  medyayı takip edince. Basit ve kalıplaşmış başlıklarla topluma ön ayak olmaya çalışıyorlar, tökezleme kaygısı taşımadan. Hatta bazen çok başarılı buluyorum medyayı,  bazı olayların olma ihtimalini önceden seziyor olmalılar ki  , ne hikmetse, henüz olay yaşanmadan başlık atabiliyorlar.

             Vay, vay, vay! Güce bak, güce… diyorum.

             Güneşin  ilk ışıklarıyla  başladığım güne   etrafımda uçuşan kelimeleri avucumda biriktiriyorum. Yazma hevesi  tüm benliğimi sarıyor ilk önce .Sonra tanık olduklarımız, yaşadıklarımız, duyduklarımız sıralanıyor bir bir  beynimde,   hevesim kırılıyor. Gittikçe kişilerden ve toplumdan uzaklaştığımı hissediyorum. Düşünmeyi bıraksam hayatım daha da kolaylaşacak galiba.

         Karşımıza çıkan  herkese  Nasrettin Hoca  misali  ‘’Sen de haklısın,’’ demek, yapılanlara baş sallamak, olanları onaylamak  anlayışı yüreğimi gerçekten kanatıyor. Hele bunlar bir de toplumda aydın geçinen insanlar tarafında kabul görmüşse…

       Dalkavukluk virüs gibi yayılıyor toplumun her safhasına. Ülkemiz şucu, bucu’lardan çok çekti,  diyor biri, neredeyse kalkıp  stüdyoda  bulunanların üzerine yürüyecek. Tartışmanın  sonuna doğru saltanata bağlılığını ilan edecek duruma geliyor.

           Hüzünle gülümsüyorum, ne hallere geldik, kimlere kaldık, aydınımız ne duruma düştü diye. Karşımdaki duymasa da bir yuh çekiyorum rahatlamak için; ama nafile, kederim  artıyor.

          Öyle ya, bu da başka bir demokrasi anlayışı diyorum kendi kendime rahatlamak için. Çoğunluk diyorum, çoğulculuk diyorum, olmuyor;  bu kelimeleri bir türlü oturtamıyorum bir yere . Bir kulpunu bulup buna da sözsel şiddet diyorum, kendimi kandırmak için.   Şiddet her yönüyle meşru kılınıyor,biz de bunu sindire sindire  emin adımlarla ilerliyoruz 21. yüzyılda.  Şekli değişik olsa da saltanat tüm ihtişamıyla devam ediyor: Tek ses, tek yürek…  Kim itiraz edebilir ki! Karşı çıkanın vay haline. Gerekirse  öğle  ya da  akşam yemekleri hazırlanır,  karşı çıkanların kulaklar çekilir, herkes hizaya getirilir.

          Neyse moralinizi fazla bozmayayım.

  Her şeyi alkışlar olduk son zamanlarda. Sözde yoğun çalışmaların göz boyadığı bir dönemi  bırakmaya ramak kaldı. Ramak kaldı diyorum, çünkü  seçim öncesi gülistana benzetilecek ülkem, biraz daha şımartılacağız.  Hele yaz tatilini evet’le hayır’ın gölgesinde geçirdiğimiz bir dönemin   arkasından  her hileye eyvallah diyeceğiz, durum onu gösteriyor.

      KOMEDİ:   Çoğu insanın referandumun ne olduğunu dahi bilmediği, oylarını da siyasi tercihlerine göre kullandıkları, aslında neye evet, neye hayır dedikleri bilinmiyor.

     OYUNCU:  İşini iyi biliyor, toplumun  hangi sözlere itibar edeceğini kestiriyor. Topluma  kelimeleri kavram düzeyinde  veriyor, hitabetini ona göre yapıyor.  Mağduriyeti dillendirip nabza göre şerbet veriyor.

        TRAJEDİ: Anayasada  yapılacak değişikliklerde ,özellikle ekranlarda,  hukuk alanında söz sahibi olan insanlardan çok  gazeteci ve yazarların yönlendirmeleri ve siyasi anlayışları hayatımızda ve irademizde  etkili oldu. Bilimle uğraşan insanların hayatımızda yeri yokmuş  meğer . Ortaya farklı bir tez sunuldu mu bir sus payı vermek boynumuzun borcu oluveriyor nedense. Onu ya da onları ekranlarda görmek artık mümkün olmuyor.

       

             Geriye ne mi kalıyor? ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Arife tarif gerekmez ya arif yoksa? 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00