Arife tarif gerekmez ya arif yoksa?

Aynur Sel

09-12-2010 09:31

 Günlük hayatımızda sorun  olarak görülenlere baktığımızda  sorunların kaynağına inmekten çok birbirimizle uğraştığımız her fırsatta  ortaya çıkıyor.  Bulanık sular durulmuyor bir türlü. Önce WİKİLEAKS  fırtınası koptu, ortalığı  kastı fakat tam da  kavurmadı. Öğle yemeklerimizin, ikindi çaylarımızın  konusu oldu, belki de birilerinin rüyası bile olmuştur, bilemiyoruz. Aslında devletlerin iki yüzlü politikalarını ve devlet adamlarının niteliklerini anlamamız açısından önemli belgeler olarak değerlendirilebilir. Neyse, bir haftamız böyle geçti, biraz sıkıntılı  ama sorunsuz(!) . Laf medya ile aramızda kalsın bu belgelerin kimi ne kadar kavuracağını önümüzdeki günler gösterecektir.

     Dünyanın etrafında dönenlerle, dünyayı etrafında döndürenlerin anlayışı tam bir kara mizah. İşte gülünç olmak böyle bir şey.   

     Orantılı- orantısız  güç kavramları  yine hayatımızın orta yerine  dalıverdi, gündemimizin  meşguliyetini belirledi. Bu tip durumların  vahameti  zihniyetimizin gölgesinde kalıyor maalesef.

          İlkelerimiz durumlar karşısında renk değiştiriyor .Bir durum ilkelerimizle çelişiyorsa, karşıdaki mutlak suçludur.  Suçlular cezalarını çekmeli, onlara haddini bildirmek  lazım, gerekirse onların  ağzı burnu kırılmalıdır. Böyle bir hak arama anlayışı mı olur? Anlayışlar demokrasiye katkı sunmalı,  deriz.

       Herkes bir konuda   fikir beyanında bulunabilir, nitekim bulunuyor da .  İşin  asıl gülünç yanı hak ve hukukun kişilere ya da gruplara  göre   anlam kazanması. Yani anlayacağınız copun da, biber gazının da,  tekme tokatların  da sınırını  ilkelerimiz belirliyor.  

       Birincisi  olay aynı, kanun aynı  bu farklılık niye?

        İkincisi ve asıl acı olanı  yaşanan  olumsuz bir olayda ya da hak ihlalinde sesi çıkmayan  bazı insanların olanları haklı  göstermek için adalete sığınıyor olmaları .  İzlerken de dinlerken de sadece şaşıyorum. Aslında bütün bunlar henüz  empati kültürünü oluşturamadığımızın bir göstergesidir. Doğru olanı, inancı, milliyeti, kültürü ne olursa olsun   hak ihlallerine uğramış insan ya da insanların  yanında bulunma cesaretini göstermektir.

    Yukarıda anlattıklarımla  bir ilgisi olmasa da  empatiden bahsetmişken  kendimizi başkalarının yerine koyamamaktan kaynaklı önyargılarımızın kalın duvarlarını görmek açısından  izlediğim bir belgesele de  kısaca değinmek istiyorum.

     Belgesel  Dersim’in Kayıp Kızları …

   Evet İki Tutam Saç acının gözyaşının, hayata karşı direnmenin, yok edilmeye karşı  direngenliğin sembolü. Tarihin o utanç veren kesitiyle gururlananların mutlaka izlemeleri gereken bir belgesel bence.

     Dersim’in Kayıp Kızları’nı izlerken   her bakışın bir dramı ifade ettiğini görmek insanı kahrediyor.  Her bakışta bir hikaye , gülümsemelerde bile bir zorakilik, bir masumiyet, bir hüzün vardı.

     Şartlar ne olursa olsun yaşadıklarımı unutamam ya da unutturamazsınız düşüncesiyle yola çıkılmış bir hikayenin ya da hikayelerin varlığıydı onu kalıcı kılan.  O drama ortak olmak, onların acılarını paylaşmak için onlarla aynı kaderi paylaşmak gerekmiyor. Sadece insani ve vicdani yönünle onların kederini paylaşabilirsin.

      Empati  denen budur işte, bunu gerçekleştirmek  bu kadar zor mu?

      Sorun olan ve diretilen   birinin ya da birilerinin acısını  paylaşma değil, kendine benzetemediğini  yok etme, ötekini hep kendinden uzak tutma meselesidir. Her şey değişiyor ya da değiştiğini zannediyoruz, bir tek empati denilen ve yaşamımıza bir türlü yerleştiremediğimiz kavram yerinde sayıyor.

DİĞER YAZILARI Namuslu Bir Ömür Üstüne 01-01-1970 03:00 Mart’ın Kadınları 01-01-1970 03:00 Bir Kadın, Bir Kadın Daha… 01-01-1970 03:00 Göç yollarında kadınlar…. 01-01-1970 03:00 Tencere Dibin Kara… 01-01-1970 03:00 Acıları Ortaklaştıramamak 01-01-1970 03:00 Adalet Hiç Uğramadı Buraya 01-01-1970 03:00 Babalar Ve Oğullar 01-01-1970 03:00 Camdandı Zeytin Dalı, Kırıldı… 01-01-1970 03:00 Çarpışan Kelimeleden Çıkan Çocukluk 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan ( Lar) Altında 01-01-1970 03:00 Bir Dağ Çiçeğidir Ömrün 01-01-1970 03:00 Akbabalar Gülümserken… 01-01-1970 03:00 Tarım İşçilerinden Geriye Kalan … 01-01-1970 03:00 Güle güle içki, sıradaki gelsin ! 01-01-1970 03:00 Boşanmaların nedeni kadın mı? 01-01-1970 03:00 Ceylan’ın Makarnası 01-01-1970 03:00 Ses’leri Yitirmek 01-01-1970 03:00 Gençliği Yutma Vaktidir Şimdi 01-01-1970 03:00 14 Şubat Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Sen de mi brütüs? 01-01-1970 03:00 Yaşam mı? Üstü kalsın! 01-01-1970 03:00 Zaman neyi unutturur? 01-01-1970 03:00 ‘’ Acıtan gerçek’’ 01-01-1970 03:00 Kurgu Ve Gerçek 01-01-1970 03:00 Baykuş 01-01-1970 03:00 Despot Bir Adamla Kimliksizleştirilen Bir Kadının Demokrasisi 01-01-1970 03:00 Seslerle Vicdanlara Dokunmak 01-01-1970 03:00 Yaşasın ! Herkes kadın doğum uzmanı ( !) 01-01-1970 03:00 Uslu Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Her Şehrin Hikayesi Bir Diğerine Benzer 01-01-1970 03:00 ‘’ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ’’ 01-01-1970 03:00 Görünen Köyün Meçhul Olmayan Hali 01-01-1970 03:00 Hangi sokağın, nerenin çocukları? 01-01-1970 03:00 ‘’ Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem ’’* 01-01-1970 03:00 Rüyası Unutturulan Adam 01-01-1970 03:00 Tarih Ve Fil 01-01-1970 03:00 Akbabalar Ve Kelebekler 01-01-1970 03:00 Çıplak Kral 01-01-1970 03:00 ESKİ YILın YENİsi 01-01-1970 03:00 Aperatif Yazı 01-01-1970 03:00 Efsane Hüso 01-01-1970 03:00 Soraya’yı Taşlamak 01-01-1970 03:00 20 Kasım’ın Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 N. Ç. 01-01-1970 03:00 Vicdanın milliyeti olur mu? 01-01-1970 03:00 Nazım Hikmet Ve Hasret 01-01-1970 03:00 Sanatçının Sosyal Sorumluluğu 01-01-1970 03:00 Yazmak insanı mutsuz eder mi? 01-01-1970 03:00 Mevsimlik Çocuk İşçilerin Dramı 01-01-1970 03:00 Matrak bir film! 01-01-1970 03:00 Ayardan Düşen Polemikler 01-01-1970 03:00 Liste(Siz)Ler 01-01-1970 03:00 İnsan Yaşadığı Yere Benzermiş 01-01-1970 03:00 Basında Deprem 01-01-1970 03:00 Normal doğum mu, o da ne? 01-01-1970 03:00 Enstantaneler 01-01-1970 03:00 Garip Bir Kayıp İlanı 01-01-1970 03:00 Gülelim mi, ağlayalım mı? 01-01-1970 03:00 Kayıt Altına Alınamayan Kayıplar 01-01-1970 03:00 Gidenlerin Ardından 01-01-1970 03:00 Mecnunun Leylası 01-01-1970 03:00 Kadınlar Yürüyor 01-01-1970 03:00 ‘’ Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.’’ 01-01-1970 03:00 Duyarsızların Duyarlılığı 01-01-1970 03:00 İnce Dokunuşlar 01-01-1970 03:00 Ultra Özgürlük 01-01-1970 03:00 Kirli Yüzlere Maske 01-01-1970 03:00 Kaymaklı Şiddet Satılıyor 01-01-1970 03:00 Çelişkiler Yumağı 01-01-1970 03:00 Maden İşçileri 01-01-1970 03:00 Demokrasi kaç lira? 01-01-1970 03:00 Kadın Ve Nehir 01-01-1970 03:00 Arayış 01-01-1970 03:00 Düello 01-01-1970 03:00