https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Toplumsal refleksler

16-09-2012 11:34

Hayata “siyah-beyaz” bir gözlükle baktığınızda o kadar çok şey kaybediyoruz ki, belki gördüklerimizin çok ama çok ötesinde ‘görülebilecek’ alanları yokluk cenderesine atıyoruz.

Diğer taraftan insanlığın bu gün vardığı uygarlık seviyesinin alt yapısını ise yine bu” siyah-beyaz” bakış sağlamıştır.

Yani önce siyah-beyaz olan net gerçeklikler olgusuyla bilim doğmuş ve 20. yüzyıla kadar gelinmiştir.

Bu gün ise ana hatların arasında Kuantum mikroskop’u ile derinlikler keşfedilmeye başlanmış, asırlardır göz ardı edilen küsuratların aslında gözüken kısımlardan çok daha fazla olduğu anlaşılmış ve ona göre yepyeni bir dünya görüşü hâkim olmuştur.

Nitekim bu çağın büyük ekonomistleri artık en büyük harcamaların ufak tefek olarak yapılan harcamalar olduğunu söylüyorlar.

Dolayısıyla sosyal hayata baktığımızda ise yaşanan süreçlerde göz ardı edilen ufak-tefek toplumsal reflekslerin zaman içerisinde insanlığı kölelikten hürriyete doğru yükselttiğini görmemiz mümkündür.

İsterseniz bu gün bu ufak reflekslerin Çelikhan gibi vurdumduymaz bir toplumda nasıl sonuçlar doğurmuş olduğunu Çelikhan’da belediye başkanlığı yapmış olan insanların şahsında değerlendirelim.

Bu değerlendirmeye geçmeden önce; toplumumuzun genel karakteri hakkında tarihi süreç içerisinde bazı kavramlar ışığında bilgi vermemiz gerekmektedir.

Evet, yöre toplumu feodal bir toplumdur.

Yani aşiretlerden meydana gelmiştir.

Aşiretleri ise “beyler” yönetir.

Beyler genellikle babadan oğula bir saltanat gibi tabii bir hak olarak gelir.

Ve göçebe bir hayat hâkimdir.

Zaman içerisinde göçerler yerleşik hayata geçince “beylikler” yerini “ağa”lığa bırakır.

Ağa yaşadığı yerdeki tüm toprakların sahibidir.

Halk ise tarlasında çalışan, ırgat işçi, rençper yahut marabadır.

İşte bahsettiğimiz bu ufak tefek toplumsal refleksler burada da devreye girerek zaman içerisinde bu maraba takımı yavaş yavaş toprak edinmeye başlar.

Buna “sahip olma” refleksi de diye biliriz.

Belki büyük bedeller ödenir büyük sıkıntılar, büyük dramlar yaşanır fakat fıtri olarak insanın içinde var olan sahip olma refleksi yüzyıllar sonra halkı pay sahibi yapmıştır.

Pay sahibi olma zamanı ise ancak 20 yüzyılın ortalarından sonra olmuştur.

Bölgenin bu son elli yıllık mazi kabristanına bir kulak kabartırsanız derinden derine enim iniltiler vaveylalar ve haykırışlar duyacaksınız.

Bu toplum belli bedeller sonucu payını kaptıktan sonra bu sefer bir sıkıntıyla daha karşılaşır.

Ayakları üstünde durması gerekmektedir.

Öyle ki yüzyıllar boyunca sadece çalışmış ne yapması gerekiyorsa emir karşılığı yapmış kendi adına hep ağa düşünmüş ihtiyaçlarını ağa hesaplamış ona hiçbir zaman düşünme hakkı verilmemiş.

Veyahut da düşünme ihtiyacı hissetmemiş...

Dolayısıyla uzun bir süre daha ağanın düşünceleriyle hareket etmek zorunda kalmıştır.

Ülke demokrasiye geçtikten sonrada ağayı kendisine vekil yahut belediye başkanı olarak seçmiştir.

Tabii ki zaman ilerledikçe insanlık genel manada tekâmül ettikçe bu sefer kendi hesabına ‘düşünme refleksi’ devreye girecektir.

Tam bu noktada ağaya karşı çıkan kişi kâhya olmuştur.

Halk ağanın elinde yetkiyi almak için kâhyaya hücum etmiş onu kendisine baş yapmıştır.

Öyle sanıyorum ki bu sürecin en zararlı kısmı bu dönemeç olmuştur.

Çünkü kâhya alttan halktan biri gibi gözüküp sempati kazanırken üstten ağaya olan üzentisi galip gelmiş ağadan sonra ki “acemi ağa” olarak toplumu yönetmeye çalışmıştır.

Bu süreç ilerlemenin yavaşladığı bir süreçtir. Zira kâhya sadece despotluk manada ağanın yerini tutarken, ağalığın getirdiği derin sorumluluğu üstlenemeyerek halkı sahipsiz bırakmıştır.

Mesela ağa yeri geldiğinde halk için fedakârlıklar yaparken kâhya bu fedakârlığı yapamayacaktır.

Zira öyle bir yetişme şekli yoktur.

Bu süreç her ne kadar kaybedilmiş bir süreç olarak gözükse de, hakikat ve demokrasi noktasında çok önemli bir aşamadır.

Halkın kendi kendisini yönetmesi ve kendisi hakkında düşünmesi bakımından büyük bir başarıdır.

O kökleri derinlerde olan asırların getirdiği mukavemetle devrilmesi imkânsız gibi gözüken ağalık devrilmiştir.

Dolayısıyla sahip olma, düşünme ve kendi kendisini yönetme refleksleri çoğalmış, hür olmanın tadına varmış olan topluluk için kâhya ve kâhya gibi ağaya özenen idarecileri devirmek artık kolaydır.

Artık bu andan sonra seçeceği kişiler meşveret ruhuna saygılı kişiler olacaktır.

Başına seçeceği adam halkın söylemleri doğrultusunda hareket etmek zorunda kalacaktır.

Sevgili dostlar!

Her ne kadar Çelikhan’da yukarda anlattığım manada bire bir kişilikler uymazsa da her bir başkanımızın kendi çağına uygun bazı özellikleri yansıttığını görmemiz mümkündür.

Bir sonraki yazımızda inşallah Mahmut Şahin’den Mehmet Bora’ya kadar seçilen başkanlarımızı bu manada değerlendirmeye çalışacağım.

 

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Kudüs Gezisi Hiç büyümeseydim Olimpiyatları alsak ne yazar? Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Hangisi daha tehlikeli? Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Kaymakamlar Geçidi Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda 2 Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Asya'nın bahtına saplandım 2 Şahin Bakışlı adam Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Tahrik,yara ve kontr hareketler. Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...