https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Şahin Bakışlı adam

31-05-2010 08:51

Bir son mu bir mukaddime mi?

 

  Bir akşamüstü Van semalarında bir şahin uçuyordu.

  Ve o şahini bir çift şahin gibi gözler süzüyordu. Şahinle güneş aynı karede gözüküyordu. Şahinin kanatları güneşi arkasına almış adeta havada asılı kalmışçasına Muhteşem bir manzara oluşmuştu.

  Derken şahin güneşten ayrıldı uçtu uçtu karşı kayalıklara doğru süzülüp gözlerden kayboldu.

  Güneş de kaybolmak özereydi.

  Ve o şahin gözler bu sefer kaybolmak özere olan güneşin son ışıklarını süzmeye başladı.

  Şahin doğuda kaybolmuş güneş batıda batmak üzereydi.

  Fakat şahin gözlü adam,"batıp gidenleri sevmeyen" bir tavırla gözlerini Van kalesine dikti.

  Ve sert adımlarla yürüdü.

 Yürürken kafasında garip tevil dolaşıyordu.

  -"Şahin uçup kayboldu güneş de battı. Ve ben medresemi açmaya gidiyorum. Va esafa ki güneş ile şahin bir daha aynı anda gözükmeyecek. Bu bir son mu yoksa bir mukaddime mi?"

  Bir an durdu gökyüzüne baktı karanlık çökmek özereydi. İçine derin bir nefes çekti. Yine garip bir halet hissetti.

  Son zamanlarda gördüğü rüyalar gözlerinde canlanıyordu. Gemi yolculuğu boyunca gördüğü rüyalardı bunlar…

  Karanlığa mavzer sıkıyordu. Menfezler görüyordu. Önüne uçurumlar geliyordu. Sonra Van kalesine çıkıyordu. Sonra denizler görüyordu.

  Bütün dünyayı kuşatan mavilikler görüyordu. Dokunuyordu maviliklere.

  Tüneller görüyor tünellere girmiyordu. Sonra bir iskemleye oturuyor dağların zirvelerinde dolaşıyordu.

  Yine durdu. Yüzünde garip bir tebessüm oluştu ve: “Hasbunallah”" dedi.

  İstanbul- Van yolculuğu bitmek üzereydi ki ezan sesi duyuldu. Van'a az kalmıştı çünkü.

  Ezan sesi Van semalarını çınlatmaya başlarken şahin bakışlı adam bir kayanın başında rüzgâra doğru kıbleye dönüp "Allahu ekber" diyerek namaza durdu.

  Bu şahin bakışlı adam Bediüzzaman'dan başkası değildi.

  1911'in bir temmuz akşamında Van'a az kala akşam ezanıyla namaza durmuştu. O asla vakit geçirmezdi. Vakit girer girmez namaza durur.

  Asla abdestsiz de gezmezdi.

  O namaza durunca ben de arkasında usulca namaza durdum.

  Ben namazımı çoktan bitirdim ama o bitirmiyordu.

  Fakat garip bir durum söz konusuydu.

  O heybetli duruş çok farklılaşmıştı. Bir aciz-i mutlak hissi veriyordu.

  O kâinatlara sığmayan adam bir avuç olmuştu.

  O şahinden daha sert bakan gözler önünü bile göremiyordu.

  O dalıp gitmişti.

  Yatsıya kadar bu hal devam etti.

  Ben nefes bile almıyordum. Hep seyrettim.

  Sonra yatsı namazını kıldı bende kıldım. Üzerinde namaz kıldığımız kayalar dizlerimi acıtırken o sanki yumuşak pamuk özerinde namaz kılıyor gibi bir an olsun dizlerini değiştirmedi.

  Aman Allahım o nasıl bir kulluktu. O nasıl bir ubudiyetti. O nasıl bir zikirdi.

  Her Allahu ekber deyince özerinde namaz kıldığı kaya da sanki Allahu ekber diyordu.

  Gerçekten bu manzarayı görmek gerekliydi.

  Tam o anda bir kurt sürüsü geldi benim tüylerim diken diken olmuştu. O görmemişti. Yahut da bana öyle gelmişti. Çünkü daldığı ubudiyet deryasından her şeyle irtibatını kesmişti. O sanki bu dünyada değildi.

  Onun için göremezdi diyorum.

  Kurt sürüsü onu görür görmez munis birer kediye dönüşüp etrafında çömeldiler. Sanki bekçilik yapıyorlardı.

  O namazını bitirene kadar öylece kaldılar.

  Sonra hiçbir ses çıkartmadan karşı tepeye doğru sessizce kayboldular.

  Şahin bakışlı adam son duasını yaptıktan sonra ayağa kalkıp şehre doğru yürüdü.

  Vali konağına doğru gidiyordu.

*

—tık… Tık…

—Seyda uyandın mı?

Seslenen Van valisi Tahsin paşaydı.

—Buyurun paşam.

Vali içeri girdi. Bediüzzaman seccadenin üstünde bağdaş kurmuş oturuyordu. Bediüzzaman gece gelmiş, kendisine bu odada yatak sermiş istirahat etmesi için yalnız bırakmıştı. Fakat yatağı olduğu gibi duruyordu el atmadığı belliydi.

—Sen yatmadın mı Seyda?

—Uyuyamıyorum paşam. Uykularım kaçıyor. Bir an önce medresemi açmak istiyorum. Şarki Anadolu insanına medresemin şahadetnamesini vermek istiyorum. Zira İslamiyet’in bayrağını afak-i kemalatta bir an önce temevvüç ettirmek gerek. Yoksa gelebilecek herhangi bir tufan bu cemiyetin bünyesine ağır gelir. Zülümatlar görüyorum. Bu zülümatlara hazır olmak gerek. Feleğin inadına kaderi ezelinin kapısını çalmak istiyorum. Zira hikmeti ezeliye’nin sırrını ilan etmek boynumuzun borcudur.

—Haklısın Seyda! Zaten izin almışsın işte. Gerekli ödenek de hazineyi hümayunda çıkmış. Getirdiğin bu bin altınla temelini atarız geri kalanını da inşallah herhangi bir aksilik çıkmazsa gönderirler. Ben bizzat bu işle uğraşırım. İnşallah medreseni kuracaksın."

Devamla:

-"Lakin ya Seyda çok önemli sıkıntılarımız var. Acil çözülmesi gereken meseleler afakımızda arzı endam ediyor."

—Nedir bu çok önemli meseleler paşam?

—Rus keferesi Ermenileri kışkırtıyor. Ermeniler çeteler halinde köylerimize baskın yapıyorlar. Daha da önemlisi Ruslar bölgeye fitne sokuyorlar. Birçok dağ aşiretlerindeki aşiret ağalarını da isyana teşvik ediyorlar.

Bu fitnenin bitmesi lazım… Devleti âliye hem Ruslarla hem de burada çıkabilecek her hangi bir isyanla baş etmesi zor olacak.

—İşte paşam bende bunun için diyorum ya cehalete karşı cihat etmek lazımdır. Bunun içinde tek çare medresemin açılması ve yoğun bir şekilde talebe yetiştirmemiz elzemdir. Medrese yapılana kadar boş durmamak gerek. Bana büyük bir çadır lazım. Bir an önce talebe yetiştirmeye başlamalıyım. Binayı yapmak sizin işiniz. Ben kararımı verdim Çoranavis köyünde bir çadır açıp talebe toplayacağım.

-Neden Çoranavis ya Seyda?

-Erek dağı beni çekiyor. Sırtımı Ereğe vermek istiyorum. Hem yetiştireceğim talebelere kâinatı okutmam lazım. Ve kâinatın birçok sırrı dağlarda gizlidir. Medresemin temellerini de orada atmanı istiyorum."

-"Ayrıca bir kararım daha var. Yetiştireceğim talebelerime fen ilimleri ve din ilimleriyle birlikte askeri eğitim de vermek istiyorum. Öyle görüyorum ki artık sadece talebe değil aynı zamanda bu memleket için fedai lazım. Her bir talebem bir fedai olacak. Hâkimiyeti İslamiye âlemde bahusus Asya da hükümferma olana kadar hep birlikte uyumamak lazım. Üç yüz yetmiş milyon Müslüman’ı esaretten kurtarma çare-i yegânesi de bu mücadele olacak."

 

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Kudüs Gezisi Hiç büyümeseydim Olimpiyatları alsak ne yazar? Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Hangisi daha tehlikeli? Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Toplumsal refleksler Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Kaymakamlar Geçidi Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda 2 Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Asya'nın bahtına saplandım 2 Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Tahrik,yara ve kontr hareketler. Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...