Bazen Türkiye ile Çelikhan’ı insan kâinat ilişkisine benzetirim.
Yani Çelikhan’a sığana Türkiye, Türkiye’ye sığmayana Çelikhan derim…
Benzetmeyi garip karşılayabilirsiniz.
Zira her kes benim gibi bakmayabilir.
Oysa Çelikhan’ın siyasi duruşuna baktığınızda her zaman Türkiye’yi okuyabilirsiniz.
Hatta bütün Türkiye’de istatistik çalışmasını yapmanıza gerek yok sadece gelip Çelikhan ve köylerinde çalışma yapsanız Türkiye’nin kopyasını yakalayabilirsiniz.
* * *
Diğer taraftan Ahmet kaya’sı Türkiye’ye sığmadı.
Ülkenin her zaman yirmi yıl önündeydi.
Mesela 12 Eylülün en kasavetli zamanında her kesin sus pus olduğu, idam sehpalarının kol gezdiği o dehşet zaman diliminde ülkenin cesareti olmuştu.
“Baş kaldırıyorum” demişti de ülke ancak yirmi yıl sonra o cesareti alabildi.
Sonra, “Kürtçe klip yapacağım yüreği yetenler çıksın” demişti de o zaman biz dahil hiç kimse çıkmamıştık.
Ve ancak 15 sene sonra “he ,he tamam dur geliyorum” demeye başladık lakin badel harabul Basra…
* * *
Rahmetlik Abdulharap gölü Türkiye’ye sığmadı.
Türkiye sadece o gülün suyunu gördü diğer derinlikleri göremedi.
Dünyayı kucaklayan kuş cennetini, antik çağları aşan orijinal çim yapısının nasıl hazineler değerinde olduğunu Türkiye anlamadı.
Sadece suyuna göz dikip, altın yumurtlayacak tavuğu boğazladı.
Şimdi ise yüzen adacıları yadigâr olarak kalmış ve ne yazık ki Türkiye bunlarında derinliğini bilmiyor.
Hâlbuki insanlığa mal olacak bir hazinedir.
Maalesef Türkiye’ye sığmadığı için DSİ çeşitli vesilelerle şuradan buradan kırparak bitirmeye azmetmiştir.
Birkaç sene sonra tamamen yok olup gidecektir.
* * *
Şimdi siz söyleyin;
Koltuğunuza yaslanıp çayınızı yahut kahvenizi yudumlayarak hak için söyleyin.
Çelikhan Türkiye’ye sığıyor mu?
Eh tütünümüzü de konuşmuyorum.
Bütün Türkiye’de satıldığı gibi orta doğuya Avrupa’ya Afrika’ya kadar gittiğini hesaplamıyorum.
Bu tütünün alternatifi var mı?
Heyhat ki Türkiye buna da göz dikti bunu da yok etmenin derdindedir.
Evet, belki sağlık açısından iyi bir şey değil fakat madem insanlar içiyor ve bu mereti bırakmıyorlar biz tütünümüzü yok edersek yine içecekler, öyle ise neden bizim ki olmasın.
Nasıl olsa en iyi yaptığımız iş budur.
Diyorum ya Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor.
Türkiye ise Çelikhan’ın içindedir.
* * *
Peki, tiyatrosuna ne demeli.
Bir Çanakkale oyunu ile bütün sosyal medyanın altı üstüne gelmedi mi?
Açılım sürecinin en can alıcı noktasını yakalamamış mıydı?
Bu gün barış sürecinde de hala en aranacak şablon değil mi?
Ama kim görüyor ki…
Ahmet kaya’yı görmeyen, Abdulharap gölünü görmeyen, yüzen adacıkları görmeyen bunu nasıl görecek ki…
Evet, evet Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor.
* * *
Bu gün Ankara’da Çelikhan’ın tanıtım günleri yapılacakmış.
Kaymakamlık ve belediye birlikte yapıyorlarmış.
Şimdi sayın yetkililerimize sormak istiyorum:
Gerçekten Çelikhan’ı tanıtabilecek misiniz?
Çelikhan’ın derinliğini görebilerek, bu işi alnınızın akıyla yapabilecek misiniz?
Ankara’ya nasıl bir çıkartma yapacaksınız?
Benim naçizane görüşüm: bu iş için gerçekten ayırmış bir bütçeniz yoksa sadece valiliğin emrini yerine getirmek ve resmi görevinizi tamamlamak adına gidip gelin.
En azında heyecanlanmayız…
Şundan emin olun ki eliniz çok güçlü.