https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Kaymakamlar Geçidi

07-03-2011 12:28

Sayın Ercan Turan için yazılası 4 yazıdan birisi:

             Kaymakamlar Geçidi

 

Aslında kahramanlar geçidi diye bir başlık atmak gerekmektedir.

Çünkü kaymakamlar Anadolu’nun devlet-millet bütünleşmesinin temel harcını oluştururlar.

Çünkü kaymakamlar milli birliğin temel taşı olan gönül birliğinin gerçek “banisi” dirler.

Tek parti döneminin ceberut idaresi mantığıyla yetişmiş kaymakamlar hariç hiçbir kaymakamın “onlar ve ötekiler” sınıflamasında aristokrat bir kimlikle halka tepeden baktıklarına pek şahit olunmaz.

Tek parti diktatoryasının ülkemizi tesiri altına aldığı uzun yıllar boyunca kaymakamlık ve devlet temsilciliği (büyüklerimizin anlattığı şekliyle) her zaman aristokrat, her zaman ekşi ve sert bir yüz ifadesiyle bu millet yönetilmişti.

O kaymakamlara pek fazla yetişmedik fakat 12 Eylül döneminde bu makamı kaymakamlıktan öteye askerlik makamını andıran icraatlarıyla tanımıştım.

Öyle ki o dönemde yedek öğretmenlik yaptığım bir eğitim öğretim sezonunda o kadar çok kaymakam denetimlerine şahit olmuştum ki çok sevdiğim öğretmenlik mesleğinden tiksinir olmuştum.

Hayatımda meslek değişikliğine sebep oldukları için hep uzaktan uzağa kaymakamları takip eder dururdum.

Bu sebeple hep hayalimde devletin "şefkatli eli gülen yüzü olan kaymakamlar" canlanırdı.

Zira bu millet ceberut devlet anlayışında çok çekmişti.

Bu millet özelikle köylü milleti gerçekten şefkate muhtaçtı.

Zamanında çok hor ve hakir görülmüştü.

Güya köylü milletin efendisiydi fakat en çok da azar işiten onlardı.

Nitekim bu gerçeği Abdurrahim Karakoç "yutkundu eğdi başını" adlı şiiriyle bir utanç tablosu olarak başlarımızın üstünde çerçeveletmişti:

"Gitmişti makama arz-ı hal için

'Bey' dedi yutkundu eğdi başını

Bir azar yedi ki oldu o biçim.

'Şey' dedi yutkundu eğdi başını."

Böylece bu millet yutkundukça demokrasiye olan susuzluğu da artı, susuzluğu arttıkça sandık başlarında güçlü iktidarlar çıkarttı.

Ama gel gör ki yaklaşık 60 senedir devlet(daha doğrusu derin devlet) ile millet arasında garip ve çetin bir savaş da devam ededurdu.

Çünkü her güçlü iktidara bir ihtilal veya muhtıra yapıldı.

Her şeye rağmen zaman milletten yana iyiye doğru gidiyordu.

O yutkunan köylü hırslandı, bilendi ve en nihayet çobanlık yapan çocuğunu karşısına aldı.

-"Oğul ben okumadım fakat sen okuyacaksın.

 Okuyacaksın ki Kaymakam olasın

 Okuyacaksın ki Hâkim, Savcı olasın.

 Okuyacaksın ki bu eli nasırlı baban bir daha kendi devletlisinden azar işitmesin."

Böylece yemedi içmedi oğluna para yetiştirip okuttu.

Ve işte o oğullar okudular, belki biraz zor oldu ama büyük makamlara da geldiler.

Bu gün eğer AK Parti iktidarı bu kadar yıl, bu kadar ihtilal girişimlerine rağmen ayakta duruyorsa bence en büyük etken o çocukların belirli yerlere gelmesinden kaynaklanıyor.

O çocuklar artık babalarının azar işitmesini istemiyor.

Ve işte o çocuklardan bir kısmı da kaymakam olmuşlardı.

Ve ben 1994 ten bu yana Çelikhan’da gazetecilik yaptığım için gelen giden tüm kaymakamlarla diyalogum olmuş birçok konuda istişare etmiş, bazı önemli meselelerde birlikte hareket etmişizdir.

Zaman geçtikçe özlediğim kaymakam portresi şekilleniyordu.

Ve en nihayet özlediğim tüm kaymakamlık portresini Sayın Ercan Turan'da görmüştüm.

Tabi Ercan Turan’ı bu zaviyede gördüğüm için adım adım takip etmiştim.

Her hareketini incelemiş her kararını hayranlıkla gözlemlemiştim.

Onun en önemli dört tane özeliğini kendisi burada iken mercek altına almış not defterime kaydetmiştim.

Eğer o zaman bunları yazsaydım riyakârlık olarak yorumlanacağı için yazmamıştım.

En az bir sene sonra yazmayı düşünüyordum fakat çeşitli sebeplerden dolayı "Ah Ercan Turan Ah" demek zorunda kaldığım için şimdiden yazmaya başlıyorum.

Şu noktayı rahatlıkla söyleyebilirim ki: eğer Sayın Ercan Turan bu donanımıyla devam ederse inşallah bu devlete ve bu millete çok büyük hizmetler edecek ve çok önemli mevkilere de gelecektir.

Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim ki gelecekte kendisi mutlaka “tez” konusu da olacaktır.

Bu vesileyle kendisine başarılar dilerim.

Bana göre en önemli özeliği çevresiyle kurduğu diyalogdur.

Zaten eskiden beri kaymakamlar hakkında dikkatimi çeken bir konu vardı.

 

Zira tüm kaymakamlarda ortak bir anlayış görmüştüm.

Hepsi iki yıllığına geldikleri ilçelerde sanki ömür boyu kalacaklarmış gibi icraat yapar sanki kendi memleketleriymiş gibi bir heyecanla çalışırlardı.

Hatta bu konuyu bir söyleşimizde Sayın Ercan Turana sormuştum.

“Aldığımız eğitim bize bu bunu aşılıyor” demişti.

-“Bizim için memleketin her karesi doğup büyüdüğümüz yer gibidir”

“Birde kişisel karakter” demişti.

İşte Sayın Ercan Turan’da kişisel karakter çok daha farklıydı.

Büyük liderlerin hayatını okuyanlar bilirler ki hepsinin ortak özelliği tanıdıkları insanları hiçbir zaman unutmazlar. Hatta ismiyle cismiyle ve farklı huylarıyla bilirler.

İşte Ercan Turan'da da aynı özelik vardı.

En ücra köyün en sıradan insanıyla sohbet eder tanır ve bir daha unutmazdı.

Hele sorumlu olduğu toplumun nabzını tutması açısında son derece orijinal bir yöntemi vardı.

Her kesimden bire bir görüştüğü fikrini aldığı insanlar vardı.

Kendisince tespit ettiği Toplumun kanaat önderleriyle periyodik zamanlar içinde toplantılar yapar alınması gereken resmi gayri resmi önlemleri alırdı.

Birçok kimsenin farkında olmadığı birçok sorunları tespit edip çözüme yönelik kafa yorardı.

Mesela şahsen yıllardır bizzat Çelikhan’ın meseleleriyle hem hal olduğum halde farkında olmadığım birçok konuda beni de aydınlattığı olurdu.

  Gençlerle diyalogu had safhadaydı.

Hele gençlerle bir futbol oynayışı vardı ki değmeyin keyfine…

Eh futbol hakemliği ise bir başka güzeldi.

Oynadığı maçlarda kendisi hakemlik yapardı.

Kendi ceza sahasındaki bir faulü rakip ceza sahasında yapılmış gibi penaltıya karar verir ve kendisi atardı…

Not: Konu ile ilgili diğer yazılar süreç içerisinde yazılacaktır.

 

 

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Kudüs Gezisi Hiç büyümeseydim Olimpiyatları alsak ne yazar? Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Hangisi daha tehlikeli? Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Toplumsal refleksler Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda 2 Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Asya'nın bahtına saplandım 2 Şahin Bakışlı adam Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Tahrik,yara ve kontr hareketler. Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...