Rahmetlik Mehmet Topçuyu bilirsiniz.
Çelikhan’ın en büyük cemaat adamlarından birisidir.
Mahkemelerin asla çözemeyeceği birçok yerel davaları aklı ve yeteneği ile çözmüştür.
Eğer ki Çelikhan’ın geçmişinden bu günümüze her hangi bir kan davası yoksa insanlar arasında uçurumlar nevinde kin ve düşmanlıklar yoksa bu zatların emeği çok büyüktür.
Allah gani gani rahmet etsin.
Rahmetlik Topçu bir gün bir sohbet esnasında şöyle demişti.
-“Hepiniz biliyorsunuz ki benim ömrüm dava yapmakla geçti. Sadece Çelikhan ve bölgesi değil Adıyaman ve Malatya’nın da tüm bölgelerinde nerde bir dava olmuşsa beni çağırmışlardır. Sayısız davaya ve kavgaya tanık oldum. Şunu bilin ki bütün gördüğüm kavgaların hepsinin altında tek bir gerçek vardı. Yani her davanın altında mutlaka bir kadın bulunmaktadır.”
Rahmetlik topçunun bu tespiti bence o kadar önemli ki, devletimizin de asla göz ardı etmemesi gerekmektedir.
Yani gelecekte doğu ile ilgili bir plan yapılacaksa doğu insanının bu karakteri göz önüne alınarak yapılmalıdır.
Aslında bu durumu dinimiz asırlar öncesinde tespit etmiş ve ona göre Müslüman toplumunun dizaynını gerçekleştirmiştir.
Dikkat ederseniz Şafii mezhebinin etkin olduğu bölgeler hep doğu insanının yoğun olduğu bölgelerdir.
Demek ki İmamı Şafii hazretleri bu insanların bu karakterini çok iyi bildiği için mezhebi ona göre kurmuştur.
Dinin teferruat kısmını yöreye göre uygulamıştır.
Mesela kadın erkek ilişkileri bu yörelerde o kadar önemli ki dinen bir kadın eli bir erkeğe deydi mi abdesti bozuluyor.
Ta ki arkasında gelebilecek birçok yanlış anlaşılmaların ve yanlış dürtülerin önü kesilsin.
Dolayısıyla bu karakter insanımızın artık fıtri bir karakteri durumundadır.
Bu tespiti yaptıktan sonra isterseniz gelelim bir başka tespite daha:
80 li yıllarda ben Çelikhan lisesinde okurken tüm lise içinde(lise 1.2.3) tek bir kız öğrenci vardı.
Ve bu kız öğrenci de Çelikhan’da görev yapan bir memurun kızıydı.
Yani insanlarımız ilkokuldan sonra kızları okula göndermiyorlardı.
Bu durum ta 2000 li yıllara kadar sürdü.
Son yıllarda ise orta öğretimde kız öğrencilerimizde büyük bir patlama gözükmektedir.
Sınıfların büyük yüzdeliğini kız öğrenciler teşkil etmektedir.
Buna paralel olarak internet ve cep telefonların yaygınlaşması sonucu, insanlarımız dış baskıdan kurtularak iç âlemlerinde sınırsız bir hürriyetle de baş başa kalmış bulunmaktadırlar.
Nitekim son yıllarda hiç de alışık olmadığımız birçok uygunsuz halleri de yaşamış bir toplum olarak önü alınamayacak bir mecraya kaymış olduğumuzu nazara alırsak…
Ve yukarda ki tespitler ışığındaki bu toplumun karakteri de göz önüne alınırsa çok önemli bir kavşağa geldiğimizi söylemek zor olmasa gerek…
*
Yeni bir eğitim yılına başlamış bulunmaktayız.
Ve bu konu o kadar önemli ki; bütün geleceğimiz bu konuya bağlı.
Eğer Çelikhan hep tertemiz kalmak istiyorsa, eğer Çelikhan eskisi gibi anarşiye ve teröre pirim vermek istemiyorsa, eğer Çelikhan’da kan davalarını görmek istemiyorsak bu günden tez yok bu duruma bir çözüm bulmak zorundayız.
Çelikhan Çelikhan’a has bir modelle eğitim şartlarını değiştirmeli.
Tabii ki devletin hiç sevmediğim eğitim müfredatını değiştirecek gücümüz yok.
Lakin demokrasi rejimi çare rejimi olması hesabıyla var olan sistem içinde de bu konuya çare bulabiliriz.
Aslında bu yazıyı yazarken: şöyle bir cümle ile de giriş yapabilirdim.
“yetkililerimiz neden hala gaflet içindedirler. Bu gafletiniz bu topluma en büyük ihanettir! Geleceğimizi ateşe verdiğinizin farkında değil misiniz?”
Fakat böyle bir giriş yapmak istemedim.
Çünkü biliyorum ki yetkilerimiz de böyle bir çözümü arıyorlardır.
Bence sistem içinde ki en büyük çare Çelikhan’a mutlak surette kız meslek lisesi açılmalıdır.
Zaten var olan lise bu Çelikhan’ın yükü kaldıramıyor.
Yatılıda yıkılmış ve yerine mutlaka bir okul açılacaktır.
Dolayısıyla yeni bir yer hakkımızı böyle bir amaçla değerlendirirsek çok büyük bir hizmet etmiş olacağız.
İnanın ki böyle bir çözüm üretmez isek; çok kısa bir süre içinde Çelikhan kan gölüne dönebilir.
Ha eğer “teres” liği kabul görürsek o başka…