https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Olimpiyatları alsak ne yazar?

12-09-2013 14:25

Spor deyip geçmeyin hele futbolu ve olimpiyatları hiç geçmeyin.

Dünyayı avucunda tutan kapitalist sistemler kazancını nerde bulursa çadırını orada kurar.

Öyle bir organizasyon ki hemen hemen bütün dünya insanlarını ilgilendiriyorsa, büyük- küçük demeden, avam- has demeden idareci- sıradan vatandaş demeden herkesin ilgi odağı olan bir faaliyete bu sistem bigâne kalır mı?

İsterseniz şöyle bir açıdan bakalım:

Dünya küçülmüş.

Herkes her şeyi istediği an görüp değerlendirdiği gibi istediği ürünü dilediği şekilde alabiliyor.

Bugün büyük ülkelerdeki büyük firmalar ürettikleri malları sadece kendi ülkesi için pazarlamıyor, bütün dünya insanları için pazarlıyor.

Ve bu büyük firmalar bütün dünyayı kapsayan devasa ağlar kurmuş dünyanın en ücra köşesine bile malını satabiliyor.

İşte bu ağları besleyen en büyülü yol sportif faaliyetlerdir.

Düşünün yılda kaç çeşit organizasyonlar yapılıyor?

Kaç çeşit olimpiyat yapılıyor? Kaç çeşit yarış düzenleniyor?

Futbol ise bu organizasyonların en büyüğüdür.

Milyarlara varan takipçisi var.

Bu organizasyonları şöyle de tanımlayabiliriz:

Amerikalıların bulduğu “Mc Donalts” felsefesi, globalleşen dünyada, kapital devlerin yaşam iksiridir.

Belki de Amerika’daki Cumhuriyetçilerle Demokratların savaş arenasında bir nevi deneme yanılma yoluyla vardıkları bir sonuçtur.

Yani Cumhuriyetçilerin saldırgan, yırtıcı ve acımasız politikaları yerine Demokratların “mühim olan malımı satmak ve mallar sadece silahtan ibaret değil” düşüncesinin yerleşmesidir.

Öyle ise ılımlı ve barışçıl bir dünyada arz- talep dengesinin kendileri oluşturup daha çok mal satmak daha çok işe yarayacaktır.

90'lı yıllarda Clinton’la gelen yumuşak hava sonucu büyük firmaların ağzı tatlandıktan sonra,11 Eylül saldırısıyla hırslanıp dünyayı kan gölüne çeviren görünmez dünya liderleri aradaki farkı fark edince dünyaya kontrollü bir barış pompalayıp insanları tüketim çılgınlığıyla kendilerine bağlamaya başladılar.

Nitekim Amerika’nın son iki dönemdir güttüğü siyaset ortadadır.

Obama’nın sevecen tavrı ve Amerika’nın mümkün olduğu kadar savaşlara girmeme politikası bunu gösteriyor.

Dünyanın böyle Mc Donalts felsefesiyle yönetilmesi aynı zamanda yeni bir çağın başlangıcı manasını da taşıyor.

Bu düzende basit formül şudur:

Daha çok üretim daha çok tüketim…

Ayrıca buraya bir yorum daha da ekleyebiliriz;

Birinci körfez savaşında batı dünyası elindeki bütün birikmiş silahları tüketti, elde etmesi gereken gelirlerini aldıktan sonra bir sonraki silahların birikimine kadar, bu sefer elde biriken teknolojik ürünlerin satılması gerekiyordu.

Bunun için savaşlara ara verip o malları tüketme yoluna gidilmiştir.

Yani bir-iki dönem savaşsız bir dünya sonrada bir iki dönem silahlı bir dünya…

Dolayısıyla şu an artık sıra silah tüketimine gelmiştir.

Ortadoğu’da zaten hazır…

Birkaç yıl eldeki silahlar tüketilecektir.

***

İsterseniz bu manada kendimize bazı sorular soralım.

Son 20-30 yıldır dünyanın manzarası bu şekildedir.

Yani dünya bir büyük satranç masası devler masanın etrafında toplanmış istediği şekilde hamleler yapıp oynuyorlar.

Bu masada vezir de olsan şah da olsan fark etmiyor.

Bu oyunun figürü olduğumuz sürece hiçbir şey yapamazsınız.

Bu gün ülkemiz olimpiyat oyunlarına talip olmuş oyunlara ev sahipliği yapmaya hak kazandığını söylüyor.

Bence istediğimiz kadar hak kazandığımızı sanalım en azında şimdilik vermezler.

Nitekim vermediler.

Çünkü oynayanlar senin üzerinde faklı hamleler düşünüyorlar.

Zira senin alanın 'At’ın oynama alanıdır.

Oraya vezirini koymaz.

Belki de şu andaki en büyük yanlışımız da budur.

Yani masada vezir olmaya çalışıyoruz.

Son on yıldır batı ile olan ilişkilerimize ve çırpınmamıza bakınca (satranç masası perspektifinde bakarsak) şöyle diyesim geliyor:

Piyonduk, piyondan kurtulduk, sonra at olduk ondan da kurtulduk, derken kale yaptılar ondan da sıyrıldık, şimdi vezir olmak istiyoruz.

Bu gün vezirliği vermediler.

Öyle sanıyorum ki bu gidişle zorlasak illerde vezirlik de verebilirler.

Peki, gerçekten ne fark edecek?

Yani bize olimpiyat oyunlarını verseler, dünya kupası finallerini verseler ve buna benzer bütün büyük etkinlikleri verseler sonuçta onların istediği ve çaldığı müzik eşliğinde onların dansını oynamayacak mıyız?

Onların konforuna hizmet etmekten başka hiçbir şeye yaramaz.

Öyle ise mücadeleyi yanlış mecrada yapıyoruz.

Ya o masaya oyuncu olarak gitmeliyiz yahut alternatif bir masa açmalıyız…

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Kudüs Gezisi Hiç büyümeseydim Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Hangisi daha tehlikeli? Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Toplumsal refleksler Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Kaymakamlar Geçidi Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda 2 Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Asya'nın bahtına saplandım 2 Şahin Bakışlı adam Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Tahrik,yara ve kontr hareketler. Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...